HÜDA PAR Genel Başkanı ve İstanbul 3'üncü Bölge Milletvekili adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, seçim çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Yapıcıoğlu, beraberindeki heyetle birlikte, İstanbul Sancaktepe'de bir düğün salonunda düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Burada bir konuşma yapan Yapıcıoğlu, 14 Mayıs seçimlerinin önemine değindi.
Pazar günü sandığa gidilerek seçim yapılacağını hatırlatan Yapıcıoğlu, "Bu seçim; zahiren önümüzdeki 5 yıl memleketi idare edecek olan Cumhurbaşkanının ve yine önümüzdeki 5 yıl boyunca Meclis'te her birisi hem kendi vilayetini hem partisini temsil edecek milletvekillerini Meclis'e gönderme seçimidir. Zahiren bunlardan ibaret ama aslında çok defa söylendi, çok kişi söyledi; bu seçim sadece herhangi bir seçim değil, sadece basit bir cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi değil. Bu seçim aynı zamanda belki önümüzdeki yüzyıl ile ilgili bir istikamet seçimidir, bir yön seçeceğiz. Hangi tarafa doğru yönümüze devam edeceğimize milletçe karar vereceğiz." dedi.
CHP'nin tek parti döneminde yapmış olduğu uygulamalar dolayısıyla 14 Mayıs 1950'den itibaren muhalefete mahkûm edildiğini ifade eden Yapıcıoğlu, o günden bugüne halkın, tarihine ve inancına düşman olan bu zihniyete iktidar vermediğini hatırlattı.
"O KOCAMAN SORU İŞARETİNİ BERTARAF ETMEK İÇİN CHP, HER TARAFA MAVİ BONCUK DAĞITMAYA BAŞLADI"
Yeni sistemle birlikte CHP'nin iktidar olma hayalinin giderek daha da zorlaştığına dikkat çeken Yapıcıoğlu, CHP'nin bu sorunu aşmak için yeni adımlar attığını belirtti. Yapıcıoğlu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra iktidar olabilmek için artık çoğunluk olmak yetmiyor. Daha doğrusu en büyük parti yetmiyor, tek başına halkın yüzde 50'sinden fazlasının desteğini almak gerekiyor. Bu sistem gelince ihtimal ki; CHP'liler 'eyvah' dedi. 'Biz ki yüzde 25'i aşamıyoruz, yüzde 50'yi nasıl aşarız?' Hesap kitap yapmaya, tabiri caizse dolaplar çevirmeye başladılar. Birilerinin desteğini yanlarına alma ihtiyacı hissettiler; bir ittifak kurdular. Fakat bu ittifakı kurmaları yetmedi. Acaba ittifak içerisinde kendileriyle ittifak eden partilerin tabanları ittifaka rağmen Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP'nin genel başkanına oy verecek miydi diye bir soru var. Kocaman bir soru işareti. O kocaman soru işaretini bertaraf etmek için CHP, her tarafa mavi boncuk dağıtmaya başladı. 'Değiştik' diyorlar, helalleşmeden bahsediyorlar; 'bizim örtüyle, bizim halkın inancıyla bir problemimiz yok; biz artık eski biz değiliz diyorlar.' Niye? Bu halkın kahir ekseriyeti kendi inancına bağlı, kendi kutsalına kem söz söyleyene iyi bakmaz. Kendi kılık kıyafeti ile uğraşana iltifat etmez, yüz vermez, oy vermez. Öyleyse o kesime bir mavi boncuk vermesi gerekiyordu. Helalleşmeden bahsetti, 'Biz eski biz değiliz.' dedi. Ne zaman dediler? Kameraların önünde dediler." şeklinde konuştu.
"5-6 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIMIZA KUR'AN-I KERİM DERSİ VERİLMESİNE ŞİDDETLE İTİRAZ ETTİ VE BU İŞE 'ORTA ÇAĞ KARANLIĞI' DEDİ"
Tüm bu vaatlere rağmen CHP'den birinin (CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel), içindekini gizleyemeyerek 5-6 yaşındaki çocuklara Kur'an-ı Kerim dersi verilmesine 'orta çağ karanlığı' dediğini hatırlatan Yapıcıoğlu, şöyle devam etti:
"Ama sadece bunları demekle yetinmediler. Birileri kendi içindekileri daha fazla gizleyemedi yine kameraların karşısına geçti; 5-6 yaşındaki çocuklarımıza Kur'an-ı Kerim dersi verilmesine şiddetle itiraz etti ve bu işe 'orta çağ karanlığı' dedi. Bu onların ağızlarından taşan kısmıydı ama emin olun sinelerinde saklı olan çok daha büyüktür."
Mevcut İttifakı yetersiz bulan CHP'nin seçimi kazanmak için HDP tabanına da mavi boncuk dağıtma kararı aldığını ifade eden Yapıcıoğlu, şu ifadelere yer verdi:
"Bu ittifak içerisinde yanımıza aldığımız bu destekle yetinirsek acaba kendi adayımızı cumhurbaşkanı seçtirebilir miyiz? Hayır seçtiremeyiz. O zaman bir kesim daha var, onlara da mavi boncuk dağıtalım. Kim bunlar? HDP tabanı. Ne görüştüler bilmiyoruz ama yapılan açıklamalar muhtelif. O cenahtan yapılan bazı açıklamalara bakarsanız; oraya da bazı sözler vermişler. Zahire göre bir şeyler söylemişler, her ne demişlerse onların da desteğini söyledikleri şeylerin karşılığında aldılar. Yetti mi? İhtimaldir ki bu da yetmeyecek. Masada 6 parti vardı; Sayın Cumhurbaşkanı'nın tabiri ile 'masanın altında birisi daha var' dediler sonra o da desteğini açıkladı; 7 etti."
"İNGİLİZLER, ALMANLAR, FRANSIZLAR DA AYNI ŞEYİ SÖYLÜYOR"
Mevcut ittifaka bir de dünya ülkelerinden de destek verildiğini dile getiren Yapıcıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ama sadece 7 değil, bir de başka bir 7'li daha var. Bugün, dünya istikbârının sembolü olan bazı ülkeler var. Ya da zamanında dünyanın başına bela olmuş, kendi gücünü, etkisini sınırlarının içerisinde değil bütün dünyada hissettirmeye çalışan bazı güçler. Bunların başında da Amerika geliyor. Amerika, 'Bu adam gitmeli.' diyor. Biden açık söylüyor. Yetti mi yetmedi? İngilizler, Almanlar, Fransızlar da aynı şeyi söylüyor ki bunlar Avrupa'nın ve Batı emperyalizminin sembol isimleridir. Bir de komşular var. Yunanistan bazen gerginliği tırmandırıyor ve 'İlla bu hükümet gitmeli.' diyor. Ermenistan da diyor. Şimdi Ermenistan uçaklarına da hava sahamızı kapattık biliyorsunuz. Bizim devlet olarak tanımadığımız bir terör çetesi siyonist işgalciler, onlar da birlikte. Yetmedi, Pensilvanya'dan bir ses yükseldi; 'Bu hükümet gitmeli.' dediler. Biz, 15 Mayıs günü biletlerimizi keseceğiz yurda geri dönüyoruz. Şimdi kendilerini muhacir görüyorlar ya 15 Mayıs günü geri döneceklermiş. İnşallah ebed müddet orda kalırlar."
"HÜDA PAR ÜZERİNDEN; CUMHUR İTTİFAKININ İÇERİSİNDE FİTNE SOKMAYA, CUMHURBAŞKANIMIZI VE AK PARTİ'Yİ VURMAYA ÇALIŞIYORLAR"
Yapıcıoğlu, "Onların maskelerinin altında bu millete nasıl zulümler ettiğini herkes biliyor ama herkes bilmeden önce de biz onları tanıyorduk. Şu 15 Temmuz darbe girişiminden önce biz hükümeti uyarmıştık aslında. Onların ne büyük dolaplar çevirdiklerinden haberdar olduğumuz kısımlarını ilgililere iletiyorduk ama inandıramıyorduk. O da yetmedi. Kandil'den de her gün ses geliyor. Ne diyorlar? 'AKP, MHP faşizmini yıkacağız. Onu yıkmak için ne gerekiyorsa yapacağız' diyorlar. Başka bir şeye gerek var mı? Benim bu memleketin hangi köşesinde olursa olsun kendi halinde, inancını, kültürünü yaşamaya çalışan, kendi memleketinde bu memleketin sahibi, eşit bir ferdi olarak yaşamak isteyen, 'Ben artık emperyalistlere kuyruk olmak istemiyorum, ben kendim olmak istiyorum, eskisi gibi ayağa kalkmak istiyorum, en güçlü olmak istiyorum, ben mazluma kol kanat germek istiyorum, zalimlerin zulmünden emin olmak istiyorum. Ben öyle bir duruma gelmeliyim ki artık kimse bana zulmetmeyi aklından bile geçirmesin' diyen kardeşim. Dışarıdaki bu 7 zalimin, Pensilvanya'daki millet düşmanlarının, Kandil'deki terör baronlarının, kan tacirlerinin istemediği bir kişi, kötü bir adam olabilir mi? Ya da tam tersine desteklediği bir isimden bu memlekete hayır gelir mi? Şimdi bu kadar desteği almışlar ama lafı döndürüp dolaştırıp getiriyorlar HÜDA PAR üzerinden; Cumhur İttifakının içerisine fitne sokmaya, Cumhurbaşkanımızı ve AK Parti'yi vurmaya çalışıyorlar. Biz onlara söyledik, bir daha söylüyoruz; nefesimizi boşuna tüketmeyin. Allah'ın izniyle bu milletin evlatlarını birbirine düşürmenize izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Bazı küçük şeylere kızarak; CHP zihniyetinin yeniden iktidar olabilmesine yol verirsek evlatlarımız bizi affetmeyecek" diyen Yapıcıoğlu, "Önümüzdeki yüzyıl, kayıp bir yüzyıl olmasın. Son 20-30 yılda yapılanlar berhava olmasın. Türkiye 50-60 yıl geriye gitmesin ve geriye gitmesin istiyorsak bizim mutlaka hassas bir şekilde davranmamız; elimizden gelen bütün çabayı ortaya koymamız gerekiyor. Hiç kimse, benim o gün misafirim vardı ya da başım ağrıyordu diyerek sandığa gitmemezlik etmesin. Sandığa gitmeyen birisi varsa, onun sandığa gitmesi konusunda mutlaka ona yardımcı olun. Gerekirse onun yol masrafını karşılayın, onu sandığa götürün. Kendi imkânı yoksa iletsin bizlere, o ortamı oluşturalım oyu heba olmasın. Çevrenizde kafası karışmış, zihni bulandırılmış, küçük bazı meselelere takılıp ki bu itirazlar haklı olabilir; bazı küçük şeylere takılıp büyük fotoğrafı ıskalamasın. O küçük şeylere takılıp büyük fotoğrafı ıskalayan varsa onları ikna etmeye çalışın. Önümüzde 5 gün var. Bu 5 günlük süre içerisinde bunu kendimize iş edinirsek bunu yapabiliriz." diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz