Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara seslendiği açıklamasıyla ilgili, "Bu açıklama, CHP zihniyetinin, vesayet zihniyeti olduğunun açık bir itirafıdır. Sen nasıl olur da bu ülke memurlarını tehdit edersin” diye konuştu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun Merkez Bankası ziyareti ile ilgisi ise "Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışıyorsun. Eğer bağımsız olmamış olsaydı sana bu randevuyu vermeyebilirdi" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlarla ilgili yaptığı açıklamaya ilişkin, "Öncelikle bu açıklama CHP zihniyetinin vesayet zihniyeti olduğunun açık bir itirafıdır. Bürokrasiyi özellikle seçilmiş hükümete karşı çıkmaya davet etmek, vesayet çağrısından başka bir şey değildir. Tabi bu CHP zihniyetinin ilk böyle bir çılgınlığı da değildir. Bu hukuk dışı çağrı kamu düzenine ciddi bir tehdittir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Angola'nın başkenti Luanda'ya ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Havalimanında açıklamalarda bulunan Erdoğan, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Angola ve Togo'ya Türkiye'den Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk resmi ziyaretler olması nedeniyle seyahatimiz ayrıca önem taşıyor" diyen Erdoğan, "Angola Cumhurbaşkanı Sayın Lourenço'nun Türkiye'yi ziyaretinden yaklaşık üç ay sonra yaptığımız bu ziyaret ülkelerimiz arasında yeni bir dönemin de başlangıcı olacaktır. Görüşmelerde ikili ilişkilerimizin tüm detaylarını etraflıca ele alacağız. Ziyaretim sırasında Angola meclisine de hitapta bulunacağım. Başkent Luanda'da gerçekleştirilecek iş forumu iki ülke özel sektör temsilcilerini bir araya getirecektir. İkili ilişkilerimizin savunma ve güvenlik boyutlarında da önemli adımlar atacağız. Batı Afrika turumuzun ikinci durağında ise Togo'da olacağız. Değerli dostum Cumhurbaşkanı Faure Gnassingbe 2014 yılındaki göreve başlama törenime iştirak etmişti. Son dönemde Togo'yla, bakan düzeyinde gerçekleştirilen karşılıklı ziyaretler ikili ilişkilerimizde önemli bir ivme yakalanmasına vesile oldu. Luanda büyükelçiliğimizi 1 Nisan itibariyle faaliyete geçirdik. Böylece Afrika'daki büyükelçiliklerimizin sayısı 43' yükseldi. Togo'da yapacağımız görüşmelerde ülkelerimiz arasındaki ilişkileri nasıl daha ileri noktalara taşıyacağımızı ele alacağız. Togo Cumhurbaşkanının ev sahipliğinde Burkina Faso Cumhurbaşkanı Sayın Christian Kaboré ve Liberia Cumhurbaşkanı Sayın George Weah ile bir çalışma yemeğinde bir araya geleceğim" dedi.
"TÜRKİYE AFRİKA ÜLKELERİ İÇİN STRATEJİK BİR ORTAK"
Erdoğan, "Afrika turumuzun son durağını İslam İşbirliği Teşkilatı Afrika Birliği Batı Afrika ülkeleri, ekonomik topluluğu Ekovaz, petrol ihraç eden ülkeler örgütü OPEC ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, D-8'in önemli üyelerinden Nijerya teşkil edecektir. Bu ziyaretimde Türkiye- Nijerya arasındaki ilişkileri her boyutta nasıl daha ileriye taşıyabileceğimize ilişkin kapsamlı görüş tesisinde bulunacağız. Nijerya, geçtiğimiz yıl iki milyar dolar büyüklüğündeki ticaret hacmiyle sahra altı Afrika'da en büyük ticaret ortağımız oldu. Bu rakamı 5 milyar dolar seviyesine taşımayı hedefliyoruz. Nijerya'yla askeri, savunma sanayi ve terörle mücadele alanlarında gelişmiş ilişkilere sahip olduğumuzu da hatırlatmak isterim.Türkiye'yle Afrika'yı her alanda yakınlaştırmaya devam ediyoruz. Kıtada gün geçtikçe genişleyen diplomatik ağımızla 2020 yılı sonu itibariyle 25 milyar doları geçen ticaret hacmimizle Türkiye Afrika ülkeleri için stratejik bir ortak olarak öne çıkıyor" şeklinde konuştu. Erdoğan konuşmasında , "21. yüzyılda Afrika kıtasının rolünün belirleyici olacağı inancıyla kıtayla ilişkilerimizi kazan, kazan ve eşit ortaklık temelinde ilerletmek istiyoruz. Afrika ülkeleriyle iş birliğimize asla kısa vadeli ve çıkar odaklı bakmıyoruz. Başkaları gibi eski sömürge düzenlerini, yeni yol ve yöntemlerle devam ettirmeye çalışanlardan da değiliz. Afrikalı kardeşlerimizle birlikte başarmak, birlikte yürümek arzusundayız" ifadelerini kullandı.
"BU AÇIKLAMA TABİ CHP'NİN VESAYET ZİHNİYETİ OLDUĞUNU AÇIK BİR İTİRAFIDIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ziyaretine ilişkin açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bürokratlarla ilgili yaptığı açıklamaya ve Merkez Bankası ziyaretine ilişkin soruya Erdoğan, "Öncelikle bu açıklama CHP zihniyetinin vesayet zihniyeti olduğunun açık bir itirafıdır. Bürokrasiyi özellikle seçilmiş hükümete karşı çıkmaya davet etmek vesayet çağrısından başka bir şey değildir. Tabi bu CHP zihniyetinin ilk böyle bir çılgınlığı da değildir. Bu hukuk dışı çağrı kamu düzenine ciddi bir tehdittir. Bunlar ne devlet yönetiminin, ne milli iradenin, ne de demokrasinin ne olduğunu biliyorlar. Bunlardan tamamıyla uzak bir yapının maalesef tezahürü. Milletimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için iradesini ortaya koydu. Bu tercihin bir sebebi de vesayet düzenini kalıcı olarak ortadan kaldırmaktır. Hatırlayın, parlamenter sistemde bürokrasiyle seçilmiş irade arasında hep çatışmalar olurdu. CHP zihniyeti her zaman bürokrasiyi, seçilmiş iradeyi sınırlandıracak bir enstrüman olarak kullandı. Bundan artık milletçe de bıktık. Milletimiz de bütün bunlardan bıktığı içindir ki başkanlık sistemini tercih etti. Yeni sistem ise bürokrasinin siyaset yapmasının. Millet hilafına adım atmasının önüne geçti. Yeni sistem bürokrasisinin siyasi olma özelliğini ortadan kaldırdı ve bürokrasiyi gerçek anlamda idari bürokrasi haline getirdi" dedi.
"TÜRKİYE BİR HUKUK DEVLETİDİR"
Erdoğan, "CHP'nin özlemini çektiği vesayet düzeninin defterini çoktan dürdük. Bay Kemal'in heves ettiği vesayet günleri artık geride kaldı. Boş heves. Diğer taraftan Türkiye bir hukuk devletidir. Bunu Bay Kemal'e hatırlatıyorum. Burası bir hukuk devletidir. Bir kabile devleti değildir. Bay Kemal'in adeta oyun oynadığı bir alanda değildir. Şunu bilmesi lazım heves ettiğiniz günler ki vesayet günleridir ki onlarda geride kaldı. Cumhurbaşkanı'ndan en alt düzeydeki memuruna kadar herkes görevini hukuka uygun yapmak mecburiyetindedir. Aynı mecburiyet tüm siyasetçiler ve elbette muhalefet mensupları içinde geçerlidir. Kılıçdaroğlu'nun kamu görevlilerine yönelik bu tehdidi siyasi garabetini bir kenara bıraktım aynı zamanda açıkça bir suçtur. Sen nasıl olur da bu ülkenin memurlarını tehdit edersin? Bir taraftan kalkıyorsun öğretmenleri tehdit ediyorsun, bir taraftan memurları tehdit ediyorsun. Yeri geliyor polisi, yeri geliyor yargıyı tehdit ediyorsun. Sen kimsin ya? Böyle bir şeyi nasıl yaparsın? Bugüne kadar AK Parti zihniyetinden şu 19-20 yıl içerisinde böyle bir şey duydun mu? Yerel seçimlerde iş başına geldiniz, belediyeleri boşaltıyorsunuz. Bütün bunlar olurken AK Parti iktidarı elindeki gücü size karşı bu şekilde düşündü, böyle bir adım attı mı? Hayır. Kılıçdaroğlu'nun kamu görevlilerini hatta genel olarak milletimizi ilk tehdidi de bu değildir. Şimdi bir de tarih veriyor. Pazartesiden itibaren bu ülkede memurların vay haline. Hadi bakalım. Göreceğiz. Ne yapacağını göreceğiz" ifadelerini kullandı.
"BU ALAN BOŞ DEĞİL"
"Bu alan boş değil" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu ülkede memurunun, hakiminin, polisinin, öğretmeninin bütün bunların haklarını savunan bir iktidar vardır. Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışıyorsun. Merkez Bankası Başkanı sana randevuyu verdi mi? Randevu istediğin gün sana randevu verdi mi? Eğer bağımsız olmamış olsaydı sana bu randevuyu vermeyebilirdi. İşte bağımsız olduğu içindir ki sana randevuyu, randevuyu istediğin gün verdi. Yalan yanlış açıklamalarla da ziyaretten çıktıktan sonra medyayı kandırmaya kalkıyorsun. Halkı kandırmaya kalkıyorsun. Verdiğiniz rakamlar baştan aşağı yalan yanlış ve utanmadan, sıkılmadan böyle bir ziyareti gerçekleştirdiğini de ifade ediyoruz" şeklinde konuştu. "Türk siyaseti adına doğrusu ben de üzüntü duyuyorum" diyen Erdoğan "Koronavirüse bile çare bulma aşamasına gelen tıp ilminin bu zatın acınası haline de bir çözüm geliştireceğine inanıyorum. Türkiye'nin üstelik de dünyanın içinden geçtiği şu kritik günlerde bu tarz yıkım siyasetine değil eser ve hizmet siyasetine ihtiyacı vardır" dedi.
"ANKETLERLE MİLLETE PSİKOLOJİK OPERASYON ÇEKME ÇABALARI HER ZAMAN OLMUŞTUR"
Yapılan seçim anketleri ile ilgili soruya Erdoğan, "Son dönemde ortaya atılan anketlerin kimler tarafından ne amaçla yapıldığı ortada. Yani bu tür anketlerde, manipülasyonlardan ciddi manada bıktık.Gerçekçi anketler bunların manipülasyonlarını tamamıyla ayaklar altına alacak anketlerdir. Anketlerle millete psikolojik operasyon çekme çabaları her zaman olmuştur. Biz bunlardan bıktık. Bunlara da alışığız. Kamuoyu araştırma ve anket şirketlerine benim güvenimin kalmadığını daha önce de açıklamıştım. Son seçimlerde sonuçları bırakın, bileni yakın tahminde bulunan şirket bile çıkmadı. Birçok anket şirketi bu işin ticaretini yapar hale geldi. Çalıştıkları partinin beklentilerine göre de ortaya sonuçlar çıkardılar. Yalan terörü, algı operasyonları ve kişi kurum suikastleriyle AK Parti'ye ve hükümetimize saldıran kesimler şimdi de anketlerle algı operasyonlarına devam ediyorlar. Cumhur İttifakı'nı ellerinden geldiğince küçük göstermenin gayreti içerisinde bulunuyorlar" şeklinde yanıtladı.
"ÖDEMELER KARŞISINDA AMERİKA'NIN BÖYLE BİR TEKLİFİ SÖZ KONUSU OLDU"
ABD'den 40 adet F-16 satın almak için talepte bulunulmasına ilişkin soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan ,"Bu konu F-35 konusuyla bağlantılı bir konu. Yani bizim böyle bir durumumuz söz konusu değil. Ama bizim 1 milyar 400 milyon dolar F-35 için yapmış olduğumuz ödeme söz konusu. Bu ödemeler karşısında Amerika'nın böyle bir teklifi söz konusu oldu. Bununla ilgili olarak da biz ülkemizin savunma ihtiyaçlarını gidermek için ne gerekiyorsa hangi adımları atmamız gerekiyorsa bu adımları da atalım dedik ve bugünün devamlılığı içinde özellikle savaş uçağı filomuzu her zaman hazır ve modern duruma getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunlarla ilgili elimizdeki F16'ların modernizasyonundan tutunuz da, yeni ilave F-16 almak suretiyle filomuzu daha da geliştirelim gayreti içerisindeyiz. F-35 programı kapsamında bu verilen paranın da adeta bir ödemesini geriye borçlandırdığımız için almamız gerekiyor. Görüşmelerimizde bu konuyu bizler dile getiriyoruz. Sorunun çözümü için de diyaloğu önemsiyoruz" diye yanıt verdi.
"EN KISA ZAMANDA İNŞALLAH TURKOVAC ÇIKIYOR"
Erdoğan, Turkovac ile ilgili soruya da "İnsanlık çok büyük bir imtihan veriyor. Türkiye elindeki mevcut kıt imkanları ile de olsa her türlü desteği dünyanın neresinden kendisine talep gelmişse vermiştir, vermeye devam ediyor. Az gelişmiş ülkeler salgına karşı ne yazık ki kaderine terk edildi. Türkiye olarak böyle bakamayız. Elimizden gelen her türlü desteği bugüne kadar nasıl verdiysek vermeye devam edeceğiz. Biz en kısa zamanda inşallah Turkovac çıkıyor. Biz Turkovac'la da kimseye sansür uygulama veyahut engel çıkarma yoluna gitmeden gönüllülük sürecini aştıktan sonra elimizden gelen desteği her yere vermeye çalışacağız. Şu ana kadar 159 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve malzeme yardımında bulunduk. Maske konusunda çok açık, net desteğimizi sürdürdük. Bu ülkeler arasında Afrika ülkeleri çoğunlukta olmuştur" dedi. Basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan beraberindeki heyetle birlikte uçakla Luanda'ya hareket etti. Erdoğan'ın Afrika ziyareti 4 gün sürecek. Angola'nın ardından Togo ve Nijerya'ya ziyaretlerde bulunulacak.
Kaynak: Diyarbakır Söz