Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki "Valiler Toplantısı"nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantının fikirlerin tartışıldığı, müzakere edildiği ve farklı düşüncelerin dile getirildiği, bir ortak aklın oluşturulmasına vesile olan, böylece hem sahada hem merkezde vatandaşlara daha etkin, kaliteli ve hızlı hizmet sunma yollarının arandığı bir zemin olduğunu ifade ederek, Valileri uyardı.
Valilerden, Türkiyenin ve hükümetlerine yönelik maruz kalınan saldırıların unutulmamasını isteyen Erdoğan, daha güçlenerek, büyüyerek ve zenginleşerek bunların aşılabileceğini söyledi. Bu kapsamda valilere düşen görevin de "İşe dört elle sarılmak" olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin tümüyle mahallinden yönetilebilecek kadar büyük, tümüyle merkezden yönetilebilecek kadar da küçük bir ülke olmadığına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut il yönetimi sisteminin birtakım eksikleri, aksaklıları bulunduğunu ancak Türkiye'nin büyüklüğüne en uygun yönetim modeli olduğunu belirtti.
Nüfusun büyükşehirlerde toplanmasının, hizmet bütünlüğü ve kalitesini artırması için belediyelerin tüm ili kapsayacak şekilde yeniden organize edilmesini gerektirdiğini ifade eden Erdoğan, valiliklere olan ihtiyacın ortadan kalkmadığını, tam tersine bu yönetim kademesini geliştirip, güçlendirip ve günün ihtiyaçlarına göre tahkim ederek, devam ettirmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Erdoğan bu konuda valilerden beklentisini, "Karşılaştığınız zorluklardan yılmadan, kendinize güveninizi asla kaybetmeden, inisiyatif kullanmaktan asla çekinmeden vazifenizi yürütmenizdir." diye özetledi.
- "Merkez valiliği valilik değil"
Merkez valiliğinin kendi gözünde "valilik" olmadığını, çünkü valiliğin "hizmet makamı" olduğunu söyleyen Erdoğan, valilerden görev yaptıkları ilde şartların zorluğuna, imkanların kıtlığına bakmadan bir yandan günlük sorunları çözmek, diğer yandan da ileriye doğru en az yarım asırlık vizyon ortaya koyacak işler yapmalarını istedi.
Valilerin; devleti, cumhurbaşkanı, başbakanı ve tüm bakanlıkları temsil ettiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlarımıza, 80 milyonun tamamına hizmet etmekle mükellefsiniz. Siyasetçiler de kendine oy veren insanları temsil ediyor. Dolayısıyla siyasetçilerle görev alanınızın kesiştiği yerler elbette olacaktır. Siyasetçilerin vatandaşlarımızın temsilcisi, sözcüsü, sıkıntıları ve taleplerinin aracısı olarak yapmış olduğu göreve saygı duymak ve imkanlar dahilinde gereğini yapmak sizlerin de vazifesidir. Ama aynı zamanda sizin oradaki siyasetçilerin değil devletin valisi olduğunuzu asla aklınızdan çıkarmamanız gerekiyor. Valiyle siyasetçi aynı olamaz, birbirinin hasmı da olamaz. Çünkü görev alanları ve görev alış biçimleri farklıdır. Biz millete, vatandaşa, 'iline hizmet' ortak paydasında buluşarak, geleceğe yürüyen siyasetçiler ve valiler görmek istiyoruz."
- "Hakkımı helal etmem"
Devlet kapısının "hacet" ve "umut" kapısı olduğuna vurgu yapan Erdoğan, valiliğin sadece evrak işlerinin görüldüğü, devletin soğuk yüzünü temsil eden yerler olmadığını kaydetti.
Valilerin yeri geldiğinde ilinde bir kamyonetin şoför mahaline oturup, ısınmak için kömürü olmayan vatandaşa kömür, erzakı olmayana da erzak götürebilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bunu yapanların "milletin efendisi" olduğunu söyledi.
Bunları yapmayıp makamında oturan, herkesi makamına çağıran valilere de kendilerine, "Ben buraya neden geldim?" sorusunu yöneltmesi gerektiğini anlatan Erdoğan, Hazreti Ömer ve çocuklarına taş kaynatan yaşlı kadının hikayesini hatırlattı.
İllerdeki ihtiyaç sahiplerinin dolaşılması gerektiğini belirten Erdoğan, valilere şöyle seslendi:
"Nerede, kim var, sadece aydan aya belli bir ücret vermek bizim için yeterli değil. Ulaşamadığımız, göremediğimiz yerler olabilir. Siz bizim uzanan elimiz, gören gözümüz, duyan kulağımız durumundasınız. Onun için bunu sizden özellikle istiyorum. Onun için bunu yapmanız lazım. Yapmıyorsanız kusura bakmayın, ben de hakkımı helal etmem. Sizi biz buralara bu inançla tayin ettik, bu inançla atadık. Dedik ki bu arkadaşlarımız bu görevi evelallah yerine getireceklerdir. Hele hele bize gurur, kibir hiç yakışmaz. Mütevazı, alçakgönüllü olacağız. Bu tevazu ile de hizmeti sürdüreceğiz. Valiliğin kapısı açık olduğu, umut ışığı yandığı sürece vatandaşımız sizinle arasına başkalarını sokma ihtiyacını duymaz. Özellikle güvenlik güçleriyle vatandaşlarımız arasındaki ilişkiyi demokrasi güvenlik dengesini en ideal şekilde kurarak tesis etmez ve yürümesini sağlamazsanız görevinizi iyi yapmıyorsunuz demektir. Vatandaşa eziyet eden güvenlik teşkilatı görmek istemediğimiz gibi terörle mücadelede, asayişte, uyuşturucuyla mücadelede en küçük bir zaafiyet gösteren güvenlik teşkilatı da istemiyoruz."
- "Kimin doğru kimin eğri olduğunu en iyi vatandaşımız görür"
Valilerden, görev yaptıkları illerde ihtiyaç sahiplerinin hamisi olmalarını isteyen Erdoğan, valilerin görevlerini yaparken birtakım sorunlarla karşılaşmaları halinde ise dönüp nerede durduklarına bakmalarını tavsiye etti.
Erdoğan, "Durduğunuz yer doğruysa hiç endişe etmeyin, vicdanınız en iyi hakimdir. Eğer bir yerde siyasetçi ile bürokrat arasında çok ciddi sorun varsa ikisinden birisi işini iyi, doğru yapmıyor, adil davranmıyor demektir. Kimin doğru, kimin eğri olduğunu en iyi vatandaşımız görür. Vatandaşımızın bu tefriki eninde sonunda bize kadar da ulaşır." dedi.
- "Her imtihan aynı zamanda bir imkandır"
"Her imtihan aynı zamanda bir imkandır." diyen Erdoğan, Allah'ın izni, milletin desteği ve gayretlerle Türkiye'nin bu süreci de atlatacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Sabırla hareket edecek, gerektiğinde bin düşünecek ama bir yapacağız. 2019 yaklaştıkça bu tür sorunların, sıkıntıların artması muhtemeldir. Zira 2019, milletimiz için sadece bir seçim yılı değil aynı zamanda büyük bir dönüm noktası olacak. Terör örgütlerinin ya da şer şebekelerinin bu süreci sabote etmesine asla müsade edemeyiz. Valilerimizle, kaymakamlarımızla, belediye başkanlarımızla, muhtarlarımızla, esnaflarımızla, sanatkarlarımızla, işçilerimizle, gençlerimizle, kadınlarımızla, velhasıl tüm milletimizle el ele vererek inşallah bu imtihandan da alnımızın akıyla çıkacağız."
Kaynak: Diyarbakır Söz