Alt komisyon, AK Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı'nın başkanlığında toplandı.
Serin, sunumunda, cezaevindeki uygulamaları ve çalışmaları anlattı, cezaevinin durumu hakkında bilgi verdi.
Terör suçlusuna ayrı adli suçluya ayrı bir program uygulamadıklarını ve psikolog olarak bunun gerekli olmadığını düşündüğünü belirten Serin, PKK ve KCK'lıların vaiz tarafından verilen dini ve ahlaki faaliyetlere de katılmadıklarını, açık ilköğretim ve açıköğretim lisesi dışında hiç bir okula da kayıt yaptırmadıklarını anlatarak, terör suçundan hüküm giyen kişilerin; sorunların üstesinden gelmek için başka yol kalmadığı inancını taşıyan, saldırgan, hoşgörüsüz bir kişiliğe sahip olduklarını bildirdi.
CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Serin'in psikologtan ziyade cezaevi birinci müdürü gibi konuştuğunu iddia ederek, sözlerine itiraz etti.
Serin, 20 yıl önce cezaevlerinde atöyle çalışmaları olmadığını belirterek, ''O zamanlar sadece okuma yazma kursları vardı. Bu yapılan faaliyetler de ıslah çalışmalarının bir parçasıdır'' dedi.
Komisyonda tartışma çıktı
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü'nün de Serin'in sözlerine itiraz etmesi tartışmaya neden oldu.
Kürkçü, Serin'in konuşmasında çelişki olduğunu savunarak, ''Konuşmanızda terörist tipi tarif ettiniz. Terör suçluları için belirli bir kişilik ortaya konulamaz dedikten sonra terörist tipi tarif ettiniz. Bir terörist tipi var mı yok mu?'' diye sordu.
Serin'in, ''Net, kalıplaşmış yok'' karşılığını vermesi üzerine Kürkcü, ''Olmadığı halde tarif ediyorsunuz'' dedi.
Nermin Serin'in, ''terör suçundan ya da hırsızlık suçundan gelenin kişilik özelliği budur diyemezsiniz ama 'davranışları şöyledir' diyebilirsiniz'' sözlerine karşılık Kürkcü, ''Bu değerlendirmeleri tek siz mi yapıyorsunuz?'' sorusunu yöneltti. Serin, cezaevlerinde psikososyal servis birimleri bulunduğunu ve görüşlerinin bu ekibin görüşleri olduğunu anlattı.
Kürkçü, ''Bu kişilerin siyasi sebeplerle şiddet olaylarına karışarak cezaevlerine konulduğunu söylüyorsunuz. Siyasi bir değerlendirme yaparken onlar hakkında belge sahibi olmak gerekmez mi? Psikolojinin alanına girmeyen siyasi önyargılı analiz yapmışsınız'' dedi.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Nermin Serin'in sanık sandalyesine oturmuş gibi yargılanmaması gerektiğini söyledi.
Serin, Metiner'in, ''Süreç içerisinde düşüncelerinde değişme oluyor mu?'' sorusuna, ''lider pozisyonunda olan kişiler için daha az geçerli değişim süreci. Üye pozisyonunda olanların değişmeye daha eğilimli olduklarını görüyoruz ancak onlar da çeşitli kaygılardan dolayı gruptan ayrı düşünemiyorlar'' diye konuştu.
Nermin Serin, terör suçlularının cezaevinde ibadetlerini yaptığını, inançsız olmadıklarını, ancak grup baskısı nedeniyle cezaevinin dini faaliyetlerine katılmadıklarını söyledi. Bunun üzerine Kürkcü, ''Diyaneti tanımıyorlar'' dedi.
CHP'li Özdemir, konuşması sırasında, AK Parti'li Metiner ile tartıştı. Özdemir, Metiner'e, ''Bana ne soracağımı öğretme, kime ne soracağımı biliyorum'' diye seslendi. Bunun üzerine Metiner, ''Size katlanmak zorunda değilim'' yanıtını verdi.
Bir soru üzerine Nermin Serin, gardiyandan dayak yediği konusunda şikayetçi olan mahkum olmadığını belirtti.
Bunun üzerine BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık tepki göstererek, ''Nasıl yok dersiniz? Benle Ahmet Türk dayak yiyecektik neredeyse gardiyandan. Müdür geldi bizden özür diledi. Taraflı konuşmayın, devlet ağzıyla konuşmayın'' dedi.
Nermin Serin, ''Ben de cezaevinde insanca muamele görmüyorum. Beni her gün kapıda arıyorlar, ayakkabımı çıkartıyorlar, çantamı içeri almıyorlar. Rahatsızlığım var, ilaç alıyorum. Raporum olmasına rağmen içeriye ilaç sokamıyorum. Her seferinde ilaçlarımı almak için dışarıya çıktığımda, soyunup, dökünmem gerekiyor. Dayak derseniz bu ayrı bir şey; işkence, kötü muamele ayrı bir şey'' açıklamasında bulundu.
Sincar'ın dinlenmesi
Alt komisyon daha sonra Cihan Sincar'ı dinledi.
Komisyonun kendisini çağırmasından beri heyecandan uyuyamadığını belirten Sincar, ''Bu kadar beklememize gerek yoktu, gerçekten çok bekledik. O gün bugündür çalmadığımız kapı kalmadı'' dedi.
Sincar, eşinin bu komisyonun üyesi olduğunu ifade ederek, ''Kim bu işi yaptı, bu katillerin tetikçilerin arkasında kim var? Niye Mehmet Sincar, eşimim suçu neydi? Ben ve çocuklarım bunu öğrenmek istiyoruz. Bu işin çok bedelini ödedik. Eşim milletvekilliğinde 2 yılını doldurmamıştı, o yüzden çok ekonomik sıkıntı yaşadık'' diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir görevlinin o zaman kendisini ziyaret ettiğini belirten Sincar, ''Eşimin durumunu sordu. O zaman İçişleri Bakanı Mehmet Ağar idi. 'Gidip onunla görüştüğünde Mehmet'in olayını sorarsan sevinirim' dedim. Sonra beni aradı, eşimin durumunu sorduğunu ve Ağar'ın ''onu vuran bir Hizbullahçının İran'da olduğunu ve gelmesi durumunda yakalayacaklarını söylediğini' anlattı, ancak 'söylediklerine ne o inandı ne de ben inandım' dedi'' diye konuştu.
''Marş çalmaya başladı ve o ölüm işaretiydi''
Bunun üzerine söz alan BDP'li Sakık, şöyle konuştu:
''Kendileri öldürttüler, kendileri alıp Kızıltepe'de defnettiler. Genelde cinayetler işlenirken orada marş çalınır, marştan sonra tetiğe basılır. Biz tören alanındayız, hepimizin elinde silahlar vardı, resmi polisler de vardı. Karanfiller bırakıyorduk o marş çalmaya başladı ve o ölüm işaretiydi. Cinayeti işletenler, soruşturanlar ve defnedenler aynıysa çok fazla şey aramaya gerek yok. O zaman askerlerin eğitim yerlerinde eğitim gören Hizbulkontra denen birim tarafından cinayetler işleniyordu ancak hiçbiri yargılanmıyordu. Hizbullah devletin denetimindeydi. Benim de ağabeyim Gaziantep'te öldürüldü. Rövanş içinde, kin içinde değiliz. 'Bin tane operasyon yaptık' diyen en üst düzeydeki görevliler, 'ben bir tuğla çekersem, burası çöker'' diyenler vardı.''
AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener, Sakık'a yönelik, ''Türkiye'nin geleceği ile ilgili karar alma noktasına geldiğinde başka yerlerden gelen tavsiyelere uyarak ülkenin ufkunu açacak kararlara katılmıyorsunuz'' dedi.
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, ''ABD'nin bu işin ta içinde olduğunu düşünüyorum. ABD geçmişten bu yana PKK'nın oluşturulması dahil her şeyin içinde var. Bunu biliyorum'' dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz