Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülleri Töreninde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: Üzerinde yaşadığımız şu bereketli Anadolu sanat üretimi için büyük bir klasör gibidir. Bu dosya dosya istiflenmiş kültürler ve medeniyetler içeren bir klasördür.
Göbeklitepe'den, Eti, Lidya, Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı'dan bugüne katman katman kültür, tabaka tabaka medeniyet ve yığın yığın sanat barındıran zamanın ruhu bu topraklarda iftiharla yaşamaktadır. Bugün dünya müzelerini dolduran eserlerimize bakın. Sadece bu bile 100. yılına yaklaşan Cumhuriyetimizin derin ve engin sanat mirasına, o mirasın yeniden üreterek dünyaya parmak ısırtacak potansiyele sahip olmayı göstermeye yeter. Sanatçımız öncelikle kendi geçmişine, kültürüne ait olanı özümseyip benimsemelidir. Evrensel olanı kucaklayan, dünyadaki gelişmeleri takipten asla geri durmayan bir anlayışla hareket etmektedir.
"BEKLEDİĞİMİZ O SANATÇI..."
Milli olmayan milletlerarası olamaz, yerli olmayan evrensel içinde kendine yer bulamaz. Zenginliklerimizi sanata dönüştürüp çağın idrakine yeni bir kimlikle sunacak olan sanatçılarımızdır. Bu bakış açısı yabancı olana öykünüp durmakla değil yerli ilhamlarla hayat bulacaktır. Sanat tanımlarının başkalaştığı, ortamın değişime uğradığı, sanat hırsızlıkların yüzlere vurulduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu çağda ülkemiz dünyaya yalnızca yeni eserler sunmakla kalmayacak, geleceğin sanat mefhumların payandalarını da değerlendirecektir.
Beklediğimiz o sanatçı kimliğiyle birlikte deryasını bilecektir. Beklediğimiz o sanatçı önce kendisi olacaktır. Davasını sanatıyla ifade edecektir. Vaktini ve enerjisini dünyanın iyiliği adına ürettiği eserleriyle gösterecek, sanatını icra ederken dünyadaki akranlarını geride bırakacaktır. Zulme ve adaletsizliğe karşı bir çığlık olarak yaptığı şarkısıyla dünya müzik listesini sallayacak, müzikteki evrensel anlayışları değiştirecektir.
"NEREDEYSENİZ BU MİLLET SİZİ BEKLİYOR"
Siz ey gönül eri sanatçılar bilin ki bu millet estetik manada küllerinden dirilmek, yitik hazinesine yeniden kavuşmak için sizi bekliyor. Gelin, geç kalmışlıklarımızı medeniyete, gönüllerimizi barışa, huzura ve sevgiye yöneltin. Gelin Türkiye'ni gücüne birlikte güç katalım. Bu yıl da değerli jürimizle hareket ettik. Biraz önce tanıtım filmlerini izlediğimiz, kendilerini veya temsilcilerini dinlediğimiz bu isimlerle ilgili hissiyatımı birkaç cümleyle ifade etmek istiyorum. Çok sevdiğim saygı duyduğum Saadettin Ökten hocamı dervişçe murakabelere dalarken de, üniversite kürsüsünde en son teknolojileri anlatırken görmek şaşırtıcı değildir. Bitik olmayan fakat yitik bir medeniyetin çocuğu olarak tanımlıyor. Onun dilinden bizim şiirimizi, musikimizi, mimarimizi dinleyenler, medeniyetimizin esaslarını, inceliklerini daha yakından tanıma fırsatını bulmuştur. Saadettin Ökten hocamız adına Celile Ökten Hanımefendiye bu yılki kültür tarihi ödülünü takdim edeceğiz.
Özdemir Erdoğan yarım asrı aşkın zamandır sanat icra eden bir müzisyenimizdir. Milletimizin maruz kaldığı kültürel saldırılara, gücünü sanatından alan direniş ruhuyla karşı koyan Özdemir Erdoğan, dillerden düşmeyen eserleriyle müzik alanındaki ödülümüzü takdim ediyoruz. İsmail Kara, İslami alanda tarih ve felsefi alanlarda özgün çalışmalarıyla adından söz ettiren hocamızdır. Dostları tarafından sebat, disiplin ve titizlik örneği olarak zikredilir. Ufkumuzu aydınlatan kitap, makale ve kıymetli talebeleri ile vazifesine devam eden İsmail Kara'ya bu yılki sosyal bilimler ödülünü takdim edeceğiz.
Merhum Necmeddin Okyay 20. asrın hezarfenlerindendir. Osmanlı zevk, estetik, inceliğini şahsında meczetmiş müstesna bir şahsiyet olan merhum kendisini hat sanatına adamıştır. Talebeler yetiştiren hocamız ebruda kendi geliştirdiği yöntemle Necmeddin Ebrusu denilen tarzın sahibidir. Okçuluk derslerinde icazet seviyesine kadar ilerlemiş, çok zarif ok ve yaylar imal ederek bu maharetiyle büyük hayranlık uyandırmıştır. Soyadını bunun için Okyay olarak tercih eden merhumdan bu kadar bahsedip de onun yetiştirdiği güllerden söz etmemek olmaz. Kendisi 400 çeşit gülü sadece yetiştirmekle kalmayıp, bunları Avrupa çiçekçilerin kataloglarına eklettirmiş ve çeşitli sergilerde ödüller almıştır. Aynı zamanda klasik cildin en güzel örneklerini de vermiştir. Bu yılki vefa ödülümüzü merhum Necmeddin Okyay adına Ali Mehdi Okyay'a takdim edeceğiz.
İlim, kültür, sanat insanlarımızı tekraren cani gönülden tebrik ediyorum. Sanatımıza yaptıkları katkılardan ötürü kendilerine ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu düşüncelerle sözlerimi tamamlarken milletin evine ve bu güzel mekâna teşrifleriniz için sizlere teşekkür ediyor, her birinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Kaynak: Diyarbakır Söz