TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Haydar Akar başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da; TBMM, Adalet Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, 2023 Yılı Bütçesi'nin görüşmelerine devam edildi. Gruplar adına yapılan konuşmalarda muhalefet partili milletvekillerinin, iktidar partisi AK Parti'ye yönelik eleştiri ve suçlamaları tartışmaların yaşanmasına neden oldu.
KÜRTÇE KONUŞMA GERGİNLİĞİ
TBMM Genel Kurulu'nda kürsüye çıkan HDP'li milletvekilleri konuşmalarına Kürtçe başlaması tepkilere yol açtı. HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, bakanlıkların bütçesi üzerine konuşmasına Kürtçe başladı. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Anlamıyoruz denilenleri" diyerek uyardı. AK Parti Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu da tepkisini, "Hangi parlamentoda konuşuyor acaba? Burası Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu" diyerek tepki gösterdi. AK Partili milletvekilleri birleşimi yöneten CHP'li Meclis Başkanvekili hatibi uyarmasını istediler.
'HERKESİN BİR ANA DİLİ VAR'
HDP'li Taşçıer, tepkiler arasında Kürtçe konuşmasına devam etmesi üzerine, Meclis Başkanvekili Haydar Akar, mikrofonun sesini kısarak HDP'li Taşçıer'in konuşmasına engel oldu, "Sayın milletvekilleri, herkesin bir ana dili var, benim de bir ana dilim var. Kürsüde ben de ana dilimde konuştuğum zaman buradaki hiçbir milletvekili beni anlayamaz, birçok arkadaşımın farklı farklı ana dilleri var, hepimizin anlayabilmesi için resmî dilimiz olan Türkçeyle konuşmaya davet ediyorum. Bir cümle söyleyebilir, iki cümle söyleyebilir ama konuşmanın tümünü yapamaz arkadaşlar, böyle bir olay yok" uyarısında bulundu.
'GERÇEK YÜZÜNÜZ BUDUR'
HDP'li milletvekilleri ise toplu halde sıralara vurarak Meclis Başkanvekili Akar’ı, Taşçıer'in konuşmasını kestiği protesto etti. HDP Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, Meclis Başkanvekili Haydar Akar'ı eleştirerek, "Gerçek yüzünüz budur sizin; ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyorlar, gerçek yüzünüzdür bu sizin" dedi. Tartışma bu kez, Meclis Başkanvekili Haydar Akar ile HDP'li milletvekilleri arasında yaşandı. HDP'li milletvekilleri topu halde sıralara vurarak Taşçıer'in konuşmasını kesen Akar'a tepki gösterdi. Tepkilerin sürmesi üzerine Akar, oturuma 5 dakika ara verdi.
İFFET SÖZÜ 'KINAMA' CEZASI GETİRDİ
Verilen aranın ardından görüşmelere devam edildi. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun konuşması sırasında da tartışma yaşandı. Tartışmalar devam ederken Gergerlioğlu'nun, geçen yıl Genel Kurul'da çıplak aranmaya ilişkin, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in, "İffetli bir kadın çıplak aramayı anlatmak için bir yıl beklemez" sözlerini hatırlatarak, "O zaman kim iffetli, kim iffetsiz?" ifadelerini kullandı.
Bu sözler üzerine AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan söz alarak, "Orası mı iffetli, burası mı iffetli, bir tarzı reddediyoruz. Kaldı ki kendisini özür dilemeye davet ediyoruz. Gergerlioğlu çok ağır bir konuşma yaptı, nezih bir dille cevap verdim ancak tekrar cevap verdi. Bakınız, kızmak yok, böcek olmayı göze alırsanız ezilince ses çıkarmayacaksınız. Bu yanlış bir dil, iffetle ilgili söylediği tüm iğrenç iddiayı reddediyoruz. Bu ifade bu Meclisin ifadesi değil" dedi.
Verilen aranın ardından, Meclis Başkanvekili Haydar Akar, HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'e yönelik kullandığı, 'Orası mı iffetli, burası mı iffetli' sözlerinin, 'kaba ve yaralayıcı sözler sarf etmek ve hareketler yapmak' kapsamında değerlendiği için İçtüzüğün ilgili maddesi kapsamında 'kınama cezası' verilmesi gerektiğini oylamaya sundu. Oylama sonucunda Gergerlioğlu'na, 'kınama cezası' kabul edildi.
AK PARTİ'Lİ IŞIK'A, MECLİSTEN GEÇİCİ OLARAK İKİ BİRLEŞİM ÇIKARMA CEZASI VERİLDİ
AK Partili Zafer Işık'a, İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs'e yumruk atması sonucu yaralanmasına neden olduğu gerekçesiyle İçtüzüğün ilgili maddeleri kapsamında; 'hareket, fiili saldırıda bulunmak' hükmü kapsamında olduğundan Genel Kurul'dan geçici olarak iki birleşim çıkarma cezası verildi. İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş'a da "Mecliste gürültü ve kavgaya sebep olmak" hükmü kapsamında 'kınama' cezası verildi.
MECLİS BAŞKANVEKİLİ BİLGİÇ, TBMM'NİN BÜTÇE SUNUMUNU YAPTI
TBMM Genel Kurulu'nda, Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, TBMM'nin 2023 Yılı Bütçe sunumunu yaptı. Bilgiç, '5'inci Yasama Yılı'nda yapılan faaliyetlere ilişkin bilgilendirme yaptı. Bilgiç, "Yasama Yılı'nda 83 teklif kanunlaşmış ve çeşitli konularda da 31 Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı alınmıştır. 2 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 27'nci Yasama Dönemi'nin tamamına baktığımızda, kabul edilen kanun sayısı 282'dir. Yine, bu dönem içerisinde alınan Türkiye Büyük Millet Meclisi kararlarının sayısı 162'ye ulaşmıştır" dedi.
MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIKLARI
Milletvekili dokunulmazlıkları ile ilgili Genel Kurulu bilgilendiren Bilgiç şöyle konuştu:
"27'nci Yasama Dönemi'nde yani hep gündeme geliyor ama Sayın Tuma Çelik'in dokunulmazlığı kaldırıldı. Sayın Leyla Güven'in milletvekilliği sona erdi, Diyarbakır Milletvekili Sayın Musa Farisoğulları'nın milletvekilliği sona erdi, gene İstanbul Milletvekili Kadri Enis Berberoğlu'nun milletvekilliği düşürüldü ancak Anayasa Mahkemesi kararı üzerine Sayın Berberoğlu milletvekili sıfatını tekrar kazandı. Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekiliği düşürülmüş ancak Anayasa Mahkemesi'nin kararı üzerine Sayın Gergerlioğlu milletvekili sıfatını tekrar kazanmıştır. Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ile ilgili milletvekilliğinin düşürülmesi yönünde görüş bildiren Karma Komisyon Raporu ve muhalefet şerhi de 25 Kasım 2022 tarihinde Genel Kurul'un gündemine girmiştir. Diyarbakır Milletvekili Salihe Aydeniz'le ilgili dokunulmazlığın kaldırılması yönünde görüş bildiren Karma Komisyon Raporu da 3 Ekim 2022 tarihinde de Genel Kurul gündemine girmiştir."
'KÜRTÇE KONUŞMA' TARTIŞMASI DEVAM ETTİ
Meclis Başkanvekili Bilgiç, HDP'li milletvekillerinin Genel Kurul kürsüsünde Kürtçe konuşmalarına ilişkin de açıklama yaptı. Bilgiç, "Hiç kimse Kürtçe konuşulmasına karşı değil, bu bir yanlış anlama ama Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, resmi dil Türkçe" dedi. Bilgiç, Genel Kurul tutanaklarına Kürtçe konuşmanın noktalama işareti olarak girdiğini belirterek yapılan eleştirelere, "Bu resmi dilin Türkçe olmasından kaynaklanıyor. Sanki bunu bir Kürt ya da Kürtçe karşıtlığıymış gibi almak ya da milletimize sunmanın çok doğru ve vicdani olduğunu düşünmediğimi de ifade etmek istiyorum" açıklamasında bulundu.
KASAPOĞLU, BAKANLIĞIN BÜTÇE SUNUMUNU YAPTI
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muhammet Kasapoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, bakanlığının bütçe sunumunu yaptı. AK Parti hükümetleri döneminde bakanlık olarak önemli reformlara imza atıldığını anlatan Kasapoğlu, "Artık pek çok gencimiz yirmi yıl öncesine göre kıyasladığımızda üniversiteyi bir hayal olmaktan öte bir yaşam biçimi olarak istediği üniversiteye, hayallerine kavuştu. Bununla birlikte yıllar boyu Türkiye'de protestolara şahit olduk, değil mi? Belki içinizde o protestolara katılanlar da var, 'harçlara hayır' diyorlardı. Bu ülkenin hiçbir genci maddi imkanından imkansızlığından dolayı üniversiteye gitmekten mahrum kalmasın diye, yine bir devrim yazdık ve o devrimle üniversite harçlarını tarihe gömdük" dedi.
'GENÇ OFİSLERİ AÇILDI'
Gençlik Merkezi sayısını 9'dan 450'lere, en kısa zamanda da 500'e ulaştıracaklarını aktaran Bakan Kasapoğlu, "Genç ofis yoktu Türkiye'de, 345 genç ofisimiz var. Gençlik kamplarımız, 5 gençlik kampı vardı şu an 60'a yakın gençlik kampımız var ve milyonlarca gencimizin faydalandı. Yine, fırsat eşitliği felsefesiyle mekanlarda girişimciliğin, kişisel gelişimin, sanatın, paylaşımcılığın, sporun, sosyal inovasyonun ve hepsinden de önemlisi 85 milyonun bir araya geldiği kardeşlik ikliminin en güzel örnekleri olarak ortaya koyduk" değerlendirmesinde bulundu.
YURTLARA REKOR BAŞVURU
Bakan Kasapoğlu, Türkiye'deki yurt kapasitesini artırdıklarını belirterek, "Yirmi yıl önce yurda gitmek isteyen 100 kişiden 10'u ya da 12'si yurtlara yerleşiyordu. İşte, yıl 2022 Cumhuriyet Tarihinin rekor başvurusunu aldık, rekor yerleştirmesini yaptık; bu bir gurur tablosudur, bu ülkenin gururudur. İstanbul'a bakın, İzmir'e bakın, Ankara'ya bakın, bu üç metropolde hamdolsun, artık her bir ilde yurtlarımızda 2 bine yakın boş yer var. Binlerce yurt inşaatımız da devam ediyor; bu, ülkenin gurur tablosudur" yorumunda bulundu.
BOZDAĞ, BAKANLIĞIN BÜTÇE SUNUMUNU YAPTI
TBMM Genel Kurulu'nda Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bakanlığının 2023 yılı bütçesinin sunumunu yaptı. Bakan Bozdağ, AK Parti hükümetleri döneminde hayata geçen hak ve özgürlükleri ile ilgili atılan adımları anlattı:
"Anayasamızda büyük ve köklü reformlar yaptık. Hem demokrasi açısından, hem hukuk devleti açısından, hem de insan hakları bakımından önemli değişiklikler yaptık. Öncelikle, hak arama yollarını çoğalttık. Türkiye'de neredeyse yargı ve idare dışında fazlaca bir hak arama yolu yoktu. Biz, Meclisimizle beraber yapılan büyük demokratik reformlarla yeni hak arama yollarını hukuk sistemimize kazandırdık. Kişisel verilerin korunmasını anayasal bir hak olarak düzenlediğimiz gibi her bir vatandaşımızın kişisel verilere erişmesini, bu verilerin amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmesini, eksiği varsa, yanlışı varsa düzelttirme hakkını kullanarak düzelttirmesini bir anayasal güvenceye kavuşturduk; uygulamada da bunların sağlıklı işlemesi için Kişisel Verileri Koruma Kanunu çıkardık ve Kişisel Verileri Koruma Kurumunu kurduk ki uygulamada bu verilerin sağlıklı bir şekilde korunduğunu, uygulamaların Anayasa ve yasalarımıza uygunluğunu denetlesin diye. İnsanlarımızın saygın bir birey olarak yaşaması bakımından bunun fevkalade önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum."
'ANAYASA MAHKEMESİ İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE DÖNÜŞTÜ'
Bakan Bozdağ, Anayasa Mahkemesi'yle ilgili önemli değişiklikler yaptıklarını belirterek, "Anayasa Mahkememizi adeta bir insan hakları mahkemesine dönüştürdük. Hak ihlali, yeni bir hak arama yolu, uygulamadaki eksiklikler ve aksaklıklardan kaynaklı yargının yaptığı sorunlar varsa bunların hukuk devletine uygun bir biçimde çözümü bakımından son derece önemli bir başka hak arama yolu olmuştur" dedi.
Bilgi edinme konusunu ilk defa hak olarak düzenlediklerini aktaran Bakan Bozdağ, "Dilekçe hakkı vardı vatandaşımızın ama bilgi edinme hakkı yoktu. Anayasamızın 74'üncü maddesinde yaptığımız değişiklikle, kişilere hem kendisiyle hem de kamuyla ilgili bir konuda bilgi edinme hakkını tanıdık. Bununla ilgili uygulamaları denetlemek üzere de 'Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu'nu kurduk, bu da ayrı bir hak arama yoludur. İdarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri incelemek üzere de 'Kamu Başdenetçiliği'ni, 'Ombudsmanlık Kurumu'nu kurduk" dedi.
AK Parti iktidarları olarak, bu demokratik reformlarla, hukuk devletinin standardını yükselten reformlarla yasama, yürütme ve yargıyla ilgili bütün devleti adeta vatandaşın doğrudan denetimine açtıklarını savunan Bakan Bozdağ şöyle devam etti:
"Artık bugün devleti sadece Meclisimiz değil, sadece idari yargı değil, sadece belli kurumlar değil her bir vatandaşımız bilgi edinme hakkını kullanarak, her bir vatandaşımız gerektiğinde Kamu Başdenetçisine başvurarak bunları da kullanmaktadır. Ayrıca, insan hakları konusunda İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu da kurarak ülkemizde yaşanan veya yaşanabilecek her türlü ayrımcılıkla ilgili yeni bir hak arama kapısını daha açtığımızı buradan ifade etmek isterim. 'Kolluk Gözetim Komisyonu'nu kurduk, kollukla ilgili şikayetleri ayrıca dinlemek ve değerlendirmek üzere orada da ayrı bir sistem kurduğumuzu buradan ifade etmek isterim. Bunlar hukuk devletimizi güçlendirdiği gibi, insan hakları anlayışımızın standardını da olumlu anlamda değiştirmiştir.”
'HAK ARAMADA YASAKLAR KALKTI'
Hak aramanın önünde Türkiye'de ciddi engellerin olduğunu hatırlatan Bozdağ, "Hak arama yasakları vardı; biz bu yasakları kaldırma konusunda da önemli adımlar attık. Bildiğiniz gibi, Yüksek Askeri Şura'nın kararlarına karşı yargı denetimi kapalıydı. Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlere karşı da yargı denetimi kapalıydı. Ne kadar tek başına yaptığı işlem var bilen yok; sayısı, sınırı nerede hiç kimsenin haberi yok. Yine, Cumhurbaşkanının resen imzaladığı emirler ve kararlar aleyhine de Anayasa Mahkemesi dahil hiçbir yargı merciine başvurulamazdı, yasak. Hakimler Savcılar Kurulu'nun hiçbir kararına karşı yargı merciine başvurulamazdı, yasak. Biz bütün bunları ne yaptık? Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlerinin tamamını yargı denetimine açtık. Resen imzaladığı emir ve kararları yargı denetimine açtık. YAŞ'ın kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç, ilişik kesme kararlarını yargı denetimine açtık" diye konuştu.
'YARGILAMA YOLUNU SONUNA KADAR AÇTIK'
Hakimler Savcılar Kurulu'nun (HSK) ilişik kesme kararlarını yargı denetimine açtıklarını anlatan Bakan Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü:
"12 Eylül 1980 tarihinden ilk seçimle oluşan Meclis Divanı Başkanlık Kurulu oluşuncaya kadar geçecek süre içerisinde çıkarılan kanun, kanun hükmünde kararname ve anayasayla ilgili, kanunun uygulanmasıyla alakalı Anayasa Mahkemesini Anayasa'ya aykırılık iddiası yasağı vardı, defi yoluyla dahi bu iddia ileri sürülemiyordu, şimdi onların da yasağını kaldırdık, yargı yolunu açtık. Öte yandan, 12 Eylül askeri yargısını gerçekleştiren darbecilerin yargılanmasını engelleyen yine bir başka yasak vardı, onu da kaldırdık; 12 Eylül darbesini yapanları da 28 Şubat postmodern darbesini yapanları da 15 Temmuz darbesini yapanları da yargının önüne çıkardık, hesap vermesini sağladık ve hukuk devletinin olduğu yerde yargı denetimi dışında hiçbir işin olmaması lazım. Cumhurbaşkanının parlamenter sistemde hukuki hiçbir sorumluluğu yok, imza attığı şeyden başbakan, ilgili bakan sorumlu ama şimdi cumhurbaşkanını hukuken yaptığı her bir işten, işlemden, eylemden hukuk karşısında da millet karşısında da doğrudan sorumlu hale getirdik. Yine, Anayasa'mıza göre, önceki hükme göre Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet suçlamasıyla belli sayıda vekille itham ediliyor ve nitelikli bir çoğunlukla kabul edilirse ancak o zaman Yüce Divan'a sevk edilebiliyordu. Şimdi, yine belli şartlar altında ama Cumhurbaşkanını işlediği iddia edilen ya da kendisine isnat edilen her bir suçtan dolayı yargılama yolunu sonuna kadar açtık."
TEK ADAM ELEŞTİRİLERİ
'Tek adam' eleştirilerine ilişkin Bakan Bozdağ, "Hani deniliyor ya 'Tek adam', esas tek adamlık hesap sorulamayan, yargı yolu kapalı olan, yaptıklarından layüsel (sorumsuz) olandır. Önceki döneme bakın, tek başına yaptığı işlemler yargı denetimine kapalı, resen imzaladığı emir ve kararlar yargı denetimine kapalı, hukuki sorumluluğu yok, cezai sorumluluğu sadece bir konuyla sınırlı ama şimdi; hem milletin karşısında hem de hukukun karşısında sorumlu olan, yasalarımızın da sorumluluğuna izin verdiği bir Cumhurbaşkanı var" yorumunda bulundu.
'YARGI BİRLİĞİNİ BİZ SAĞLADIK'
Hukukta yapılan reformlara değinen Bakan Bozdağ, "Türkiye'de ikili bir yargılama sistemi vardı. Bir yandan Askeri Yargıtay, diğer yandan Yargıtay; diğer yandan Danıştay, öbür yandan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi vardı. Bir yandan adli yargı, öte yandan askeri yargı vardı. Türkiye'deki adeta iki devlet görüntüsü veren askeri yargı, sivil yargı, yüksek mahkeme ayrımına biz son verdik. Yargı birliğini biz sağladık. Hukuk devletiyle bağdaşmayan bu sakıncalı ve ayıp uygulamaları hukukumuzun dışına biz taşıdık" dedi.
Bakan Bozdağ, özel yetkili ağır ceza mahkemelerini de AK Parti iktidarları döneminde kaldırdıklarını belirterek, "Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesine göre kurulan ve ayrı bir imtiyazlı usule sahip olan mahkemeleri de biz kaldırdık. Bugün, Türkiye'de mahkemelerimizin tamamı aynı uygulamayı yapıyor. Mahkemeler arasında da adeta hiyerarşi görüntüsü veren, hukuk devletiyle bağdaşmayan bu uygulamaları da biz kaldırdık" açıklamasında bulundu.
Yargı bağımsızlığı konusunda yapılan eleştirilerde de yanıt veren Bakan Bozdağ, "Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı hususunda da ciddi adımlar attık. Yargı yetkisini düzenleyen maddede 'yargının bağımsızlığı’nın yanına 'tarafsızlığını' da koyduk. Yetmedi, yargının tarafsız ve bağımsızlığına gölge düşüren hukuk müesseselerini yeniden yapılandırdık" dedi.
Bakan Bozdağ konuşmasının devamında şu ifadelerde bulundu:
"2021 yılı itibariyle ülkemizde Cumhuriyet başsavcılıklarıyla birlikte tüm mahkemelerin iş yükü 17 milyon 659 bin 925 dosyadır. Yani toplam iş yükü yaklaşık 18 milyon dosyadır. Yargı mensupları bu denli ağır iş yükü altında gece gündüz demeden özverili bir şekilde fedakarca görev yapmaktadır. Ne var ki bu devasa iş yükü ve fedakar çalışma gayreti görmezden gelinerek bazı münferit olumsuz örnekler üzerinden yargımız yıpratılmaya çalışılmaktadır. Ne yazık ki bu yıpratma çabası büyük ölçüde siyasi tarafgirliğe dayanmaktadır. Oysaki bir davada siyasi tarafgirliğe göre haklı haksız ayrımı kabul edilemez. Dosyayı görmeden, içindeki delillere vakıf olmadan, kim ne demiş, nasıl demiş, delil ne yönde stecelli etmiş bunları anlamadan ve nihai kararı görmeden peşinen bir hüküm veriyorsanız, sırf iktidara muhalefet olsun diye yargı mercilerini bir kalemde karalamakta bir mahzur görmüyorsanız, yargıya müdahale etme noktasında keyfi davranıyorsanız kusura bakmayın biz buna müsaade etmeyiz. Bu ülkenin fedakarca çalışarak milletine, devletine sadakatle hizmet eden yargı teşkilatını töhmet altında bırakacak söz ve eylemler kimden gelirse gelsin karşısında bizi bulur. Buradan bir kez daha belirtmek isterim ki Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanı ve Adalet Bakanı olarak hakim ve savcılarımıza yapılan bütün haksızlıkların karşısındayız.”
Kaynak: Diyarbakır Söz