Bitkisel tedaviler kısırlığa çare değil

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Faruk Buyru, kısırlık tedavisinin sabır istediğini belirterek, "Sonuç alınamadığında bazı hastalar tedaviden vazgeçerek, başka yollara başvurabilmektedir. Bunlar çeşitli bitkisel ilaçlar, hacamat, muska gibi tıp ilminin dışındaki alternatif şeylerdir.

Bitkisel tedaviler kısırlığa çare değil

Yanlış uygulamalar tedavide gecikmeye yol açabilir ve gebelik şansının kaybolmasıyla sonuçlanabilir." dedi.

Buyru, bazı çiftlerin çeşitli nedenlerle kısırlık sorunu yaşadığını söyledi.

Tıbbın elverdiği ölçüde bazı çiftlerin bebek sahibi olduğunu, bazılarında ise çabaların yeterli olmadığını anlatan Buyru, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bitkisel tedaviler kısırlığa çare değil"

"Üstelik hiçbir sorunun bulunamadığı, açıklanamayan infertilite (kısırlık) hastaları da çiftlerin yüzde 15-20’sini oluşturmaktadır. Kısırlık tedavisi sabır ister. Sonuç alınamadığında bazı hastalar tedaviden vazgeçerek, başka yollara başvurabilmektedir. Bunlar çeşitli bitkisel ilaçlar, hacamat, muska gibi tıp ilminin dışındaki alternatif şeylerdir. Yanlış uygulamalar tedavide gecikmeye yol açabilir ve gebelik şansının kaybolmasıyla sonuçlanabilir. Kısırlık tedavisi ancak bu konuda uzman kişiler tarafından yapılmalıdır. Özellikle yumurtalık kapasitesi düşük olan kadınlarda uygulanan bitkisel yöntemler zararlı olabilir. Bu süre zarfında hasta mevcut gebelik şansını da kaybedip bir daha gebe kalamama riskiyle karşı karşıya kalabilir. Ayrıca bazı bitkiler adet düzensizliklerine, yumurtlama problemlerine, hatta gebelerde düşük riskinin artmasına neden olabilir."

Bitkisel ilaçlar, hacamat, muska gibi 

Buyru, hormonlar arasındaki dengenin çok hassas olduğuna işaret ederek, "Düşük dozda olumlu etki yapan bir bitki, bir hormonun kan düzeyini kritik eşiğin üzerine çıkararak olumsuz etki yapabilir. Bunu ayarlamak mümkün değildir. İlaçların dozu hastanın durumuna, kilosuna göre ayarlanabilirken, bitkiler için bu söz konusu değildir. Bu amaçla en çok kullanılan bitkiler soğan suyu, kuru incir, çörek otu, bal, keçi boynuzu, civan perçemi, ısırgan otudur. Bu bitkilerin kullanımının kadında ve erkekte kısırlığa çözüm olacağı iddia edilse de hiçbirinin yararı yoktur. Hem zaman kaybına, hem de mevcut hormonlarda dengesizliğe yol açarak zararlı olabilirler. Hatta adaçayı, rezene gibi bitkisel çaylar da aşırı tüketildiği takdirde düşük riskini artırabilir. Ancak 'birkaç fincan adaçayı içtim diye düşük riskim artar' şeklinde panik yapmaya da gerek yoktur. Yine maydanoz tüketiminin düşük riskini artırdığı şeklinde bir yanlış inanış vardır. Gebelikte maydanoz yemenin bir zararı yoktur. Düşük yapmak için bir kamyon maydanoz yemek gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin kısırlıkla ilgi çalışmalara öncülük yaptığını ve bu alanda pek çok çalışma bulunduğunu dile getiren Buyru, gerek ilaç tedavisi gerekse tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerinde gebelik şansında artış sağlayacak her şeyden yararlanıldığını anlattı.

Buyru, yapılan çok sayıda araştırmaya rağmen gebelik şansını artıracak çok fazla seçenek bulunmadığını aktararak, dünyada bu konuda yapılan çalışmaların Türkiye'de de yakından izlendiğini, hatta ülkedeki bazı merkezlerin çeşitli çalışmalara öncülük yaptığını kaydetti.

- "En büyük yanlış tedaviden çabucak vazgeçmek"

Prof. Dr. Buyru, ilaç tedavisi dışında yapılması gerekenler olduğunu ancak bunun belirli bir program ve takip altında yapılması gerektiğini vurgulayarak, örneğin sigara kullanımının azaltılmasının, daha az kahve tüketilmesinin, egzersiz yapılmasının, kilo problemi olan hastaların kilo vermesinin gebelik şansını artırabileceğini söyledi.

Yararı kanıtlanmamış olsa da Koenzim Q10, çinko, selenyum, ginseng gibi destek ürünlerinin erkek ve kadında kullanılabildiğini belirten Buyru, "Bunların kullanımının yararı tartışılsa da zararı yoktur. Bunlar destek amacıyla kullanılabilir, esas tedaviye yardımcı olabilir. Diğer tedavileri bırakıp sadece bu ürünlerden medet ummak da doğru değildir." dedi.

Prof. Dr. Buyru, en büyük hatanın, tedavinin etkilerini görmeden uygulamadan vazgeçmek olduğunu belirterek, "Tedavide ısrar etmek gerekir. Sizi en iyi bilen tedaviyi yapan doktorunuzdur. Araştırarak doktorunuzu iyi seçin ve ona güvenin. İnternetten okuduğunuz genel bilgilerle kafanızı karıştırmayın. Israrcı olduğunuz takdirde eninde sonunda olumlu sonuç alırsınız. Tabii her türlü tedavi için de uygun yumurtaya ve gebeliğin yerleşeceği iyi bir rahim iç tabakasına sahip olmanız gerekir. Yumurta sayısı ve kalitesi yeterli olmayan, rahim iç tabakası daha önce geçirilmiş hastalıklar ve ameliyatlar nedeniyle hasar görmüş kişilerde yapılabilecekler ne yazık ki sınırlıdır." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler