"2030 turizm öngörülerinde artık daha çok seyahatin bireyselleşmesi ile birlikte Kültür, tarih ve inanç turizminin daha çok ön plana çıkacağı öngörülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bürokratlarının sahadan doğrudan sektör temsilcilerinden meseleleri ve sorunları dinlemesini ben çok önemsiyorum. 24 Kasımla başlayan bir süreç yaşadık. 24 Kasım’da milliyeti belli olmayan bir uçağın angajman kuralları gereği düşürülmesi ile başlayan ve Rusya’dan gelecek olan turist sayısında Rusya hükümetinin aldığı yaptırımlarla birlikte turizmi bir yaptırım olarak kullanmasıyla bir türbülansa girdik. Daha sonra Sultan Ahmet, Ankara patlaması ve diğer patlamalarla Türkiye’nin güvenlik açısından riskli ülke algısı yürütülmeye başlandı. Turizm bir imaj ve algıdır. O yüzden tanıtım son derece önemlidir. Brüksel’de bir patlama olduğunda Belçika güvenlik açısından riskli ülke olmazken, ya da Fransa’da bir patlama olduğunda Paris’te bir patlama olduğunda Fransa güvenlik açısından riskli bir ülke olmazken İstanbul’da patlama olduğunda Türkiye bir anda birileri tarafından içeriden ve dışarıdan güvenlik açısından riskli ülke ilan ediliyorsa burada bizim bazı şeyleri tekrardan gözden geçirmemiz gerekiyor. Tanıtma Genel Müdürlüğümüz şu anda Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa ile ilgili özel bir tanıtım çalışması yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’daydım ve hayat tüm canlılığıyla devam ediyor ama birileri sanki Diyarbakır’da savaş varmış gibi adeta içeriye ve dışarıya dönük bir kampanya yürütüyor. Tam da bu dönemde Kültür ve Turizm Çalıştayları yapmamız gerekiyor. Şundan emin olun biz bu hazırlıkları bu gün için yapmıyoruz. Biz bu hazırlıkları 3-5 yıl sonrası için yapıyoruz” dedi.
DHA
Kaynak: Diyarbakır Söz
