Küçük yaşta yakalandığı fil hastalığı (lenfödem) sebebiyle adeta eve mahkum yaşayan, yürümekte ve oturduğu yerden kalkmakta güçlük çeken 22 yaşındaki Gamze Kanik, fizyoterapi yöntemiyle sağlığına kavuştu.
Diyarbakır'da 3 yaşındayken yakalandığı fil hastalığı nedeniyle yaşamı altüst olan Gamze Kanik, hastalığının başlangıç döneminde uygulanan tedaviyle bir dönem sağlığının iyi gitmesi sayesinde ortaokula kadar eğitimini tamamlayabildi. Daha sonra her geçen gün ilerleyen hastalığı sebebiyle eğitimine devam edemeyen 22 yaşındaki Kanik'in ağırlığı bacağındaki şişlik nedeniyle 210 kilograma kadar ulaştı. Birçok il ve hastanede uygulanan cerrahi müdahale ve tedaviden kesin sonuç alamayan Kanik, kimsenin kendisini o durumda görmemesi için eve kapanarak yakın çevresi ve arkadaşlarından uzaklaştı. Ailesinin moral desteğiyle yaşama tutunan Kanik, sağlığına kavuşacağı günü görebilmek için dua edip, uzanacak yardım elini bekledi.
Genç kızın haberini internet sitelerinde gördükten sonra irtibata geçen Fizyoterapist Cemile Uydur, abla-kardeş ilişkisi kurduğu Kanik'in tedavi masraflarını üstlenerek İstanbul'a getirtti.
Özel bir hastanede 3 ayda 60 seans tedavi uygulayan Uydur, söz konusu hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu, bu tür vakalarda "kompleks boşaltıcı fizyoterapi" yönteminin yeterince uygulanması gerektiğini vurguladı.
Uydur, tedavide fizyoterapinin önemine değinerek, "Lenfödem tanısı konulan hastaların hiçbiri amansız hastalar değil. Bu hastalığın tedavisi var. Fizyoterapitler olarak 'kompleks boşaltıcı fizyoterapi' adı altında iki fazda gerçekleşen tedavi uyguluyoruz." ifadesini kullandı.
Genç kızın bacaklarına özel masaj tekniği ve deri değişikliğine yönelik cilt bakımı uyguladıklarını belirten Uydur, daha sonra çok katlı bandaj tedavisi yaptıklarını, bazı egzersizleri de "ev ödevi" verdiğini anlattı.
Tedavinin ikinci aşamasında bandaj yerine basıncı yüksek "lenfödem çorabı" kullanılacağını aktaran Uydur, "Hasta ömür boyunca bu çorapla yaşamaya çalışacak. Yurt dışından özel ölçüm yapılarak getirtilen bu çorabın, basıncını kaybettiği için belli dönemlerde değişmesi gerekiyor. Bu basınç tedavisini ömür boyu yapmak zorunda. Aksi takdirde hastalık belirtileri yavaş yavaş kendini yeniden gösterecektir." dedi.
Uydur, tedavilerle Kanik'in bacak kalınlığının 25 santimetre daraldığını, sarkan derinin zamanla toparlanacağını, gözeneklerin yenileneceğini sözlerine ekledi.
Hayalindeki ayakkabı ve giysileri giyebilecek
Hastalığının birçok hayaline engel olduğunu ifade eden Kanik, "yaşam koçu" tarafından uygulanan tedavilerin ardından hayallerini artık bir bir gerçekleştireceğini söyledi.
Konservatuvara gitmek istediğini anlatan Kanik, hareket kabiliyetinin artmasıyla istediği şarkıyı söyleyip dans edebileceğini, bunun için de mutlu olduğunu dile getirdi.
Gamze Kanik, yaşadıklarını şöyle ifade etti:
"Hastaneye ilk geldiğimde nefes nefese kalıyordum, zor geliyordum. Yürüyemiyordum. Hiçbir şekilde hareket edemiyordum. Bacaklarımdan 60 kilogram verdim. Hastaneye geldiğimde bacaklarım o kadar kötüydü ki sedyeye bile sığmıyordum. Buraya geldiğim zamanları hatırlamak bile istemiyorum. Oturamıyordum, evde ise hep yerde oturuyordum. Bu hastalık beni çok engelliyordu. Artık ben de yürümek istiyorum, artık ben de yürüyeceğim. Şarkı söyleyip dans edebileceğim. Oyunlar oynayabileceğim. Eğitimime devam edeceğim.
Küçük yaştan beri mağaza vitrinlerinde, arkadaşlarımda, çevremde görüp beğendiğim ayakkabılar, eşofmanlar vardı. Bacağımda her geçen gün artan şişlik sebebiyle istediğim ayakkabı, eşofman ve giysileri giyinemedim. Bu durum içimde hep hasret kaldı. İyileşip sağlığıma kavuşacağım günü sabırla bekledim. Uygulanan tedaviler uzun vadede sonuç vermeyince zaman zaman hayal kırıklığı yaşadım. Ancak sonunda sağlığıma kavuştum. Şu an kendimi daha iyi hissediyorum. Artık istediğim ayakkabıya, eşofmanı ve giysileri gönül rahatlığıyla giyebileceğim. Biraz fazla kilom var. Kilolarımı da diyet ve egzersizlerle verip daha da sağlıklı olacağım."
Kaynak: Diyarbakır Söz