Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Atakule'de gençlerle bir araya geldi. Gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan'ın programı, kendisinin ve Cumhurbaşkanlığı'nın Twitter, Facebook ile Instagram hesaplarından yayınladı. Erdoğan, 31 Mart'ın, beka sorununun öne çıktığı seçim olduğunu belirterek, "Gerek içeride gerek dışarıda bir mücadelemiz var. İçeride Cudi, Gabar, Tendürek'te dışarıda Kandil'den yönetilen bir süreci takip ediyoruz. Mehmetçiğimiz, polisimiz, korucularımız çok ciddi bir mücadele veriyorlar ve iyi bir netice aldığımızı düşünüyorum. Hakikaten güvenlik güçlerimizin mücadelesiyle her geçen gün biraz daha huzur refah ortamını yakalıyoruz" diye konuştu.
'SEÇİM SONUCU ADIMLARIMIZI ATACAĞIZ'
Bir öğrencinin Mardin'in geleceğinin nasıl olacağını sorması üzerine Erdoğan, "Şimdi daha iyi olacak. Mardin'de 'dal-çık' geçmişte göremezsiniz. Şimdi Mardin'de 'dal-çık'lar var. Artık trafiğin yer altına alındığı imkanlar oluştu. Bunlar geçmişte neden olmuyordu? Adamların derdi yatırım değil, devletten aldıkları parayı Kandil'e gönderiyorlardı. Bu parayı biz sana 'Kandil'e gönder' diye vermiyoruz ki. Bu para Mardin'de yaşayan insanlar için, yapacağın yatırımlar için. Bakın şimdi karşı tarafın yine bir adayı var. Teröre bulaşmış birisi; ama biz de bu konuda çok kararlıyız. Bundan önce olduğu gibi 3- 5 sene bekleyemeyiz. Şimdi bütün bunlarla ilgili GBT'leri, her şeyi hazır olarak elimizde tutuyoruz. Seçim sonucu neticelere göre adımlarımızı atacağız" dedi.
'51 MÜSLÜMAN ŞEHİT EDİLİYOR, SES YOK'
Bir kiliseye, DEAŞ'lının saldırması durumunda Batı'nın dünyayı ayağa kaldıracağını dile getiren Erdoğan, Yeni Zelanda'daki saldırının ardından gerekli tepkinin gelmediğini vurgulayarak, "Charlie Hebdo olayında Fransa'da bütün dünya liderleri bir araya geldi, birlikte yürüyüş yaptılar, kıyamet kopardılar. 51 Müslüman orada camide ibadet esnasında şehit ediliyor, ses yok. Bu bir şeyi gösteriyor. Şunu bilmemiz lazım; biz bu dünyada kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Yolumuz ırak, işimiz zor, yapmamız gereken çok şey var. Onun için sanatta, kültürde, ilimde, irfanda çok çok iyi konuma gelmemiz lazım; teknolojide ileri noktaya gelmemiz lazım" diye konuştu.
'SİHA'LARIN ÖNEMLİ BOYUTTA OLANLARINI 5- 6 AY İÇİNDE ÜRETİYORUZ'
Türkiye'nin kendi İnsansız Hava Araçları'nı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları'nı (SİHA) üretmeye başlamasıyla terörle mücadelede etkin hale geldiğini kaydeden Erdoğan, "Şimdi üçüncü faza geçiyoruz. Üçüncü fazda SİHA'ların önemli boyutta olanlarını 5- 6 ay içinde üretiyoruz. Ondan sonra zaten bu işi çok daha güçlü yapacağız. 5 ton ağırlığında İHA, iki tarafında 1,5 tonluk bombaların olduğu, onlarla birlikte terörle mücadele içeride ve dışarıda çok daha farklı bir şekilde gelişecek. Bunlar bizi inanıyorum ki daha da rahatlatacak" dedi.
'YERLİ OTOMOBİL' AÇIKLAMASI
Yerli otomobilin üretim sürecinin ne durumda olduğu sorulan Erdoğan, "Biraz gevşeme var. İnşallah şu seçimlerin ardından bunları masaya yatıracağız; çünkü imzaladık. 5 tane Türkiye'nin bu sektördeki önemli firması imzaları attı. 'Haydi arkadaşım imzayı attınız, o zaman başlayın bakalım'. Ya başlayacaksınız ya başlayacaksınız. Başlamadığınız takdirde hesaplaşacağız. Bundan sonraki süreç böyle" diye konuştu.
'ANKAPARK'TA ZİYARETÇİ SAYISI 2,5 MİLYONA ULAŞTI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankapark'ın ziyaretçi sayısının 2,5 milyona ulaştığını hatırlatıp, 'cumhur ittifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı AK Parti'li Mehmet Özhaseki'ye dönerek, "Benim bir ricam olsa, oranın işleticileriyle bir görüşsen, bu Ankapark'ı 31 Mart akşamına kadar değil de inşallah, seçimi kazanacağınıza da inanıyorum, bir Meclis kararı almak suretiyle 23 Nisan akşamına kadar Ankapark'ı açık tutsanız. 23 Nisan'ı orada kutlama imkanınız olsa bu fırsatı tüm gençliğimize verirsek çok hayır dualarını alırız" dedi.
Özhaseki de "Derhal efendim" diye karşılık verdi.
'BU ADAMLAR ŞİRAZESİNDEN ÇIKMIŞ'
HDP ile ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP, malum PKK'nın siyaset kanadıdır. Mesela çıkıyor kadın, diyor ki 'Biz sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye, PYD'ye dayadık'. Bu kadar artık hazımsız bir noktaya geldiler, oraya sırtını dayadığını söylüyor. Bunlar akıllı bir siyasetçi olsa sırtını oraya dayasan bile bunu söyleme; ama bunu söyleyecek duruma geldiler. Demirtaş ne diyor? 'Biz bölücü terör örgütünün başının heykelini dikeceğiz, heykelini'. Bu adamlar şirazesinden çıkmış. Bizim bunları izah etmemiz için başka bir şeye gerek yok. Bunlara oy veren kardeşlerimizi bizim uyarmamız lazım. Uyaralım ki bu yanlışın içine düşmeyelim" dedi.
'İTTİFAK ÇOK ŞEYLER KAZANDIRIR'
HDP'nin belediye meclisi listelerine sızma hareketi yaptığını kaydeden Erdoğan, "İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de niye aday göstermediler? Bu, oradaki ittifak yaptığı partilerle onları zayıf düşürmemek için aday göstermeme yoludur. Gösterir, göstermez onlar ayrı mesele. Burada bir gerçeği ortaya koyalım, 'cumhur ittifakı' olarak her şeyimiz açık. MHP ile ittifak yaptık, bu yola devam ediyoruz. Temennim odur ki bizim 15 Temmuz katil FETÖ'nün operasyonu neticesinde MHP ile kurduğumuz bu ittifakın pazara kadar değil mezara kadar devamını sağlamaktır, bölünmek bir şey kazandırmıyor; ama ittifak çok şeyler kazandırır" diye konuştu.
'ÇÖZÜM SÜRECİNİ KANAAT ÖNDERLERİNİ DAVET EDEREK YAPTIK'
Çözüm sürecinin 'tabanı bütünleştirme hareketi' olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Çözüm sürecini biz onlarla değil; Dolmabahçe'deki çalışma ofisimde, bu ülkedeki kanaat önderlerini davet etmek suretiyle yaptık. Bunun içinde ilim, kültür, sanat, iş adamları vardı, oda temsilcileri vardı. Onların da temsilcileri vardı. Orada konuştuk ve o toplantılara katılanlar yaklaşık 100 civarında, bunları biz Güneydoğu'ya, Doğu'ya çalışmalara gönderdik. Ama bunlar ne yazık ki orada alınan kararlara sadık kalmadılar. Bunu da hemen ilk seçimde gösterdikleri gibi dağlardaki gelen emre uymak suretiyle aldığımız kararların tamamen aksine hareket ettiler. Şu andaki malum zillet ittifakı, benim ifademle illet ittifakı, bunlarla bizimki birbirine benzer bir şey değildi ve zaten bitti. Bundan sonra aramızda böyle bir ittifakı onlarla kurmak zaten direkt onlarla olan bir şey değildi. Şu anda bizim Güneydoğu'daki, Doğu'daki yaptığımız çalışmalarla inşallah bu işleri çözeriz, çok daha iyi bir noktaya geliriz. Barış bölgeye tamamen hakim olur; çünkü hakim olmazsa Güneydoğu'ya yatırım beklemeyelim. Ama halledersek yatırımcılar orada yatırım yapmayı bekliyorlar, istiyorlar. İnşallah bunu da başaracağız, diye düşünüyorum."
'YURT DIŞINDAKİ HOCALARIMIZ GERİ DÖNMEYE BAŞLADI'
Beyin göçünün geri dönmeye başladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yurt dışındaki hocalarımız filan artık geri dönmeye başladılar. Ankara Şehir Hastanesi'nde orada bazı profesörlerimizi gördüm, şu anda görev yapıyorlar. Bunlar tekrar bu hastanelere geri döndüler. Bazı planlarımız var, inşallah yurt dışındakileri de buraya geri çekeceğiz. Mali noktadaki desteklerimizi de vereceğiz, bunu da bu şekilde başaracağız" dedi.
'BUNLARIN HEPSİ SİYASİ DAYATMADIR'
Döviz kurlarının ve faizin artışı ile ilgili soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bütün bunlar Batı'nın, başta Amerika'nın Türkiye'yi sıkıştırma operasyonlarıdır. Son olarak döviz- faiz- kur, bununla ilgili operasyon ne oldu? Ters tepti. Şimdi TL bulamıyorlar. Ödeme yapma noktasında sıkıntıya düştüler. Tam manasında iş ters döndü, bunu yapamayınca şu anda TL prim yaparken, dolar ciddi manada düşmeye yöneldi. Dün akşam itibarıyla öğrendiğimde, dolar 5,3 civarlarına kadar düşmüş vaziyette. Biz kendimize güveniyoruz. Şu anda diyorlar ki 'Seçimden sonra, seçimden sonra'. Şu anda uluslararası bu oyunu oynayan bankalar, 'Biz seçim zamanı rapor açıklamayacağız' demeye başladılar. Açıkla, açıklamasan ne yazar? Biz kendimize güveniyoruz, inanıyoruz. Bundan önce yaptınız, tutmadı. Yine tutmayacak; çünkü bunların hepsi maalesef şu anda Türkiye seçime giderken, bir siyasi dayatmadır. Bu seçim genel seçim değil, yerel seçim. Yerel seçimde siz kalkıp da Türkiye'ye ekonomik yaptırım uygulayamazsınız. Bu yerel seçimden sonra 4,5 sene vaktimiz var. Bu süreç içinde de Türkiye olarak yolculuğumuzu kararlı şekilde devam ettireceğiz. Başkanlık kabinemiz, belediyeleriyle uyumlu olduğu zaman şehirlerin değişimi de çok farklı olacaktır."
'SPEKÜLATÖRLERİ TERBİYE ETMEMİZ ŞART'
Enflasyonda düşüş eğiliminin başladığını aktaran Erdoğan, "Fakat burada asıl sıkıntı, faiz konusudur. Faizi aşağı düşürdükçe enflasyon aşağı düşecektir yani olay enflasyonda. Patates, domates, patlıcan değil; asıl mesele faizdir. Köklü değişim oradan gelir. Ben de bir ekonomistim. İddiam şudur; Keynes ve Smith'in iki ayrı yaklaşımı var. Birinin yaklaşımında faiz ve enflasyon doğru, diğerinde ters orantılıdır. Doğru orantılı olanda faizi düşürürseniz enflasyon da düşer. Benim tezim bu. Bunu yaptığımız zaman biz bu işi başarırız. Aksi takdirde, bu sıkıntı devam eder. Bu demek değil ki piyasalardaki ürünlerde vesaire onları kontrol altında tutmayacağız. Onları da kontrol altında tutmamız lazım. Piyasadaki bu spekülatörleri terbiye etmemiz şart" diye konuştu.
'ETNİK MİLLİYETÇİLİĞİ HİZMET ALANINDA YIKMAMIZ LAZIM'
Oy verirken, hizmete bakmayıp, ideolojik yaklaşım içinde olanların bulunduğunu kaydeden Erdoğan, "'Ben Kürt'üm, dolayısıyla Kürt'e oy veririm', 'Türk'üm Türk'e oy veririm'. Bana göre bu anlayış doğru değil. Etnik milliyetçiliği hizmet alanında yıkmamız lazım. Zira marifet iltifata tabidir. Bana en iyi hizmeti kim getirecek? Ahmet mi getirir? Ahmet'e destek veririm. Şu parti mi getirir? Ona destek veririm. Bana hizmet getirmiyor, yakıyor, yıkıyor; ben ona nasıl veririm desteği? Diyarbakır Belediyesi'nin önünde anneler aylarca ağladı, niye? 13, 14, 15 yaşındaki kızlar Kandil'e kaçırıldı. Onları orada taciz ettiler, hala aynı şeyler yapılıyor; ama bakıyorsunuz ki bazıları bunlardan vazgeçemiyor. İşte ben buna üzülüyorum" dedi.
'İŞSİZLİK TEK HANEYE İNECEK'
İşsizlik rakamları hakkında sorulan soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mevsimler işsizliğin tırmanışta olduğu dönem. Yazla birlikte işsizlikteki durum değişecek. Bu olumlu istikamette gelişecek. Ben inanıyorum ki bu tek haneliye kesinlikle inecektir. Bizim mühendis, mimar bu alanlarda olanların işsiz kalmasını ben düşünemiyorum. Onlar bu ülkede kesinlikle iş sahibi olurlar. Özel sektör dahi mühendislere ihtiyacı olduğunu söylüyorlar. Gaziantep hep bunu bize söyler. Ankara'nın merkezi zaten bu konuda bir çekim alanı oluşturacak. Savunma sanayiinin merkezi artık Ankara. Ankara'nın bu noktada çok ciddi ihtiyacı olacak. Burada binler, on binler burada yer alacak. Endişe etmeyin" diye konuştu.
'40 YILLIK TECRÜBEM, ASLA BÖYLE ŞEYİ KABUL ETMEZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'zillet ittifakı' ve 'illet ittifakı' ifadeleriyle kimleri kastettiği yönündeki soru üzerine şunları söyledi:
"Bunun muhatabı olarak kesinlikle ne bir HDP'ye ne diğer partilere CHP olsun sözde İYİ Parti olsun, bunların tabanına yönelik bir değerlendirme değildir. Yönetici kadrolarına yönelik bir ifadedir. Bir defa ben, bu partilere oy verenlere 'terörist' diyecek kadar vicdansız değilim. Siyasette 40 yıllık tecrübem, asla böyle bir şeyi kabul etmez. Ama sözde İYİ Parti’nin başındaki hanım kalkıyor, Denizli'de 'Benim terörist vatandaşlarım, işte size böyle diyor Cumhurbaşkanı'. Türkiye bir hukuk devleti. Ben de kendisine avukatlarım vasıtasıyla dava açtım. 150 bin liralık manevi tazminat davası açtım. Sadece onunla bırakmayacağım tabi. Aynı zamanda bu iş, arkadaşlarım üzerinde çalışıyorlar. Cezai süreç gerektiriyorsa ceza davası da açacağım. Vatandaşlarıma 'terörist' deme noktasına beni taşıyan bir anlayışa hukuk devleti işinde hakkım neyse bunu ararım."
'TAHAMMÜL EDEMİYORLAR'
Batı medyasının kendisine yönelik eleştirilerini nasıl değerlendirdiği sorulan Erdoğan, "Şimdi tilki yetişemediği üzüme 'koruk' dermiş. Dün akşam A Haber- ATV ortak yayınındaydım. Orada Gazi Mustafa Kemal ile ilgili bizim 1922 yılındaki o çıkış mücadelesinin olduğu dönemlerde Batı medyasının Atatürk ile ilgili tespitlerini yayınladılar ve akşam bana onu gösterdiler. Doğrusu ben de o ana kadar o kadar detayını bilmiyordum. Bu çok önemli ve o zaman için Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, şimdi bana söylediklerini aynen ona söylüyorlar. Bunlar tahammül edemiyorlar. Ona da 'diktatör' dediler, şimdi bize diyorlar. Niye? Hazmedemiyorlar. 'Türkiye bu kadar kısa zamanda nasıl toparlar, nasıl ayağa kalkar, nasıl kendi İHA'sını, SİHA'sını üretir? Nasıl olur tankını, topunu, füzesini yapar?' Bunlar, bunları çıldırtıyor. Eğer biz bunları yapacak durumda olmasaydık Afrin operasyonunu yapamazdık. Bunlar bize bir şey vermezdi" diye konuştu.
'YATIRIMCILAR BİZDEN HABER BEKLİYOR'
Yerel seçimden sonra 4,5 yıllık seçimsiz sürece girileceğini aktaran Erdoğan, "Biz önümüze bakacağız. Bütün yapmamız gereken işleri; yol haritamız belli, taktik belli, hepsini tıkır tıkır yoluna koymaya başlayacağız. Yatırımcılar da bizden haber bekliyorlar. 'Gel' dediğimiz anda gelmeye başlayacaklar. Yatırımcı önünü görmek istiyor. Para, cıva gibidir. Cıva, kendisine uygun nereyi bulursa ona doğru hareket eder. Para da öyledir, kendisi için verimli olanı nerede bulursa oraya kaçar. Yoksa feasible olmayan bir yerde girişimci yatırım yapar mı? Kendisi için feasible yer bulacak ve yatırım yapacak. Şimdi Güneydoğu'ya gelip de yatırım yapar mı yatırımcı? Benim ülkemdekiler bile yapmıyor. Oraların insanı bile yapmıyor. Bunların içinde yürekli olanlar var onlar yapıyor, ben de onları alkışlıyorum" dedi.
GENÇLERLE DÖNER YEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buluşmanın ardından gençlerle Atakule'nin terasına çıktı. Burada gençlerin yakınlarıyla telefonda görüşen Erdoğan, hatıra fotoğrafları çektirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki Mehmet Özhaseki ve gençler ile dürüm döner yiyip, ayran içti.
Kaynak: Diyarbakır Söz