Fazla Kahve, “Keyfi”nizi Kaçırmasın!

Geçmişi 6. yüzyıla kadar uzanan kahvenin “3. Dalga Kahve Akımı” ile son yıllarda Türkiye’de de popülaritesi arttı.

Fazla Kahve, “Keyfi”nizi Kaçırmasın!

Bu önemli içeceğin doğru tüketimi hakkında Diyetisyen Sibel Mumcu, önerilerde bulundu.

Kahve, beslenme alışkanlıklarımız içerisinde yer edinen, ruhen kendimizi iyi hissetmemize destek olan, sağlık üzerindeki faydaları çeşitli araştırmalar ile de kanıtlanmış bir içecek. Daha çok, gençler ve orta yaştaki bireyler tarafından tüketilen kahve, yaş gruplarına göre farklı şekillerde tercih edilebiliyor. Gençler aromalı kahveleri tercih ederken, orta yaşlı tüketiciler ise sade kahveyi tercih ediyor.

Diyetisyen Sibel Mumcu “Kahvenin, bağışıklık sistemini güçlendirici ve hastalıklara karşı koruyucu etkisi var. Ancak yüksek miktarda tüketilen kahvenin zararlı etkileri de olabiliyor” diye konuştu. Sibel Mumcu, kahve tüketimi hakkında önerilerini şu şekilde sıraladı;

Günde 2-3 fincan kahve

Kahve denince akla ilk gelen bileşen kafeindir. Kafein kahve dışında birçok yiyecek ve içecekte (çay, kolalı içecekler, çeşitli enerji içecekleri, kakao ve kakaolu besinler) de bulunur. Kafein diüretiktir, dikkati artıran ve yorgunluğu gideren, kas, sinirler ve mide salgısını uyaran ve metabolik hızı arttıran etkiler gösterir. Çalışmalarda orta düzeyde alınan kafeinin (200-300mg) iştah arttırıcı, uyuşukluk ve zihin yorgunluğunu giderici etkileri gösterilmiş. Önerilenden fazla alındığında ise uyarıcı etkisi arttığı için kalp çarpıntısına, kulakların uğuldamasına sebep olabilir. Günlük alınabilecek maksimum kafein için; kahve tüketiminizi günlük 2-3 fincanla sınırlı tutmanız sağlığınız için olumlu olacaktır.

Antioksidan kaynağı kahve

Kafein dışında içerdiği alkoloid (%1,6) ve fenolik bileşikler (%35), kahvenin antioksidan etkisini oluşturur. Düzenli kahve içen ve yeterli sebze meyve tüketmeyen bireyler üzerine yapılan bir çalışmada kahve, en önemli antioksidan sağlayıcı olarak gösterilmiştir.

Tip 2 Diyabet gelişimini önlüyor

Kahvenin şeker hastalığı ile ilişkisi de incelenmiş ve düzenli kahve tüketenlerde Tip2 diyabet görülme sıklığının azaldığı saptanmış. Bu etkiyi ise içeriğindeki kafein, klorojenik asit ve magnezyumun ile gösterdiği ortaya çıkmıştır.

Kahve konsantrasyon ve dikkat yeteneği ile mental fonksiyonları arttırıyor

Yapılan çalışmalarda kahvenin, daha hızlı düşünme, hatırlama yeteneği, konsantrasyon gibi zihinsel performans üzerine etkili olduğu görülmüş. Düzenli olarak tüketildiğinde bilişsel faaliyetlerdeki azalmayı geciktirdiği böylece Alzheimer hastalığı oluşma riskini %60 oranında azalttığı belirlenmiştir.

Kahve metabolizmayı hızlandırıyor

Yapılan çalışmalarda 200-300mg kafeinin (ortalama 3 fincan kahve) metabolik hızı %2-11 oranında artırdığı bulunmuş. Enerji harcamasını ve yağların yakılmasını hızlandıran etkiler gösteren kahve, bu etkileri ile kilo vermede yardımcı olabilir.

Kahve kilo aldırır mı?

Günümüzde içilen kahveler çok farklı içerik ve çeşitte hazırlandığı için kilo kontrolü yapanların, içtikleri kahvelerin içeriğine dikkat etmesi gerekir. Kahve çekirdeğinde enerji veren karbonhidrat türleri ve yağlar çok az miktardadır. Dolayısıyla sadece kahve çekirdeği kullanılarak yapılan kahveler, neredeyse enerji içermez. Burada dikkat edilmesi gereken, kahvenin içine eklenen diğer lezzet veren maddelerdir. Eğer bireyde kilo sorunu varsa, kahveye yüksek enerji içeren katkılar (aromalı şuruplar, şeker, krema vb.) ekletilmemelidir. Kahveyi sade içmekte zorlananlar ise içine yağı azaltılmış süt ekleyebilirler.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler