Gebeliğin uzun süreli bir yolculuk olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Hakan Çoksüer, gebeliğin ilk 3 ayında beslenmenin çok önemli olduğunu söyledi. Nelerden beslenilmesi ve nelerden kaçınılması gerektiğin iyi bilmek gerektiğinin altını çizen Çoksüer, ilk 3 ay, gelişimin en fazla olduğu dönemde bebeğin organ gelişimi bu dönemde gelişmekte olduğunu dile getirdi.
“Bu dönemde yaptığımız en ufak bir yanlış, bebeğin engelli doğmasına neden olabilmektedir”
diyen Çoksüer,
“Gebeliğin ilk 3 ayında doktor kontrolü dışında kesinlikle ilaç kullanımı olmaması gerekiyor. Özelikle antibiyotik kullanımından uzak durmak lazım. Ya da nezle, grip gibi çok sık görülen hastalılar nedeniyle çok sık ilaç kullanmaktan kesinlikle bunlardan uzak durmak lazım. Kadınlarımız mümkün olduğu kadar saç boyalar ve makyaj malzemelerinden gebeliğin ilk 3 ayında bunlardan uzak durması gerekiyor. Çünkü bunlardaki bazı kimyevi maddeler bebeğin etkilenmesine neden olabilmektedir.”
Gerek sebzelerde, gerek meyvelerde çok aşırı olarak tarım ilacı kullanabilmekte olduğuna dikkat çeken Prof. Çoksüer,
“Tarım ilacı kullanıldığı için bu dönemde çocuklar üzerinde olumsuz etki göstermekte. Meyve ve sebzeleri çok iyi bir şekilde yıkamak gerekiyor. Nasıl yıkamaları gerekiyor? Bir litre suya bir kaşık karbonat koymaları lazım. Sonra meyve sebzeler iyi bir şekilde yıkamak gerekiyor. Ya da bir litre suyun içerisine bir kaşık elma sirkesi koyup o şekilde de temizlenebilmekte. Bu dönemde vücudun tarım ilacını almasını engellemek. Bu, önemli bir detay, vurgulamak isterim”
dedi.
Bebeğimizi korumak istiyorsak bu gıdalardan mümkün olduğu kadar uzak durmamız gerek
Gebeliğin ilk 3 aylık sürecinde yeşil sebzeleri çok önerdiklerini ifade eden Dr. Çoksüer,
“Diğer bir nokta hazır gıdalar. Artık evde yemek pişirme işlemleri biraz azaldığı için fastfood türevi, hamburger, pizza ya da konserve türü gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Bebeğimizi korumak istiyorsak bu gıdalardan mümkün olduğu kadar uzak durmamız gerek. Sigaranın içerisinde çok toksik maddeler var. Gebelik esnasında toksik maddelere maruz kalmaması gerekiyor. Bunun içerisinde en az 250’ye yakın toksik maddeler var. Bu toksik maddelerin içerisinde fare zehrinden tutun, tuvalet temizliğinde kullanılan deterjanlara kadar kimyevi bileşenleri söz konusu”
diye konuştu.
Özelikle Doğu ve Güneydoğu bölgesinde pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketilmekte olduğunu dikkat çeken Prof. Dr. Çoksüer,
“Bunlardan mutlaka ve mutlaka uzak durulması gerekiyor. Yine aynı şekilde sakatat türü çok fazla tüketmemelerini öneriyoruz. Midye, karides gibi gıdalardan da uzak durması gerekiyor. Annelerin, anne adaylarının gazlı içeceklerden uzak durması gerekiyor. Çünkü gazlı içeceklerin içerisindeki glikoz yükü yüksek olduğu için gebeliğe aşırı derece de zarar verebilmektedir. Mümkün olduğu kadar uzak durulması lazım”
şeklinde konuştu.
iha
Kaynak: Diyarbakır Söz