Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarını eleştirerek, ""'Türkiye ile SDG arasında arabulucu olabiliriz' lafı, doğruysa, bunu söyleyen kişinin haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır. 'Biz de bir söz vardır ya gelin güvey olmak filan ...' Sana böyle bir görevi kim verdi? Boyunu aşan işlere girme. Bizim arabulucu ihtiyacımız yok. Türkiye'nin ne zamandan beri terör örgütleriyle bir masaya oturmak gibi sorunu var? Nereden çıkardınız bunu? Siz terör örgütleriyle masaya oturabilirsiniz ama Türkiye, terör örgütleriyle mücadelesini Afrin'de olduğu gibi yapar" dedi.
HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "AK Parti'yi milletimiz ile birlikte kurduk. Milletimize hizmet etmek için kurduk. AK Parti'ye ne bu kifayetsiz muhalefet, FETÖ, PPK gibi terör örgütleri zarar verebilir. ne de dış güçler zarar verebilir. En son Milli İstihbarat Teşkilatımız, Kosova istihbaratı ile yaptığı dayanışma içerisinde 6 tane Balkanlardaki en üst düzey FETÖ temsilcisini anlaşarak aldılar, getirdiler ve emniyet teşkilatımıza teslim ettiler. Dedik ya onlar kaçacak, biz kovalayacağız, neresi olursa olsun ve bunları paketleyerek buraya inşallah getireceğiz. Burada da hesaba çekeceğiz" diye konuştu.
"AK PARTİ'YE ZARAR VERECEK TEK ŞEY DAVA ŞUURUNU KAYBETMİŞ KENDİ İÇİMİZDEKİ ARKADAŞLARIMIZDIR"
Erdoğan, "AK Parti'ye zarar verecek tek şey, bu anlayışı, bu dava şuurunu kaybetmiş kendi içimizdeki arkadaşlarımızdır. Her kim milleti bırakıp kendine çalışmışsa milletle birlikte bize de zarar veriyor demektir. Bir partide küçük olsun benim olsun zihniyeti türemişse orada durum vahimdir. Bu zihniyetten uzak tutmak için elimizden geleni yaptık. Zaman zaman bu yanlışa düşenler oldu. Uyarılarımızı yaptık müeyediyelermizi de uyguladık. Hatasını anlayıp yeniden davaya sarılanlarla onlarla birlikte yolumuza devam ettik ediyoruz. Buna rağmen hatada ısrar edenlerle de yolumuzu ayırmak mecburiyetinde kaldık. Ayağımıza bağ olanlardan ise bir an önce kurtulmak boynumuzun borcudur. Onlarla birlikte yürümekte zor" dedi.
"TÜRKİYE YÜZDE 7,4'LÜK BÜYÜME ORANIYLA G20 ÜLKELERİ ARASINDA BİRİNCİ SIRADA"
Erdoğan, "Türkiye 2017 yılında yüzde 7,4 oranında bir büyüme kaydetti. Yüzde 7,4'lük büyüme oranıyla dünya ekonomisinin yüzde 85'ini temsil eden G20 ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyoruz. Hala Türk ekonomisini zayıf göstermeye çalışarak huzursuzluk çıkartanlar kesinlikle art niyetlidir" dedi.
"BİR İNSAN KENDİ AYAĞINA KURŞUN SIKABİLİR Mİ?"
Erdoğan, "Ülkemizin aleyhinde estirilen onca olay oldu. Bütün bu kredi derecelendirme kuruluşlarının ülkemizin aleyhinde nasıl yayınlar yaptığını, Türkiye'ye küresel sermayenin girmemesi için ne gibi gayretler içerisine girdiklerini biliyorsunuz. Hatta bu oyuna gelip aramızdaki bazı arkadaşların, kusura bakmasınlar, ülkemizdeki ekonomik durumun sıkıntılı olduğuna dair açıklamalar yapacak kadar yanlışın içerisine düştüklerini de ve bunu toplantılarda yaptıklarını da duymak bizi üzmüştür." ifadelerini kullandı.
"DÖVİZ KURUNU ÖCÜ GİBİ KULLANIP MİLLETİN KAFASINI KARIŞTIRANLARA KÖTÜ BİR HABER VEREYİM"
Erdoğan, "Döviz kurunu öcü gibi kullanıp milletin kafasını karıştıranlara kötü bir haber vereyim. Türkiye 2018'deki büyüme oranlarıyla üzerinde oynanmaya çalışılan tüm oyunları bir kez daha bozacak haberiniz olsun. Ülkemizin büyümek için yatırıma, yatırımcıya ihtiyacı var. Uluslararası yatırımcılara sesleniyorum. Kapımız her zaman size açıktır. Endişe etmeyin özellikle yüksek teknoloji ve istihdam ağırlıklı yatırımlara her türlü desteği, teşfiki de sağlıyoruz. Aynı şekilde kendi iş dünyamıza da destek sağlıyoruz" dedi.
"ETKİSİZ HALE GETİRİLEN TERÖRİST SAYISI 3 BİN 800'Ü BULDU"
Erdoğan, "Suriyeli kardeşlerimize güvenle yaşayabilecekleri zemin hazırlamak için başlattığımız Zeytin Dalı Harekatı başarıyla sürüyor. Bugün itibarıyla son rakamı aldım. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 800'ü buldu. Ayrıca, Siirt'te 6 köy korucusu şehit, 7 yaralı. Afrin şehir merkezinin ele geçirilmesiyle operasyonun amaçlarına büyük ölçüde ulaşıldı" dedi.
"ŞİMDİ TEL RIFAT BAŞTA OLMAK ÜZERE ÇEVRENİN KONTROLÜNÜ SAĞLAMAK ÜZERE HAREKATA DEVAM EDİYORUZ"
Erdoğan, "Şimdi Tel Rıfat başta olmak üzere çevrenin kontrolünü sağlamak üzere harekata devam ediyoruz. Bunun yanında Suriye'nin diğer bölgelerindeki terörist unsurlara yöenlik planlamalarımız da sürüyor. İdlib'i güvenli hale getirmeye yönelik faaliyetlere verdiğimiz katkıyı da devam ettiriyoruz. Şu ana kadar 12 gözlem noktasından 7'si bizim kontrolümüzde. Sınır bölgelerini kontrol ediyoruz. Diğerlerini de inşallah çok yakında faaliyete geçireceğiz" dedi.
"GECİKMELİ DE OLSA SÖZLERİN YERİNE GETİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ"
Erdoğan, "Mümbiç'te geçmişte bize verilen çok açık sözler, beyanlar var. Oradan hareketle bu görüşmeleri yapıyoruz. Obama'dan tutun bugüne kadar. Sayın Obama'nın bizzat bana verdiği söz var; 'YPG/PYD'yi Fırat'ın doğusuna göndereceğiz.' Buraya bölgenin gerçek halkını alacağız, kim onlar Araplar. Burada yüzde 90 Araplar yaşıyor. Buraya onları doldurarak yerli halkı oradan çıkardılar. Aynı şeyi Tillerson'a söyledik, teklifi daha farklıydı. 'Kuzey sizde güney bizde olsun.' Kendisine 'neden sizde bizde olsun buranın sahibi belli dedim. Biz belli bir süre burada bir güvenlik oluşturalım bunu birlikte yapalım sonra çekilelim gerçek sahiplerine bırakalım. Sesiz kaldı. O şekilde yol devam ediyor. Her şeye rağmen gecikmeli de olsa sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz" diye konuştu.
"AYN EL ARAP, TEL ABYAD, RESULAYN, HASEKE GİBİ IRAK SINIRINA DOĞRU OLAN BÖLGELERİ DE ..."
Erdoğan, "Ayn el Arap, Tel Abyad, Resulayn, Haseke gibi Irak sınırına doğru olan bölgeleri de terörden temizlemek için gereken hazırlıklara başladık. Buralar bizim için her an bir tehdit unsurudur. Sınırlarımızda bu unsurların bulunmasına tahammül edemeyiz. Müttefik ülkelerin askerlerine zarar vermek gibi bir niyetimiz yok. Ama teröristlerin ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmalarına izin vermeyiz. Tespit ettiğimiz her teröristi etkisiz hale getirmek sorumluluğumuzun gereğidir. Bunu yapmazsak milletimize anlatamayız" açıklamasında bulundu.
"IRAK HÜKÜMETİNE SÖYLÜYORUZ, BU İŞİ YAPACAKSANIZ YAPIN YOKSA BIRAKIN BİZ YAPALIM"
Erdoğan, "Aynı şekildeIrak'ta da bölücü terör örgütünü çıkarmak ve faaliyetlerini tamamen bitirmek zorundayız. Gündeme şimdi Sincar geldi. Sincar'la ilgili değişik şeyler konuşuluyor. Neden gündeme geldi? Sincar, Kandil'in bir alternatifidir. Bizim için Kandil neyse Sincar da odur. Dolayısıyla Sincar PKK'dan, terör örgütlerinden, ismi ne olursa olsun, temizlenene kadar bu devam edecek. Onun için bir gece ansızın oraya da gidebiliriz. Tarih vererek bu işler olmaz anında. Irak hükümetine söylüyoruz, bu işi yapacaksanız yapın yoksa bırakın biz yapalım. Onlar da taahüdünü verdiler hadi bakalım. Terör örgütünün faaliyetlerinin Irak topraklarında sona erdirilmesi hem bizim hem de Bağdat hükümetinin ortak sorunudur. Şayet arzu ederlerse Irak'la bu konuda birlikte çalışmaya da hazırız. Güney sınırlarımız ile ilgili kararlılığımızı tüm dünyaya gösterdiğimize inanıyorum. Artık bu konuda Türkiye'ye yönelik eleştiriler getirilmesinin bir anlamı yoktur" ifadelerini kullandı.
"BİZ TERÖRİSTLERE İSİM KOYMAKLA DEĞİL ONLARI ORTADAN KALDIRMAKLA MEŞGULÜZ"
Erdoğan, "PKK ile PYD'yi aynı görmeyen DEAŞ ile mücadeleyi YPG ile mücadeleyi eş tutmayan tüm yaklaşımlara kapımız kapalıdır. Nerede olursa olsun terör örgütünün harf oyunları ile ismini değiştirerek oynadığı oyuna katılmak isteyenler, kendileri bilirler. Ha ali ha veli. Biz bunların hepsinin aynı yılanın yavruları olduğunu biliyoruz. Biz teröristlere isim koymakla değil onları ortadan kaldırmakla meşgulüz" dedi.
"GEÇEN HAFTA MACRON'UN KENDİSİYLE BİZZAT GÖRÜŞTÜM"
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarını eleştiren Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Son dönemde Fransa'nın bu konuda tamamen yanlış bulduğumuz ve yanılgılardan kaynaklandığını umduğumuz tavrından üzüntü duyuyoruz. Geçen hafta Macron'un kendisiyle bizzat görüştüm. Baktım garip garip şeyler söylüyor. Tabii garip garip şeyler söyleyince de kendisine biraz frekansı yüksek oldu ama söylemek zorunda kaldım. Çünkü bizim Silahlı Kuvvetlerimizi, bizi, kalkıp da asla kabullenemeyeceğimiz bir yere oturtmak kimsenin haddine değil. Eskiden beri ülkelerinde serbestçe faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarını dün bir kez daha en üst düzeyde ağırlayanlar, bunun Türkiye'ye karşı husumet ifadesinden başka bir anlamı olmadığını bilmelidir.
'ARABULUCU OLABİLİRİZ' LAFI, BUNU SÖYLEYEN KİŞİNİN HADDİNİ VE BOYUNU ÇOK AŞAN BİR BEYANDIR
'Türkiye ile SDG arasında arabulucu olabiliriz' lafı, doğruysa, Ey Batı, 'SDG' dediğiniz Suriye Demokratik Güçleri, bu terör örgütünün aynısıdır. Bunlarla siz, bizi aldatmaya çalışıyorsunuz. Kusura bakmayın, biz bunların hepsinin temelini biliriz, hücrelerini okuruz. Dolayısıyla, bunları bize yutturamazsınız. Bunların adresine varana kadar, hepsinin künyesi bizde var. 24 saatte bir ismini değiştirseniz, biz bunları tanırız. 'YPG'ye destek garantisi verdik...' Lafa bak. 'Türkiye ile SDG arasında arabulucu olabiliriz' lafı, doğruysa, ki Cumhurbaşkanlığı sözcüsüne bunu muhatabı olarak kendisi vermişti. O da bu ifadeyi kullanmış. Bunu söyleyen kişinin haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır. 'Biz de bir söz vardır ya gelin güvey olmak filan ...' Sana böyle bir görevi kim verdi? Boyunu aşan işlere girme. Bizim arabulucu ihtiyacımız yok. Türkiye'nin ne zamandan beri terör örgütleriyle bir masaya oturmak gibi sorunu var? Nereden çıkardınız bunu? Siz terör örgütleriyle masaya oturabilirsiniz ama Türkiye, terör örgütleriyle mücadelesini Afrin'de olduğu gibi yapar. Siz aynen devam edin. Siz kim oluyorsunuz ki bir terör örgütü ile Türkiye arasında arabuluculuk ifadesini kullanabiliyorsunuz? Kanlı geçmişlerinin hesabını verememiş olanlar bu gün de kendilerini terör örgütleri yan yana görebilirler ama Türkiye için asla böyle bir şey söz konusu değil. Bunların arkadaşları YPG'liler. Bundan sonra Fransa'nın hiç bir terör örgütünden şikâyet etme hakkı kalmamıştır.
