Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığının gündeme gelmesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Sarıyer'deki ofisi önünde açıklamalarda bulunan Gül, "Türkiye olağanüstü bir dönemde vaktinden önce bir erken seçime gidiyor. Seçimlerin, ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. İç ve dış şartlar itibariyle ülkemiz büyük zorluklarla karşı karşıya. İçeride daha çok huzura, güvene, barışa, uzlaşmaya ihtiyaç varken maalesef daha çok kutuplaşma, ayrışma, korku ve kaygı ortamı var. Dışarıda ise, tarihimizin çok ciddi beka sorunları ile karşı karşıyayız. Ulusal çıkarlarımız ile karşı karşıyayız. Ekonomik kaygıların da ciddi seviyelere ulaştığını görüyoruz. Hamasetin ve karşılıklı hakaretlerin siyaseti esir aldığını da maalesef görüyoruz. Türkiye için neyin iyi olduğunu konuşmaktan çok siyasi manevraları, birçok yorumlarla meşgulüz. Türkiye maalesef pozitif bir gündem içinde değil. Böyle bir ortam içinde Türkiye seçimlere gidiyor. Benim ismim de yoğun bir şekilde gündemde" diye konuştu.
"NE BEN NE AİLEM HERHANGİ BİR BEKLENTİ, ARZU İÇİNDE DEĞİLİZ"
Kendisinin ve ailesini herhangi bir beklenti, arzu içinde olmadığını belirten Gül, "Bir faninin ulaşabileceği bütün makamlara, mevkilere ben ulaştım ve bütün bunlar benim gerimde kalmış şeyler. Bu yolların hepsini yürüdüm. Yeri geldiğinde şerefle temsil ettim. Ne ben ne ailem herhangi bir beklenti, arzu içinde değiliz. Bütün beklentimiz memleketin huzurlu, istikrarlı geleceğimizin güçlü olması. Çocuklarımızın daha güçlü, barış, huzur içinde yaşayabilecekleri bir Türkiye olması. Bunun dışında hiç bir arzum beklentim olamaz. Her şeyi geride bıraktım. Bir çok kişinin ulaşmak için uğraştığı şeyler benim için mazi olmuştur. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. İnsanlar şeffaftır. Söylediklerine baktığınızda doğru mu, yanlış mı söylüyor. İnanırsınız veya inanmazsınız. Cumhurbaşkanlığından sonra aktif bir siyaset içinde olmayacağımı bir çok vesile ile söyledim ve öyle de yaptım. Öyle ki arkadaşlarımın düğün davetlerine bile gidemedim. İllerde herhangi bir hareketlilik olmasın diye. Buna özellikle dikkat ettim. Ama bu şu anlama gelemezdi; bilgilerimi, tecrübelerimi bütün bunları kendime saklayacağım. Ülkem, insanlık, memleketim ile kayıtsız kalacağım. Hayati gördüğüm konularla ilgili fikirlerimi, sayın Cumhurbaşkanı ile baş başa görüşme fırsatım oldu. Günü geldi hain darbe teşebbüsü ortaya çıktığında hiç arkama bakmadan üstüme düşenleri yaptım. Bazen de temel hak ve özgürlükler ile ilgili yanlış uygulamaları gördüğümde basın hürriyeti, adaletsizlikler, haksızlıklar bütün bunlarla ilgili düşüncelerimi de kamuoyu ile paylaşmaktan geri kalmadım" ifadelerini kullandı.
"SP GENEL BAŞKANIN İSMİMİ ZİKRETMESİ İLE BAŞLAYAN HAREKETLİLİK TAMAMEN BENİM DIŞIMDA GELİŞMİŞTİR"
Saadet Partisi(SP) Genel Başkanın ismini zikretmesi ile tartışmaların başladığına işaret eden Gül, "Seçimlerin aniden erken yapılacağının anlaşılması üzerine SP Genel Başkanı sayın Temel Karamollaoğlu'nun ismimi zikretmesi ile başlayan hareketlilik tamamen benim dışımda gelişmiştir. Benim organizem, talebim veya organize ettiğim bir süreç değildir. Benim bilgime ve tecrübeme, siyaset ve devlet yönetim anlayışıma güvenen kişilerin bir talebi ile ortaya çıkmıştır. Bunun içerisinde benim camiamdan insanlar olduğu gibi toplumun geniş tabakalarından da bir çok kişiler böyle bir talep içerisinde olmuşlardır" açıklamasında bulundu.
"ADAYLIĞIM İLE İLGİLİ BİR SÜREÇ ARTIK SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"
Gül, "Ben de çok geniş bir mutabakat söz konusu olursa o zaman üstümüze düşeni arkadaşlarımla birlikte yapmaktan kaçınmayacağımı da söylemişimdir. Toplumun büyük bir kesimden de böyle bir talep ve sorumluluk yüklenmem gerektiği talebi söz konusu olunca da bunun uzağında durma gibi bir sorumsuzluk göstermeyeceğimi de ifade etmişimdir. Hepimizin bildiği gibi dindar kimlikli bir siyaseti ile tanınan Temel beyin diyalog ve uzlaşı çabalarını takdirle karşılıyorum. Temel beyin yaptığı temaslar sonrasında böyle bir geniş bir mutabakatın ve arzunun olmadığı gözükmüştür. Dolayısıyla adaylığım ile ilgili bir süreç artık söz konusu değildir" diye konuştu.
"TARİH KARŞISINDA VİCDANEN SORUMLUYUM. BÖYLE BİR TALEP VE GELİŞME SÖZ KONUSU DEĞİLDİ"
Gül, "Tarih önünde vicdanen müsterihim. Benimle ilgili çeşitli görüşleri olan bazılarının 'risk alamaz' bazılarının 'hep geride durur' gibi seviyeli seviyesiz bir çok eleştirileri karşısında bir şey söylemek istemiyorum. Tarih karşısında vicdanen sorumluyum. Böyle bir talep ve gelişme söz konusu değildi. Yine hakkımda söylenen bir çok şeylerle ilgili çok konuşmak istemiyorum. Zaten seçim kampanyası, polemikler bunlar benim siyaset anlayışıma da pek yakışmaz" dedi.
"AK PARTİ'DEN BAZI ARKADAŞLARIMIN BENİMLE İLGİLİ İLERİ GERİ KONUŞMALARI..."
Gül, "Ben siyaseti ilkeli, dürüst yaptım. Bilmeyenler bazen kasıtlı bazen de çeşitli manipülasyonlar ile benimle ilgili bir çok şey söylemiştir. Bunların hepsini geri bırakıyorum ama AK Parti'den bazı arkadaşlarımın benimle ilgili ileri geri konuşmaları karşısında da şunu hatırlatmadan geçemeyeceğim; AK Parti'nin kuruluşuna öncülük etmiş, prensiplerini, ilkelerini o günkü bütün erdemli değerlerini, programlarını hazırlayanlardan bir kişi olarak ben bugün de bu değerleri, prensipleri aynı şekilde onaylıyorum. Görüşlerim de aynıdır. Bu ilkeleri, prensipleri destekliyorum" dedi.
"KİMSEYLE HERHANGİ BİR ŞAHSİ MESELEM YOK. SIKINTIM DA YOK"
Gül, "Kimseyle herhangi bir şahsi meselem yok. Sıkıntım da yok. Ben sadece politikalar ve gelecek vizyonuyla ilgileniyorum. Benimle ilgili zaman zaman çok saygısızlık boyutuna ulaşan sözleri söyleyen arkadaşlara şunu söylem isterim; başlarını iki ellerini arasına alıp söylediklerini, bugünkü olup bitenleri ve konumlarını şöyle bir muhasebe etsinler, gözden geçirsinler. Bunun dışında söyleyeceğim başka bir şey yok. Bütün arzum bu seçim döneminin Türkiye'yi daha çok kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bir atmosferde geçmemesi bunun yerine daha pozitif bir gündemle herkesin ortaya çıkması. Unutmayalım ki seçimler bir gün biter kendi gerçeğimiz ile karşı karşıya kalırız. Daha yapıcı bir şekilde kampanya yürütülmesini herkese öneririm. Tüm birikimimle şuna inanıyorum ki Türkiye'nin geleceği güçlü bir demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, kuvvetler ayrılığı prensibinin gerçekleşmesinden temel hak ve özgürlüklerin, evrensel nitelikli standartların uygulanmasından, liyakat, şeffaflık, hesap verebilirlik ilkelerinin hakim olduğu bir düzenden ve sistemden geçtiğidir" açıklamasında bulundu.
"AYRILIKLAR, ÇOĞULCULUK HİÇ BİR ZAMAN DÜŞMANCILIK ANLAMINA GELMEZ"
Gül, "Ümit ederim ki Türkiye bu seçimden sonra bütün bunları gerçekleştirir. Bunun dışındaki çabalar beyhude ve boşa enerji harcamadır. Bütün arzum, Türkiye'nin geleceğinin bu ilkler çerçevesinde parlak olması, enerjimizi negatif meselelerle değil pozitif gündemlerle doldurmak gelecek nesillere yaşanabilir huzurlu barış içerisinde bir ülke bırakmak olmalıdır. Ayrılıklar şüphesiz demokrasinin gereğidir. Ama ayrılıklar, çoğulculuk hiç bir zaman düşmancılık anlamına gelmez. Farklı farklı düşüncelere saygı gösteren bir anlayış içerisinde doğrularımızı savunmalıyız. Hepimiz bütün çiçeklerin birleştiği bir demet gibi olmalıyız. Ümit ederim ki bu seçimler böyle bir Türkiye'ye götürür. Hepimiz çocuklarımız daha güzel bir Türkiye'de yaşarız. Cami kapılarında falan sordunuz. Oralarda açıklamak istemedim buraya davet ettim sizleri. Seçimlerin başarılı geçmesini diliyorum. Soru sormak istersiniz ama seçim kampanyası başlamış ve ben şu an pozisyonumu ilan ettikten sonra polemik konusu olacak. Onu bunu eleştirecek bu tip şeylerden de uzak kalıp sorularınızı almayacağım" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz