Ak Parti’nin 27'nci İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, Kızılcahamam’da başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MYK, MKYK, Disiplin Kurulu üyeleri, bakanlar, bakan yardımcıları, milletvekillerine seslendi. Erdoğan, "17 yaşını geride bırakmış bir delikanlı olan Ak Parti'nin daha uzun yıllar milletimize hizmet etmesini sağlamak istiyoruz. Bayrağı yeni nesillere devretmenin çabası içindeyiz bunun için. Gençlerimize seslenmek istiyorum: Sizlerden kendinizi Ak Parti'nin ve onunla birlikte ülkemizin geleceğine en iyi şekilde hazırlamasını istiyorum. Biliyorsunuz, emanet kelimesi emin kökünden gelir. Bizim gençlerimiz her birinin emin sıfatıyla kendilerini yetiştirerek emanete sahip çıkacaklarına inanıyorum. Emanet duygusunu kaynağı doğrudan imandır. Bunun için millet olarak, yeni nesiller olarak inancımızı, medeniyetimizi, tarihimizi kültürümüzü çok iyi öğrenmemiz ve hazmetmemiz gerekiyor. Gençlerimizin iktisattan hukuka, mühendislikten sağlığa kadar her alanda en iyileri arasına girmesi önemlidir. Huzuru kalple bu ülkenin geleceğini emanet edebiliriz o zaman. Emanete sahip çıkmaya hazır mıyız gençler ? Partimize, davamıza, sahip çıkmaya hazır mıyız ? Tek millet, bayrak, vatan, devlet yolunda tüm gücümüzle mücadeleye devam etmeye var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun" dedi.
‘GERÇEKLE YAŞANANLAR ARASINDA BÜYÜK ORANTISIZLIK VAR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birine maruz kaldığını kaydederek, "Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarına maruz kalmasına rağmen 2 ayı bulmadan durumu büyük ölçüde kontrol altına aldık. Döviz kurunun bir anda böyle bir artış göstermesini ekonomik sebeplerle izah mümkün değildir. Ekonomide eksiklerimiz, sıkıntılarımız elbette var. Seçimlerin hemen ardından zaten kolları sıvamış, ekonomik reformlar için hazırlıklara başlamıştır. Gerçeklerle, yaşananlar arasında büyük orantısızlık var ki; işin altında başka şeyler aramak durumunda kalıyoruz. Her kriz, beraberinde birçok fırsatı da getirir. Bizler ilk göreve geldiğimizde, ülkemizin hali ekonomik olarak neydi hatırlayın. Ülkemizi çok kısa sürede nereye getirdiğimizi unutmayın. Bu işin tedavi yollarını da biliyoruz. Kısa zamanda bu işi toparladık ve yolumuza devam ediyoruz. Özel sektörümüzün bu krizi fırsata çevirecek maharete sahip olduğuna inanıyorum. 2 aydan sonra yeniden bir toparlama ve yükseliş dönemine girdiğimizi görüyorum. Bazıları krizi fırsata çevirmekle, fırsatçılığı birbirine karıştırıyor. Milletime sesleniyorum. Bunun adı fırsatçılıktır. Milletimizi fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz, bunu böyle bilsinler. Serbest piyasa kuralları içinde bu fırsatçılarla mücadele edip, kendilerine gereken yaptırımları uygulayacağız. Ekonomi reçetemizde üretim, tasarım, teknolojiyi geliştirmek, ihracat, istihdam vardır" diye konuştu.
'TÜRKİYE’Yİ USLARARASI KURULUŞLARIN BOYUNDURUĞU ALTINA SOKAMAZLAR'
Türkiye’nin borcuna sadık olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Her türlü desteğe, katkıya açığız. Bunun bedelini egemenliğimize ve geleceğimize göz dikerek ödetmeye çalışmasınlar. Türkiye borcuna sadıktır, yeter ki işi diyet borcuna döndürmesinler. İşte o zaman külahları değişiriz. Ak Parti döneminde ülkemizi diyet borçlarından kurtarana kadar çok mücadeleler ettik. Son günlerde finansal danışmanlık hizmeti alınan bir şirket üzerinden yapılan tartışmalar güya bizi töhmet altında bırakarak, aslında örtülü bir şekilde ülkemizi aynı cendereye sokma girişiminden ibarettir. Ama biz bu oyuna gelmeyiz. Bu can bu tende oldukça hiç kimse Türkiye’yi yeniden uluslararası kuruluşların boyunduruğu altına sokamaz. Ana muhalefetin başındaki zat şunu da çok iyi bilsin, sınırlarımız içinde bayrağımızın dalgalanması konusunda ne kadar kararlıysak, bu konuda da aynı hassasiyete sahibiz, onu seninle de paylaşmayız. Ekonomik bağımsızlık olmadan, siyasi bağımsızlığın olmayacağını biz çok iyi biliyoruz."
‘8 ŞEHİDİMİZ Mİ VAR BUNU EN AZ 800 TERÖRİSTLE ÖDEYECEKLER’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Batman’da şehit olan askerlere rahmet dileyerek, "8 şehidimiz oldu, 8 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ama biz şuna inanıyoruz ki; bu topraklar şehit kanlarıyla yoğrulmuştur. Ve biz buralara onlar sayesinde geldik. 8 şehidimiz mi var, o teröristler bilsinler ki; bunu en az 800 teröristle ödeyecekler. Cudi, Gabar, Tendürek şu anda her yerde, kaçacak delik arıyorlar ve kaçmaya devam edecekler. O deliklerde inlerine gire gire bunları bitireceğiz. Kandil'de, Sincar'da bitireceğiz. Durmadan onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Bu milletin huzurunu, refahını yok etmeye bunların gücü asla yetmeyecektir" diye konuştu.
'SEN HANGİ BULUTLARDA DOLAŞIYORSUN'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarını anımsatarak şu ifadeleri kullandı:
"Biz bu zatın iftiralarını yüzüne vurmaktan, eline tutuşturulan kağıt parçalarının belge değil, paçavra olduğunu anlatmaktan yorulduk. Kendisini başbakanlığımız ve cumhurbaşkanlığımız döneminde belki bin kez rezil kepaze ettik. Ama bu zat aynı iftira vagonuna binmekten vazgeçmedi. Türkiye'de ne kadar terörist, ne kadar provokatör, ne kadar şaibeli tip varsa, hepsi bu zat tarafından grup konuşmalarında baş tacı ediliyor, övülüyor, destekleniyor. Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşte koluna kimlerin girdiğini baktığımızda, mesele tüm açıklığıyla ortaya çıkıyor. Teröristlerle el ele, kol kola yürüyebiliyor. Son grup konuşmasında önce Kudüs meselesine girdi, sonra hızını alamayıp, 'Erdoğan BM’de Filistinle ilgili tek söz etmedi' diyor. Filistin denince akla Ak Parti gelir. Biz BM'de Filistin'i de Kudüs'ü de anlattık. Sen hangi bulutlarda dolaşıyorsun? Kudüs'ün Filistin'in acısını hissettikleri için değil, bize yüklenmek için bu konuyu gündeme getirdiler. Ama orada da çuvalladılar."
'TÜRKİYE’DE EKONOMİK KRİZ YOK, MANİPÜLASYON VAR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomiye ilişkin iddialarına karşın şunları söyledi:
"Kriz diyor. Türkiye'de bir defa kriz yok. Önce bir ekonomiyi öğren. Türkiye'de ekonomiyle alakalı bir manipülasyon var, manipülatif bir hareket var. Bununla bir fatura kesmeye çalışıyorlar, sen de bu faturanın aktörleri arasında yerini alıyorsun. Türkiye'de ekonomik kriz yok, manipülasyon var. Bu konuda söyledikleri de aslında kendisinin meselenin ne kadar dışında olduğunu gösteriyor. Ya ne kadar zavallısın. Resmi ziyaret yaptığımız ülkelere bize para verin diye yalvarıyormuşuz. Biz bu ülkelerden Türkiye'ye yatırımları konusunda destek istiyoruz. Biz para istemedik, istemeyiz. Kim kime yalvardı diye para verir? Biz gittiğimiz her yerde yönetimlere ve özel sektöre ülkemizin büyüklüğünü ve fırsatlarını anlatıp, yatırım davetinde bulunuyoruz. Yatırım daveti başka şeydir, para istemek başka şeydir. Kendilerinin SSK’yı nasıl batırdıklarını o dönemi yaşayan benim milletim çok iyi biliyor."
‘BUNUN ORTAKLIĞA YAKIŞAN BİR DURUMU YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya seyahatini hatırlatarak, "Son Almanya seyahatinde, 5 yıl 10 aya mahkum olan sözde gazeteci vardı ya, boşluğunu buldu, oraya kaçtı. Orada da rahat durmadı. Orada da kendisine sahip çıkacak olanları, sözde siyasetçileri buldu. Haber de bize gelince, 'Eğer bizimle beraber orada bulunacaksa, biz müşterek bir basın toplantısı yapamayız. O zaman siz onunla basın toplantısı yaparsınız, daha sonra da biz onun olmadığı bir basın toplantısı yaparız' diye haber gönderdik. 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birini siz bu ülkede barındırıyorsanız, bunun stratejik bir ortaklığa yakışan yanı yoktur. Aynı şey bizde olsa biz elinden tutar size teslim ederiz. Benim ülkemde mahkum olmuş bir sözde gazeteciyi orada barındırıyorsanız, bunun ortaklığa yakışan bir durumu yoktur" dedi.
‘BUNLARDAN FİKRİ DANIŞMANLIK HİZMETİ ALMAYACAKSINIZ' DEDİM’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerikan danışmanlık şirketi McKinsey ile ilgili kendisine sorular yönelttiğini anımsatarak şunları kaydetti:
"Bu zat ücreti mukabil tutulmuş bir danışmanlık şirketi üzerinden aklı sıra bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Tüm arkadaşlarımıza söyledim, 'bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız' dedim. Gerek yok, biz bize yeteriz. Bu zata değil, ama bu zatın hezeyanlarıyla aklı karışmış olan varsa, izah etmek isterim. Evet, bir dönem Türkiye savunmadan tarıma her şeyini Amerika'ya teslim etmiştir. Türkiye bu felaketi tek parti CHP ve milli şefi İnönü döneminde yaşamıştır. IMF'yi söyledim. 2013'te biz borcu sıfırladık ve Türkiye'yi bu sıkıntıdan kurtardık. Son yaşanan hadiseler, Türkiye'yi belki bir parça sarsmıştır ama asla yıkamamıştır. Çünkü bugünkü Türkiye ne 1994'ün, ne de 2001'in Türkiye'sidir. İhracatımız geçen ay itibariyle yıllık 165 milyar doları geçti. 36 milyar dolardan 165 milyar dolara geldik, daha da artacak. Turizmde tarihimizin en başarılı sezonunu geride bırakıyoruz. Hamdolsun 40 milyon turisti ağırlıyoruz. Belki daha da artacak. Uluslararası yatırımcıların ülkemize olan ilgileri, aleyhimizde çevrilen tüm fırıldaklara rağmen devam ediyor. Çok önemli görüşmeler, temaslar var. Yakında inşallah bunların müjdelerini paylaşacağız. Milletimiz geleceğine umutla bakıyor. Yaşananların geçici bir türbülans olduğunu çok iyi biliyor ve iktidarına, kabinesine güveniyor. Böyle dönemlerde ülkelerin ve toplumların paradan çok morale ihtiyaca vardır. Böyle bir dönemde Türkiye'nin ABD'ye teslim olduğunu söylemek, iş bilmezlik değilse ihanettir. Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin, diyebilecek kadar izanını kaybeden muhalefet anlayışının bugünkü temsilcisi CHP ve artık onun yoldaşı haline gelen HDP'dir. Tablo bu."
‘SAYIN BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR EDİYORUM’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhur İttifakının milli ve yerli olduğunu vurgulayarak, "Ülkesine ve milletine karşı sorumluluklarının farkında olan partiler, milli konularda birlikte hareket etmeyi başarıyorlar. Bu konuda Sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Milli ve yerli olma şuurunu yakalamak her yiğidin harcı değil. Bay Kemal’in de böyle bir derdi yok. Cumhur ittifakı da bunun örneğidir. Basit bir seçim ittifakı olarak görenler yanılıyor. Türkiye'de yerlilik, millilik konusunda en son söz söyleyecek olanlar, hiç değilse ağızlarına alıp bu kavramları kirletmesinler. Milletimizin kimin projeyle koltuğa oturtulduğunu, yenilgi üzerine yenilgi almalarına rağmen orada tutulduğunu çok iyi biliyor" dedi.
‘YENİ DÖNEMDE BUNLARA FIRSAT VERMEYECEĞİZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel seçimlerde partililerin nasıl çalışması gerektiğine dikkat çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bütün Güneydoğu'yu malum partinin belediyeleri delik deşik etti mi, çukurlarla kanallarla her tarafı açtı mı? Devletin gönderdiği parayı, desteği, bunları Kandil'e gönderdiler mi, terör eylemlerinde bunları kullandılar mı? Şu anda aynı uygulamayı Münbiç'in çevresinde yapıyorlar. Kim, PKK/YPG. Karakter aynı. Kayyumları atadık. Yeni dönemde bunlara bu fırsatı vermeyeceğiz. Tedbirlerimiz var, şimdiden söyleyeyim. İlk hedefimiz bu vatan topraklarını ihanet içinde olanlara teslim etmeyeceğiz. Bazı illerimizde hiç beklemediğimiz sonuçlarla karşılaştık. Bunların her biri bizim için önemli birer derstir. Cumhur ittifakının yerel seçimlerde listelerde olmasa bile gönüllerde devam edeceğine inanıyorum. Biz bu ittifaka hiçbir zaman sandık ittifakı gözüyle bakmadık, bugün de öyle de bakmıyoruz. Yerel seçimlerle ilgili hazırlıklarımızda tek ölçümüzün en doğru adayla milletimizin karşısına çıkıp, en yüksek oyu almasıdır. Adaylarımızın klasik belediyecilik hizmetleri yanında, sosyal belediyeciliği de en iyi şekilde uygulayacak isimler olması gerekir. Bu vasıflara sahip, Ak Parti’nin değerleriyle çelişmeyen her isim bizim için makbuldür."
Kaynak: Diyarbakır Söz