TERÖRİSTLERLE YATIP KALKAN HATTA ONLARI SARAYLARINDA AĞIRLAYANLAR, YAPTIKLARI YANLIŞI ER GEÇ ANLAYACAKTIR
Teröristlerle yatıp kalkan hatta onları saraylarında ağırlayanlar, yaptıkları yanlışı er geç anlayacaktır. Her an bizim yaşadığımız sıkıntılar onların da başına gelebilir. Suriye'den, Irak'tan canını kurtarıp kaçan teröristler, Fransa'nın bu politikasından aldıkları cesaretle oraya doluştuğunda ümit ediyoruz ki bizden yardım istemeye kalkmazlar. Gündemimiz, tavsiyemiz bambaşkadır. Bize göre bundan sonra yapılması gereken bu tür gereksiz tartışma yapmak yerine Suriye ve Irak'ın kuzeyinde nasıl bir gelecek inşaa edilebileceğinin Türkiye ile birlikte planlanması ve uygulanmasıdır. Bu konuda bizimle çalışmak isteyen herkesle görüşmeye, ortak eylem planları hazırlamaya varız."
(KILIÇDAROĞLU) "DERİN İDRAK SORUNLARI YAŞAYAN BU KİŞİ, SİYASETİN DEĞİL TIBBIN MESELESİ HALİNE GELMİŞTİR"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Erdoğan, "Türkiye'nin bir önemli sorunu da ana muhalefet sıkıntısıdır. Bu mesele ne kadar uzak durmaya çalışırsak çalışalım geliyor ayaklarımıza dolanıyor. Ana muhalefetin başındaki zat, partisini öyle bir duruma düşürdü ki. CHP'yi geçmişiyle tamamen koparma noktasına getirdi. Sürekli sözünü ettikleri Mustafa Kemal'in partisiyle bugün ki CHP'nin uzaktan yakından ilgisinin kalmadığı açıktır. Yerli ve milli en ufak bir refleksi olmayan kendisine bölücüleri, terör örgütü yandaşlarını, kendisine yoldaş edinen bu yapı, bırakın Mustafa Kemal'i Türkiye'nin partisi olamaz. Ağzından yalan, çirkeflikten başka bir şey çıkmayan bu zatı, muhatap alarak kendimize haksızlık ettiğimizi biliyoruz. Hezeyanlarına cevap vermyerek, yok hükmünde gördüğümüzü anlamayıp haklı olduğunu düşünecek kadar derin idrak sorunları yaşayan bu kişi, artık tamamen siyasetin değil tıbbın meselesi haline gelmiştir. Bunu son grup toplantısındaki beyanlarından anlamak mümkündür. Bizim cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal ettiğimizi söylemesine ne buyurursunuz? Cumhurbaşkanlığı seçiminde başka adayı desteklemek için bu zat, kapı kapı dolaşmıyordu. Milletin teveccühü ile seçilip yemin etmeye gittiğimizde bu zat orada değil miydi? Genel Kurul'dan kaçacaklarına keşke milletin iradesinin nasıl tecelli ettiğine şahit olsaydı. İnşallah 2019'da sandıktan çıkan neticeye saygılı olurlar da bu tarz yanlışlara düşmezler. Kendisine 250 bin liralık tazminat davası açtım. Grup konuşması bunun yenilir yutulur bir konuşma değil, ahlaksızlıkta tavan yapmış bir konuşma. Bunları yiyemeyiz. Kabullenebileceğimiz ifadeler değil. 2019 ile ilgili şimdi çamura yatmaya başladılar. Boykot tartışmaları ile yenilgilerine şimdiden bahane uydurmaya başladılar. Ama millet iradesinden kaçış yok. Kaçarsan kaç. Sandık orada. muhatabımız millet, sandıktır meydandayız. 2019'da o sandıktan çıkacak neticeye isteseler de istemeseler de saygı duyacak tabii olacaklar. Sandığı yok sayacak adamı bu millet de, hepten yok sayar. Bu da böyle bilinsin" açıklamasında bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz