Partilerin anayasa vaatleri

Başbakan Davutoğlu, HDP ile randevusunu iptal etti ama Anayasa ve Meclis içtüzük değişikliği için diğer iki partinin liderleriyle görüşmeye bu hafta başlayacak.

Partilerin anayasa vaatleri

1 Kasım seçimleri sonrasında yeni anayasa yeniden gündemde. Başbakan Ahmet Davutoğlu uzlaşma arayışı doğrultusunda muhalefet partilerinin liderlerinden randevu istedi. Davutoğlu, haftasonu HDP ile randesunu, parti yetkililerinin açıklamalarını gerekçe göstererek iptal etti ama CHP ve MHP liderleriyle görüşme programında değişiklik yok. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'yla 30 Aralık Çarşamba günü, MHP lideri Devlet Bahçeli ile 4 Ocak Pazartesi günü bir araya gelecek. Başbakan’ın randevu talebinde konu başlıkları, “Yeni Anayasa, bütçe, reformlar ve içtüzük” olarak sıralandı. Bunlar arasında üzerinde uzlaşmaya en çok ihtiyaç duyulan başlık ise yeni anayasa.

Bir süredir tartışılan yeni anayasa konusunda partilerin tutumları ana hatlarıyla belli. Bu konuda, hem 2011 yılında kurulan ve 2013 yılında anlaşma sağlanamadığı için dağılan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na verilen teklifler ve orada 60 madde üzerinde varılan uzlaşma yol gösteriyor, hem de 2015 yılında geride kalan iki seçim döneminde partilerin seçim beyannameleri ve yapılan açıklamalar. Siyasi partilerin anayasa değişikliklerine ilişkin tutumlarını derledik.

AK PARTİ YENİ YÖNETİM SİSTEMİ VE BAŞKANLIK İSTİYOR

AK Parti’nin yeni anayasaya ilişkin tavrını ortaya koyan son belge 1 Kasım seçimleri sonrasında kurulan hükümet programı. Programda AK Parti’nin bu dönemde “sivil, katılımca, çoğulcu, özgürlükçü bir demokratik ve sivil anayasa yapımına öncülük etmekte kararlı” olduğu vurgusu yapılıyor. “Hayati bir aşama” olarak tanımlanan yeni Anayasa'nın temel ilkeleri ise şöyle sıralanıyor:

Yeni ve sivil anayasamız, bireysel hak ve özgürlükleri esas alırken, Türkiye’nin birikimi üzerine inşa edilecek, taraf olduğumuz uluslararası normları gözeterek demokratik bir anlayışla hazırlanacaktır.

Yeni anayasa, milletimizin kültürel ve toplumsal çeşitliliğini tanıyan, herhangi bir etnik veya dini kimliğe referans yapmayan bir vatandaşlık tanımını esas alacaktır.

Yeni ve sivil anayasamız, toplumun herhangi bir kesiminin dışlanmamasına yol açacak değer yargıları ve siyasal tercihler barındırmayacaktır. Anayasamız tüm toplumu kucaklayan, kader birliğimizi yansıtan, demokratik denge ve denetim ilişkisini esas alan bir mahiyette hazırlanacaktır.

64’üncü Hükümet döneminde doğrudan anayasal sistemle bağlantılı seçim kanunları, siyasi partiler kanunu ve sair temel kanunlar, yeni anayasa metniyle birlikte bir bütün olarak yenilenecektir.

AK Parti’nin yeni anayasa ile ilgili en çarpıcı hedef ise yönetim modelinin değişmesi ve başkanlık sisteminin getirilmesi. Hükümet programında bu durumun “mevcut sistemin, yetki, görev ve sorumluluk paylaşımında pek çok muğlaklıklar barındırması, siyasal sistemin şümullü bir yaklaşımla yeniden düzenlenmesini” zorunlu kılmasından kaynaklandığı belirtiliyor.

