10 yılda 21 bin organ nakli

Çalışanların organ bağışıyla ilgili doldurduğu anket sonuçları, etkinlik sonunda açıklandı. Sonuçlar, çalışanların organ bağışı hakkındaki bilgi seviyesinin oldukça iyi olduğunu gösterdi.

Ankette özellikle ''Kimler organ bağışında bulunabilir?'', ''Organlarımı bağışladım, peki ya vazgeçersem?'', ''Beyin ölümü tanısı nasıl konur?'', ''Organ nakli kimlerden yapılır?'' soruları yer aldı.

Beyin ölümü kavramı yeterince bilinmediği için Türkiye'nin organ bağışında dünyada son sıralarda yer aldığı vurgulanan etkinlikte, Türkiye'de yaklaşık 20 bin hastanın böbrek, 10 bin hastanın da karaciğer nakli için beklediği, buna karşılık 2011 yılı içinde sadece 320 organ bağışçısından organ nakli yapılabildiği daha fazla hayat kurtarmak için bu oranın artırılması gerektiği kaydedildi.

Son 10 yılda 21 bin organ nakli Açıklamada görüşlerine yer verilen Acıbadem Hastaneleri Organ Nakli Koordinatörü Dr. Ahmet Çakıroğlu, Türkiye'de son 10 yılda 21 bin organ nakli yapıldığını ancak bunun 5 bininin kadavradan nakledildiğini ifade etti.

Türkiye'de organ nakli konusunda çok başarılı ekiplerin bulunduğunu aktaran Çakıroğlu, artık yabancı hekimlerin Türk hekimlerden bir şeyler öğrendiğini belirtti.

Organ nakli için insan dışında bir kaynağın bulunmadığını vurgulayan Çakıroğlu, şunları kaydetti:

''İnsanlarımıza beyin ölümü ve bağış kavramlarını acılı anlarından önce hakkıyla anlatabilmiş olmalıyız ki, o an kararları konusunda tereddütleri olmasın. Organ bağışını bugün konuşmuyorsak, bunun hakkında bugün bilginiz yoksa, o gün o anda cevap vermek çok zordur. Bir başka problemimizse şudur; peki sizin çocuğunuzun organ bağışına ihtiyacı olsa nereden bulmayı düşünüyorsunuz? Ben vermezsem, siz vermezseniz kim verecek? Bir anne baba için bundan daha sıkıntılı ne olabilir? Bunun için beyin ölümü kavramının iyi anlatılması gereklidir. Beyin ölümü, bitkisel hayattan farklı bir şeydir. En çok karıştırılan ve en çok sıkıntı çektiğimiz konulardan bir tanesidir. Beyin ölümü kesindir, geri dönüşü yoktur. Halbuki adı üstünde bitkisel hayat, bir şekilde hayatın devamıdır. Ancak beyin ölümü olursa organ naklinden bahsedilebilir.''

İnsanların organ bağışı yaptıktan sonra geri dönüşlerinin olmadığını zannettiğini belirten Çakıroğlu, organ bağışı kartı olan bir kişinin bunu iptal etmek isterse, yırtıp atmasının veya aile bireylerine ''ben organımı bağışlamak istemiyorum'' demesinin yeterli olduğunu anlattı.

Dr. Ahmet Çakıroğlu, organ bağışından önce mutlaka aile izninin talep edildiğini anlatarek, ''Ölümü kabullenmek her zaman zordur. Organ bağışının ne kadar zor olduğunu da bu yüzden bugünden düşünmek lazım. Beyin ölümüne gelene kadar olan süreçte çok ciddi eğitim süreci gereklidir. Ciddi bilgi eksikliği var'' ifadelerini kullandı.

Pfizer Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Yasemin Ayginin de Organ Bağışı Haftası'nda kamuoyunda farkındalık uyandırmak üzere düzenlenen etkinliklerin yanı sıra sağlık alanında faaliyet gösteren bir firma olarak, şirket içinde bir etkinlikle çalışanlar arasında da farkındalık yaratmak istediklerini belirtti.

Organ bağışı hakkında Pfizer çalışanlarının bilgi düzeyini ölçümlemek adına mini bir anket gerçekleştirdiklerini hatırlatan Ayginin, çalışanlara kimlerin organ bağışında bulunabileceği, organ naklinin kimlerden yapıldığı, beyin ölümü tanısının nasıl konduğu gibi konularda sorular yönelttiklerini ve bilinç düzeyi oldukça fazla olmasına rağmen yanlış bilinen bazı bilgilerin olduğunun ortaya çıktığını aktardı.

Şirket içinde gerçekleştirdikleri bilgilendirici toplantıda, konunun uzmanlarından bilgi almanın ve gerçek yaşam öykülerini dinlenin çalışanları çok etkilediğini anlatan Ayginin, pek çok Pfizer çalışanının sunumlar sonrası organlarını bağışlamak üzere İstanbul Sağlık Müdürlüğü'nün şirket bünyesinde açtığı standı ziyaret ederek, organ bağışı formlarını doldurduğunu belirtti.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz