Alzheimer veya Parkinson gibi hastalıklara neden olan, sağlığa zararlı atıklar, "kanalizasyon boruları" tıkalı olmadığı sürece, beyin tarafından atılıyor.
Beyin, özel hücrelerden oluşan kanalizasyon ağıyla beyin sıvısı ve atıkları, basınç yardımıyla temizliyor. Sistem, vücuttaki lenf yollarınınkine benzer bir görev üstleniyor.
İNSAN BEYNİNDEKİ KANALİZASYON
Science Translational Medicine'deki makaleye göre, bugüne dek, atıkların dokudan kan damarlarına difüzyonunun çok yavaş ve pasif olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan keşif, beynin buna ek olarak, çok daha hızlı çalışan başka bir arıtma sisteminin bulunduğunu gösterdi.
Araştırmayı yürüten, Rochester Üniversitesi bilim insanlarından Maiken Nedergaard, her organ için atık temizlemenin çok önemli olduğunu belirterek, beyin içinse bunun daha da büyük rol oynadığını kaydetti.
Alzheimer veya Parkinson gibi tüm dejeneratif hastalıklarda beyinde atıkların biriktiğini hatırlatan Nedergaard, bunların da zaman içerisinde beyin hücrelerine zarar verdiğini, hatta bunları öldürdüğünü ifade etti.
Bugüne dek, beyinde bu atıkların temizlenmesi için sadece bir yol bulunduğunun düşünüldüğünü anlatan Nedergaard, bu sistemde de beyin sıvısının çok yavaş şekilde, içindeki atık maddelerle birlikte damar duvarından sızarak kana ulaştığını belirtti.
Nedergaard, "Ancak şimdi görüyoruz ki beyin sandığımızdan çok daha organize, hızlı ve etkin şekilde kendisini arıtıyor" dedi.
GLENFATİK SİSTEM SAYESİNDE
Beyindeki kanalizasyon sistemi eritrositlerden oluşuyor. Eritrositler beyindeki kan damarlarının etrafını sarıyor ve böylece hücre ile beyindeki sıvı kaynakları arasında köprü oluşturuyor. Bu hücreler de kendi pompalama sistemlerini kurarak, beyin dokusundaki sıvıyı emiyor, özel kanalcıklar üzerinden basınçla damarın içine püskürtüyor.
Vücuttaki lenfatik drenaj sistemine benzediği için bilim adamları beyinde yeni keşfettikleri bu kanalizasyona, eritrositlerin de dahil olduğu hücre tipi olan glial hücrelerden esinlenerek, "glenfatik sistem" ismini verdi.
Keşfettiklerinin hidrolik bir sistem olduğunu vurgulayan Nedergaard, "Kapağı açtığınızda sistem duruyor, çalışmıyor. Bu yüzden yıllardır devam eden beyin araştırmalarında bu sistemi göremedik" diye konuştu.
Nedergaard, eritrositlerin basınçla işleyen pompalarının sadece yaşayan, çalışan, tam bir beyinde devrede olabildiğini söyledi.
Bilim adamları beyindeki bu kanalizasyon sistemini özel mikroskobik bir yöntem kullanarak keşfetti. İki foton mikroskop sayesinde opak maddeyle işaretlenen beyin sıvısının akışı takip edilebildi.
İNSANDA DA OLABİLİR
Bilim adamları, bu drenaj sisteminin varlığını şu ana kadar sadece farelerde ispatlasalar da aynı kanalizasyon ağının insan ve memeli hayvanlarda da bulunduğunu düşünüyor.
Bilim adamlarına göre, insan beyni daha büyük olduğu için bu aktif arıtma sistemi insanlar için, kemirgenler için olduğundan çok daha önemli olabilir.
KANALLARIN AÇIK OLMASI
Bilim adamları, arıtma sistemini keşfettikten sonra farelerin beynine, Alzheimer'a neden olan hasarlı beta amiloid proteinleri enjekte etti.
Sağlıklı farelerde, beta amiloidlerin bir saat içerisinde büyük ölçüde beyinden temizlendiği görülürken, genetik bir hasar nedeniyle eritrosit kanalları kapalı olan farelerde aynı süre içerisinde beta amiloid oranının ikiye katlandığı tespit edildi.
Bu drenaj sisteminin Alzheimer ve benzer hastalıklar için büyük önem taşıdığına inanan bilim adamları, Alzheimer hastalarında bu sistemin çalışmasını hızlandırarak, hastalığı ağırlaştıran beta amiloidlerin beyinde daha fazla birikmesinin engellenebileceğini tahmin ediyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz