Bir ziyaret kapsamında Mardin’e gelen Sağlık Bakanı Koca, Kasımiye Medresesi’nde gençlerle bir araya geldi. Koca, burada yaptığı konuşmasında, Mardin’de tıp eğitimi alanın aynı zamanda tarih eğitimi aldığını söyledi. Burada mühendislik, iktisat ve edebiyat okuyanın tarih de okuduğunu belirten Bakan Koca, İslami İlimler Fakültesi’ni Mardin’de okuyan bir genç için Mardin’in adeta dinler tarihi kitabı olduğunu, turizm okuyan genç için şehir, fakültenin mimarlık öğrencisinin ise bin yılların ustalardan ders aldığını kaydetti.
“Mardin’e bir açık hava müzesi denebilir ama kanaatimce bu hakikati tam olarak yansıtmaz” diyen Bakan Koca, “Mardin, tarihin kendini tarih olmaktan çıkarıp, yaşayan zamanda ebedileştirdiği şehirdir. Burada yerleşik hayatın 6500 yıllık bir geçmişi var. Şimdiki zaman; Sümerler, Akadlar, Babiller; Asur ve Pers, Roma ve Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı’dan bir zarla ayrılıyor. Bu zarı kaldırmak gözün dikkatine, kulağın refleksine bağlıdır. Bir ormana uzaktan bakan kişi için görülen, teke indirgenmiş şeydir. Ormanı tanımak ağaçları seçmekle mümkün.” diye konuştu.
Şehrin genel intibakının fikir vereceği bir şehir değil, her ayrıntısı ile eğitici bir dikkat talep ettiğini aktaran Bakan Koca, “Hangi dalda eğitim görürseniz görün, kendisi bir fakülte olan Mardin’den çok kültürlülük diplomanızı da alın. Mardin’e ’yedi dilin, yedi dinin başkenti’ denmektedir. Yedi dil, yedi din; insanlık ağacının Mardin üzerindeki dallarıdır. Dini inanış açısından Müslüman, Süryani, Keldani, Ezidi, Yahudi veya etnik köken olarak Kürt, Arap, Çeçen, Ermeni olmak, bir kimseyi diğerine göre öteki yapmaz Mardin’de. Mardin insandaki inanma arzusunun vücut bulmuş şeklidir” şeklinde konuştu.
Bakan Koca, sözlerine şöyle devam etti:
“Gelecek kaygısı veya gelecek endişesi. Kaygı ve endişe, iki kelime de kullanılıyor. İki kelime arasındaki farkı tıp eğitimim sırasındaki bir bilgimle belirtmem gerekiyor. Endişe genellikle, nedeni belli bir durumdan duyulan huzursuzluktur. Kaygı ise nedeni bilinmeyen bir durum karşısında duyulan huzursuzluk ve güvensizlik olarak tanımlanır. Hatırlayabildiğim kadarı ile psikiyatrinin yaptığı ayrım bu şekilde. Bu ifadelerden biri ne kadar kullanılıyorsa diğeri de o kadar kullanılıyor ve kaygıda duygunun mantıksal dayanağı bulunmuyor. Bu durumda meselenin ciddiyeti yüzde 50 azalmış demektir. Genç insan içinde yaşadığı zamandan memnuniyetsizliğini çeşitli şekillerde ifade ederken ve hatta bunu kendini toplumun vicdanı yerine koyarak yaparken kendisi için bir gelecek endişesi de taşır. Dünyayı olduğu gibi bırakmayan, değiştiren bu gençlik çabalarıdır. Bilimde, sanatta her nesil kendi devrimini getirir.”
Geleceğin insana sunacaklarını hiç kimsenin bilemeyeceğini dile getiren Bakan Koca, “Ancak bugünden bize görünenlere göre tasarılarda bulunabiliriz. Eylem içinde olabiliriz. Gelecek endişesi belli düzeyde makuldür, fakat bu endişe insanı edilgenleştirmemeli. Sizler, gençliklerini, Türkiye tarihinin dönüm noktasında yaşayan insanlar olduğunuzu asla unutmayın. Sizler, Türkiye Yüzyılının ilk genç kuşağısınız. Bu yüzyılında ülkenizin sizlere verecek çok şey şeyi var. Sizden bekledikleri de aynı derece büyük. Ve bunların hepsi işinizi en iyi şekilde yapıyor olmanızdan, eğitimlerinizi en iyi şekilde tamamlamanızdan geçiyor.” dedi.
Kaynak: İHA