Bu doğrultuda hedeflenen başkanlık sistemine ilişkin ise Hükümet programında şu ifadeler kullanılıyor:

"AK Parti olarak, demokratik bir perspektifle yapılandırıldığında, parlamenter sistem ile başkanlık sistemi arasında demokrasiye uyum açısından bir fark bulunmadığı kanaatindeyiz. Nitekim her iki sistemin de olumlu örneklerine rastlanabileceği gibi olumsuz örneklerine de rastlanabilir. Yeni Türkiye vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu etkin ve dinamik yönetim dolayısıyla, başkanlık sisteminin daha uygun bir yönetim modeli olduğuna inanıyoruz. Milletimizin teveccühüyle hazırlayacağımız özgürlükçü ve insan odaklı yeni Anayasa ile seçimlerin istikrar üretebildiği, yasama ve yürütmenin müstakil olarak etkin olduğu, güçler ayrılığının tahkim edildiği, demokratik denge ve kontrol mekanizmalarının öngörüldüğü, toplumsal farklılıkların siyasal temsilinin sağlandığı, ademi merkeziyetçi bir idare sisteminin güçlendirildiği, karar alma süreçlerinin hızlandığı yeni bir siyasal sisteme geçebiliriz. Bu unsurlarıyla başkanlık sisteminin, Türkiye’nin siyasal tecrübesine ve gelecek vizyonuna daha uygun olduğuna inanıyoruz."

CHP’NİN KIRMIZI ÇİZGİSİ: DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF DAHİ EDİLEMEYECEK MADDELER

124 milletvekili ile Meclis’in ikinci büyük partisi konumundaki CHP yapılması gereken yeni anayasayı “Özgürlükçü demokrasinin gelişmesi ve toplumsal barışın sağlanması için tüm yurttaşların özgürlüklerini genişleten ve koruyan bir anayasa” olarak tanımlıyor. Yeni anayasanın demokrasi, hukuk devleti, sosyal adalet ve insan haklarına saygı ilkeleri üzerinden yapılması gerektiği de ifade ediliyor.

Partinin kırmızı çizgileri; değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddelerin doğrudan veya dolaylı yollardan değiştirilmesi veya etkisiz kılınması. Parti programında özellikle laiklik vurgusu dikkat çekiyor.

“CHP için laiklik, ulusal bütünlük ile iç barışın, çağdaşlık ile bilimselliğin temel taşıdır. Bu anlayışla, siyasetin dini istismar etmesine kesinlikle karşıdır. Ne dinin siyasallaştırılması, ne de siyasetin dinselleştirilmesini kabul etmez. Devlet din ve inançlar karşısında eşit mesafededir. Devletin dini olmaz. Din kamusal alanın değil, özel alanın olgusudur. Cumhuriyetin, bilimselliğin, demokrasinin, iç barışın, insan haklarının ve ulusal bütünlüğün temel taşıdır. İnsan haklarının, kadın-erkek eşitliğinin, çağdaşlığın ve modernleşmenin güvencesidir. Bütün bu özellikleriyle Anayasamızın değiştirilemez ve vazgeçilemez hükmüdür."

Parti programında, Anayasa'nın evrensel hukuk devleti normları ile uyuşmayan maddelerinin değiştirileceğini taahhüt ediliyor.

"Milletvekili dokunulmazlığına çağdaş siyaset sınırlaması getirilecektir.

Milletvekili dokunulmazlığının erdemli ve temiz siyasetin önünde engel oluşturmasına son verilecektir. Anayasa’da gerekli değişiklik yapılarak, milletvekili dokunulmazlığının sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlandırılması, diğer faaliyetler ile adi suçlara karşı koruyucu işlevinin kaldırılması öncelikli hedefimiz olacaktır.

Anayasa'nın temel hak ve özgürlüklerin engelini oluşturan tüm maddeleri değiştirilecek.

Cumhuriyet Halk Partisi, 1982 Anayasası’nın, siyasi partilerin yapılanma, örgütlenme ve çalışma koşullarına getirdiği, çoğulcu demokrasinin doğal gelişimini engelleyen kısıtlamaların kaldırılmasını, bu amaçla gerekli yasal ve Anayasal düzenlemelerin yapılmasını amaçlamaktadır. Gençlerin ve kadınların siyasi partilerde ve siyasette aktif olarak yer almaları sağlanacaktır. Ülkenin demokratikleşmesinin ön koşulu olarak, siyasi partilerin işleyişinde ve örgüt yapılanmalarında parti içi demokrasinin ve katılımcılığın yaşama geçirilmesi sağlanacaktır."

MHP’NİN KARŞI OLDUKLARI…

Milliyetçi Hareket Partisi de hem parti programında hem de seçim beyannamelerinde yeni bir anayasa vaat ediyor. MHP’nin de kırmızı çizgisi Anayasa’nın ilk dört maddesinin korunması. MHP, net bir dille yönetim sistemi değişikliğine de karşı.

