PKK değil diyorlar, bölücü terör örgütünün dev posterlerinin Rakka'da asılmasını ey Amerika sen ne ile izah edeceksin? Şu anda İdlib'deki operasyon büyük ölçüde neticelendi. Önümüzde Afrin konumuz var. Bunların hepsi bizim için birer tehdittir. Ülkemiz için tehdit oluşturacak her alanda kararlıyız. Bunu herkesin bilmesinin işitiyoruz. Buralardan taviz veremeyiz. Daha önce de dedik, 'Bir gece ansızın gelebiliriz, vurabiliriz.' Bütün bunlar olurken, böyle bir ortamda sırtımız sıvazlansaydı bizi yere göğe koyamaz hale gelseydiler asıl o zaman şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerekirdi. Demek ki isabetli bir yolda yürüyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Terörle mücadele ilişkin Erdoğan, "İçeride ve dışarıda terör örgütleri ile onları gizli açık destekleyen güçlerle mücadele ettiği bir dönemde hedeflerimizden, asıl vizyonumuzdan da asla taviz vermemiz gerekiyor" dedi.
"BANKALARIN TÜM DİRENİŞİNE RAĞMEN Kİ BUGÜN İNŞALLAH BUNLARLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZI DA OLGUNLAŞTIRACAĞIZ"
Ekonomiye ilişkin Erdoğan, "Ekonomi bunların başında geliyor. Yılın ilk 6 ayında yüzde 5,1 oranında büyüme hem bize moral vermiş hem de uluslararası alanda ülkemize olan bakışı olumlu yönde etkilemiştir. Dünyanın 17'nci ekonomisiyiz. Ekonomide olumlu yönde bir seyre işaret ediyor. Bankaların tüm direnişine rağmen ki bugün inşallah bunlarla ilgili çalışmalarımızı da olgunlaştıracağız. Getirdiğimiz yeni sistem ile reel sektörün kredi kullanma şartlarını kolaylaştırdık ve kredi hacmini genişlettik. Her kesime yönelik geniş bir teşvik paketi ile bu rahatlamayı desteledik. Nakit sıkışıklığının giderilmesi yönünde önemli bir adım atmış olduk. Merkez Bankası'ndaki altın ve döviz varlıklarında oluşan rezervimiz de uzun bir aradan sonra 117 milyar dolar seviyesine çıkmış bulunuyor. En kısa zamanda daha önceden ulaştığımız 135 milyar doların üzerine çıkaracağız. Kamu maliyesi politikasından elbette taviz vermeyeceğiz. Ama büyümemizi engelleyecek, milletimizi huzursuz edecek bir biçimde de yapmayacağız" diye konuştu.
"YAPTIĞIMIZ TÜM REFORMLARA RAĞMEN HALA OBEZ BİR DEVLET YÖNETİMİNE SAHİBİZ"
Uyum yasalarının çıkarılmasına vurgu yapan Erdoğan, "2019 Kasım'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi uyum yasalarının çıkarılması gerekiyor. Uyum yasalarını sadece kanunlardaki eski sisteme dayalı ifadelerin yeni sisteme göre değiştirilmesi olarak anlar ve uygularsak bu fırsatı heba etmiş oluruz. Uyum yasalarını aynı zamanda köklü bir yönetim reformu haline dönüştürerek ülkemize tarihi bir katkı daha yapabileceğimize inanıyorum. Yaptığımız tüm reformlara rağmen hala obez bir devlet yönetimine sahibiz. Devletin büyük olması farklıdır, güçlü olması farklıdır, obez olması hantal olması verimsiz olması daha farklıdır. Bizim devletimiz büyük ve güçlü olacaktır. Ama hantallığın kaynak ve zaman israfının daha pek çok hastalığın sebebi olan obezlikten devletimizi kurtarmamızın şart olduğu da bir gerçektir. Ancak bu şekilde devlet yönetimini daha sağlıklı ve verimli hale getirebiliriz" ifadelerini kullandı.
"ÖNÜMÜZDEKİ BU YÖNETİM REFORMU FIRSATINI ÇOK İYİ KULLANMALIYIZ"
Erdoğan, "AK Parti'nin reformcu bir anlayışı vardır. Günü kurtarmaya yönelik adımlar bizim yol haritamız olamaz. Artık üzerine ciddiyetle eğilmemizi gerektiğini düşündüğüm uyum yasaları ile ilgili çalışmalarımızı bu yaklaşımla yürütmeli ve hayata geçirmeliyiz. Unutmayın fırsatın kazası olmaz. Onun için önümüzdeki bu yönetim reformu fırsatını çok iyi kullanmalıyız" dedi.
"BİZİ EN ÇOK UĞRAŞTIRACAK ANA MUHALEFET PARTİSİ OLACAKTIR"
Erdoğan, "Bizi en çok uğraştıracak ana muhalefet partisi olacaktır. Ana muhalefetin çapsızlığından, sığlığından, tembelliğinden şikayet ettik. Hala da ediyoruz. Bu durum bizim için şans ama ülkemiz için o kadar büyük şanssızlıktır. Biz ana muhalefetle değil kendi kendimizle yarışıyoruz. Rehavete kapılmamak için başarı çıtasını sürekli yükseltiyoruz. Biz önümüzdeki seçimleri değil ülkemizin geleceğini düşünerek yürüyoruz. Rehavete kapılmamak için bu çıtayı sürekli yükseltiyoruz" diye konuştu.
(MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ) "AYM'Yİ OLUR OLMAZ SEBEPLERLE MEŞGUL ETMEK CHP'NİN İHTİSAS HALİNE DÖNÜŞTÜ"
Müftülere nikah kıyma yetkisine ilişkin Erdoğan, "Müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesiyle ilgili CHP'nin muhalefet tarzı milletten ve milletin değerlerinden ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir. Memleketin ve milletin hayrına olan her konuda olduğu gibi bu hususta AYM'ye gitmeleri bizi şaşırtmadı. Kimilerinin uzmanlık alanı ülkeye hizmettir kimilerininki de mahkeme kapılarını aşındırmaktır. AYM'yi olur olmaz sebeplerle meşgul etmek CHP'nin ihtisas haline dönüştü. Böyle bir konuyu akla mantığa aykırı zeminlere çekenleri milletimize teşhir etmek boynumuzun borcudur. Laiklik kavramıyla ilgili olumsuz bir algı varsa ana muhalefet partisinin kavramı yanlış yere oturtma çabasındandır. Bu bir cehalettir. Laiklik bizim de kabul ettiğimiz ve uygulanması gerektiğini düşündüğümüz bir kavramdır. Laikliği milletin değerlerine karşı bir kalkan haline getirirseniz hoşnutsuzluk ortaya çıkar. Devlet her inanç ve kuruma aynı mesafededir. Olur olmaz her şeyi Laiklik kavramı üzerinden eleştiren kendisinden başka herkesin muhalefet olduğunu düşünen CHP anlayışının miadı artık dolmuştur. Milletimizin CHP'nin riyakarlığını gördüğünü umuyorum. Akıl sahibi olan herkes bu işin ne kadar doğru olduğunu biliyor ve anlıyor. Köy muhtarlarına varıncaya kadar herkes nikah kıyabiliyor. Bu Meclis'e tapu kadastro müdürü olarak gelseydi bunların söyleyecek bir şeyi yoktu. Bunlar ne yazık ki din ile bağlantılı bir konu olduğu zaman hop oturup hop kalkıyorlar. Sıkıntı burada. Varsın devam etsinler biz de bu inançla devam edeceğiz. Belki de CHP'nin bambaşka gayeler ile sürekli gündemde tuttuğu Laiklik tartışmasının ülkemize en hayırlı neticesi bu olmuştur" açıklamasında bulundu.
"İDLİB OPERASYONU BÜYÜK ÖLÇÜDE NETİCELENDİ"
İdlib operasyonuna ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı: "Türkiye terör örgütleriyle mücadelesinde ve bölgesel krizlerin çözümünde mesafe kat ettikçe bir takım mahfiller de ülkemize yönelik hırs, kin ve tepkinin dozunun arttığını görüyoruz. Vize krizinden, köpekle aramaya, teröristlere himaye sağlanmasına kadar gördüğümüz pek çok tavır doğru yolda olduğumuzun kanıtıdır. Örneğin stratejik ortağımız Amerika, sürekli görüşmemize rağmen terör örgütü PKK'nın düşük çocuğu olan PYD/YPG ile Rakka operasyonunu yapıyor. PKK değil diyorlar, bölücü terör örgütünün dev posterlerinin Rakka'da asılmasını ey Amerika sen ne ile izah edeceksin? Bütün gerçekler ortada. Biz gerçeklerle konuşuyoruz. 3 bin 500'ü aşkın TIR bölgeye silah taşıyor. Bu silahlar Rakka'da mı, DEAŞ'a karşı mı kullanıldı, bunların nerede nasıl stoklandığını biliyoruz, iyi bilin.
İDLİB'DEKİ OPERASYON BÜYÜK ÖLÇÜDE NETİCELENDİ. ÖNÜMÜZDE AFRİN KONUMUZ VAR
Şu anda İdlib'deki operasyon büyük ölçüde neticelendi. Önümüzde Afrin konumuz var. Bunların hepsi bizim için birer tehdittir. Ülkemiz için tehdit oluşturacak her alanda kararlıyız. Bunu herkesin bilmesinin işitiyoruz. Buralardan taviz veremeyiz. Daha önce de dedik, 'Bir gece ansızın gelebiliriz, vurabiliriz.' Bütün bunlar olurken, böyle bir ortamda sırtımız sıvazlansaydı bizi yere göğe koyamaz hale gelseydiler asıl o zaman şapkayı önümüze koyup düşünmemiz gerekirdi. Demek ki isabetli bir yolda yürüyoruz. Almanya'da terör örgütü mensupları gösteri düzenliyor, Alman polisi 'sizin için görevdeyiz' diye mesaj yayımlıyor. Fransa'da gösteri yapılınca polis izliyor. Hani PKK terör örgütüydü. Neden izin veriyorsun? Bu soruyu sormak bizim hakkımız değil mi? Bu nasıl bir dostluktur?"
"BAŞKONSOLOSLUKTA ÇIKANLA STK'CI DEDİKLERİNİN BAĞLANTILARI ÇIKIYOR ORTAYA"
Erdoğan, "FETÖ ile irtibatı ve belki iltisakı sebebi birini gözaltına alıyorsunuz, kendisini istemeye yüzleri tutmadığı için olsa gerek 'diplomatik dokunulmazlığı var' diye telefonuna sahip çıkıyorlar. Böyle bir şey de yok. Belki yutarlar diye buradan giriyorlar. Öyle yok, kime neyi yutturuyorsunuz? Ajanlık faaliyeti sebebi ile yakayı ele vermiş isimler konusunda 'sivil toplum kuruluşu temsilcisiydi, medya mensubuydu, iyi insandı, güzel vatandaştıö diyerek hedef saptırılmaya çalışılıyor. Başkonsoloslukta çıkanla o STK mensubu dedikleri o Türkiye'nin sorozu durumunda olan kişinin havası çıktı meydana. Bağlantıları çıkıyor meydana. Siz kime neyi yutturuyorsunuz? Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz aynı kişi var. Neyi yutturuyorsunuz? Bu milleti içeriden vurmaya gayret edenlere karşı milletçe dik duracağız ve gereken hesabı soracağız. Burada özellikle yargı makamlarının hukuk çerçevesi içerisindeki hassasiyeti en büyük güvencemizdir. Bu işin de hep takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.
