Soylu Kılıçdaroğlu'yla ilgili kırmızı dosya gösterip 'FETÖ-roman' dedi

Katıldığı televizyon yayında elindeki kırmızı dosyayı gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bu bir FETÖ roman. Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ilişkisini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ ilişkisi" iddialarında bulundu.

Soylu Kılıçdaroğlu'yla ilgili kırmızı dosya gösterip 'FETÖ-roman' dedi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tv100'de "Ankara'da Neler Oluyor" programında Deniz Gürel'in gündeme dair sorularını yanıtladı. Programda elindeki kırmızı dosyayı gösteren Soylu, "Bu bir FETÖ roman, bu dosya açılacak" dedi.  

Programda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucuyla ilgili iddialarına yanıt veren İçişleri Bakanı Soylu, "Ana muhalefet lideri maalesef hezeyanlar içerisinde. Siyasetini iftira ve yalana dayandıran bir anlayış söz konusu. Geleneksel bir iftira ve yalan siyasetiyle, dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmeliyim" dedi.

SOYLU ŞOK İDDADA BULUNDU

Soylu "Bu iftiranın sahipleri bunları ispatlamak zorundadır. Ve bu iftiranın sahipleri bunları o mahkemede anlatacaklar. Türkiye’nin en önemli kurumlarına ne olduğu belli olmayan birisiyle yanında çıkıp, bir değerlendirme yapıp, devletin bütün kurumlarını aşağılamak, iftira etmek ve onları suça bulaşmış olarak itham etmenin hukuki bir karşılığı olacak. ABD’den üflemeyle öyle olmaz…"

Elindeki kırmızı dosyayı gösteren Bakan Soylu, "Bu bir 'FETÖ' roman. Kılıçdaroğlu'nun 'FETÖ' ilişkisini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ ilişkisi. Bu dosya açılacak" dedi. 

 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucuyla ilgili iddialarına ilişkin "Geleneksel bir iftira ve yalan siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmeliyim." dedi. Elindeki kırmızı dosyayı gösteren  Bakan Soylu, "Bu bir FETÖ roman. Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ilişkisini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ ilişkisi" iddialarında bulundu.

Soylu, TV100 kanalında canlı yayınlanan programda gündemi değerlendirdi, soruları yanıtladı

 KILIÇDAROĞLU'NUN UYUŞTURUCU İDDİALARI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucu ve mafya gruplarıyla ilgili iddiaları konusundaki soru üzerine Soylu, "Ana muhalefet lideri maalesef hezeyanlar içerisinde. Her daim bu tip iddialar ortaya koyuyor. Altı boş, herhangi bir tutarlılığı, dayanağı olmayan ve bir olaydan mülhem, yani neşet eden hadiseleri sanki bütün her şey onun içerisindeymiş gibi anlatmaya çalışan, siyasetini iftira ve yalana dayandıran bir anlayışı söz konusu. Sadece o değil, kendi arkadaşları da öyle. Yani geleneksel bir iftira ve yalan siyasetiyle, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmeliyim." yanıtını verdi.

ABD ve Avrupa'nın, Türkiye sınırında, Hakurk'tan Afrin'e kadar terör koridoru kurmak ve PKK/PYD'yi buranın hakimi yapmak istediğini ifade eden Soylu, Türkiye'nin de düzenlediği harekatlarla buna müsaade etmediğini söyledi.

Türkiye'nin terörle mücadelesinin yurt içinde de sürdüğünü dile getiren Soylu, "2015 yılında 5 bin 558 kişi dağa çıktı. Şu anda yıllık 50 seviyesinde bunlar. Bu yok demektir. Yani 100'ün altı yok demektir, yok hükmündedir." dedi.

Yurt içindeki terörist sayısının 120'nin altında olduğunu belirten Soylu, 29 Ekim 2023'te, Cumhuriyet'in ikinci asrına geçerken Türkiye içerisinde kırsalda bir tek teröristin kalmayacağını söyledi.

Soylu, devam eden Eren-Abluka Kış Operasyonları sırasında dün Bitlis Sehi ormanları bölgesinde terör örgütü PKK'lı teröristlerce kullanılan 3 mağara tespit edildiğini ve buralardaki aramalarda, çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiğini anlattı.

Teröristlerin Türkiye'deki yaşam süresinin 2 yıl olduğunu kaydeden Soylu, bunun farkında olan teröristlerin Türkiye'ye gelmek istemediğini dile getirdi.

 "TERÖR ÖRGÜTÜ KENDİNİ MUHAFAZA EDEBİLMEK İÇİN KİMYASAL SİLAH YALANINI UYDURMUŞTUR"

Türkiye'nin terörle mücadelesinde birtakım iddialarla karşılaşıldığını belirten Soylu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarının 1996'da başladığına işaret etti.

Soylu, şöyle devam etti:

"17 Nisan 2022'de Zap'ta, ki Zap çok önemli bir yerdir, TSK büyük bir başarının altına imza atmaktadır. Zap demek, terör örgütü PKK'nın kalbi demektir, Türkiye'ye en yakın işlevsel noktasıdır, hem aktarım noktasıdır hem eğitim noktasıdır hem kalış noktasıdır. Türkiye Cumhuriyeti devleti aldığı kararla oraya operasyon düzenlemiştir. Bu operasyonun adı Pençe-Kilit Operasyonu'dur. Bu operasyonu akamete uğratabilecek için ve terör örgütü kendini muhafaza edebilmek için kimyasal silah yalanını uydurmuştur. Bu bir iftiradır. Peki bu iftira neyin üzerinden geldi? Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı diye aklıevvel, bu ülkeye karşı husumet besleyen, başkalarıyla iş birliği içerisinde bulunan bir şahıs tarafından geldi. Buradaki mantık şu, örgüt sıkıştı, can havliyle bağırıyor, 'Ey Amerika, ey Amerika'nın Türkiye'deki müttefikleri, ey onların evlatları, ey besledikleri, ey Amerika'nın Türkiye'deki operasyon çocukları, ne olursunuz, bana sahip çıkın' diyor ve ses nereden geliyor? Türk Tabipler Birliği Başkanı'ndan geliyor."

Kılıçdaroğlu'nun, "Süleyman Soylu'nun fotoromanı var." dediğini anımsatan Soylu, "CHP-FETÖ İlişkisi-FETÖROMAN" isimli ve kırmızı kapaklı bir raporu göstererek "Bu açılacak. Hani 'Yapanın yanına bırakmayacağız, yakasını bırakmayacağız' diyoruz ya... Bu bir FETÖROMAN. Ama bu gerçek bir FETÖROMAN. Yani Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ile ilişkisini ortaya koyan. 32 basamak bir FETÖ ilişkisi. Türkiye Cumhuriyeti devletini boş beleş bir devlet zannedenler yanılırlar. Kılıçdaroğlu, SSK'daki basiretsiz ve beceriksiz yöneticiliği ile Türkiye Cumhuriyeti devletinin halini karıştırmasın." diye konuştu.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığınca hazırlanan "Gizli" ibareli, "KHK Platformları" isimli raporu da gösteren Soylu, "Devletten 127 bin kişi ihraç edildi. Bunların yüzde 85-90 arası mahkemelerden hüküm giymişler. 17 bin kişi görevine iade edildi. 110 bin kişiden yüzde 85-90'ını, diyor ki 'Ben iade edeceğim.' Yani karşısına çıktığınız hakim, karşılaştığınız emniyet müdürü, derdinizi anlatmak istediğiniz savcı, bundan sonra FETÖ'nün bir elemanı olarak karşınızda olacak. Söylemek istediği bu. Bu devlet çalışıyor. Bu devlet Kılıçdaroğlu'nun devleti değil, onun hayal ettiği, onun tahmin ettiği bir devlet değil." ifadelerini kullandı.

 "BU İDDİALARIN GÖBEĞİNDE FETÖ VAR"

Türk hükümetlerinin uyuşturucu ticareti yapmakla suçlandığı iddialara ilişkin geçen yıllara ait gazete kupürlerini gösteren Soylu, Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucuyla ilgili iddialarına ilişkin "Bu iddiaların göbeğinde FETÖ vardır. Hani FETÖROMAN, KHK Platformları, Amerika'nın Türkiye'ye kurduğu bir oyun ve tezgah dedim ya... FETÖ'yü sadece bir terör örgütü olarak görmesinler, FETÖ bir istihbarat örgütüdür. FETÖ, Amerika'nın istihbarat aparatıdır. Çok net ve açık." değerlendirmesinde bulundu.

Bu iddiaların TSK, jandarma, emniyet ve sahil güvenlik teşkilatlarını itibarsızlaştırma amacı taşıdığını ifade eden Soylu, bu aklın, "ABD aklı" olduğunu söyledi.

ABD'nin Türk siyasetine etkilerine ilişkin geçmişten örnekler veren Soylu, "Türkiye vesayetleri kaldırırken bir Amerikan vesayeti kaldırıyor aslında. Bunu dillendirmek lazım. 1982 Anayasası'nın arkasında Amerika vardır, Amerika'nın aklı vardır. Bu mücadele onun mücadelesidir." dedi.

"Türkiye'de bu vesayet ne kadar devam eder?" sorusuna Soylu, "Bu anayasa kaldıkça devam eder." yanıtını verdi.

Cumhur İttifakı'nın anayasa değişikliği isteğinin temelinde de bunun olduğunu, 1982 Anayasası'nın Türk milletine ait bir anayasa olmadığını ifade eden Soylu, milletin öz değerleriyle bütünleşmiş bir anayasa arayışında olduklarını dile getirdi.

 "DEVLETİN KURUMLARINI SUÇA BULAŞMIŞ OLARAK NİTELENDİRMENİN HUKUKSAL KARŞILIĞI OLACAK"

Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucu iddialarıyla ilgili kendisinin, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığının bulunduğu suç duyurularından nasıl bir sonuç beklediğine ilişkin soruya Soylu, "Bir iftirayla karşı karşıyayız ve bu iftiranın sahipleri bunları ispat etmek ve kanıtlamak zorundadır. Bu iftiranın sahipleri bunları o mahkemede anlatacaklar. Yanında ne olduğu belli olmayan birisiyle çıkıp, CHP'de onun için neler söylediklerini de hepimiz biliyoruz, bir değerlendirme yapıp, devletin kurumlarını ilzam etmek, aşağılamak, iftira etmek ve onları suça bulaşmış olarak nitelendirmenin elbette ki hukuksal karşılığı olacaktır. Öyle kolay bir iş değil. Öyle Amerika'dan, sağdan, soldan üflemelerle bu iş Türkiye'de karşılık bulmaz." yanıtını verdi.

Soylu "Duruşmalara gidecek misiniz?" sorusunu ise "Çok gitmek isterim. Gideceğim tabii. Niye gitmeyeyim? Karşı karşıya kalacağız." şeklinde yanıtladı.

"Kılıçdaroğlu'nun iddiaları arasında bulunan uyuşturucu madde olan meth nedir? Uluslararası mafya baronları Türkiye'de rahat geziyorlar mı?" sorusu üzerine Soylu, şunları kaydetti:

"Kılıçdaroğlu, 'elimizde Türkiye uyuşturucu raporu var' diyor. Bu uyuşturucu raporunu kim hazırladı? Bu rapor bugün mü hazırlandı? Sahtekarlığın bu kadar büyük bir boyutu olamaz. Siyaset yapılır ama erdemli, ahlaklı, dürüst yapılır. Daha düne kadar 'tefeci' diyordun Londra'dakilere, şimdi gidip orada kimle karşı karşıya kalıyorsun? 'Hani biz tefecilere Türkiye'yi satıyorduk Londra'ya?' Şimdi ne yapıyorsun? Aklı malul birisiyle karşı karşıyayız. Değeri, itibarı olmayan, kendisinin itibarı yokmuş gibi karşısındakinin itibarı olduğunu düşünmeyen birisiyle ve bir takımla karşı karşıyayız. CHP, tarihinin en kötü takımıyla yönetilmektedir."

Açıklanan raporu İçişleri Bakanlığının çıkardığının altını çizen Soylu, bu raporda sadece uyuşturucu yakalamalarının değil, birlikte çalıştıkları bakanlıkların ve kurumların da bulunduğunu söyledi.

Hayatının 24 saatinin en az 4-5 saatinin uyuşturucuyla mücadeleyle geçtiğinin altını çizen Soylu, 2017-2018'de ilk kez Türkiye'de Uyuşturucuyla Mücadele Uygulama Politika Belgesi çıkardıklarını hatırlattı.

Bu politika belgesinde "arz ile mücadele, önleme, tedavi ve rehabilitasyon, hedef, kurumsal hafıza, yakalama oranlarını artırma" başlıklarının bulunduğunu aktaran Soylu, "Eğer 2017-2018'den itibaren verilen rakamlarla ilgili bu politika belgesi harfiyen yerine getirilmemişse bir gün görev yapmayacağım." dedi.

Bu yıl 101 milyon kök kenevir, 9 milyona aşkın genetiği değiştirilmiş skunk bitkisi olmak üzere toplam 110 milyon bitki yakalandığını dile getiren Soylu, 2019-2020'de İran'da 20-25 ton metamfetamin yakalandığını görünce harekete geçtiklerini, 2020'de 4 bin 162 kilo, 2021'de 5 bin 528 kilo, 2022'de 11 bin 144 kilo bu maddeden ele geçirdiklerini aktardı.

Laboratuvar üretimi olan metamfetaminin İran ve Avrupa'dan Türkiye'ye ve dünyaya aktarıldığını belirten Soylu, ABD, Afganistan'ı işgal ettiğinde 17 bin hektar olan afyon üretiminin, terk ettiği dönemde 300 bin hektara çıktığına dikkati çekti.

 "YAKALAMASAYDIK PKK'YA GİDECEKTİ"

Türkiye'nin, tarihin en büyük uyuşturucu mücadelesini yaptığının altını çizen Soylu, uyuşturucuya bağlı ölümlerin 941'den 270'e düştüğünü, bu yıl bunun daha da aşağıda olduğunu aktardı.

Türkiye'de 2015'te cezaevinde 35 bin uyuşturucu satıcısı varken, şu anda bunun 117 bine çıktığını belirten Soylu, "Biz, sadece arzla mücadele yapmıyoruz. Bu yıl şu ana kadar 110 milyon kök kenevir yakalandı. Buradaki kök kenevir 287 milyar liraya geliyor. Bu para eğer biz yakalamasaydık kime gidecekti? Terör örgütü PKK'ya gidecekti." dedi.

Türkiye'nin uluslararası anlamda da suç örgütleriyle mücadele ettiğini dile getiren Soylu, şunları kaydetti:

"Bulgaristan'ın en önemli aradığı adamlardan bir tanesini yakaladık, adamlarıyla beraber Bulgaristan'a iade ettik. Türkiye'deydi yabancı bir pasaportla geldi. Bulgaristan ile iş birliği yaptık ve onlara gönderdik. Nadir Salifov, 'Lotu Quli' denilen adam, bu dünyanın en önemli mafyalarından bir tanesi. Türkiye'ye başka bir pasaportla gelmiş. Bunu yakaladık. Bunu geri gönderme merkezine aldık, deport edeceğiz. Bu, mahkeme kararı aldı. 'Geri gönderme merkezinden bırakılması, Türkiye sınırının dışına çıkarılmaması.' Ne demek istiyorlar? 'Adam, Türkiye'de yaşasın' dediler. Mahkeme kararına uymadım, bu adamı geri gönderme merkezinde tuttum ve geri gönderme merkezinden bu adamı deport ettim. 'Böyle bir adam, Türkiye'de kalamaz.' dedim, herkes şahittir. Sonra adam, kaçak bir şekilde Güney Kıbrıs'a, Kuzey Kıbrıs'a ve Türkiye'ye bir gemiyle geldi. Kanuni olarak ismini değiştirmiş, yeni bir pasaportla Türkiye'ye gelmiş, oradaki çatışmada öldü."

 "ESTETİK AMELİYATLA TÜRKİYE'YE GELMİŞ"

Soylu, Sırbistan İçişleri Bakanlığının talebi üzerine organize suç örgütü lideri Jovan Vukotiç'i 2018'de yakaladıklarını anımsatarak "Bundan Sırbistan o kadar korkuyordu ki bunu buraya almaya gelen kişi bir bakan yardımcısıydı, 'Eğer bu beni görürse öldürür, ne olursunuz bunun kafasına bir çuval geçirin öyle götürelim.' dedi. Çuvalı geçirdik, bizim Emniyetin özel uçağıyla gönderdik." dedi.

Estetik ameliyat yaptıran bu kişinin daha sonra ailesiyle beraber Türkiye'ye gelip yeni pasaport, kimlik aldığını fotoğraflarla gösteren Soylu, "Netice itibarıyla bunun öyle olduğunu görmüşler, orada bir çatışmada ölmüş." diye konuştu.

Türkiye'de yakalanan suç örgütü liderlerinden örnekler veren Soylu, kaçak yollarla girenlerin peşinde olduklarını, bunlara da fırsat vermediklerini vurguladı.

"Bazı belediyelere teröristlerin yerleştirildiği"ne ilişkin iddiaların sorulduğu Soylu, teröre bulaşmış belediyelerle ilgili çalışmaları tamamladıklarını, yakında bunu Türkiye'nin duyacağını kaydetti.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler