Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Resul Arısoy, fetal gelişim kısıtlılığı ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Gözden kaçırılması ciddi sorunlara neden olabilir
Fetal gelişim kısıtlılığı yani gelişim geriliğine gebelik takiplerinde sık rastlanmaktadır. Gebelik takiplerinde ihmal edilmemesi gereken ultrasonografi değerlendirmelerinde bebeğin büyüme eğrisinin normal ilerleyip ilerlemediği belirlenebilmektedir. Cenin ağırlığının 10 persentilden daha düşük olması fetal gelişim kısıtlığı olarak tanımlanırken, 3 persentilden düşük olması ise ağır fetal gelişim kısıtlığı olarak ifade edilir. Fetal gelişim kısıtlığı;
• Erken doğum
• Bebeğin suyunda azalma yani oligohidroamniyos
• Bebekte akciğer ve nörolojik hastalıklar
• Bebeğin beyninde kanama(intra ventriküler kanama)
• Bebekte bağırsak rahatsızlıkları (nekrozitan enterokolit)
• Sepsis
• Hipoglisemi yani kanda olması gerekenden az şeker bulunması
• Bebeğin anne karnında kaybı gibi çok ciddi sorunlara neden olabilmektedir.
Fetal gelişim kısıtlığı ile dünyaya gelen çocuklarda ilerleyen dönemlerde; nörolojik gelişim geriliği, serebral palsi, konuşma ve okuma bozuklukları, düşük öğrenme kapasitesi, hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıklar gelişebilmektedir.
Sigaradan uzak durun
Fetal gelişim kısıtlığının en önemli nedenleri arasında utero-plasental dolaşım yetersizliği bulunmaktadır. Gelişim kısıtlılığı olan bebek sahibi olma öyküsü de önemli risk faktörleri arasındadır. Bununla birlikte; genetik bozukluklar, doğumsal anomaliler, enfeksiyon, hipertansiyon, diyabet, kronik böbrek ile kalp hastalıkları da fetal gelişim kısıtlığına yol açabilmektedir. Fetal gelişim kısıtlığına neden olan sigara ve alkol tüketimi ise önlenebilir risk faktörlerinin başında gelmektedir.
Önleminizi doktorunuzla birlikte alın
Gelişim kısıtlığı düşünülen hastalar perinatoloji uzmanı ile birlikte değerlendirilmeli ve risk faktörleri belirlenmelidir. Doğru gebelik yaşı ve fetal biyometri ile tanı kesinleştirildikten sonra gebelik boyunca takip planlanmalıdır.
• Sigara, alkol, ilaç kullanımı, mevcut kronik hastalıkların kontrol altına alınması gibi düzeltilebilen risk faktörlerini değiştirmek önemlidir.
• 11-14 gebelik haftaları arasında Uterin arter Doppleri kontrolleri ihmal edilmemelidir.
• Risk saptanan gebeliklerde plasenta oluşmadan yani 16. haftadan önce 75-150 mg. Aspirin kullanımı hastalığın gelişme ihtimalini veya şiddetini azaltabilmektedir. Bu faydayı tüm gebelerde görmek mümkün değildir ancak olguların %10-50’ sinde fayda sağlamaktadır.
Anne karnındaki bebeğe yönelik sınırlı ve girişimlerin faydası görülmemektedir. Tedavide gebelik haftası, cenin büyüme eğrisi, ceninin biyofizik profili ve doppler önemli belirleyici unsurlardır. Takiplerin içeriği ve sıklığı anne karnındaki bebeğin durumuna göre özelleştirilmelidir. Aile, acil durumlar konusunda bilgilendirildikten sonra bebek ve annenin şartlarına göre doğum için doğru zamana karar verilmelidir.
Kaynak: Diyarbakır Söz