Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Mersin İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, MHP ve BDP'nin karşı gibi görünüp birbirlerini büyüttüklerini, kendilerinin etnik ve dini milliyetçiliği kabul etmediğini, partisinde makam kavgası da olmayacağını söyledi.
MHP-BDP BİRBİRİNİ BÜYÜTÜYOR
75'inci il kongresi olarak Mersin konuşmasının ilk bölümünde partilerine tereddütle bakanların bu tereddütlerini kaldırdıklarını belirn Başbakan Erdoğan, çeşitli illerden örnekler vererek şunları söyledi: "Oylarımızı İzmir'de yüzde 17'den 37'ye, Antalya'da 21'den 39'a, Edirne'de 9'dan 30'a çıkardık. Bu oranlar hizmet siyasetinin eseridir. Mersin'de de 27'den 50'ye çıkaracağız."
Ülkedeki ayırımcı siyasetin rahatsızlığına değinen Erdoğan, bu konuda da şöyle dedi: "MHP ve BDP karşı gibi görünüp birbirlerini büyütüyorlar. Cenaze istismarcılığı yapıyorlar. Gözyaşı üzerinden oy devşirme siyaseti yapıyorlar. Biz ırkçı, ayırımcı siyasete dur diyoruz. Etnik, ırkçı, dinsel milliyetçilik yapan partiler kaybolmaya mahkumdur. Biz güçlendikçe istismar siyaseti hızla kaybediyor. Osmanlı'da, Selçuklu'da var mıydı ırkçılık? Bu topraklarda ırkçılık yeşermedi."
BİZDE MAKAM KAVGASI OLMAYACAK
Gençlerin daha çok parlamentoda yer alabilmesini istediklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yeniden aday olabileceğine ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı üzerine yapılan değerlendirmelere atıfta bulunarak şunları söyledi: "Biz koltuğa yapışan siyasetçi değiliz. Bizde makam kavgası olmayacak. Makam hırsı olanla, makama rant aracı olarak bakanlar, süreç içinde aramızdan ayrıldı. Bu hareketten uzağa düştü. Bizim hedefimiz 2023 diyoruz. Hangi makamda ve vazifede olursak olalım 2023 için çaba gösteriyoruz. Bu hareketin ne içinde ne dışında, asla ve asla makam hırsı olmayacak."
Ekonomik gelişmelere de değinen Erdoğan, MHP, CHP, DSP ve ANAP'a seslenerek, o dönemlerden 23.5 milyar dolar borç devraldıklarını, bu rakamın bugün 1.1 milyar dolarak düştüğüne, işsizliğin de tek haneli rakamlara indiğine dikkat çekti. Erdoğan bölgeye yapılan yatırımları anlatırken, yeni Antalya-Mersin yolunun 150 kilometresinin tamamlandığını, 2015'de tamamlanacağını, Akdeniz Olimpiyatları için 25 bin kişilik 6 katlı stadyumun tamamlanacağını açıkladı.
CENAZE İSTİRMARCILĞI ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYORLAR
Başbakan Erdoğan, Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'ndaki konuşmasının devamında Mersin'de korku siyasetini, Mersin'de istismar siyasetini deşifre edeceklerini söyledi. Etnik siyasetin yol açtığı tahribatı da Mersinlilere anlatacaklarını vurgulayan Erdoğan, etnik milliyetçilik yapmadıklarını ifade ederek şöyle dedi: "Tüm vatandaşlarımız Türk'ü ile Kürdü ile Laz'ı ile Çerkez ile Roman'ı ile Yörük'ü ile Boşnak'ı ile Arnavut'u ile Gürcü'sü ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı çatısı altında toplayacağız ve yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz. Dikkat edin kardeşlerim MHP ile BDP birbirlerine karşı gibi görünse de aslında doğrudan birbirlerini besliyorlar. MHP, BDP'yi göstererek, BDP de MHP'yi göstererek korku salıp tabanlarını istismar ediyorlar. Birbirlerine karşı gibi görünüp birbirlerini besliyorlar. Biz 12 Eylül'de değişime 'evet' derken, MHP ve BDP aynı çizgide buluştular ve değişime ne dediler 'hayır' dediler, buluştular mı aynı yerde buluştular. 12 Haziran'da Elazığ'da Ak Parti'nin birinci parti olacağını anlayan BDP'liler MHP'yi destekleme konusu aralarında görüştüler mi görüştüler. MHP ve BDP cenaze istismarcılığı üzerinden siyaset yapıyorlar. Biz bu ayrımcı, ırkçı siyasete bu istismar siyasetine Türkiye genelinde 'dur' diyoruz. İnşallah Mersin'de de 'dur' diyeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ayrım yapmadan ötekileştirmeden horlamadan 75 milyonla bir olarak kardeş olarak kucaklamaya devam edeceğiz. Şundan hiç kuşkunuz olmasın ırkçı partiler, etnik ayrımcılık, bölgesel ayrımcılık, dinsel ayrımcılık, milliyetçilik yapan partiler Türkiye'de er ya da geç kaybetmeye mahkumdurlar. Bu topraklarda ırkçılık yapanlar yaşayamadı. Osmanlıda, Selçuklu'da var mıydı ırkçılık. İşte biz o mirasın üzerinde yürüyoruz. Bu topraklarda etnik ayrımcılık yeşermedi. İnsanların insanı hor gördüğü, zul ettiği bir irade siyasette kendine zemin bulamadı. Türkiye Cumhuriyeti, büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu devletin bakiyesi üzerine kurulmuş bir devlet. Türkiye Cumhuriyeti olarak Osmanlı cihan devletinin bakiyesinin üzerine kurulmuş ülke olarak. Selçuklu'da, Osmanlı'da 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını üzerine bina edildi. İnsandan daha öncelikli olan var mı? Önce insan, devlet arkada. İnsan devletin kulu olmayacak, devlet insanın kulu olacak. Biz insanı yaşatacak, insanı merkeze alacak, insana sadece ve sadece insan olduğu için değer verecek, geleneksel irade anlayışını bu topraklarda yeniden hayata geçireceğiz. Biz güçlendikçe istismar siyaseti hızla kaybediyor, biz hizmet ürettikçe korku siyaseti, korkutma siyaseti hızla kaybedecek ve kaybediyor. Biz sorunları çözdükçe, sorunları çözmek için gayret gösterdikçe, Türkiye'yi büyüttükçe vizyonu dar siyaset bu ülkede kaybedecek."
Ak Parti'nin 11 yıllık bir hareket olmasına karşı geleneklerinin çok eskilere gittiğini, köklü bir maziye sahip olduklarını belirten Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
BU KİBİR BU GURUR NİYE
"Zengin bir medeniyetin takipçisiyiz. Nasıl ağaç kökleriyle ayakta duruyorsa biz da Ak Parti olarak köklerimizle sahip çıktığımız zengin medeniyetimizle ayakta duruyoruz. Bizim takip ettiğimiz temsilciliğini yaptığımız o köklü geleneğimizi anlayamayanlar bizimle ilgili çok yanlış teşhislerde bulunuyorlar. Bizi geçmişin kirli örneklerine bakıp o şekilde tanımlamaya çalışanlar yanılırlar. 'Kimi seversen, neyi seversen sev, bir gün ondan ayrılacaksın' diye hatırlatan bir medeniyetin mensuplarıyız. İnsana nasihat olarak 'ölüm' yeter diyen medeniyetin mensuplarıyız. 'Allah'tan başka zafer sahibi yoktur' diyen bir anlayışa sahibiz. Biz makama, insana, insanlığa hizmet aracı olmanın ötesinde hiç bir anlam yüklemeyiz. İster Başbakan, ister Cumhurbaşkanı, ister milletvekili bakan, başkan ol, eğer sen makama bir şey katıyorsan, o makam anlam kazanıyor. Biz makamın bize bir şey katması için değil, makamlara bir şey katmanın mücadelesini veriyoruz. Ölümsüz anımız olmamalı, hep ölmeyecek miyiz? Öleceğiz. Öldüğümüz zaman bizi gelecekler 2 metreküp yere defnedecekler. Hoca efendi, musalla taşında ne diyor Cumhurbaşkanı niyetimi mi diyor? Başbakan niyetine mi diyor? Milletvekili, bakan, başkan niyetine mi diyor? Trilyarder niyetine mi diyor, er kişi niyetine, hatun kişi niyetine diyor. Ve gömüyorlar, ayrılıp gidiyorlar. Senle beraber kimse geliyor mu, makam, paralar geliyor mu? Yakınların geliyor mu gelmiyor. Ama baki gibi baki kalan bu kubbede hoş sedaymış meğer varsa eserlerin onlar senle geliyor. Hayırla yad edilecek ne bıraktıysan senle geliyor aksi takdirde hiç biri yok. Öyleyse bu gurur, kibir niye, öyle ise insanlara yüksekten bakmak niye. Muhafazakar demokrat Ak Parti bunları yıkarak geliyor. Birileri bunları anlamıyor. Bu hareket makam hırsına prim veren bir hareket olmadı. Makam için kavgaya, rekabete asla asla prim vermedi. Makama hizmet aracı değil rant aracı olarak bakanlar bu süreçte elendiler."
Kaynak: Diyarbakır Söz