Meme altından yapılan kapalı bypass ameliyatı, klasik açık ameliyata göre çok daha avantajlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Utkan Sevük, açık bypass ameliyatlarında göğüs kemiği açılarak 20-30 santimetrelik kesilerle kalbe ulaşılarak bypass yapıldığını, açılan göğüs kemiği çelik tellerle dikilip, ameliyattan sonra 2 ay kemiğin kaynaması beklendiğini ifade etti.
Açık bypassta hastaların yaklaşık iki ay yan yattığını, göğüs korsesi takmak zorunda kalabildiğini, kollarını rahatça kullanamadığını aktaran Dr. Sevük, “Bu durum sırt ağrısı, uyku bozukluğu ve konforsuzluğa neden olabiliyor.
Bu iki aylık süreçte kemiğin kaynamasına müsaade etmek için yan yatılmaması, ağırlık kaldırılmaması ve araba kullanılmaması gerekir. Gelişecek enfeksiyonlar ise daha ağır seyredebilir ve kesi daha büyük olduğu için kanama riski de fazladır.
Kapalı bypassta ise aynı işlem sadece sol kaburgalar arasından 6-8 santimetrelik bir kesi ile ameliyat yapılır. Kemik kesilmez. Böylece kemikle ilgili kaynama ve enfeksiyon problemleri de olmaz göğüs kemiğiyle ilgili problemler yaşanmaz. Korse kullanmaları gerekmiyor.
Ameliyat sonrası açık ameliyatlara göre daha konforludur. Toparlanma daha hızlı olur. O yüzden kapalı ameliyat, kişinin normal hayatına devam edebilmesi için harika bir yöntemdir” dedi.
Meme altı kapalı bypass ameliyatı ile açık bypass ameliyatında kalbe uygulanan işlemlerin aynı olduğunu belirten Dr. Sevük, “Açık ameliyatta bypass yapılan tüm kalp damarlarına, kapalı yöntemle de bypass yapılabilir. Tek fark kalbe ulaşım yeri önden değil yandan meme altından olur” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA