Vakıflarının 1992 yılında Prof. Dr. Muzaffer Gürakar tarafından kurulduğunu ve 31 yıldır hizmet verdiğini belirten Çakaloğlu, kronik viral hepatitler konusunda insanları bilgilendirmenin yanı sıra gerekli önlemlerin alınması, aşı programlarının eksiksiz uygulanması ve tedavi görmesi gereken hastaların tedavi olmalarını sağlayabilmek için farkındalık çalışmaları ve etkinlikler yaptıklarını anlattı.
Amaçlarının insanları hepatitle ilgili uyarmak ve herkesin tedbir almasını sağlamak olduğunu ifade eden Çakaloğlu, pandemiden dolayı sahadaki aktivitelerde azalma olduğunu ama "online" ve canlı yayınlarla halkı bilgilendirmeye devam ettiklerini vurguladı.
Türkiye'de ve dünyada hepatit hastalarıyla ilgili son istatistik verilere dikkati çeken Çakaloğlu, hepatitin dünyada çok önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Çakaloğlu, şu bilgileri verdi:
"Dünyada 300 milyona yakın hepatit B'li insan var. Yaklaşık 50- 60 milyon arası hepatit C'li. Hepatit B'si olup da beraberinde delta enfeksiyonu olan da 15-20 milyon kişi var. Türkiye'de ise son yıllarda azalmış olmakla beraber hala hepatit B'li yaklaşık 2-3 milyon kişinin olduğunu, hepatit C'li de yaklaşık 300-400 bin arasında insanımızın olduğunu düşünüyoruz. Onun için sorun hala ciddiyetini devam ettiriyor. Dünyada 1,1 milyon, Türkiye'de yaklaşık 15-20 bin kişi her yıl hepatit B ve hepatit C’ye bağlı karaciğer sirozu ve karaciğer kanserinden ölüyor."
"BİRİNCİ ÖNCELİK YENİ DOĞAN HER BEBEĞE HEPATİT B AŞISININ YAPILMASI"
Çakaloğlu, Dünya Hepatit Günü'nün amacının hem farkındalık yaratmak hem de hepatit B ve C hastalarına teşhis koyup bunları tedavi etmek olduğunu vurguladı.
Bu konuda çok etkili ilaçların olduğunu dile getiren Çakaloğlu, "Dünyada bu viral hepatit sorununu aşmak için yapılması gereken en önemli işlemlerden birisi hepatit B aşılaması. Bizim en büyük sorunumuz hepatit B, ikinci sırada hepatit C. Hepatit B konusundaki en önemli tedbir hepatit B aşısının evrensel ve topyekun olarak bütün toplumda uygulanmasıdır. Birinci öncelik yeni doğan her bebeğe hepatit B aşısının yapılmasıdır." diye konuştu.
Çakaloğlu, her gebede hepatit testlerinin yapılmasının da zorunlu kılındığını aktararak, sözlerine şöyle devam etti:
"Ülkemizde hastanede sağlık kurumlarında doğum yapan her anneye hepatit testleri yapılıyor. Her bebeğe de eğer aile itiraz etmemişse mutlaka rutin olarak aşı yapılıyor. Şu anda dünyada ve Türkiye'de 5 yaşın altındaki çocuklarda hepatit B sıklığı yüzde 1'in altına indi. Bu aşılama sayesinde oldu. İlaçlara gelince hepatit C hastalığına karşı son derece etkili, ağızdan alınan ilaçlar geliştirildi. Bu tıp tarihinde kronik bir viral enfeksiyonu tedaviyle ortadan kaldıracak bir olay haline geldi. Şu anda 8 ila 24 hafta aralığında ortalama 12 hafta kullanılan, ağızdan alınan ilaçlarla hepatit C tedavisi yüzde 100'e yakın kür sağlıyor. Yani vücuttan mikrobu yok ediyor. Bu mucizevi bir gelişme."
"HEPATİT HASTALIĞIYLA İLGİLİ YANLIŞ BİLGİLER YAYGIN"
Hepatit hastalığıyla ilgili yanlış bilgilerin toplumda yaygın olduğuna işaret eden Çakaloğlu, şunları söyledi:
"Normal şartlarda hepatit C veya B'li hastaların sırf bu virüs var diye enfeksiyonları olduğu için çalışmaları, sosyal hayata katılmaları, spor yapmaları, aktivitelere katılmaları kesinlikle engellenemez. Hepatit B veya C'li hastalar eğer hastalıkları ilerlemiş siroz aşamasına gelmişse sadece karaciğer fonksiyon kaybı yönünden değerlendirilip belli işleri yapıp yapamayacakları tartışılabilir. Yoksa hepatit B pozitif diye hiç kimse işten, sosyal hayattan veya sportif aktivitelerden soyutlanmamalı. Çünkü bu mikroplar ancak kan yoluyla bulaşıyor. Onun için korkmamak lazım."
Çolakoğlu, hepatitli hastanın tırnak makası, diş fırçası, tıraş bıçağı gibi kesici malzemeleri hastaların dışında başkalarının kullanmamasının önemine işaret etti.
Kaynak: Anadolu Ajansı