Baydemir, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliğinin "korsanvari yöntemlerle" düşüldüğünü öne sürdü.
"Peki, Selahattin Demirtaş'ı ve Figen Yüksekdağ'ı, Kürt halkının, 6 milyon seçmenin yüreğinden nasıl sileceksiniz?" diye soran Baydemir, hükümetin suni gündemlerle varlığını sürdürdüğünü savundu.
Türkiye'nin sorun yaşamadığı komşusunun kalmadığını belirten Baydemir, "İçerideki kutuplaşma yetmedi şimdi de Avrupa ile kutuplaşma, düşmanlık, kriz yaratmanın çabasını en üst düzeyde görüyoruz." diye konuştu.
Baydemir, şunları söyledi:
"Kimden gelirse gelsin fikir hürriyetinin kısıtlanmasına, örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanmasına hayır diyoruz, faşizme hayır diyoruz. Şu anda Avrupa ile yaşanan tam bir algı operasyonudur, kandırma politikasıdır, duyguları suistimal etme politikasıdır. Yasalara göre, yurt dışı temsilciliklerinde ve gümrük kapılarında propaganda yapılamaz. Bu yasayı yapan AKP'nin kendisi. Peki sen niye kendi koyduğun yasayı ihlal ediyorsun? Bir mağduriyet edebiyatıyla referandumun çalışmasını yürütme gayretindeler. 'Türbanlı, başı örtülü bütün kadınlara aynı zamanda bu bir saldırıdır, İslamafobidir' diyorlar. Allah'tan korkun. Söz konusu kentin belediye başkanı Fas asıllı Müslüman birisi. Gel bir de burdan yak. Peki ne yapacaksınız? 83 belediyeye kayyum atandı. Hollanda'daki belediye başkanını da görevden alacak mısınız? Sen kendi ülkende bu hakkı topluma veriyor musun? Senin ülkende insanlar fikirlerini özgürce ifade edebiliyorlar mı? Hayır. 6 milyon oyun iradesini taşıyan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, 40 milletvekili, iki bakan, Cizre'ye giremedi."
"Bu konuda en dürüst davranan yine kabinenin bakanı oldu. Ömer Çelik 'bu krizden sonra oyumuz arttı' dedi. Bütün mesele bu." diyen Baydemir, " Bir, iki puan oyları artsın ama memlekete ne olursa olsun. Akılsız başın cezasını ayaklar çeker, akılsız hükümet edenin cezasını maalesef halk öder. İşte biz bu faturanın halka çıkarılmaması için bu suni krize toptan hayır diyoruz, reddediyoruz, itiraz ediyoruz." diye konuştu.
- "Kuzu postuna bürünmüş kurt"
Rusya ile uçak krizini anımsatan Baydemir, "Şimdi yine karnabahara vize almışlar. Peki domatesin suçu ne? Suç portakalın hiç değil. Suç sizin zihninizde." ifadesini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım'ın, HDP seçmenlerinden referandumda oy istediğini belirten Baydemir, "Aynı Başbakan İzmir'de İzmir marşını okuyor, aynı Başbakan bir başka yerde bozkurt işareti yapıyor." dedi.
Başbakan Yıldırım'ın bozkurt işareti yaptığı bir fotoğrafı gösteren Baydemir, "Bu ya bitmişliğin fotoğrafıdır ya da aslına rücu etmiş olmanın fotoğrafıdır. Kuzu postuna bürünmüş kurdun fotoğrafıdır." değerlendirmesini yaptı.
Devletin imkanlarıyla kampanya yürütüldüğünü öne süren Baydemir, referandum çalışması adı altında toplumun bir kesiminin ötekileştirildiğini, "Hayır" diyenlerin "vatan haini" ilan edildiğini savundu.
Baydemir, "16 Nisan, Cumhuriyet tarihi boyunca en hayırlı pazar olacak. Bu hayırda kimse kaybetmeyecek. Sadece zalim, zulmünden vazgeçecek. Zalimin zulmüne 'dur' denmiş olacak. Erdoğan Cumhurbaşkanı, AK Parti hükümet olmaya devam edecek ama yıkım politikaları onaylanmamış olacak." diye konuştu.
- "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz"
Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baydemir, Hollanda'ya yönelik alınan yaptırım kararlarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Rusya, İsrail krizindeki tavrınız neydi, sonuç ne oldu? Eş başkanlar, gazeteciler tutuklu olmasaydı, belediyelere kayyumlar atanmamış olsaydı, herkes ifade özgürlüğünü kullanıyor olsaydı bu çıkışların dünyada bir karşılığı olurdu." yanıtını verdi.
"Türkiye KDP'si referandumda 'evet' diyeceğini açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Baydemir, "Yurttaşların tercihi ne olursa olsun bizim söyleyebileceğimiz tek bir kem söz yoktur. Biz 'Hayır' diyenlerin ötekileştirilmesine, kampanyalarının engellenmesine hayır diyoruz." dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz