Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4'üncü Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nin açılış törenine video konferans bağlantısıyla katılarak konuştu. Erdoğan, zirvenin konusunun 'Dijital Çağda İnsan Kalmak' olarak belirlenmiş olmasını, çok isabetli bulduğunu söyledi. Erdoğan, kadınların karşı karşıya bulunduğu şiddet ve ayrımcılık gibi sorunların çözümü konusunda büyük hassasiyet gösterirken teknolojinin tüm imkanlarını da kullandıklarını kayderek, "Güçlü bir ailenin temelinde güçlü kadının yattığı, kadının gücünün de kendisine duyulan saygıdan ve haklarını kullanabilme imkanından kaynaklandığını unutmadan yolumuza devam edeceğiz" dedi.
'DİJİTAL FAŞİZME KARŞI MÜCADELE ETMELİYİZ'
Erdoğan, güvenlikten eğitime sağlıktan enerjiye bireysel alışkanlıklardan ticari faaliyetlere kadar her alanda giderek yaygınlaşan dijitalleşmenin en büyük zaafının, veri kontrolünün tekelleşiyor olması olduğuna dikkat çekti. Erdoğan, "Az sayıda şirketin tüm dünyanın dijital verilerini kontrol ettiği bu çarpık durum, gelecekte yaşanacak çok büyük sıkıntıların habercisidir. Artık dünyada savaşların bile dijital tabanlı hale dönüştüğü bir dönemde böylesine bir güç temerküzünün yol açacağı sorunları tahmin etmek zor değildir. İnsanın geleneksel hayat tarzında çeyrek asır gibi kısa bir sürede yaşanan bu radikal değişimin sonu, doğru bir altyapıyla desteklenmez ve adil bir anlayışla yönetilmezse modern köleliğe varır. Etnik ve dini faşizmin acılarını asırlarca çeken, sömürgecilik ve doymak bilmeyen kazanç hırsının ağır bedellerini ödeyen insanlığı bu tehditten korumak hepimizin görevidir. Bireyi bir isim veya numaradan ibaret gören dijitalleşmenin sonu faşizme çıkar. Dijital faşizme karşı hep birlikte mücadele etmeli, hep birlikte çözüm yolları aramalıyız" diye konuştu.
'DİJİTALLEŞMEYİ REDDETMİYORUZ'
Bunu söylerken dijitalleşmeyi reddetmeyi kastetmediğini, insan hayatını kolaylaştıracak her yeniliğin başlarının üzerinde yeri olduğunu kaydeden Erdoğan, "Önemli olan bu sürecin medeniyetimizin ‘Yaradılanı severiz Yaradan’dan ötürü’ yaklaşımıyla yürütülmesidir. Bunun için teknolojiyi geliştirenin de üretenin de kullanıcı olan insana karşı sorumluluğunu sadece kazanç parantezine hapsetmesinin önüne geçilmelidir. İnsanı maddi ve manevi varlığıyla bir bütün olarak gören bir dijitalleşme hepimiz için hayırlı neticeleri beraberinde getirecektir. Aksi takdirde dünya yeni çekişme, kavga ve hatta savaş tehditleriyle karşı karşıya kalacaktır. Sadece geçtiğimiz asırda yüzlerce milyon insanın hayatına mal olan savaşların yol açtığı ağır yıkımları ve acıları unutmamalıyız. Küreselleşme dediğimiz olgu, adı üstünde dünyanın, dolayısıyla insanlığın tamamının kucaklanmasını gerektiriyor. Dijitalleşme yoluyla yeni adaletsizliklerin, yeni haksızlıkların, yeni ötekileştirmelerin ortaya çıkmamasını temenni ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
'ŞİMDİ 5G SÜRECİNDEYİZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dijitalleşme konusunda oldukça iyi bir seviyeye geldiğine işaret ederek, "Ülkemizde bilgi ve teknoloji sektörünün hacmi 18 yılda 20 milyar dolardan 132 milyar dolara yükseldi. Sektörün ülkemizdeki yatırımları 100 milyar lirayı aştı. Mobil hizmetlerden faydalanan abone sayısı nüfusumuzla aynı rakama ulaştı. Geniş bant internet abonesi sayısı 77 milyonu, sabit geniş bant abone sayısı 14 milyonu, fiber abone sayısı 3,5 milyonu, makineler arası iletişim abone sayısı 6 milyonu geride bıraktı. Bu sürecin devam ettirilebilmesi için altyapı yatırımlarının en etkin ve verimli şekilde yürütülmesi gerekiyor. Hedefimiz ülkemizde haberleşme altyapısının kapsama alanına girmeyen tek karış yer bırakmamaktır. 2016 yılında 4,5 G’ye geçmiştik. Şimdi 5G sürecindeyiz. O zaman da ben bunu ifade ettim; fakat anlaşılmakta biraz zorlandık. Endüstride hızlı bir dönüşümü beraberinde getirecek 5G, akıllı şehirler, akıllı ulaştırma sistemleri, akıllı hastaneler gibi nice alanın temel altyapısını oluşturacaktır. Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan bu süreci yürütemeyiz. Bunun için tüm kurumlarımızdan ve firmalarımızdan hızlı, etkin ve kararlı bir şekilde hareket etmelerini bekliyorum. Bugün 5 bine yakın elektronik devlet hizmetinden yaklaşık 50 milyonun üzerinde vatandaşımız istifade edebiliyor. Yerli ve milli yenilikçi teknolojilerin, kamu başta olmak üzere ülkemizdeki tüm kurumları ve bireyleri kucaklayacak şekilde gelişmesi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE’YE SİBER SALDIRI SAYISI 100 BİNLERLE İFADE EDİLİYOR'
Erdoğan, geçmişte basit amaçlar ve üst düzey yetkinlikte kişiler tarafından yapılabilen siber saldırıların artık devletler düzeyine kadar çıktığına dikkat çekerek, "Türkiye son dönemde siber saldırılara en çok hedef olan ülkelerin başında geliyor. Mesela 2016 yılında 9 bini bulmayan ülkemize yönelik siber saldırı sayısı artık 100 binlerle ifade ediliyor. Akıllı sistemlerle kullanılan saldırıları püskürtmenin yolu daha akıllı sistemleri geliştirmek ve kullanmaktır. Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse, elektronik sistemlerimizin ve buralarda saklanan verilerin güvenliği de o derece önemlidir. ‘Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı’ anlayışıyla başlattığımız çalışmalarda henüz istediğimiz yere gelemedik. İnşallah bu hususta da en kısa sürede hedeflerimize ulaşacağız. Geçmişte bilim kurgu romanlarında veya fütürist denemelerde okunan, filmlerde seyredilen bir dünyanın içine giderek daha çok giriyoruz. Zirvemizin konusunu oluşturan Dijital Çağda İnsan Kalmak yaklaşımını en az dijitalleşmenin kendisi kadar önemli görmezsek, yine bu romanların ve filmlerin bir kısmındaki felaket senaryolarının içine düşmemiz kaçınılmazdır" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz