Kılıçdaroğlu AK Parti'yi suçladı

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Bosna Hersek’e giderken uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Kılıçdaroğlu AK Parti'yi suçladı

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Bosna Hersek ziyaretine giderken uçakta gazetecilere çarpıcı açıklamalarda bulundu. 28 Şubat sürecindeki fişlemeyle ilgili Danıştay’a dava açan CHP lideri, konuyu AİHM’e kadar götüreceğini söyledi. Kendi isminin de bulunduğu BÇG fişlemelerine 2004'te resmi nitelik kazandırıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Fişlemeyi AK Parti yapıyor aslında” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iki günlük bir program çerçevesinde Bosna Hersek’e giderken uçakta beraberindeki gazetecilerin sorularını cevapladı. Meclis’teki polemiklerden 28 Şubat soruşturmasına kadar her alanda değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu bir ara orta şiddetli türbülans nedeniyle röportaja ara vermek zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu’nun gazetecilerin sorularına verdiği cevaplar şöyle:

Sayın Başbakan grupta konuştu, siz de konuştunuz. Din ve cami üzerinden bir tartışma gidiyor. Başbakan CHP’yi camileri satmakla eleştirdi ve belgeler gösterdi.

Ben şöyle bir belge göstermesini isterdim. Şu tarih, şu genelge ile ‘Falanca camiyi ahıra çevirin’ diye. Böyle bir yazı yok. Demek ki doğruları söylemiyor.

10’UN ÜZERİNDE CAMİ YIKILDI

Siyasi tartışmanın bu eksende gitmesine ne diyorsunuz?

Tek parti dönemi hepimizin ortak paydası, şu veya bu partinin dönemi değil. Eğer tarihi biliyorsak, tek parti dönemini biliyorsak, zaten tarihle bu şekilde hesaplaşmaya kalkmazsınız. Sorun yakın tarihin Başbakan tarafından iyi bilinmemesidir. Türk siyasal tarihinde ölmüş liderlerle hesaplaşma hiç olmamıştır. İlk kez yakın tarihten intikam alma çabası var. Nedeni de şu; Başbakan CHP’ye bir şey söyleyemiyor.Ne politikasını ne ilkesine bir söyleyeceği yok. Bir dönem ‘Sivas’ın ötesine geçemiyorsunuz’ diyordu şimdi kendisi Sivas’ın ötesine gidemez. ‘Projeleri yok’ diyordu, bizim projelerimiz 4’e katladı AK Parti’yi. Seçimlerden sonra bizim politikalarımızı kullanmaya başladı.

Tarihimizle uğraşıyor. Bir o kaldı. Pursaklar’da camiler yıkılmadımı? 10’un üstünde cami yıkıldı AK Parti döneminde. Malatya’da belediyenin camiyi yıkıp yerini yabancı bir firmaya sattığını açıkladık. Camilerini bir dönem askerler için kullanıldığı doğrudur.Ordu savaşa gidecek. Kışlası yok, çadırı yok, nerede yatacak bu ordu. Camide yatacak. Cepheye at sırtında gidiyor. Camide yatan insan, atlarını bir yere bağlanacak. Sayın Başbakan ölülerle mücadele edeceğine dirileri var, bizimlemücadele etsin.

YENİ KENAN EVREN MODELİ

Üsluptaki bu sertleşme seçim hazırlığı olabilir mi?

Yorumlanabilir evet. Ama bu sertleşme ona cumhurbaşkanlığı yolunu açmaz. CHP’nin din düşmanı algısını kaldırıyoruz. Yalanlarını tek tek ortaya koyuyoruz. Camiler nasıl kullanıldı ortaya koyuyoruz. Dini siyasete alet etmeme kültürünü bu topluma getirmek istiyoruz. Saldırılarını da onların elinden alacağız.

Dine bu kadar girmesi cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olabilir mi?

Sanmıyorum.Oradan bizi sıkıştıracağını sanıyor ama bizi oradan sıkıştıramaz.

TBMM’de darbeleri araştırma komisyonunun kurulması, 35. maddenin kalkması, Genelkurmay’ın MSB’ye bağlanması gibi kritik tartışmalara CHP nasıl bakacak?

Bu konuda kanun teklifini veren biziz. Üstelik geçen yasama döneminde verdik. Hala askerlerin yanında gösteriliyor, anlamakta zorlanıyoruz. Geçen gün darbe hukukunu temizleyelim dedik teklif yaptık. Kanun teklifini verdik.Hâlâ deniyor ki CHP darbecilerle yan yana. Ya kanun teklifini veren biziz çağrı yapan biziz. Kaçan Recep Tayyip Erdoğan. Yüzde 10 barajı kanun teklifi verdik. Kaçan kim? Gelmiyor. Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirelim dedik gelmiyorlar. Bu yeni Kenan Evren modelidir. Kenan Evren’le Tayyip Erdoğan arasında temel iki fark var. Birinin apoletleri vardı bunun döneminde yok onun döneminde idamlar vardı bunun döneminde yok.Onun dışında yaptığı şey aynı. Yazarlara çizerlere baskı var haksız tutuklamalar var, poşu taktı diye çocuk aylarca hapiste kaldı, şimdi daha ağırını yaşıyoruz. Ortada 12 Eylül versiyonunun post modern bir tipini yaşıyoruz. n BÇG’nin sizinle ilgili fişleme iddiaları için başbakanlığı mahkemeye vermiştiniz.Hükümet Danıştay’a savunma gönderdi. Fişlemeyi sahiplenmemiş başbakanlık.

DANIŞTAY’A BASKI YAPABİLİRLER

Başbakan çelişiyor. 28 Şubat’ta görevden alınmıştım. “28 Şubatçılar seni iade ettiler” ya beni fişlediler nasıl göreve iade edecekler? Akıl varmantık var.Her bakan döneminde farklı fişlemişler. Kimisinde komünist, kimisinde faşist hatta Aczimendi bile demişler. Danıştay’a savunma gönderiyorlar. Diyorlar ki 2004’e kadar isimsiz rapor vs. hepsi gelmiş. Hiçbir resmi kayda geçirilmeden bekletilmiş. BÇG’nin hiçbirini resmi bir hüviyet kazandırmamış. 2004’te tamamını resmi nitelik kazandırmışlar ve arşive kaydetmişler. FişlemeyiAK Partiyapıyor aslında. Danıştay’a gönderdiği savunmada fişlemelerin başbakanlık tarafından yapıldığını söylüyor. Danıştay’da baskı yapabilirler. Ama ben bunu AİHM’e kadar götüreceğim.

28 Şubat soruşturmasının nereye kadar uzanmasını bekliyorsunuz?

Nereye kadar gideceğini savcılar bilir. Başbakan savcıya ‘Sen git arkadaş nereye kadar gidiyorsan’ diye talimatı verdi. Oda eline kılıcı alıp gidecek.Nereye giderse gidecek.

28 Şubat davasına fişlendiğiniz için müdahil olacakmısınız?

Hayır. Ben hukuki hakkımı zaten Danıştay da takip ediyorum. Bana şunun yanıtı verecekler: 2004’te neden fişlemeleri kayda geçtiler?

BAŞÖRTÜSÜ SORUNU AŞILDI, MEMNUNUZ

Resepsiyonda yoktunuz. Manzarayı nasıl gördünüz?

Boykot tavrı değil. Ben 23 Nisan çocuklarının etkinliğine katılmayı tercih ettim. Çok da güzel oldu. Çocuklarla beraber oldum. Boykot olsaydı hiç kimseyi göndermezdik.

Eşli davetiye normalleşme olarak kabul edildi. Sizce de öyle midir?

Bir resepsiyondur giderler gitmezler kişiler hakkında yorum yapmam. Normalleşme diyorlarsa öyledir. Üzerinde çok durulacak bir şey değil.

Kamusal alanda türban sorunu çözüldü yorumları yapıldı.

Kamusal alan bir kamu içindeki alan değildir. Caddede polis, bir şey sorarsa yolda kamusal alandır. Kamu yetkilisiyle muhatap olduğunuz alandır.

Daha önce yapılanlar çok tartışıldığı için normali de çok tartışıldı?

Daha önce 'Askerler, BDP'liler olduğu için gelmiyor' gibi haberler çıkıyordu. Bu toplantıda BDP'liler var mıydı bilmiyorum, onun için mi katıldılar bilmiyorum. Bizim açımızdan özel yasaklama getirmiş değiliz. Vekillerimizi serbest bıraktık.

Sonuçta ana muhalefet partisi liderisiniz. Acaba daha açık söyleyebilir misiniz neden gelmediniz?

Anıtkabir'e, Meclis Başkanımız Cemil Çiçek'in kabulüne katıldık. Resmi törenlere katıldık.

Başörtülü ya da türbanlı eşlerin gelmesi normal mi?

Geliyorlar zaten. Niye geliyorsunuz diye sorulması anlamsız zaten. Sorunlar olmuş, aşıldı. Aşıldığı için de memnunuz.

İMAM HATİPLERİN KAPATILMASINI İSTEMEDİK

İmam hatip okulları konusunda ne düşünüyorsunuz?

İmam hatiplerin kapatılmasını istemedik. Hiçbir zaman talebimiz de olmadı. Bu ülkede saygın din adamlarına ihtiyaç var. İlahiyatları, imam hatipleri, diyaneti kuran biziz. CHP'nin bir özelliği var. Dini siyasete alet etmiyor. Sanki biz imam hatiplere karşıymışız gibi propaganda yapılıyor. Karşı olsak kurar mıyız? Toplumun algısını olumsuz olarak çevirmek için çaba var.

Anayasa yapımında Başbakan ‘Masadan kalkan taraf olmayacağız’ dedi. Sizin tutumunuz ne olacak?

Yeni anayasa yapılması konusunda her türlü desteği vermeyi hazırız. En yetenekli nitelikli vekilleri biz komisyona verdik. Başbakanın söylemlerinde çelişki var. Bir 'Masadan kalkamayacağız', iki 'Gerekirse biz başkalarıyla işbirliği yaparak anayasa değişikliği yaparız' diyor. Bu çelişki değil mi?

Umutlu musunuz?

Ben umutsuz olmadım zaten...

BAŞBAKAN DİNİ İSTİSMAR EDİYOR

Kutlu doğum konuşmasından sonra 4+4+4 yasasını Anayasa Mahkemesi'ne götürdünüz. İktidar da bunu tezat olarak nitelendirdi.

Hiçbir çelişki yok. Kutlu Doğum Haftası'nda yaptığım konuşma bir siyasi konuşma değildir. O günün anlamına uygun bir konuşmaydı o konuşma sadece o güne özgü duyarlılıkları içeriyor. Toplumun hemen hemen her dönem yaşadıklarını içeren bir konuşmaydı. Başbakan ise kendi grubuna konuşuyormuş gibiydi. Dini bu kadar istismar eden başka bir siyasi lider görmedim. O gün toplantıya geç başlandı. Kutlu Doğum Haftası geç başladı neden?

Çünkü Başbakan o saatte bir düğündeydi. AYM'ye niye gidiyoruz? Eğer bir yerde anayasaya aykırılık düşünüyorsak mahkemeye götüreceğiz. Siz komisyonda yasayı Anayasa'nın öngördüğü şekilde görüştünüz mü? Hayır, komisyon işgal edildi, vekillere söz hakkı verilmedi. Yasa oylama yapılmadan kabul edildi. Şekil yönünden gittik Anayasa Mahkemesi’ne. Zaten anlayamadığım bir şey var. Hem hukukun üstünlüğü diyeceksiniz hem AYM'ye gittiniz diye eleştiri getireceksiniz. Fransa'da Ermeni soykırımı iddiasıyla ilgili yasa kabul edildi. Orda parlamenterler AYM'ye başvurdu. Başta Erdoğan olmak üzere Fransa'da demokrasi var dediler biz vurunca yok diyorlar.

GENEL KURUL'DA HABERAL İDDİANAMESİ

Bakan Hayati Yazıcı, Silivri adaylarının darbe davalarını bulandırmak için aday gösterildiğini iddia etti. Ne diyeceksiniz?

Silivri davalarını sulandıran savcıların iddianameleri. Samizdat'ı okursanız bütün ayrıntıları görürsünüz. Vekillerimizden Ömer Suha Alda önümüzdeki hafta Genel Kurul’da Haberal'ın iddianamesini okuyacak. Örneğin, Hurşit Tolon bir parti kurmak istiyor, Haberal'ı davet ediyor. Haberal kabul etmiyor. 'Bir şey olursa ben partide yer almak istemiyorum' diye bant kaydı var. 'Eğer partimize gelirse emrinde olacağız' diyor. Bunun üzerine Haberal'ı Ergenekon'un bir numarası yapıyorlar. Davayı sulandıran savcıların iddianameleri. Varsa darbe teşebbüsü adam gibi soruşturun.

Tutuklu vekillerin durumunda bir çözüm gözüküyor mu?

Bizim hazırladığımız kanun teklifini Sayın Meclis Başkanı diğer grup başka vekillerine de verdi. Onlar görüşecek. Sanıyorum kabul edilir.

Kaynak: Diyarbakır Söz