Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye bu yeni sürece en hazırlıklı giren ülkelerden biridir. Dünya ekonomilerinin ciddi daralmalar yaşadığı böyle bir dönem içerisinde, 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Kadın Kolları ve Gençlik Kolları MKYK Üyelerini Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde kabul etti. Burada konuşan Erdoğan, "Koronavirüs de, dünya sisteminde kırılmalara sebep olacak, birçok alanda yeni bir dönemin kapılarını da aralayacaktır. Anavatanınız Türkiye bu yeni sürece en hazırlıklı giren ülkelerden biridir. Dünya ekonomilerinin ciddi daralmalar yaşadığı böyle bir dönem içerisinde, 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir. Son 1 yıldaki tecrübelerimizin bizim sık sık vurguladığımız eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı açıkça ortaya koyduğuna inanıyorum. Ülkemizin salgınla mücadeledeki örnek başarısı bilhassa yurt dışındaki vatandaşlarımız tarafından çok daha iyi görülüyor, daha fazla takdir ediliyor. Türkiye'nin hiçbir ücret almadan, en ileri standartlarda sunduğu hizmetlere, Avrupa'nın birçok ülkesinde ciddi meblağalar ödenerek ancak ulaşılabiliyor" ifadelerini kullandı.
"SALGIN DALGALAR HALİNDE YAYILMAYI SÜRDÜRÜYOR"
Özellikle sizlerle, çok anlamlı bir dönemin öncesinde bir araya gelmekten duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyorum diyen Erdoğan, şunları söyledi: "2 ay önce uluslararası Demokratlar birliğinin yeni yönetimi ile İstanbul'da bir araya gelmiş, verimli görüşmeler gerçekleştirmiştik. Bugün de birliğin kadın kolları ve gençlik kolları merkez karar yönetim kurullarında görev yapan siz değerli kardeşlerimle buluşmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Her birinize Türkiye'ye, anavatanınıza hoş geldiniz diyorum. Sözlerimin hemen başında sizlerin şahsında uluslararası Demokratlar Birliği çatısı altında, Avrupa'daki vatandaşlarımıza hizmet eden tüm kardeşlerimizi tamamlıyor. Kendilerine emekleri, gayretleri için şükranlarımı sunuyorum. Bu vesileyle inşallah Salı günü kavuşacağımız Ramazan-ı Şerif'iniz tebrik ediyor, bu mübarek ayın milletimiz İslam alemi ve tüm insanlık için rahmete, berekete, huzura ve barışa vesile olmasını diliyorum. Son 1 yıldır koronavirüs salgını sebebiyle insanlık olarak sancılı, sıkıntılı günler geçiriyoruz. Şimdiye kadar dünya genelinde yaklaşık 3 milyon insanın hayatına mal olan salgın dalgalar halinde yayılmayı sürdürüyor. Hemen her gün bir sevdiğimizin, mesai arkadaşımızın, komşumuzun veya yakın bir dostumuzun vefat haberi ile yüreğimiz dağlanıyor."
"TÜRKİYE BU SALGIN SÜRECİNDEN ÇOK DAHA GÜÇLENEREK ÇIKACAKTIR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Dünya hayatının bir imtihan olduğu ki bunu hepimiz zaten gayet iyi biliyoruz. Bunu gayet iyi bilen insanlar olarak, kaybettiklerimizin acısı içimizi yaksa da sabrediyor, Allah'tan bizi ve tüm insanlığı salgın musibetinden en kısa sürede kurtarmasını niyaz ediyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında koronavirüse kurban verdiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, hastalarımıza acil şifalar diliyorum. Tamam diyerek sloganlaştırdığımız 'temizlik, maske, mesafe' kurallarına riayet ederek, inşallah bu hastalığın üstesinden hep birlikte geleceğiz. Rabbimiz mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'de bizlere, her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylığın olduğunu müjdeliyor. Koronavirüs salını sebebiyle yaşadığımız zorlukların özellikle ülkemiz ve milletimiz için yeni müjdelere kapı aralayacağına inanıyoruz. Ümidimiz ve beklentimiz odur ki, Allah'ın izni ve inayetiyle Türkiye bu salgın sürecinden çok daha güçlenerek çıkacaktır. Hz. Mevlana'nın hikmet dolu sözlerinden ilhamla ifade edecek olursak, 'Karanlığın ardındaki güneşler, çok yakında doğacaktır.' Milletin sıkıntısını siyasi ikbal kapısı olarak gören muhterislere aldırmadan, tedbire sarılıp takdire teslim olarak, salgınla mücadelemize devam edeceğiz. Diğer yandan dünya tarihine baktığımızda bu