Korku atmosferini dağıtacağız

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, bölgede birilerinin yaşları 13 ile 16 arasında değişen çocukların eline taş, molotof kokteyli ve bomba verdiğini ve bunları yine Kürtlerin işyerlerine attırdığını belirterek, "Bu çocuklar bizim. Onlarla ilgili sorunlarımız yok. Ama onların eline taş, bomba ve molotof kokteylli verenlerle sorun yaşıyoruz" dedi.

Korku atmosferini dağıtacağız

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, bölgede birilerinin yaşları 13 ile 16 arasında değişen çocukların eline taş, molotof kokteyli ve bomba verdiğini ve bunları yine Kürtlerin işyerlerine attırdığını belirterek, "Bu çocuklar bizim. Onlarla ilgili sorunlarımız yok. Ama onların eline taş, bomba ve molotof kokteylli verenlerle sorun yaşıyoruz" dedi.

PKK'NIN BÖLGEDEKİ ETKİSİ

İçten, bölgenin gelişmesine engel olanlara fırsat vermeyeceklerini söyledi. Bölgede 1984 yılından itibaren süren terör faaliyetlerinin olduğunu belirten Cuma İçten, bu faaliyetlerde de insan hakları ve hukuka aykırı davranıldığını dile getirdi. İçten, "Bir de bölgemizde yine birilerine göre Kürt sorunu, birilerine göre Kürt hakları noktasında da siyaset yapan siyasi partiler var. Biz Edirne'den Hakkari'ye kadar olaya bir bütünlük içinde bakıp ülkenin bütün sorunlarını da Diyarbakır gibi Hakkari gibi Edirne gibi düşünüp öyle hareket ediyoruz. Dolayısıyla sorunların çözüm mekanizması, sorunların çözüm üretilmesi gereken yerin TBMM olduğuna inanıyoruz. TBMM'sinde bu ülkenin bütün sorunları çok rahatlıkla çözülebilir" iddiasında bulundu.

İçten, "1984 yılından beri bölgede PKK ciddi eylemler yapmakta ve bu eylemler sonucunda da masum insanlar katledilmektedir. Buradaki insanlara zarar veren bir yapının siyasi temsilcileri olduğunu söyleyenler de maalesef bu bölgede siyaset yapıyorlar. Biz bir kere buna zarar verebilecek, hukukun dışına çıkacak bütün eylemleri de kınamak durumundayız" diyerek şöyle konuştu:

ÇOCUKLARIMIZIN ELİNE TAŞ

"Bölgede 13 ile 16 yaşında yine bizim çocuklarımızın ellerine birileri taş, molotof kokteylli, bomba verip yine Kürtlerin işyerlerine attırılıyor. Bu çocuklar bizim. Onlarla ilgili sorunlarımız yok. Ama onların eline taş, bomba ve molotof kokteyli verenlerle sorun yaşıyoruz. Elbette devlet burada hukuk içinde siyaset, iş, sosyal faaliyet yapanların hak ve hukuklarını korumak zorundadır. Bu ülkede maalesef molotof kokteyli atanın, taş atanın hakkını savunanlar; molotof kokteyli ve taşa maruz kalanların hakkını savunmuyor"

BİR KORKU ATMOSFERİ YAPILIYOR

AK Partiye ve seçim döneminde kendi seçim bürosuna yönelik saldırıları da hatırlatan İçten, "Bölgede AK Parti il binalarına yapılan saldırılar kimse tarafından kınanmıyor. Hukuk ve demokrasi çerçevesinde kim siyaset yaparsa yapsın onların desteklenmesi gerekir. Ama herkes şunu çok iyi biliyor ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde AK Parti seçim bürolarına, AK Parti binalarına hala belli gruplar tarafından ciddi anlamda saldırılar yapılmakta ve STK'lar bile bu saldırıları kınamamaktadır. Bu doğru bir tutum değil. Halk artık şiddet istemiyor, köylerin yakılmasını istemiyor, teröre hayır, çocukların ölümüne hayır diyor. Halk artık çok daha yüksek standartlarda ekonomik gelirler elde etmeye yönelik beklentiler peşindedir" dedi.

YATIRIMLAR ENGELLENİYOR

AK Parti iktidarı olarak Diyarbakır ve bölgeye yapılan yatırımların birileri tarafından baltalandığını belirten Cuma İçten, 250 bin kişiye istihdam olacak Silvan Barajı'na ait iş makinelerinin yakıldığını, duble yol çalışması yapan işçilerin kaçırılarak öldürüldüğünü söyledi. Buna rağmen AK Parti iktidarı olarak 10 yıldır bölgeyi tamamen şantiye alanına çevirdiklerini belirten İçten, bölgede 80 yıldır yapılmayan yatırımların yapılmaya çalışıldığını dile getirdi. Silvan Barajı bittiği zaman özellikle

Diyarbakır'da 250 bin insanın iş sahibi olacağını kaydeden İçten, 81 ilde karayollarının 10 yıldaki yatırım miktarının 43 milyar lira olduğunu, buna mukabil Diyarbakır'da 1 yılda karayolları yatırımının 1 milyon lira olduğunu ifade etti. Bölgenin turizm, sanayi, tarım ile alakalı kaynakları ve gelişmelerinin ortada olduğunu belirten İçten, "Hal böyleyken birileri Diyarbakır ve bölgemize yatırımın gelmesini engelleyecek eylemlerle terör yapmaktadır. Bingöl-Diyarbakır duble yolu bittiğinde, Diyarbakır çevresindeki otobanlar bittiğinde, Diyarbakır Karadeniz bağlantısı oluştuğunda kimler bundan faydalanacak. Tabi ki Diyarbakırlılar faydalanacaktır" diye konuştu.

BARAJ ŞANTİYESİ BASILDI

Silvan Barajı bittiğinde 250 bin insanın iş bulacağını ifade eden İçten, "Burada çalışacak insanlar Kürt değil mi? Bütün bunlardan yine Kürtler faydalanacakmıdır?" diye sordu. İçten, Diyarbakır 1 milyon turisti ağırlarsa bunların getirisiyle halkın cebine para girmeyecek mi? Yani bir grup özellikle Diyarbakır'ın sosyo-ekonomik anlamda, finans anlamında, kültürel anlamda gelişmesini istememekte. Bakın biz Silvan Barajı'nı yapıyoruz, bu barajdaki bütün iş makinelerini yakıyorlar. Biz Diyarbakır-Bingöl duble yol çalışmalarını yapıyoruz, bu yolda çalışanları dağa çıkarıp katlediyorlar.

BİRİLERİ HUZURU KALKINMAYI İSTEMİYOR

 Birileri Diyarbakır'a yatırım yapmasını engelliyor. Peki kim yapıyor bunları. Devlet bu yatırımları engellemeye çalışan, buradaki insanların yaşam koşullarını kısmaya çalışan, esnafların dükkanlarını bombalayan, camlarını indiren, kaldırımlara zarar veren, elektrik trafolarına, ambulanslara, hastanelere zarar veren, iş adamlarına çöken insanlara göz mü yummalıdır? Elbetteki devlet bunlara maruz kalan halkın yanında yer alacak. Mazlumların hakkını savunacak ve bu tür hukuk dışı eylemlerin önüne geçmek için gerekli tedbirleri alacaktır" şeklinde konuştu.

"DİYARBAKIR TERÖRDEN BIKTI"

Diyarbakırlıların son yıllarda sürekli terörle anılmasından bıktığını belirten Cuma İçten, bütün siyasilerin bu tür olaylara karşı ciddi bir duruş sergilemesi gerektiğini söyledi. İçten, "Kendini Kürtlerin temsilcisi olarak görenlere sesleniyorum. Sokakta taş atanlara, işyerlerine molotof kokteylli atanlara, ses bombası atanlara, iş makinesi yakanlara, iş adamlarını kaçırıp öldürenlere, işçileri öldürenlere karşı burada siyaset yapanların çıkıp bir duruş sergilemesi gerekiyor. Bunları reddediyoruz demesi gerekir. Bunları kınıyoruz demesi lazım. Mahalle arasındaki bir fırıncının camını indirmek, dükkanına zarar vermek, o esnafa zarar vermek kabul edilebilir bir şey mi? Siyasilerin buna karşı çıkması gerekir. Diyarbakır artık bunlardan bıktı. Halk artık bu tür olayları istemiyor. Dolayısıyla siyaset yapan herkes bu tür olayları kınamalı ve asla bunlara sahip çıkmamalı" diye konuştu.

 LÜKS ARABALARA BİNERKEN

İçten, sokakları savaş alanına çeviren çocukların eline taş, molotof kokteyli ve bomba verilirken, Kürt siyasetçilerinin çocuklarının ise lüks arabalarda ve yüksek yaşam standartlarında yaşadıklarını söyledi. Vatandaşlara çocuklarına sahip çıkması çağrısı yapan İçten, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Kürt siyasetçilerin hepsinin çocukları lüks araçlara biniyor. Hepsinin yaşam standartları çok yüksek. Ama fakirin, fukaranın derdi akşam eve ekmek götürmek istemesinden başka bir şey değil. Fakirin çocuğunun eline taş verenlerin artık bu saatten sonra, bu şehirde yaşamaları mümkün değil, Artık halk bunları kabul etmiyor."

Kaynak: Diyarbakır Söz