HÜDA PAR'dan "hasta mahkumlar" çağrısı

HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, hasta mahkumların sorunlarına dikkat çekerek "Hasta mahkûmların, tedavilerinin daha rahat yapılabilmesi için işledikleri suçlara bakılmaksızın tedavi süreci boyunca infazları ertelenmelidir." çağrısında bulundu.

HÜDA PAR'dan

HÜDA PAR Genel İdare Kurulu üyesi ve Parti Sözcüsü Yunus Emiroğlu, partisinin iç ve dış gündemine ilişkin değerlendirmesine paylaştı. Emiroğlu, ihracatın artırılmasını esas alan “Yeni Ekonomi Modeli”ni hayata geçiren Türkiye'nin, enflasyonla mücadelede en ağır başarısızlığı yaşayan ülkelerin başında geldiğini belirtti.

"UYGULAMADAKİ EKONOMİK MODEL, KAMU KAYNAKLARINI ZENGİN ELİTLERE PEŞKEŞ ÇEKMİŞTİR"

Bununla beraber her ay açıklanan dış ticaret verilerini, bu süreçte cari açığın da giderek daha fazla arttığını gösterdiğini belirten Emiroğlu, "Temmuz ayı verilerine göre dış ticaret açığı yüzde 144,5 artarak 10,6 milyar dolara yükseldi. Düşük tutulan politika faizine karşın reel faiz oranlarındaki tırmanış, cari açığın finanse edilmesinde kullanılacak finansal kaynakların finans kurumları ile bir avuç mutlu azınlık tarafından kullanıldığını göstermektedir. Merkez Bankası Başkanı’nın son açıklamaları, yatırım için devletin sağladığı düşük faizli kredilerin önemli bir bölümünün yatırım yerine ekonomik durumu daha da kötüleştirecek şekilde dövize yatırıldığını ya da üretilen malların stoklanarak iç piyasada fiyat artışlarına neden olunduğunu göstermiştir." dedi.

HASTA MAHKÛMLAR SERBEST BIRAKILMALIDIR

28 Şubat Darbesi’nin faillerinden Çevik Bir'in, geçirmiş olduğu hastalık sebebiyle geçtiğimiz günlerde tahliye edildiğini hatırlatan Emiroğlu, çok daha ağır hastalıkları olan mahkûmların görmezden gelindiğini; bunun hukuk ve adalet adına üzüntü verici olduğunu belirtti.

"Cezaevleri birer eza evleri olmaktan çıkarılmalıdır." ifadesine yer veren Emiroğlu, "Hasta mahkûmların, tedavilerinin daha rahat yapılabilmesi için işledikleri suçlara bakılmaksızın tedavi süreci boyunca mutlaka infazları ertelenmelidir. Bu hak, sadece seçkinler için değil, bütün mahkûmlar için uygulanmalıdır. Bu çifte standarttan vazgeçilmediği sürece hukuk mekanizmasına yönelik tartışmalar sona ermeyecektir." diye konuştu.

Emiroğlu, şunları kaydetti: "Cezaevleri mevcut koşullar itibariyle ya kronik hastalıklara sebebiyet vermekte ya da var olan hastalıkların ilerlemesini kolaylaştırmaktadır. Özellikle ağır infaz rejimi uygulanan mahkûmların kronik hastalıklarının da olması durumunda kendi bakımlarını sağlayabilmeleri, tedavi edilebilmeleri, tedavilerine paralel beslenme ve diğer imkânlardan yararlanabilmeleri mümkün değildir. Bu yüzden kanser gibi ağır hastalıkların cezaevlerinde pek çok ölüme de sebebiyet verdiği kamuoyunun malumudur. Burada devlete düşen görev, ağır hastalığı bulunan mahkûmların bakımlarının sağlanması ve son zamanlarını aile fertleriyle geçirebilmeleri adına infaz ertelemenin kolaylaştırılmasıdır. Bu anlamda Adli Tıp Kurumu siyasi saiklerle hareket etmekten vazgeçmeli, tam teşekküllü diğer hastanelerin de raporlandırma yapabilmesi sağlanmalıdır."

BEŞİNCİ İSLAMİ DAYANIŞMA OYUNLARININ İCRA ŞEKLİNE TEPKİ

Emiroğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde yapılan İslami Dayanışma Oyunları’nın beşincisinin Konya’da başladığını hatırlatarak, "İslam ülkeleri arasında sosyal, siyasal ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine katkı sunması beklenen program, anlam ve önemine aykırı bir şekilde icra edilen konserler, İİT’nin amacına yakışmayan sahneler ve spor müsabakaları ile daha çok ön plana çıktı.  İslam’ın mukaddesatlarını merkeze alarak kurulan bir teşkilatın bu şekilde yozlaştırıcı bir misyonla ön plana çıkarılması kabul edilemez." eleştirisini yöneltti.

CHP'NİN "HELALLEŞME" SÖYLEMLERİ

CHP Genel Başkanı tarafından yapılan “helalleşme” çağrısının, aslında toplumsal barış ve memleketin geleceği açısından önemli olduğunu söyleyen Emiroğlu, "Türkiye’nin geniş kapsamlı bir helalleşmeye ihtiyaç duyduğu tartışmasızdır. Ancak sadece bir seçim argümanı olarak kullanılacak samimiyetsiz bir helalleşme söyleminin yaralara tuz biber olmaktan başka bir getirisi olmayacaktır. Cumhuriyetin ilk yıllarından başlanmak üzere Tek Parti Dönemi boyunca ve de sonrasında Cumhuriyet Halk Partisinin imzasını taşıyan sayısız mezalim yaşandı bu coğrafyada." dedi.

"CHP hangi dönem ve hangi hatalar için kimin adına ve hangi yetki ile helalleşme çağrısı yapmaktadır?" sorusunu yönelten Emiroğlu, şöyle devam etti:

"CHP Genel Başkanı İstiklal Mahkemeleri’nin neden olduğu mezalimi, Şeyh Said Hadisesi’ni, Dersim ve Zilan Katliamları ile diğer zulümleri de helalleşme kapsamına dâhil ediyor mu? Kürtlere yönelik inkâr ve asimilasyon politikalarının neden olduğu tahribat için de helalleşme olacak mı?  'Tek Parti Dönemi'nde halkımızın inancını, kimliğini ve kadim kültürünü hedef alan çok ağır süreçler yaşanmıştır. Hatta CHP, bir reddi miras ile bugüne kadar siyaset yaptı. Bu da helalleşme kapsamına alınacak mıdır? Toplum, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bütün bu sorulara samimi bir şekilde cevap vermesini bekliyor. Kısaca önce CHP geçmişi ile yüzleşmelidir. Ancak ondan sonra bir helalleşmeden söz edebilir."

"AİLE KURUMUNUN ÇÖZÜLMESİ, MANEVİ BOŞLUK GELECEĞİMİZ OLAN ÇOCUKLARIMIZI SUÇA SÜRÜKLEMEKTEDİR"

Emiroğlu, TÜİK'in verilerine göre olaya karışmış olmaları sebebiyle Emniyet Müdürlüklerine giden veya götürülen çocuk sayısının, 2021 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 10,8 artarak 499 bin 319 olduğunu belirtti.

Suça sürüklenen çocukların yaralama, hırsızlık, uyuşturucu madde kullanmak veya satmak, cinsel suçlara karışmak veya bütün bu suçların mağduru olarak kolluk birimlerinin önüne çıktığını belirten HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, "Toplumun her geçen gün yozlaştığının göstergesi olan bu tablo endişe vericidir. Ülkemizde çocukların hem fail hem de suç mağduru olarak karıştıkları suç oranlarının her geçen gün artış göstermesi eğitim sistemini de ciddi anlamda sorgulamamız gerektiğini göstermektedir." diye belirtti.

Kaynak: Diyarbakır Söz