Yaşam kalitesini olumsuz olarak etkileyen bel ve omurga rahatsızlığı tedavisinde ‘kayropraksi’ yöntemiyle sonuca ulaşılabildiğini belirten Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, “Bu yöntemde ameliyatsız bir şekilde el ile müdahale edilen omurganın sağlıklı pozisyonuna geri getirilmesi hedefleniyor ve sıkışmış sinirlerin üzerindeki baskının ortadan kalkması amaçlanıyor” açıklamasında bulundu.
Çalışma hayatındaki aktif yetişkinler bu uygulamadan yararlanabiliyor
Kayropraksinin kırık, omurilik tümörü ve enfeksiyonu dışındaki omurga hastalıklarının tedavisinde uygulanabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Semih Akı, “Türkiye’de ‘yeni’ sayılabilecek bir yöntem olan kayropraksi, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere 100’den fazla ülkede yasal olarak tanınıyor. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir araştırmaya göre kayropraksi uzmanları omurga rahatsızlıklarının yüzde 90’ını tedavi edebiliyor. Kayropraksi hastalarının yaklaşık yüzde 30’u da 11 seans gibi bir sürede sağlığına kavuşabiliyor” dedi. Kayropraktik uygulamasından yoğun olarak 18-65 yaş arasında, özellikle çalışma hayatındaki aktif yetişkinlerin yararlandığını belirten Prof. Dr. Semih Akı, çok daha dikkatli olmak kaydıyla bu tedavinin çocuk ve yaşlılarda da kullanılabildiğini söyledi.
Yanlış hareketler düzeltilmeli
Ev ve işyerinde yapılan yanlış hareketlerin düzeltilmesi gerektiğini vurgulayan belirten Prof. Dr. Semih Akı, “Bel bölgesine yönelik yapılan en yanlış hareket, öne doğru eğilmektir. Tedaviden sonra belin daima düz tutulması, iyileşmenin hızlanması açısından da önem taşır. Bilgisayar başında çalışan kişilerin de boyun ağrısına maruz kalmaması için ekranın mümkünse göz hizasından yukarı kaldırılarak mümkün olduğunca düz oturulması gerekiyor” dedi.
Hastanın dikkat etmesi gereken noktalar
Uygulamanın sonrasında bel ve boyun ağrılarında hekim tarafından gösterilen egzersizlerin düzenli olarak uygulanmasının oldukça yararlı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Semih Akı, “Bunun yanında hastanın haftada en az üç defa 20 dakikalık yürüyüş, koşu veya yüzme egzersizlerinden birini yapması gerekiyor. Bu sayede tedavi olmuş, çözülmüş eklemlerin normal bir şekilde çalışması sağlanabiliyor” açıklamasında bulundu. Vücudun sağlıklı çalışabilmesi için beslenmeye de özen göstermenin önemli olduğunu belirten Prof. Akı, “Yerinden kayan omurun etrafındaki sinirde baskı oluşur. Kahve ve şeker bu baskıyı artıracağı için kahve ve şekerli içeceklerden uzak durulmalıdır. Taze sebze ve meyve tercih edilmeli. Ayrıca kaslar için proteinler de çok önemli” diyerek tedaviden sonra omurgadan kasa salınan laktik asidin atılması için günde en az 2-2.5 litre su içmenin yararlı olduğunu söyledi.
Kayropraksinin bilimsel karşılığı var
Kayropraksinin Türkiye’de ‘tamamlayıcı ve alternatif tıp’ kategorisinde tanımlandığını ifade eden Akı, sözlerini şöyle noktaladı: “Son yıllarda gerçekleştirilen ciddi bilimsel çalışmalarda, kayropraktik tedavi etkinliğini gösteriyor. Bu çalışmalar, uygulamanın bilimsel olarak kabul edilmesi yönündeki yaklaşımları güçlendiriyor.”
Kaynak: Diyarbakır Söz