Cöngöloğlu, bir eğitim-öğretim döneminin daha sonuna gelindiğini anımsatarak, ailelere karne konusunda uyarılarda bulundu.
Anne ve babaların bakışının not odaklı olmaması gerektiğinin her yerde söylendiğini dile getirerek, "Ancak yaklaşımımız nasıl olmalı?" diye soran Prof. Dr. Cöngöloğlu, "Çocukların bir kısmı 'güzel karneler' getirecek. Ne yazık ki çoğu ailede sorumluluk sahibi, çalışkan olmanın, yeni bilgiler öğrenmenin değeri cep telefonu, tablet, bilgisayar ile yer değiştirecek. Oysa ki şartlı ve büyük ödüller motivasyonu olumsuz etkilemektedir. Doping gibi anlık olarak motivasyonu artırmakta ancak kalıcı bir etkiye sahip olmadığı için kısa süre sonra çocuğun çalışma isteği eskisinden bile daha aşağılara düşmektedir." ifadelerini kullandı.
Bu durumun, hedefin öğrenme olmaktan çıkıp, ödül olmasına yol açtığını vurgulayan Cöngöloğlu, şunları kaydetti:
"Halbuki bu güzel karneler daha çok güzel sözlerle ödüllendirilmeli, çalışkan olmanın ve yeni bilgiler öğrenmenin güzelliği ısrarla çocuklara vurgulanmalıdır. Çocukların diğer kısmı ise getirdiği 'kötü karne' ile tatiline mutsuz ve incinmiş olarak başlayacak. Elbette çocuklarımıza hem maddi hem de duygusal yatırımlar yapmaktayız ve onlar için en iyisini istemekteyiz. En iyi eğitimi almaları, en iyi okullarda okumaları en iyi mesleklere sahip olmaları en büyük dileğimiz. Bu nedenle başarıyı, akademik becerileri takip etmeliyiz. Ama sadece not odaklı olunduğunda çocuğun başarı olasılığı düşürülür. Sadece yüksek not aldığında sevgi ve ilgi gören, alamadığında eleştirilen çocuklar, değerlerini sadece karne başarılarına bağlayacakları için kendilerine güvenmez, en ufak başarısızlığa tahammül edemez, çabuk pes ederler. Çocuğumuza vereceğiniz mesaj 'elinden gelenin en iyisini yap' olmalıdır. Çünkü başarı birçok etmene bağlıdır. Bu etmenlerin bir kısmı çocukla, bir kısmı aileyle, bir kısmı da eğitim sistemiyle ilgilidir. Bütün bu etmenleri gözardı edip tüm sorumluluğu çocuğa yüklemek büyük haksızlık olacaktır."
- "Okul başarısı yaşam başarısını garantilemez"
Prof. Dr. Ayhan Cöngöloğlu, çocuğun başarına ait etmenler içinde motivasyon eksikliğinin önemle ele alınması gerektiğini aktararak, anne ve babaların hem ilgilenerek hem de dengeli bir ödül-ceza sistemi kurarak çocuklarının sorumluluk duygularını pekiştirmesi ve motivasyonlarını artırmasının önemine değindi.
Bunun eğitim yılı başında, hatta daha birinci sınıftan itibaren ele alınması gerektiğine dikkati çeken Cöngöloğlu, "Çocuğun başarısını etkileyen faktörlerin araştırıldığı bir çalışmada ebeveynlerin çocukla yakın ilgisinin okul seçiminden daha etkin olduğu bulunmuştur. 'Ben seni en iyi okullarda okuttum' ile başlayan cümlenin bizim sorumluluğumuzu bitirmeyeceğini bu çalışma yüzümüze çarpmaktadır." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Cöngöloğlu, sözlerini şu tavsiyelerle tamamladı:
"Biz ebeveynler olarak üzerimize düşen bu görevi yerine getirmezsek artık karne zamanı geldiğinde aldığı notlar üzerinden çocuğu eleştirmek, hele hele cezalandırmak hakkımız olmamalıdır. Ayrıca çocuğa ait diğer etmenler arasında dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğü gibi önemle ele alınması gereken sorunlar bulunmaktadır. Karne zamanı gelip de yumurta kapıya sıkışmadan, eğer akademik alanda sıkıntı varsa ve bu açılardan bir uzmana danışılmadıysa, yine karnedeki düşük notların sorumluluğunun kimde olduğu tartışılmalıdır. Sonuç olarak çocuğu iyi tanımalı ve gerçekçi beklentiler ortaya koymalıyız. Bir çocuğun her alanda başarılı olmasını beklemek onların omuzlarına taşıyabileceğinden fazla yük vermek demektir. Akıldan çıkarılmaması geren en önemli nokta okul başarısı, kişinin meslek, iş, aile ve yaşam başarısını garantilemez."
Kaynak: Diyarbakır Söz