Fizyoterapist İpek Murat, skolyoz tedavisinde egzersiz uygulamaları hakkında bilgi verdi. Her skolyozun ameliyatlık olmadığını dile getiren İpek Murat, cerrahi gerektirmeyen dereceye sahip skolyoz hastalarında uygulanacak egzersiz programı ile skolyozun ilerlemesinin önüne geçilebilmenin mümkün olduğunu ifade etti.
“SCROTH EGZERSİZİ İLE SKOLYOZUN ÖNÜNE GEÇİN”
Fizyoterapist Murat, “Cerrahi gerektirmeyen dereceye sahip skolyoz hastalarında doğru konservatif tedavi ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Üç boyutlu Schroth egzersiz uygulamaları ile skolyozun önüne geçin” dedi ve şunları söyledi:
"Eğriliğin yönüne ve kişiye göre düzenlenen yoğunlaştırılmış özel egzersiz programında amaç sensorimotor ve hareket temellerine dayanan üç boyutlu skolyoz tedavisidir. Bu özel egzersizlerle, hastanın asimetrik duruşunun düzeltilmesi ve günlük yaşam aktiviteleri sırasında düzgün bir postüre sahip olması hedeflenir. Egzersizlerin temelinde; solunum egzersizleri, proprioseptif uyarılar ile doğru postürü öğrenmek ve korumak, farklı denge ve hareket egzersizleri ile eğriliği düzeltmek ve denge ile normal hareketi sağlamak vardır. Tedavilere yardımcı olarak osteopatik yaklaşımlar, germeler ve masaj uygulamaları ilave edilir. Schroth egzersiz programı “Schroth Terapist” ünvanı almış fizyoterapistlerce uygulanmaktadır. Tedavi programı hastanın yaşına, omurganın eğriliğine göre değişiklik göstermektedir. Bu programda amaç kişiyi kendi durumu konusunda eğitmek ve eğriliğin derecesinin artmasını engellemek ve düzgün duruşu sağlamaktır.”
"KIZ ÇOCUKLARINDA 10 KAT DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR"
Skolyozun, düşük dereceli eğrilikler çoğunlukta olmak üzere toplum genelinde yaklaşık olarak yüzde 2 ve 4 oranında görülmekte olduğunu ifade eden Murat, “Bu oranın yaklaşık yüzde 10'unda ilerleyici tedavi gerektiren eğrilikler görülmüştür. Kız çocuklarında erkek çocuklarından 8 ila 10 kat daha sık görülebilir. Yetişme çağındaki çocukların geleceğini tehdit eden bir deformitedir. Ergenlik döneminde ki çocuklarda daha sık görülmektedir ve bu yüzden ailelerin çocuğun fiziksel gelişimini takip etmesi ve erken tanı, tedavide yüzde 100 başarı demektir” diye konuştu.
'Normal ve sağlıklı bir insanda omurlara arkadan bakıldığında boyun, sırt ve bel bölgesini oluşturan omurlar düz bir hat üzerinde uzanırlar' diyen İpek Murat, “Skolyozu olan hastalarda kalça ve omuz seviyesinde eşitsizlik, kol ve vücut arasındaki mesafe ile vücut balansının bozulması, göğüs kafesinde asimetri ve kürek kemiklerinde çıkıntı, omurga eğriliğine uyum sağlayan çocuklarda yürüme bozukluğu ve bacak boyu eşitsizliği duygusu, kız çocuklarında etek boyunda asimetri gibi belirtiler görülür. Erişkin hastalarda bel, sırt ağrıları, kalp ve akciğer bozuklukları da ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.
'DERECESİNE GÖRE TEDAVİ YÖNTEMİ DEĞİŞİYOR'
Fizyoterapist Murat, “Omurganın eğriliğine göre izlenen tedavi yöntemlerinin izlem ve sürekli takip, korse uygulamaları, egzersiz ile özel rehabilitasyon uygulamaları ve cerrahidir” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Büyüme çağındaki bebeklerde Cobb açısının 15 derece altı genelde uzman takibi önerilir. Cobb açısı 15-20 derece olanlarda özel skolyoz egzersizleri ve rehabilitasyon programı, Cobb açısının 25 derece üzeri skolyozlarda ise yoğunlaştırılmış skolyoz rehabilitasyon programı eğitim almış fizyoterapistlerce uygulanmalıdır. Skolyozun ilerleme riski yüksek olduğu düşünülen çocuklarda fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları yanında mutlaka korse kullanmalıdır. Korse tedavisi çocuğa özel büyümenin durumuna ve skolyozun derecesine göre günde 16 saat ile 23 saat arasında kullanılmalı ve çocuğun büyümesi takip edilerek gerekli görülürse büyüme tamamlanana kadar korse kullanımına devam ettirilmelidir. Fizik tedavinin ve korselemenin başarısız olduğu ve Cobb açısının 40-45 dereceye ulaştığı skolyoz vakalarında ise cerrahi tedavi uygulanmaktadır.”
Kaynak: Diyarbakır Söz