tür önemli hadiselerin küresel ölçekte değişimlere de yol açtığını görüyoruz. Koronavirüs de, dünya sisteminde kırılmalara sebep olacak, birçok alanda yeni bir dönemin kapılarını da aralayacaktır. Anavatanınız Türkiye bu yeni sürece en hazırlıklı giren ülkelerden biridir. Dünya ekonomilerinin ciddi daralmalar yaşadığı böyle bir dönem içerisinde, 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir. Son 1 yıldaki tecrübelerimizin bizim sık sık vurguladığımız eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı açıkça ortaya koyduğuna inanıyorum. Ülkemizin salgınla mücadeledeki örnek başarısı bilhassa yurt dışındaki vatandaşlarımız tarafından çok daha iyi görülüyor, daha fazla takdir ediliyor. Türkiye'nin hiçbir ücret almadan, en ileri standartlarda sunduğu hizmetlere, Avrupa'nın birçok ülkesinde ciddi meblağalar ödenerek ancak ulaşılabiliyor. Avrupa'da günlerce test sırası bekleyen, ilaca erişemeyen, ambulans bulamadığı için evde vefat eden, hastane kapılarında geri çevrilen nice vatandaşlarımızın olduğunu da biliyoruz. Hamdolsun Türkiye olarak, ne sınırlarımız içinde, ne de elimizin uzanabildiği bölgelerde, böyle manzaraların yaşanmasına müsaade etmedik. Krizin başından bu yana 142 ülkeden, 100 bini aşkın vatandaşımızı Türkiye'ye getirdik. Yine 380'in üzerinde insanımızı yurt dışından ambulans uçaklarımızla ülkemiz hastanelerine naklettik. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir millet olarak en zor günlerinde ihtiyaç sahiplerine de sırtımızı dönmedik. Bugüne kadar 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa yardım göndererek, Türkiye'nin ve Türk milletini Alicenaplığını tüm dünyaya gösterdik. İnşallah, bundan sonra da nerede yaşarsa yaşasın, tüm insanlarımıza ulaşmaya onların dertleriyle, sıkıntılarıyla hemhal olmaya devam edeceğiz."
"TÜM DÜNYADA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZIN OY KULLANMA HAKKINI, KENDİLERİNE KAZANDIRAN BİZ OLDUK"
'Avrupalı Türkler, 1960'lı yıllardaki misafir işçi kimliğini uzun bir zaman önce ne yaptılar? Geri bıraktılar. O iş bitti' ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bugün Avrupa genelinde yaklaşık 6 milyon insanımız var. Bir dönem sadece işçi, emekçi olarak çalışan kardeşlerimiz, hamdolsun artık iş dünyasından ticarete, eğitimden akademiye, sivil toplumdan siyasete, geniş bir yelpazede varlık gösteriyorlar. Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelerin siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal hayatına daha fazla katkıda bulunduklarını görmekten gurur duyuyoruz. Özellikle kadınlarımızın ve gençlerimizin hayatın farklı kulvarlarında en ön safta yer aldığını şahit oluyoruz. Türklerin ötelendiği, hor, hakir görüldüğü, dışlandığı, sadece belirli mesleklere belli sektörlere hapsedildiği günler artık geride kaldı. O iş bitti. Her zaman söylediğimiz gibi, sizlerin başarısı, bizim başarımızdır. Milletimizin başarısıdır. Bunu böyle bilin. 84 milyonun her bir ferdinin iftihar kaynağıdır. Hatırlayın çok ciddi mücadeleler verdik. Adalet ve Kalkınma Partisi olarak tüm dünyada yaşayan vatandaşlarımızın oy kullanma hakkını, kendilerine kazandıran biz olduk. Bizden öncekiler lafını yaptı ama biz icraatını yaptık ve oy kullanma hakkını sağladık. Şimdi uluslararası camiada benim vatandaşım, Türkiye'de artık bir seçmen olarak orada oyunu kullanabiliyor mu? Kullanabiliyor. Artık milletvekili de olabiliyor mu? Olabiliyor. Bak nereden nereye geldik. İnşallah bu daha da ileriye ulaşacak. Bakın bu arada Uğur Şahin ve Özlem Türeci hocalarımızın Kovid-19 aşısını geliştirmede yakaladıkları başarı, kendilerine destek olunması ve fırsat verilmesi halinde insanımızın neler yapabileceğini açıkça göstermiştir. Bu tür iyi örnekler sadece Avrupalı Türkleri değil, aynı zamanda diğer göçmen topluluklara da özgüven ve cesaret aşılamaktadır. Yarının Avrupa'sında Türklerin ve Müslümanların hakkettikleri biçimde, çok daha görünür bir şekilde yer alacaklarından asla şüphe duymuyoruz" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz