Arıca, kanserin sadece erişkinlerde değil, çocuklarda, hatta yeni doğan bebeklerde dahi görülebildiğini söyledi.
Doç. Dr. Arıca, "Çocuklarda, kazalardan sonra ikinci sıklıkta, özellikle lösemi başta olmak üzere, sinir sistemi (beyin) tümörleri, lenfomalar ve deri tümörleri gibi kanserler ölümlere neden oluyor. Her 1 milyon çocuktan 120-140'ı kanser oluyor. Türkiye'de her yıl 3 bin çocuk kanserli hastalara katılıyor. Erken teşhis, etkin ve doğru tedaviye çocuk kanserleri iyi yanıt veriyor, iyileşme oranı yüzde 70-80'lere çıkabiliyor." ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Arıca, kanser gelişmesinde genetik faktörlerin yanında, çevresel etkenlerin de önemli olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bu çevresel etkenlerden çocukları uzak tutmaya çalışmak, yetişkin yaşta çıkabilecek kanserlerden de koruyabiliyor. Çocuklar, embriyo, fetüs ve bebeklikten gençliğe kadar çok sayıda ve yüksek risk oluşturan çevresel zararlı etkenlere maruz kalır. Savunmasız olarak toksik çevresel etkenlere karşı korunmaya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle geleceğimiz olan çocuklarımızı kansere karşı korumak için kansere neden olan başlıca sebepleri ortadan kaldırmak hayati öneme sahiptir. Çocukları anne karnından itibaren kanserden korumak ise anne, babalara düşüyor."
- Çocuğu kanserden korumak için 15 altın kural
Vefik Arıca, çocukları kanserden korunmak için altın kurallar olduğunu dile getirerek, çocukların, kanser geliştiren genetik yatkınlığa ek olarak, katkı maddeli besinlere, eşyalarda bulunan kimyasallara ve çevresel faktörlere, henüz anne karnındayken maruz kaldığını söyledi.
Anne ve babanın çocuğunu bütün bu tehditlerden korumak, uzak tutmak için gayret etmesi gerektiğini aktaran Arıca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuğun bu tehditten, uygulandığında faydasını görecek 15 altın kuraldan bahsedecek olursak şunları sıralayabiliriz. Çocuğunuza ilk 6 ay sadece anne sütü verin. 2 yaşa kadar anne sütünü devam ettirin. Sigara içmeyin ve çocuğunuzu sigara içilen ortamlara sokmayın. Trafiğin yoğun olduğu yerlerde çocuğunuzu gezdirmeyin. Çok küçük yaştan itibaren, telefon, bilgisayar ve televizyonla, uzun süre başa baş bırakmayın. Giysi ve yataklarında, pamuk ve yün tercih edin. Plastik ve aşırı boyalı oyuncaklar almayın. Okul ürünlerini alırken, seçici ve dikkatli olun. Halı kullanacaksanız sentetik halılardan uzak durun. Zemininiz taş, mermer veya ahşap parke olsun. Aşırı miktarda, parfüm, deterjan ve benzeri kimyasallar kullanmayın. Yüksek ısıda, yağda kızarmış ya da yanmış besinleri yemeyin. Mümkün olduğunca mikrodalga fırın kullanmayın. Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş, koruyucu kimyasalların bulunduğu hazır besinleri özenle seçin, mümkün olduğu kadar az tüketin. Çocuklarınıza dengeli beslenme kültürü kazandırmaya çalışın. Beyaz un ve şekerin yoğun olduğu besinlerden uzak durmaya çalışın."
Doç. Dr. Arıca, özellikle meşrubat, meyve suyu yerine taze sebze ve meyve tüketiminin sağlanmasının önemli olduğunu belirterek, sözlerini "D vitamini, anti kanser özelliği bilinen bir vitamindir. Çocuklarınızı uygun ve yeterli miktarda güneşe çıkarın." önerisinde bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz