TBMM Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplanan genel kurula Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Şentop, günün anlam ve önemine vurgu yaparak, "Millet iradesini yok sayanlar, kesintiye uğratmak için fırsat kollayanlar, bugüne kadar en büyük zararı devletimize, milletimize vermişlerdir. Milli iradeye sahip çıkmak öncelikle TBMM'nin görevidir. Türkiye'nin bütünlüğüne kastetmedikçe, şiddeti bir yöntem olarak kabul edip, teşvik edip, desteklemedikçe, tahakkuku milletin refahı ve devletin bekası için elzem olan hedeflere ket vurmadıkça bütün siyasi farklılıkların bu çatı altında yer alması, demokratik zenginliğimizdir. 101 yıl önce Ankara'da toplanan TBMM, yokluğa mahkum edilmek istenen, vatanı işgal, ordusu terhis edilmiş bir milletin var olma mücadelesi mücessem hali ve karargahı olmuştur. Şu bilinmelidir; 100 yıl önce sefil ve haksız bir ihtiras uğruna vatanımıza tasallut etmeye yeltenenlere karşı milletimizin çelikleşen iradesi, lüzumu halinde aynı ile harekete geçecek dipdiri bir güç olarak varlığını sürdürmektedir" diye konuştu.
AK PARTİ'Lİ BOSTANCI: KİMSENİN BAŞKA TARİHİ YOK
AK Parti Grubu adına söz alan Grup Başkanı Naci Bostancı, 101 yıl önce Meclis’in zor şartlar altında açıldığına dikkat çekerek, "101 yıl içinde bu Meclis tek parti dönemini, Terakkiperver ve Serbest Fırkaları gördü, çok partili hayata geçişe şahitlik etti, 60 ve 80 darbeleriyle kapatıldı, 71'de paranteze alındı, 28 Şubat'ta üzerine vesayetin gölgesi düşürüldü, 27 Nisan’da istikamet verilmek istendi. Nihayet 15 Temmuz’da mankurtlar, milletin, düşmana karşı kullanmaları için verdiği silahı millete karşı kullanıp, gazi Meclisi bombaladılar. Buna cüret edenleri önce doğrudan milletimizin sonra ise hukukun nasıl cezalandırdığını biliyoruz. Şunu unutmayalım; 101 yıllık tarihe buradaki siyasi temsillere çeşitli eleştirilerimiz olabilir; fakat nihai noktada bu bizim, hepimizin tarihidir. Kimsenin başka bir tarihi yok. Geçmiş ateşli siyasi polemiklerle değil, tarihin dingin ve derin, delillerle tahkim edilmiş aklının diliyle anlaşılmalıdır. Tarih için, geçmişin aynası, istikbalin tarağı derler" dedi.
Bostancı, demokrasiye sahip çıkmanın bir görev olduğunu vurgulayarak, "Demokrasinin düşmanı sadece faşizm ve totaliterlik değildir, en büyük düşman, gerçek olmayacak ölçüde ideal bir demokrasi karşılaştırması üzerinden mevcut demokrasiyi ölçüsüz şekilde eleştirmektir. 'Mükemmel' iyinin ve gerçeğin düşmanıdır derler. İktidar her rejimde; fakat muhalefet sadece demokrasilerde vardır muhakkak. Bunun değerini takdirde ise iktidar kadar muhalefete de görev düştüğünü unutmayalım. Bu 23 Nisan az sonra tarih olacak ve buradaki her söz geleceğe kaydını düşecektir" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU: YETKİ GASPINA SESSİZ KALMAMASI GEREKİR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise TBMM'nin; Milli Kurtuluş Savaşı'nı yönettiği için 'Gazi Meclis' unvanını aldığını hatırlatarak, "Bu Meclis’in yetkilerin gaspına sessiz kalmaması gerekir. Bu Meclis’in hiçbir vesayetin gölgesinde kendisini hissetmemesi gerekir. Bu Meclis’in toplanan vergilerin ve özelleştirme vergilerinin nasıl harcandığını bilmesi ve denetlemesi gerekir. Bu Meclis’in yolsuzluklar konusunda çok duyarlı olması gerekmektedir. Bu Meclis’in Türkiye’nin en temel sorunlarını yeri geldiğinde masaya yatıran olduğunu bilmesi gerekir. Bu Meclis’in insan hakları ihlalleri karşısında en olumlu tavrı alması gerekir. Bu Meclis’in devlette aşama aşama yok edilen liyakat sisteminin neden yok edildiğini araştırması gerekir. Bu Meclis’in Anayasa’da yer alan 'basın hürdür sansür edilemez' ilkesini yürütme organının nasıl ihlal ettiğini araştırması gerekir. Bu Meclis’in bugün 21'inci yüzyıl Türkiye'sinde 2 milyon 538 bin öğrencinin neden EBA’ya ulaşamadığını araştırması gerekir. Bu Meclis'in kamu özel iş birliği içinde yapılan ve verilen garantileri bilmesi gerekir. Bu Meclis'in tek kişilik hükümetin niçin dövizle borçlandığını bilmesi gerekir. Bu Meclis'in 128 milyar doların hangi kurdan, kimlere satıldığını bilmesi gerekir."
KÖTÜ VE YANLIŞ BİR YÖNETİM
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Meclis’in kuruluşunun 101. yılında kötü ve yanlış yönetilen bir Türkiye’yle karşı karşıya olduklarını iddia ederek "Meclis, 1920’de kurulduğunda gerçek halk egemenliğine dayanıyordu. 1921 Anayasası ademi merkeziyetçi bir anlayışı esas alıyordu. Bu kuruluş esasları zamanla yerle bir edildi ve bir asır boyunca bu ülkenin tüm kimlikleri, kültürleri dışlandı, ötekileştirildi." dedi.
DEMOKRATİK SİYASETTE ISRARCIYIZ
Oluç, yaşanan rejim krizinin derinleşerek büyümemesi için Cumhuriyet'in, gerçek anlamda demokrasiyle buluşması, demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşması gerektiğini belirterek şunları kaydetti.
"Bizler demokratik siyasette ısrarcıyız. Şu çok açık ki; demokratik siyaset güçlendikçe, sorunlarımızın konuşarak, diyalogla, müzakere edilerek aşılması imkanları da genişler ve artar. Türkiye'nin hiçbir sorununu çatışma ve şiddet yoluyla çözemeyiz. Müzakere ederek, diyalog yoluyla, konuşarak, tartışarak bütün sorunlarımızı çözebiliriz. Kürt sorunu başta olmak üzere, hiçbir sorunumuz yoktur ki, konuşarak çözemeyelim. Bir asrın ağır tecrübeleri, gelecek asrın da aynı krizlerle yaşanmaması gerektiğini herkese göstermiş olmalıdır."
MHP'LYİ AKÇAY- DARBE VE VESAYET
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, TBMM'nin, bugün de darbe ve vesayet heveslilerine, yabancılardan himaye ve iktidar dilenenlere karşı tedbirli olması gerektiğini belirterek, "Bunlar hala en şeytani kılıkta, süslü maskelerle, bazen de gece yarısı bildirileriyle kendini gösterebilmektedir. Bu zihniyettekilere hatırlatırız ki; devlet ve millet uyumaz, emekliye de ayrılmaz." dedi.
Akçay, 101 yıl önce Polatlı’dan gelen top seslerine rağmen millet için çalışmaktan geri durmayan Meclisin, 15 Temmuz gecesi emperyal uşaklara hak ettikleri dersi verdiğini ve yeniden gazi unvanı aldığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ancak ve maalesef, darbeci ve vesayetçi zihniyet henüz yok olmamıştır. Meclisimiz bugün de darbe ve vesayet heveslilerine, yabancılardan himaye ve iktidar dilenenlere karşı tedbirli olmak zorundadır. Bunlar hala en şeytani kılıkta, süslü maskelerle, bazen de gece yarısı bildirileriyle kendini gösterebilmektedir. Bu zihniyettekilere hatırlatırız ki devlet ve millet uyumaz, emekliye de ayrılmaz.
İYİ PARTİLİ TATLIOĞLU
İYİ Parti Grup Başkanı ve Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu, "Bir ülkede ve bu ülkede, millet meclisinin varlığı hiç şüphesiz o ülkedeki milli egemenliğin ilk ve temel şartıdır. Ancak milli egemenliğin vücut bulması için tek ve yeterli şart değildir. Milli egemenlik, millete gerçek manada yaslanan bir meclis üzerinden hukukun üstünlüğünün sağlanmasıyla gerçekleşir." dedi.
ÇAĞIN İLERİSİNE TAŞIYACAK YOL
İYİ Parti Grup Başkanı Tatlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Büyük Millet Meclisinin açılışından itibaren yaklaşık bir asır bize göstermiştir ki; ne zaman ki milletin hakimiyeti gölgelenmiş, Türkiye güç yitirmiştir. Yolsuzluk ve yoksulluk artmıştır. Türkiye, otoriter bir siyasi atmosferin içine sürüklenmiştir. Fakirleşme süreci ve yargıya güvenin tükenişi yine aynı süreçte olmuştur. Diğer taraftan milli egemenliğin güç kazandığı dönemlerde, demokrasiye, kişi hak ve hürriyetlerine, adalete ve liyakate olan bağlılığın güçlendiği, hukukun üstünlüğüne riayet edildiği dönemlerde ise Türkiye ayağa kalkmış, yükselmiştir.
Kaynak: Diyarbakır Söz