"SİZİN GÜCÜNÜZ TAYYİP ERDOĞAN'IN 13 KORUMASINA GÖZALTI KARARI ÇIKARMAYA YETER"
Erdoğan, "Irak'ta, bizzat kendi ismi ile Suriye ise PYD/YPG/SDG gibi isimler ile bölücü terör örgütünü destekliyor, silahlandırıyorlar. Güya operasyon yaptıkları ve bölücü terör örgütünün kontrolüne bıraktıkları bölgede oraya sevk ettikleri silah sayısı kadar dahi DEAŞ'lı terörist şu anda yok. Her terörist için bir TIR silah gönderdikleri yalanına bizi inandırmaya çalışacak kadar da pişkin bir tavır içindeler. Rakka da suçüstü yakalanınca 'terörist başı saygı görmeye değer bir şahsiyet değildir' açıklaması ile kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Şu lafa bak. Bu sizin gibi bir ülkeye yakışır mı? Hani siz demokrasinin beşiğiydiniz? Sizin gücünüz Tayyip Erdoğan'ın 13 tane korumasını, ki bunların çoğu Amerika'yı zaten görmemiş, onlar için gözaltı kararı çıkarmaya yeter" diye konuştu.
"BU İŞLER BİTTİĞİ ZAMAN DA BİZ DÜNYAYI AYAĞA KALDIRMASINI DA BİLİRİZ"
Erdoğan, "Diğer taraftan çok daha enteresan; bir bankamızın altı kere Amerika'ya girip çıkan görevlisini yedinci kez girişinde gözaltına almaya yeter. Öbür taraftan bakıyorsunuz bir başka vatandaşımızı aynı şekilde gözaltına almaya yeter. Ve ondan sonra da köşeye sıkıştırarak, 'şunları şunları söylemen halinde şu kadar, şunları şunları söylemen halinde bu kadar' demek suretiyle de itirafçı durumuna düşürmenin gayreti içine girerler. Takipçisiyiz. Bu işler bittiği zaman da biz dünyayı ayağa kaldırmasını da biliriz. Bunların hepsini de açıklayacağız. Açıklayacağız" diye konuştu.
"BİZ DE KARŞIMIZDAKİ MANZARADAN MEMNUN DEĞİLİZ"
Erdoğan, "Günü birlik kazanımlar uğruna binlerce yıllık kardeşlikleri yıkanlar büyük bir yanlış içindeler. Yarın her şey bittiği anda bu kadim coğrafyada Türkler, Araplar, Kürtler diğer gruplar olarak baş başa kaldığımızda acılarımızı da sevinçlerimizi de yine birlikte paylaşmak zorundayız. Mezhepçilik fitnesini körükleyerek kardeşi kardeşe düşman edenler kendileri için parlak bir gelecek inşa edebileceklerini mi düşünüyorlar. Türkiye'yi karşılarına alan hangi girişimin başarıya ulaşma şansı olabilir? Irak'ta ve Suriye'de kurulmaya çalışılan terör yapılarından ayrılıkçı hareketlerden coğrafyamıza hayır gelmez. Biz birbirimize zulmettikçe ağıtlar, Türkçe, Arapça, Kürtçe olacaktır. Sakarya zafer çığlıklarının hangi dillerde olacağını ise milletimin takdirine bırakıyorum. Suriye'nin yüzde 25'i PYD/YPG terör örgütünün, yüzde 10'u DEAŞ terör örgütünün kontrolünde. Kendisini o toprakların sahibi sanan rejimin kontrol sahası Rusya'nın güçlü desteğine rağmen ülkenin yarısını bile bulmuyor. Bize göre gerçek Suriye sevdalısı ılımlı muhalifler ise ülkenin yüzde 20'sinde söz sahibi. Böyle bir Suriye kimin işine yarar, kime fayda sağlar? Suriye halkına olmadığı kesin. Biz de karşımızdaki manzaradan memnun değiliz. Şu anda petrol kuyularını kimler işgal etmiş durumda? Bölücü terör örgütü. Kim sayesinde? Takdirinize bırakıyorum" açıklamasında bulundu.
"ERKEN SEÇİM" İDDİALARI
Grup toplantısının ardından bir gazetecinin "erken seçim" iddialarına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, iddiların asılsız olduğunu belirterek, gündemde erken seçimin olmadığını ifade etti.
Kaynak: Diyarbakır Söz