DİYARBAKIR-Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER) uzmanları, Türkiye’de 40 yaş üzerindeki 100 insanın 4’ünde rastlanan el ve baş titremesinin “Esansiyel tremor” adlı bir hastalıktan kaynaklandığına dikkat çekti. Titreme (tremor) hastalığının insanlarda birçok durumda bulunabileceğine dikkat çeken PARMER uzmanları, bu olayın en sık olarak el titremesi şeklinde görülmekle birlikte, vücudun bir yarısında kol ve bacakta veya başta, bazı hallerde de tüm vücutta gözlenebileceğini söyledi.
Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER), Nöroloji Uzmanı Dr. Başak Bolluk Kılıç, “Bu tip titremelerin başında Parkinson hastalığı gelmektedir. İstirahat halinde ortaya çıkan titremeye, hareketlerde yavaşlık ve yürümede zorluk eşlik eder ve çoğunlukla ileri yaşlardaki hastalarda rastlanır. Bir de yemek yemek, su içmek gibi günlük rutin alışkanlıklar sırasında ortaya çıkan titremeler mevcuttur. Bu durum “Esansiyel tremor” diye adlandırılır. Bu tip titreme şikayetleri, daha genç yaşlardaki hastalarda görülmekle birlikte, hemen yarıya yakını ailesel özellik taşımakta olup kalıtsal yolla çocuklara da iletilebilmektedir. Esansiyel tremor dünyada en sık görülen hareket bozukluğudur ve Parkinson Hastalığı’ndan 10 kat daha fazla görülür. Ülkemizde 40 yaş üzerindeki 100 insanın 4’ünde rastlanan el ve baş titremesi, bu hastalıktan kaynaklanmaktadır.” dedi. Dr. Bolluk, hastalığın tanısı ve Parkinson hastalığından ayrımının dikkatli ve ayrıntılı bir muayene ile oldukça kolay olduğunu ifade etti.
BEYİN PİLİ TEDAVİSİ ESANSİYEL TREMOR HASTALARINDA OLDUKÇA ETKİLİ
Titreme ile ortaya çıkan bütün hareket bozukluklarının başlangıç tedavisinin ilaç tedavisi olduğuna dikkat çeken Medipol Üniversitesi Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER), Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ali Zırh ise “Baştan ilaç tedavisine yeterli cevap vermeyen ya da ilaç ile tedavi edilirken zaman içerisinde titremenin daha da arttığı veya tıbbi tedavi ile kontrol edilemediği hastalarda beyin pili tedavisi gündeme gelmektedir. Beyin pilleri, beynin içerisine yerleştirilen elektrotlar ile, bu elektrotları esas pil cihazına bağlayan uzatma kabloları ve pilin kendi gövdesinden oluşan elektronik düzeneklerden oluşmaktadır.
Elektrot kısmı beyin içerisine yerleştirilmekte ve uzantı yardımıyla cilt altından göğüs kafesinin üst kısmına yerleştirilen pile bağlanmaktadır. Bu ameliyatlarda beyin içerisinde hedeflen 2-3 mm çaplı bir alanın bulunarak Beyin pili elektrotlarının bu noktalara hatasız yerleştirilmesi gerekmektedir. Başarının sırrı ‘Mikroelektrot Kayıt ve Stimülasyon Tekniği’ dediğimiz yöntemden geçiyor. Bu teknik sayesinde, bu alandaki hücrelerin yerlerinin 80 mikrondan daha az bir hata payı ile bulunabilmesi mümkündür.” dedi.
Çatal-kaşık tutmakta güçlük çeken, çayını içemeyen, yardımsız yaşayamayan hastalar, beyin pili tedavisi sonrası normale yakın yaşamlarına dönebilmekte olup; yeniden bağımsız yaşama, sosyal hayatlarını geri kazanma ve eski işlerini yeniden yapabilme şansı bularak adeta hayata yeniden merhaba diyorlar.
Kaynak: Diyarbakır Söz