Dermatoloji Uzmanı Dr. Belda Yurtseven Tüner , “Her yaşta güzel, pürüzsüz, parlak bir cilde sahip olmak tüm kadınların hayali. Cilt bakımında her gün birçok bilgi duyuyor ve öğreniyoruz. Ancak bilinçsizce uygulanan bu yöntemler yarar yerine zarara neden olabiliyor. Bu nedenle doğal ürünlerle yapılan yöntemler de olsa mutlaka hekime başvurmak gerekiyor. Deri yaşlanması içsel ve dışsal nedenlere bağlı olarak gelişiyor. İçsel süreci kişinin genetik yapısı belirliyor. Dışsal yaşlanma ise sigara, aşırı alkol kullanımı, yetersiz beslenme, güneş ışınları ve olumsuz çevre koşulları (düzensiz yaşam) sonucu gelişiyor” dedi.
ANTİOSSİDAN GIDALAR
Cilt bakımının yaşlanmayı geciktirmeye yönelik olması gerektiğini belirten Dr. Tüner, bu konuda şu bilgileri verdi: “Deride dışsal yaşlanmanın yüzde 80’i ultraviyole ışınlara bağlı olarak gelişiyor. Bu nedenle yaz ve kış devamlı olarak cildi ultraviyole ışınların oluşturduğu hasardan korumak için güneş koruyucu kremlerin kullanılması önem taşıyor. Cildin nem ihtiyacı her yaşta önemli. Bu nedenle her gün en az 2,5 3 LT su tüketimi sağlık bir cilt bakımında önemli rol üstleniyor. Ayrıca antioksidan gıdalardan zengin beslenme (özellikle ileri yaşlarda), düzenli spor yapma da cilt bakımında önemli bir yer tutuyor. Yaşla birlikte, cildin üst tabakalarının dökülmesi (hücre yenilenme zamanı ) azalıyor.
CİLDİN ÜST TABAKASI
Cildin üst tabakaları dökülemediğinden cilt donuklaşıyor ve kaba bir görünüm kazanıyor. Ciltteki bu donuk görünümü gidermek için her gün sabah akşam cilt tipine uygun bir temizleme ürünü ile cilt temizlenmeli. Yağlı ciltlerde jel formu, kuru ciltlerde krem formu ürünler tercih edilmeli. İleri yaşlarda, belirgin cilt hassasiyeti yoksa, genelde soyucu özelliği daha belirgin olan hidroksi asit (AHA) veya retinoid içeren ürünler tercih edilmeli. Sadece su ve sabun ile yapılan cilt temizliği cildi kurutur. Cilt temizliğinden sonra cilt tipine uygun bir nemlendiricinin sabah akşam uygulanması günlük cilt bakımında önemli. Esnek, iyi nemlendirilmiş bir cilt daha yumuşak ve parlaktır. Cilt bakımı için kullanılacak ürünleri seçmeden önce kişisel cilt özelliklerinin belirlenmesi önem taşıyor.”
HEKİME MUTLAKA GİDİN
Cilt bakımında en önemli hatayı cilt tipi ve özellikleri belirlenmeden ürün kullanılması oluşturduğunu ifade eden Dr. Tüner, “Kişinin cilt tipini bilmeden aldığı ürünler ciltte kuruluğa ve irritasyona neden olabilir. Ayrıca yüz ve vücut bakımında kullanılan parfüm içeren ürünler, banyo yağları, nemlendirici, şampuanlarda ve diğer kozmetik ürünlerde kullanılan doğal yağlar (jojoba yağı, çay çiçeği yağı ve lavanta yağı); bakım ürünlerinin içeriğinde bulunan nikel, kobalt, krom gibi metaller, koruyucu olarak kullanılan lanolin, PABA ve türevleri, propilen glikol gibi maddeler allerjik kontakt dermatite neden olabilir. Bu nedenle ürün kullanmadan önce cilt tipi tayini yapılarak hekim yönlendirmesine göre ürün kullanmak en doğrusudur” diye konuştu.
LEKE AÇICILARA DİKKAT
Hindistan cevizi yağı yağının yüzde siyah nokta gelişimine neden olduğunu kaydeden Dr. Tüner, “Cilde uygulanan bitkilere cildin ihtiyacı olmayabilir. Örneğin leke açıcı olarak cilde sirke, yoğurt ve bir takım asitlerin hekim kontrolü olmadan kullanılması ve cildin güneşten iyi bir şekilde korunmaması, tersine lekelenmelerin artmasına yol açabiliyor. Cilt bakımlarının deneyimsiz merkezlere yaptırılması da akne ve lekelenme gibi bir takım yan etkilere neden olabiliyor. Güzellik merkezlerinde hekim kontrolü altında olmadan yapılan cilt bakımlarında cilt yapısı ve özellikleri hekim kadar iyi bilinmediğinden bakım sonrası sivilcelenme, ciltte lekelenme, kullanılan ürünlere karşı kontakt reaksiyonlar gelişebiliyor. Cilt bakımına bilinçli bir şekilde, hekim önerileri doğrultusunda, cilt özelliklerine ve cildin ihtiyacına bakılarak ergenlik sonrası başlanması önem taşıyor” açıklamalarında bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz