Mektup'ta, İhsanoğlu'nun "Diyarbakır'da başka Ankara' başka" tavır sergelediği vurgulanırken, şöyle denildi; "Meclis Başkanlığı, tıpkı üç adaydan biri olduğunuz Cumhurbaşkanlığı gibi, toplumun bütün kesimlerini kucaklamayı, diyalog geliştirmeyi, farklılıkları bir zenginlik olarak kabul etmeyi şart kılar. Çok sayıda uluslararası örgütte önemli görevlerde bulunmuş biri olarak, size hatırlatmak zorunda kalmamış olmayı tercih ederdik.
Dicle Toplumsal Araştırma Merkezi (DİTAM), MHP'nin TBMM Başkanlığı için aday gösterdiği Ekmeledin İhsanoğlu'na, HDP'ye yönelik takındığı tavır ve bir araya gelmeyeceklerine ilişkin açıklamalarına tepki amaçlı, açık mektup gönderdi.
DITİM Yönetim Kurulu Mehmet Kaya'nın imzasıyla gönderilen mektupta şu ifadelere yer verildi;
"DİTAM olarak, başta Ortadoğu olmak üzere, ülkemiz ve bölgemizde yaşanan sosyal, siyasal ve kültürel çatışmaların neden ve sonuç ilişkilerini tartışmak, çözüm önerileri geliştirmek ve çıktılarını kamuoyu ile paylaşmak amacıyla “TİGRİS DİYALOGLARI” adı altında düzenlediğimiz toplantı dizisinde siyasi parti temsilcilerini ve STK’ları bir araya getirerek ortak çözümler üretmeye çalışmaktayız.
Bu kapsamda, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere çağrı yapılmış, 1 Aralık 2013’te BDP Genel Başkanı Sayın Selahattin DEMİRTAŞ, 20 Haziran 2014’te CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ve 24 Temmuz 2014’te de üç Cumhurbaşkanı adayından biri olarak yanınızda CHP Genel Başkan Yardımcıları olduğu halde, sizlerle bir toplantı gerçekleştirmiştik.
Temel sorunların yanı sıra, Kürt sorununun çözümü yönünde siyasetçi ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin birlikte çözüm üretmeleri adına yapılan toplantıların, barışın tesisi için de oldukça önemli olduğu kanaatindeyiz. Bu bağlamda “Çatı adayı” olarak bu ülkeyi yönetmeye aday olmanızı önemsemiş, görüş ve önerilerinizi bölge STK’ları ile paylaşmanızı ve bölgenin talep ve önerilerini dikkate almanız amacıyla yapılan toplantı, oldukça geniş bir katılımla gerçekleşmişti.
DİYARBAKIR'DA BAŞKA ANKARADA BAŞKA
Diyarbakır başta olmak üzere, Mardin, Siirt, Batman, Muş, Elazığ, Malatya, Adıyaman, Şırnak, Şanlıurfa ve Van’dan çok sayıda değerli sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve baro başkan ve temsilcilerinin yanı sıra, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Devrimci Demokrat Kültür Derneği (DDKD) ile HDP temsilcileri de katılmıştı. Önyargısız bir ortamda, başta Kürt sorunu ve barış süreci olmak üzere ülkenin sorunları tartışılmış, çözüm önerileri sunulmuştu. Siz de, farklı görüşlerinize rağmen Kürt sorununun barış süreci içinde diyalogla çözümünden yana mesajlar vermiştiniz.
Şüphe yok ki, demokratik diyalog kültürü çözümün esasını oluşturmaktadır. En önemli unsurları da siyasi partiler ve siyasetçilerdirler. Bu noktada Meclis Başkanlığının makam olarak büyük bir önem taşıdığı tartışmasızdır. Meclis Başkanlığı, tıpkı üç adaydan biri olduğunuz Cumhurbaşkanlığı gibi, toplumun bütün kesimlerini kucaklamayı, diyalog geliştirmeyi, farklılıkları bir zenginlik olarak kabul etmeyi şart kılar. Çok sayıda uluslararası örgütte önemli görevlerde bulunmuş biri olarak, size hatırlatmak zorunda kalmamış olmayı tercih ederdik. Ancak adaylık sürecinin başladığı bu günlerde, siyasi teamül ve nezaket gereği Mecliste grubu bulunan bütün siyasi partileri ziyaret etmek yerine, Genel Başkanınız sayın Devlet Bahçeli’nin siyasi söylemini esas alarak 6 milyonunun üzerinde oy almış Parlamento’da 80 milletvekili ile temsil edilen HDP ile görüşmeme kararınızı demokrasi adına, halkın iradesinin temsili adına anlamak ve anlamlandırmak asla mümkün değildir. Demokratik siyasetin yolunu kapatan, barış ve diyalog kanallarını tıkayan, ötekileştiren yaklaşımların bu ülkeye verilebilecek en büyük zarar olduğu izahtan uzaktır. Bir yıl önce Cumhurbaşkanı adaylığı için Diyarbakır’a gelerek Bölge STK’larıyla saatler süren bir toplantıda kendinizi anlatma ihtiyacını, bugün Meclis Başkanı adaylığınız için yan yana oturacağınız %13 oy oranına sahip HDP için duymuyor olmanız arasındaki korkunç çelişkiyi, bir siyasal günah olarak hayatınız boyunca izah etme yükümlülüğü altında kalacağınızı şimdiden hatırlatmış olalım. Kan ve gözyaşının yanı başımızda oluk oluk aktığı koşullarda barış, çözüm ve diyaloga tümden ters düşen bu tutumunuzu, büyük bir üzüntüyle karşıladığımızı ve henüz geç olmadan, tarihi, siyasi yanılgı ve yanlıştan dönmenizi içtenlikle dileriz. Kaynak: Diyarbakır Söz
