Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Konya İl Teşkilatı ile düzenlenen yemekte konuşma yaptı. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde; Bizi coşkuyla bağrına basan Konyalı kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Toplamda 1250 yatak kapasitesine ulaşacak Konya Şehir Hastanemizin ilk bölümünün resmi açılışını gerçekleştirdik. Bu sağlık tesisi Kovid19'la mücadelede şehrimizin en önemli araçlarından biri olmuştur.
'153 ÜLKEYE YARDIM GÖNDERDİK'
83 milyonun tamamına 1. sınıf sağlık hizmeti sağlanmıştır. Gelişmiş ülkelerin dahi hazırlıksız yakalandığı bu krizi sağlık personelimizin fedakarlığı ve sağlık altyapımızın gücü sayesinde en az kayıpla atlatmaya çalışıyoruz.
153 ülkeye, maske, tulum, ilaç gönderdik. Bunu yaparken gurur, kibir, böyle bir şey taşımadık. Bu vesile ile siz teşkilat mensuplarımız başta olmak üzere tamam diye sloganlaştırdığımız temizlik, maske ve mesafe tedbirlerin önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Sokakta, çarşıda, pazarda karşılaştığımız tüm hemşehrilerimizin sağlığını korumak için bu kurallara riayet etmeliyiz.
AK Parti teşkilatlarının bu konuda da toplumumuzun diğer kesimlerine örnek olduğuna inanıyorum. Konya'ya böyle muhteşem bir eserin kazandırılmasında emeği geçen tüm kurumlarımızı gönülden tebrik ediyorum.
'HER HADİSENİN GÖRÜNEN DIŞINDA SİYASİ, EKONOMİK, SOSYALHEDEFLERİ VARDIR'
Milletçe gelecek çeyrek asrımızı, yarım asrımızı şekillendirecek önemde kritik gelişmelerin yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Terörden, eğlenceye sağlıktan savunmaya kadar bunun farklı yansımalarına şahit oluyoruz. Gezi olaylarıyla fitili ateşlenen saldırılar zincirinin hiçbiri tesadüfi değildir. Her hadisenin görünen dışında siyasi, ekonomik, sosyal hedefleri vardır.
6-8 Ekim olaylarının DEAŞ'ın Ayn El-Arab'a saldırmasıyla herhangi bir bağı yoktur. Bunlar hepsi sinsi plan içinde hayata geçirilmiş olaylardır. Bölücü terör örgütü 6-8 Ekim'de elde edemediğini çukur eylemleriyle elde etmek istemiştir. 6-8 Ekim olaylarında insanımızı sokağa çağıranlar ile çukur eylemlerinde belediyesinin kepçesini, kamyonunu terör örgütünün emrine verenler aynıdır. Yasin Börü'nün katilleriyle çukur eylemlerinde camileri okulları yakanlar aynı zihniyetin mensuplarıdır. Gezi olaylarından 15 Temmuz'a kadar yaşanan her hadisenin bir sonrakinin provası olduğunu bugün görüyoruz.
Terör örütü sadece cana ve mala kastetmedi. Kürt kardeşlerimizin inancına, mahremiyetine de el uzattı. Camilerimiz, kütüphanelerimiz, sağlık tesislerimiz; hatta yaralı taşıyan ambulanslarımız saldırılara sahne oldu.
Terörün bizden kopardığı canlara dünyevi olarak zaten paha biçemeyiz. Yıkılanı yapar, yakılanı onarır, terörün yol açtığı maddi zararı bir şekilde tazmin edersiniz. Katillerinden ve azmettiricilerden hesap sormazsanız vicdanlarda kanayan yaraları asla düzeltemezsiniz.
'ÜSTÜNLERİN HUKUKUNUN OLDUĞU DÖNEMLER GERİDE KALDI'
Cezasız kalan her suç faili daha da azgınlaştırır. Maalesef bu ülke geçmişte yapanın yanına kar kaldığı, birilerinden hesap sorulamayan dönemler yaşamıştır. Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunun olduğu dönemler artık geride kalmıştır. Yargımız nasıl FETÖ'cü alçaklardan 15 Temmuz'u soruyorsa, bölücü örgütün uzantılarından 6-8 Ekim'in hesabını, çukur eylemlerinin hesabını soruyor.
Ağır ağır ilerlese de adaletin gideceği yere er ya da geç muhakkak varacağına inanıyorum. Tüm bu yaşananlar AK Parti ve Cumhur ittifakı olarak bizim mesuliyetimizi daha da ağırlaştırıyor. Bu kritik dönemeçte kendimiz ve bizden sonraki nesiller için en doğru kararları vermek, en doğru adımları atmak durumundayız. Hatalar çeyrek, yarım yüzyıllık kayıplara yol açabilir, isabetli tercihler de ülkemizi bir anda çeyrek veya yarım yüzyıl ileri taşıyabilir.
Bu hareket ne kadar büyürse ne kadar güçlenirse demokrasimiz de, ekonomimiz de o derece güçlü olacaktır. Burada yaşanacak en küçük zaafiyetin de ülkemize ve milletimize ağır maliyetleri olacaktır.
'KİMSEYİ DIŞLAMA, DIŞARIDA BIRAKMAK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOK'
Büyük kongre sürecimizi hem muhasebe yapmak, hem kendimizi yenileme, eksiklerimizi giderme bakımından bir fırsat olarak görüyorum. Salgın sebebiyle maalesef kongrelerimizi milletimizle kucaklaşamadan sadece teşkilatımızdaki arkadaşlarımızla yapmak zorunda kalıyoruz. Her zaman ifade ettiğim gibi bizim kimseyi dışlama, dışarıda bırakmak gibi bir lüksümüz yoktur.
Türkiye'nin en büyük siyasi partisi olarak bu çatı altında önce millet, önce memleket diyen herkese yer vardır. AK Parti'den küçük parçalar kopartarak, bu davayı zayıflatma senaryolarını boşa çıkartmak için teşkilat yapımızı daha da güçlendireceğiz. Bu yıl salgın şartlarına rağmen partimize 600 binin üzerinde yeni üye kazandırmayı başardık. Bunların yarısından fazlası da 18-35 yaş grubundadır. İlçe kongrelerimizdeki heyecan ve coşku takdire şayandır. Özellikle 1 yıl içinde 1 milyon üye kaydını sığdırma azmiyle yürümemiz lazım.
Partimizi sürekli aktif ve canlı tutmalıyız. Hem yeni insanlar kazanmalı hem de mevcut arkadaşlarımızla bağımızı daha da güçlendirmeliyiz. Atalet ağaç kurdu gibi bünyeyi yiyip bitiren bir hastalıktır. Bu kutlu davanın neferleri olarak hepimiz zaferle değil seferle mükellefiz. Zaferin de, kaderin de, zamanın da sahibi alemlerin Rabbi olan Allah'tır!
'İLK GÜNKÜ HEYECANLA ÇALIŞMALARINIZI SÜRDÜRMENİZİ İSTİYORUM'
Buradaki tüm kardeşlerimin taşıdıkları sorumluluğun bilinciyle hareket edeceklerine yürekten inanıyorum. Sizlerden ilk günkü heyecanla çalışmalarınızı sürdürmenizi istiyorum. Rabbim yar ve yardımcınız olsun diyor, açılışını yaptığımız eserlerin Konya'ya hayırlı olmasını diliyorum. Teşkilatımızın bütün mensuplarına 19 yıldır gece gündüz demeden AK Parti için Türkiye ve Türk Milletinin istikbali için mücadele eden bütün dava arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Ahirete intikal etmiş dava arkadaşlarımı şükranla anıyor, rabbimden rahmet diliyorum. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla...
Kaynak: Diyarbakır Söz