Şehadete yürümekte tereddüt etmeyecektim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Allah şahittir, milletim de emin olsun ki, eğer o gece darbeciler Marmaris’te veya İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda karşımıza dikilselerdi şehadete yürümek için bir an bile tereddüt etmeyecektim. Rabbimiz bize bu makamı nasip etmediğine göre bu dünyada yapmamız gereken işler, yerine getirmemiz gereken vazifeler var demektir” dedi.

Şehadete yürümekte tereddüt etmeyecektim

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı ile Demokrasi Müzesi Açılış Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’nün son ferdi de etkisiz haline getirilene, cezasını çekene, ülkenin ve milletin kazan defterinden düşürülene kadar mücadelemiz sürecek” açıklamasında bulundu.

Önce Demokrasi Müzesi’nin açılışını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra da 15 Temmuz Anıtı’na eşi Emine Erdoğan ile birlikte çiçek bıraktı, dua etti. Erdoğan ve beraberindeki davetliler daha sonra tören alanında düzenlenen ve çok sayıda vatandaşın katıldığı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı’na katıldı.

Kürsüye eşi Emine Erdoğan ile birlikte çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören alanında çalan “vatanına göz dikeni ez oğlum” isimli şarkıyı dinledi. Tören alanında toplanan vatandaşlarda ellerindeki Türk Bayrakları ile şarkıya eşlik etti.

“TÜM TEHDİTLERE KARŞI TEYAKKUZ HALİNDE OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

“15 Temmuz gecesi FETÖ’cü hainlerin kurşunları ve bombaları altında son nefesini veren 251 şehidimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum, aynı gece yaralanarak gazi olan kardeşlerime sağlık ve afiyet diliyorum” ifadeleri ile konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan müze hakkında bilgi verdi.

Demokrasi Müzesini milletin hizmetine sunarak Türkiye’de demokrasi, hak, özgürlük, adalet mücadelesinin kolay kazanılmadığını tüm dünyaya göstermek istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müzemizde 15 Temmuz hadisesi; Türkiye ve dünyada darbeler, bir mermi tehdidi, karanlığa atılmak, en uzun gece, iz bırakanlar, sala, şehitlere saygı, demokrasi nöbetleri başlıkları altında 8 farklı tema ile 8 ayrı salonda anlatılıyor. Müzemizde 15 Temmuz gecesi milletimizin sergilediği o direniş ve ertesi gün aydınlık Türkiye’ye nasıl ulaşıldığı dijital teknolojiler yardımı ile ziyaretçilere gösterilecek. Müzemiz salonları ve diğer üniteleri ile bu büyük mücadelenin sembol mekanlarından birisi olacak. Yaklaşık 66 bin metrekarelik müze bölümü, 57 metreye 75 metrelik elips kubbesi, açık hava vadili 93 bin metrekarelik peyzaj alanı, 809 araçlık otoparkı ile bu eser inşallah şehitlerimizin hatırasını hep yaşatacak. Kubbe bölümü dışında tamamının yerin altında bulunması ve dünyada ilk defa tüm kapalı alanların salgın tehdidine karşı ozon teknoloji ile temizleniyor olması da müzemizin diğer özellikleridir. Müzenin tasarlanmasında ve inşasında emeği geçen tüm kurumlarımızı, mimarından mühendisine, işçisine herkesi tebrik ediyorum. Rabbimden bir daha milletimizi 15 Temmuz gibi imtihanlara maruz bırakmamasını diliyorum. Türkiye’nin benzer ihanetlere uğramaması için FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine, gizli açık her türlü fitne fesat odaklarına, varlığımıza ve birliğimize kast eden tüm tehditlere karşı teyakkuz halinde olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

“BU DÖNEMİN AMACI TÜRKİYE’YE DİZ ÇÖKTÜRMEK, TÜRK MİLLETİNİ ESİR ETMEKTİ”

15 Temmuz’un ardından 27 gün süreyle 81 vilayetin tamamında 24 saat kesintisiz sürdürdüğü demokrasi nöbetlerine katılan vatandaşlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu nöbetler ülkemizin istiklaline ve istikbaline göz dikenlere ‘topunuz birden gelin’ diyerek meydan okuduğumuz bir başka destan olmuştur. İhanet nöbetini FETÖ’nün bırakıp PKK’nın devraldığı, onun bırakıp DEAŞ’ın devreye girdiği, onların yetmediği yerde başkalarının sahne aldığı bu dönemin amacı Türkiye’ye diz çöktürmek, Türk milletini esir etmekti. Bu ihanet zincirinde her şeyi düşünen, her şeyi inceden inceye planlayanlar, tek bir şeyi hesaba katmamışlardır, bu büyük oyunu kuranlar Türk milletinin ülkesini ve devletini canı pahasına koruyacağını, en modern savaş araçlarının karşısında göğsünü siper ederek ezanına, bayrağına, Meclis’ine, Cumhurbaşkanına sahip çıkacağını hesap etmemişlerdi. Bir şeyi daha hesap etmemişlerdi, o da, Rabbimiz öyle buyuruyor, hesapların üstünde Allah’ın da bir hesabı vardır. İşte Allah’ın hesabı bütün hesapların üstündeydi. O hesabı bunlar hiç düşünmemişlerdi. TSK’nın, FETÖ’nün veya kendini onun sahibi zannedenlerin değil, Türk milletinin ordusu olduğunu düşünememişlerdi. Bizim milletimiz tarih boyunca sayısız defa ‘her şey bitti’ denildiği anda adeta küllerinden doğarak çok daha büyük atılımlar içine girmiş bir millettir. Hamdolsun 15 Temmuz gecesi aynı dirayeti, aynı azmi, aynı cesareti bir kez daha göstermiştir. Hem de öyle göstermiştir ki, tüm dünyanın ağzı açık kalmıştır. O gece şehitler tepesini boş bırakmamak için sokaklara çıkan, darbecileri önüne katıp kovalayan kahramanlarımız sayesinde Türkiye’nin geçilmez olduğu bir kez daha görülmüştür. Elbette her büyük mücadele gibi burada da kayıplarımız oldu. FETÖ’cü alçaklar tarafından şehit edilen 251 kardeşimizin her birinin hikayesi tek başına bu millete asırlarca ilham verecek ayrıntılarla dolu. Bunlardan bir tanesi de Ömer Halis Demir kardeşimizdi, kendi yakın çalışma arkadaşlarımdan Erol Olçok bunlardan bir tanesiydi, Prof. Dr. İlhan Varank bunlardan bir tanesiydi. Pek çok şehitlerimiz oldu. Çeşitli vesilelerle bizzat tanıştığımız, görüştüğümüz kardeşlerimizden şehitlik makamına uğurladıklarımız var. Hemen şu karşımızdaki cadde üzerinde birçok şehitlerimiz oldu. Tek bir damlası bile boşa akmayan bu kanları vatan topraklarına vurduğumuz yeni istiklal mühürleri olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“ŞEHADETE YÜRÜMEK İÇİN BİR AN BİLE TEREDDÜT ETMEYECEKTİM”

İstiklal Marşı’ndan bir dörtlük okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah şahittir, milletim de emin olsun ki, eğer o gece darbeciler Marmaris’te veya İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda karşımıza dikilselerdi şehadete yürümek için bir an bile tereddüt etmeyecektim. Çünkü havalimanındaki onbinler oraya şehadet için gelmişlerdi. Hiçbir tereddütleri olmadığını gözlerimle görmüş ve o anı yaşıyor gibiyim. Nasıl o gece TBMM’ye ulaşabilen milletvekillerimiz ‘öleceğiz ama burayı terk etmeyeceğiz’ demişlerse, nasıl Genelkurmay ve Meclis’in önünde, Külliye’nin etrafında, Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde, İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde, Üsküdar’da, Saraçhane’de onbinlerce vatandaşımız adeta şehadet sırasına girmişse, nasıl ülkemizin dört bir yanında milyonlarca yürek aynı gaye ile harekete geçmişse, nasıl dünyanın dört bir yanında yüzlerce milyon kalp ülkemiz için duaya durmuşsa, nasıl henüz bıyıkları terlememiş delikanlılardan pir-i fanilik mertebesine ulaşmış büyüklerimize kadar bir millet topyekun kıyama kalkmışsa biz de aynı hissiyat içindeydik. ‘Şehitler ölmez’ ifadesi bizim için kuru bir slogan değil, uğruna her şeyimizi feda edebileceğimiz bir inanç akidesidir. Per şey gibi şehitlik de nasip işidir. 15 Temmuz gecesi bu şerefe nail olan kardeşlerimize gıpta ile bakıyoruz, ne mutlu size, ne mutlu eşlerinize, annelerinize, babalarınıza, evlatlarınıza. Ne mutlu size ki, sevgililer sevgilisine komşu oldunuz, ne mutlu size ki, geriden gelecek olanları cennette karşılayacaksınız. Onları her hatırlayışımızla geride bıraktıkları emanetleri ile her karşılaşmamızda, gazilerimiz ile her bir araya gelişimizde aynı duyguyu tekrar tekrar yaşıyoruz. Rabbimiz bize bu makamı nasip etmediğine göre bu dünyada yapmamız gereken işler, yerine getirmemiz gereken vazifeler var demektir. Bu anlayışla ve şehitlerimize layık olabilmek için, onların uğruna canlarını feda ettikleri ülkemizi güçlendirmek, büyütmek, geliştirmek, vatanımızın bütünlüğünü korumak, milletimizin aydınlık ve müreffeh geleceğini inşa etmek gayesiyle gece gündüz çalışıyoruz, çalışacağız. İnşallah büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşana kadar da durup dinlenmeden mücadeleyi sürdüreceğiz. Allah’ın yardımı ve milletimizin desteği ile önümüze çıkartılan engelleri birer birer aşarak, tuzakları birer birer bozarak hedeflerimize doğru yürüyoruz. Kritik yol ayrımlarının çoğunu geride bıraktık. Şimdi önümüzde 2023 hedeflerimize Cumhur İttifakı olarak o bütünleştirdiğimiz son bir eşik var, onu da aştığımızda ülke ve millet olarak yeni bir döneme giriyoruz. Türkiye’yi bu seviyeye getirdiğimizde şehitlerimize layık olabilmenin sevincine ve huzuruna kavuşmuş olacağız” dedi.

“BU MİLLET İHANETİ AFFETMEZ, HAİNİ DE AFFETMEZ, HAİNLERİN ARKASINDA DURANLARI DA AFFETMEZ”

Türkiye’nin tarihi boyunca pek çok saldırıya, pek çok tuzağa maruz kaldığını, Türk milleti için vatanı korumanın, hakkını almak gayesiyle mücadele etmenin, bu uğurda şehitler vermenin adeta ekmek yemek, su içmek kadar tabi şeyler olduğunu belirten Erdoğan, böylesine büyük bir mücadele müktesebatına sahip bir milletin gerektiğinde düşmanını affetmesini de, gerektiğinde yeni ittifaklar kurmasını da bildiğini söyleyerek, “Ama bu milletin asla affetmeyeceği bir şey varsa, o da kendi içinden çıkan hainlerin yaptığı ihanetlerdir. Bu millet ihaneti affetmez, haini de affetmez, hainlerin arkasında duranları da affetmez. Güya kendi akılınca onları kullanarak siyasi çıkar devşirmeye çalışan mülevvesleri de affetmez. Bunun için diyoruz ki, ne olursa olsun FETÖ’nün son ferdi de etkisiz haline getirilene, cezasını çekene, ülkenin ve milletin kazan defterinden düşürülene kadar mücadelemiz sürecek” diye konuştu. 

Kaynak: Diyarbakır Söz