Partinin seçim beyannamesinde yapılması istenen Anayasa, “toplum sözleşmesi niteliğinde” ifadesiyle tanımlanıyor. Yeni anayasada partinin talepleri ile tartışılmasına dahi karşı çıktığı başlıklar şöyle sıralanıyor:

Siyasal yapıdaki anti demokratik uygulamaları tasfiye ederek modern demokrasilerde olduğu gibi düşünce, inanç, teşebbüs, örgütlenme ve benzeri alanlarda temel hak ve hürriyetleri güvence altına alan demokratik devlet yapısına ulaşılması,

Vatandaşlarımızın aynı milletin bir ferdi olmaktan gurur duyacağı, ayrışmayı değil bütünleşmeyi, farklılaşmayı değil kucaklaşmayı, kutuplaşmayı değil kaynaşmayı sağlayacak toplumsal uzlaşmayı gerçekleştirmesi,

Birbirinden uzaklaşmamış, birbirine yabancılaşmamış bir millet yapısı ile etnik köken, inanç, mezhep gibi özelliklerin milli kimliğin ve bin yıllık kardeşliğin zenginliği olarak görüldüğü bir toplum hayatına kavuşulması,

Devletin taviz ve teslimiyet döngüsünden kurtulup bağımsız karar verebilen, yeryüzünde sözü geçen ve dünyaya başkent Ankara vizyonundan bakabilen kudret haline gelmesi,

Bizi bir millet olarak tanımlayan, milli ve üniter varlığımızı güvenceye alan Anayasamızın başlangıç kısmında ve ilk üç maddesinde ifadesini bulan esaslara ve Cumhuriyetin kurucu değerlerine saygı ve riayetin gerçekleşmesi, hususları üzerinde önemle durmaktadır.

MHP, anayasa değişikliği veya yeni bir anayasa yapılması kapsamında hiçbir şekilde tartışmayacağı hususları da sıralıyor. MHP'nin Cumhuriyetin temel nitelikleri, Türk milli kimliği, demokratik rejim ve temel insan hakları gibi değerleri vazgeçilmez olarak kabul ettiği ve bunların uzlaşma arayışı içinde tartışılmasını reddettiği belirtiliyor:

Tek millet-tek devlet esasına dayanan, üniter yapıdaki milli devlet bünyesinde farklı etnik kimliklere siyasi ve hukuki statü tanınarak çok parçalı millet yapısı oluşturulmasına,

Kişi hak ve özgürlüklerinin etnik temelli kolektif haklara dönüştürülmesine,

Türkçe dışındaki dillere ve farklı kültürlere statü kazandırılarak yapay azınlık yaratılmasına,

Milli kimlik tanımının değiştirilerek “Türkiyelilik” kavramının esas alınmasına,

Vatandaşlık bağının Türk milleti kavramı yerine ikame edilmeye çalışılmasına,

Türkçe’den başka dillerde “anadil” olarak eğitim yapılmasına,

Türkiye’nin idari yapısının değiştirilerek yerel yönetimlerin mahalli parlamento olarak çalışacağı özerk bölgeler sisteminin hayata geçirilmesine, zemin hazırlayacak Anayasa değişikliği yahut yeni bir Anayasa yapılmasını hiçbir şekilde tartışma konusu yapmayacak ve karşı duracaktır.

HDP’nin talep ettiği yeni Anayasa

HDP ise talep ettiği yeni anayasayı “Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı, çok dilli yapısına uygun yeni bir toplumsal sözleşme” olarak tanımlıyor. Talep ettiği yeni anayasanın esasları ise şöyle ifade ediliyor:

Eşit yurttaşlık temelinde, din, inanç ve vicdan özgürlüğü ile ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel, bütün temel hak ve özgürlükleri güvenceye kavuşturan, ekolojik, doğal varlıkların ve hayvanların korunması,

Barış hakkı, hakikat hakkı, sendika kurma hakkı, grev ve toplu sözleşme hakkı, sosyal güvenlik hakkı, temel gelir hakkı, konut hakkı, engelli hakları, temiz suya ve yeterli gıdaya erişim hakkı, vicdani ret hakkı, kültürel kimlik hakkı, anadilini kullanma hakkı, eğitim ve öğrenim hakkı, bilgi edinme hakkı, adil yargılanma hakkı, çocuk hakları, yaşlı hakları, hayvan hakları ile düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, basın özgürlüğünü garanti alan hükümler içermek olarak tanımlanıyor.

7 Haziran seçimleri öncesinde seçim kampanyasını başkanlık sistemi üzerine kuran HDP’nin “başkanlık sistemi” karşıtlığı sürüyor. Ancak partinin Türkiye’nin yönetim sisteminin değişmesinden yana olduğu ve bunu tartışmak istediği de biliniyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz