Başbakan Binali Yıldırım, Ankara'da sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldi. Altındağ Kültür Sarayı'ndaki "Ankara'nın STK'ları 'Evet' diyor" programında hitap eden Başbakan Yıldırım, 16 Nisan Pazar günü yapılacak anayasa değişikliği referandumuna ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıldırım, "Pazar günü kararımız ortaya çıkacak. Vatandaş, sandığa gidecek ve bir karar verecek. Verilen karar; ülkemiz için milletimiz için en iyi karar olacaktır. Bundan hiç şüphemiz yok. Biz, bazıları gibi 'hayır' verenleri denize dökmeyi vadetmiyoruz. 'Hayır' verenleri, hain ilan etmiyoruz. Biz sadece şunu söylüyoruz. Türkiye, günkü şartlar altında bundan sonra 1982 yılı darbe anayasasıyla yoluna devam mı edecek, yoksa ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine taşıyacak milletle devlet arasında yeni bir sözleşme mi yapacak? Anayasalar, bir anlamda milletle milleti yönetenler arasındaki hakları, ödevleri belirleyen yazılı metinlerdir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN ÜNİTER DEVLET YAPISI ANAYASA'NIN İLK 3 MADDESİNDE TANIMLANMIŞTIR"
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şükrü Karatepe'nin bir yazısındaki 'eyalet sistemi' ile ilgili sözlerinin ardından başlayan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da yorum yaptığı 'eyalet sistemi' tartışmalarına değinen Yıldırım, şunları söyledi: "Getirdiğimiz değişiklik, bir hükümet sistemi değişikliğidir. Bu, bir rejim değişikliği değildir. Türkiye'nin rejim meselesi 1923'te bitmiştir. Cumhuriyet, kurulmuştur. Ankara, başkenttir. Dili Türkçe'dir. Bayrağı ay yıldızlı al bayraktır. Türkiye, milletiyle ülkesiyle bölünmez bir bütündür. Bugünlerde artık başka bir şey bulamayanlar, 'Türkiye, eyalet sistemine geçecek' diyorlar. Şimdi onu yaymaya başlıyorlar. Eyalet sistemi dediğiniz şey, bir merkezi hükümet olur, federal hükümet bir de hükümetçikler olur. Eyalet sistemi budur. Yani Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yanında bir de Konya'da bir yerel hükümet; böyle bir şey var mı? Türkiye'nin cumhuriyetle beraber üniter devlet yapısı anayasanın ilk 3 maddesinde tanımlanmıştır. Yerini almıştır. Bunun üzerine tartışma yapmak, bu ülkeye çok büyük haksızlıktır"
"NERESİNDE EYALET VARSA GÖSTERİN, BÜTÜN GÖREVLERİMİ BIRAKACAĞIM"
Halk oylamasına sunulan anayasa değişikliği teklifinde, eyalet sistemine yol açacak bir madde varsa AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerini bırakacağını söyleyen Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: "Soruyorum. Biz 40 yıldır neyin mücadelesini veriyoruz? PKK ile FETÖ ile bütün şer odaklarıyla verdiğimiz mücadele; bayrak, millet, üniter devlet mücadelesidir. Bu gerçek ortadayken, abuk sabuk birtakım yalanlarla dolanlarla milletin kafasını karıştırmak doğru mu? Anayasanın ilk değiştirildiği madde 9'dur. Ondan önce hiçbir maddede değişiklik yok. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 hiç değişmedi. Nereden çıktı bu? Eğer bu anayasanın herhangi bir yerinde eyalet varsa eyalet sistemine yol açacak bir madde varsa ben, bugün bu görevi hem parti genel başkanlığını hem de başbakanlık görevini anında bırakacağım. Biz, hayatımızı bunun için verdik. Mücadelemiz bunun için. Böyle bir iftirada bulunmak, şehitlerimizin ruhunu incitmektir. Buradan soruyorum. Bu iftirayı atanlar, aynı şeyi yapabilecekler mi? Getirin, şu anayasanın neresinde eyalet varsa gösterin, ispat edin; ben, bütün görevlerimi bırakacağım. Siz, aynı şeyi yapacak mısınız?"
"ESAS OLAN BİZİM, CUMHURBAŞKANI'MIZIN SÖYLEDİĞİDİR"
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: "Milliyetçi, ülkücü kardeşlerimizin üniter devlet konusunda hassasiyeti neyse en az bizimki de o kadardır. Aşağı değildir. Bu anayasa değişikliğini Sayın Bahçeli ile MHP ile beraber yaptık. Bu konu, bizim için en öncelikli husustu. Bu konulardaki o titiz çalışmaları şimdi lekelemek, kafa karıştırmak, muazzam bir reformu tartışılır hale getirmek, bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Açık ve net söylüyorum. Yapılan bu anayasa değişikliğinin içinde yer almayan hususlarla 'Eyalet gelecek, eyalete kapı açılacak' gibi laflarla itibarsızlaştırmaya çalışanlar, toplumdan gerekli desteği bulamayanların başvurduğu bir iftira dışında bir şey değildir. Bu konuda esas olan anayasanın içinde yazılanlardır, esas olan bu ülkenin başbakanı olarak bizim söylediğimizdir. Cumhurbaşkanı'mızın söylediğidir. Bunun dışında söylenenlerin hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur"
"ŞU ANDA MECLİS, İKTİDAR PARTİSİNİN BASKISI ALTINDA"
Anayasa değişikliğiyle Meclis'in daha da güçleneceğini ve milletvekilinin bölgesinde bakanla eşit hale geleceğini belirten Yıldırım, "Yeni sistemde kanun teklif etme, münhasıran sadece milletvekillerine veriliyor. Aslında milletvekilleri, yeni sistemde güçlenmiş oluyor. Şimdi nasıl oluyor? Kanunları iktidar partisinin hükümet tasarı olarak verebiliyor veya teklif olarak verebiliyor; ama iktidar partisinin istemediği hiçbir kanun Meclis'ten çıkmaz. Asıl şu anda Meclis, iktidar partisinin baskısı altındadır. Bu, kalkıyor; çünkü icrayla Meclis'i birbirinden ayırıyoruz. Milletvekili, bakan olursa milletvekilliği gidiyor. Hem yasamada olayım hem denetleyeyim hem de denetleneyim; hem savcı hem hakim olmuyor. Milletvekili bölgesinde bakanla eşit hale geliyor. Meclis, kendi işine dönüyor. Kendi işine odaklanıyor. Daha da güçleniyor. İcra da cumhurbaşkanının kurduğu kabinesiyle yoluna devam ediyor" diye konuştu.
YILDIRIM'DAN KILIÇDAROĞLU'NA: ANAYASAYI DA BÖYLE OKUDUYSA VAY HALİMİZE
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun milletvekili sayısının 600'e çıkarılmasıyla ilgili sözlerini eleştiren Yıldırım, "Az önce çıkmış, diyor ki 'Efendim, milletvekili sayısını 600'e çıkarıyorlar. Yazık değil mi, bu memlekete 187 milyon fazladan para ödenecek'. Biz, bu adamı hesap uzmanı biliyorduk. Orada da çaktı. Hesabı da bilmiyor. Bilmediğini biliyorduk da kendisi söyledi, 50 milletvekilinin 5 senede alacağı para 45 milyon. Çıkardı 187,5 milyona. Bildiği hesap da bu. Anayasayı da böyle okuduysa vay halimize. Sen onu soracağına, bir tane milletvekilinin bir yılda 2 trilyon fatura nasıl yaptı; önce onun hesabını sor. Bırak bu işleri" dedi.
"O ALÇAKLAR ATEŞ AÇARKEN, KILIÇDAROĞLU'NA DA YOL AÇTI"
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun 'kontrollü darbe' açıklamasına da tepki gösteren Başbakan Yıldırım, şunları söyledi: "Kılıçdaroğlu, böyle bir gece için 'Kontrollü darbeydi, bir tiyatroydu' diyor. Kontrollü bir darbeyse kontrol edeni de biliyor herhalde. O gece bu ülkenin cumhurbaşkanına, başbakanına, vatandaşına o alçaklar ateş açarken, Kılıçdaroğlu'na da yol açtılar yol. Öyle konuşma sen, darbenin karşısında dimdik duran bir millet var. Size kalsaydı bu memleketin halini hayal bile edemiyorum. Allah'a şükür ki milletine güvenen, milletinden güç alan bir lider var. Recep Tayyip Erdoğan var, bir AK Parti var ve onun ekibi var"
"CHP'LİLER, BİRDENBİRE BANA KARA SEVDALI OLDU; BEN KOLTUK MERAKLISI DEĞİLİM"
Güçlü iktidarın yolunun, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden geçtiğini dile getiren Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti: "İki başlılığın ortadan kalkması lazım. Bunu söyleyen başbakan. Şimdi CHP'liler bir de tutturmuş, 'Biz Binali Bey'i çok seviyoruz, onun için 'hayır' diyoruz' diye kampanya yapıyorlar. Birdenbire bana kara sevdalı oldular. Ne diyeceğiz buna? Sen beni sevmeyi bırak da memleket için çalış. Biraz daha çalış da iktidar olmak için çabala. Bırak, ne yapacaksın beni? Ben koltuk meraklısı değilim, ben memleket sevdalısıyım. Memleketimiz için doğru neyse onu yapmamız lazım. Türkiye, inşallah pazar günü yapılacak bu halk oylamasında artık vesayet dönemini sona erdirecek. Milletin geleceğini belirleyecek, milletin ihtiyaçlarını görecek hükümetleri doğrudan sandıkta kendisi seçecek. Yasamayı, denetlemeyi yapacak Meclis'i kendisi seçecek. Aracılar, tefeciler, gizli ortaklar artık sistemden ayıklanmış olacak"
Kaynak: Diyarbakır Söz