Erdoğan: Bu densizlerin amacı Türkiye'yi sıkıntıya sokmak!

Cumhurbaşkanı Erdoğan Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan HDP ile ilgili "Dokunulmazlıklar üzerinden Meclis'e, Devlet'e, millete meydan okuyan bu densizlerin amacı Türkiye'yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmaktır. Benim bu saldırılardan en ufak korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir" dedi.

Erdoğan: Bu densizlerin amacı Türkiye'yi sıkıntıya sokmak!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar'da düzenlenen sağlık Bilimleri Üniversitesi Fahri Doktora Tevdi törenine katıldı.

Erdoğan konuşmasında HDP'li vekillerin tutuklanmasının ardından yaşanan gelişmelere özellikle vurgu yaptı. Erdoğan, Avrupa'dan gelen tepkilere de sert tepki göstererek, "Çok iyi tanıdım onları. Artık hücrelerini okuyorum. Onlar bana 'diktatör' demiş hiç umurumda değil" derken "PKK’da yakaladığımız silahların hemen hepsi batı ülkelerinin silahları. Artık ağır silahlar da ele geçirmeye başladık. “Irak’taki koalisyon güçlerine vermiştik oradan aldılar herhalde” diyorlar. Ya kimi kandırıyorsunuz siz verdiniz işte" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

"Geçtiğimiz yıl eğitim öğretim hayatına başlayan üniversitemizin 2016-2017 akademik yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum. bugün aynı zamanda içinde bulunduğumuz bu tarihi binanın faaliyete geçmesinin de 113'üncü yıl dönümü. İnşallah bu mekanı da buranın yönetimi aslına döndürecektir. Şu tarihi külliyenin aslına rücu ettiğini görmek de bizim için büyük bir heyecan doğuracaktır. 15 Kasım bizim önemli bir miladımız olacaktır.

Gündemimde sağlık alanında kat ettiğimiz mesafe ve 2023 hedeflerimiz gibi unsular da var. Cumhurbaşkanı olarak ben de imkanların el verdiği ölçüde büyük projeleri yakından izliyor ve katkı vermeye çalışıyorum. Fakat bazı meselelerle ilgili değerlendirmelerimizi paylaşmak da önemli hale geliyor.

BU DENSİZLERİN AMACI...

Terör örgütü PKK'ya destek veren milletvekilleri de böyle bir konudur. PKK'nın parlamentodaki uzantıları var. Biz bu işin önünü açtık, varsın parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler, ama bunla yetinmediler. 80 milletvekilini yakaladılar, ertesi gün Diyarbakır'da halkı sokağa davet ettiler, 50 kişinin ölümüne yol açtılar. Bunu onlar yaptı. Yaşanan hadise açık ve nettir. TBMM geçtiğimiz mayıs ayında tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. Batı'nın şu anda ağzına bakın. Bu düzenleme AYM'ye götürüldü. O da hukuka uygun buldu. Genel başkanlar dahil olmak üzere ilgili milletvekilleri ifadelerini vermeye başlamıştır. Ancak bir parti bu konuyu tahrik unsuruna getirmeye başlamışlardır. Dokunulmazlıklar üzerinden Meclis'e, Devlet'e, millete meydan okuyan bu densizlerin amacı Türkiye'yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmaktır. Benim bu saldırılardan en ufak korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir.

53 sene AB'nin kapısında bekletilen Türkiye için Batı'dan ne bekleyeceğiz. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.

BATI'YA REST: BUNDAN SONRA...

Benim için aslolan milletimdir. Batı'nın ne dediği önemli değil, Batı ne zaman bizim için hayırlı rüya gördü. 53 sene AB'nin kapısında bekletilen Türkiye için Batı'dan ne bekleyeceğiz. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.. Bundan sonra bizim için şu ne der, bu ne der diye bir ölçü yoktur.

BEN SİYASETTE ÇIRAK DEĞİLİM...

2013 yılında Gezi olaylarında bu anlayışla hareket ettik. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde de ölçümüz buydu. PKK 20 Temmuz'da çukur eylemlerini başlattığında, yine devletin ve milletin bekası için ne gerekiyorsa onu yaptık. Türkiye 7 Haziran sonrası ben biraz seyrettim. Birinci parti dolaştı, gezi. Sonra görevin ikinci partiye verilmesini başlattılar. Ben siyasette çırak da değilim, kalfa da değilim. Sen daha Beştepe'nin yolunu bilmiyorsun. Bir de senin sayısal durumun hükümet kurmaya yeterli değil.

TAVİZ VERMEYE NİYETİMİZ YOK

Anayasadan aldığımız yetkilerle bu yolu izledik. 15 Temmuz darbe girişimi bu sıkıntılı sürecin zirve noktasıdır. Türkiye o gece kendi ordusu içinde yuvalanmış bir grup teröristin saldırısına uğramıştır. Darbe girişimi sonrası ilan ettiğimiz OHAL çerçevesinde FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücademizi sürdürüyoruz, taviz vermeye niyetimiz yok. Bu milletin bunlarla mücadeleye gücü, kudreti vardır. Şu ana kadar bu süreç devam ediyor.

OBAMA İLE DE, PUTİN İLE DE, MERKEL İLE DE GÖRÜŞTÜM...

DEAŞ terör örgütü tehditlerini artırınca, biz daha sabredecek zamanımız yok. Biz kesinlikle Suriye'ye gireceğiz. ÖSO'yla biz Suriye'ye girdik. ÖSO'yu eğit-donat kapsamında ülkemizde yetiştirmiştik. Cerablus operasyonu DEAŞ'a karşı verilmiş en başarılı operasyondur. Mukavemet göstermediler, çekildiler. Cerbalus'un normalde nüfusu 60 bin civarında, bu olaydan sonra 30 bin kişi Cerablus'a yerleşmiş vaziyette. El Rai'den buraya müdahalemiz gerekiyor dedik. Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturulmak isteniyordu. Bu defa ÖSO'yla El Rai'den girdik. Orada da dirayet gösteremediler ve güneye indiler. Dabık'a kadar bunlar kovalandı. Orada çok direndiler ama o dirençleri kırıldı ve Dabık'ı terk ettiler, El Bab'a inmeye başladılar. Hedefimiz onları El Bab'ın da güneyine kovmak. Oraya 12-15 kilometremiz var. Dabık boşaltıldı, oraya Arap kardeşlerimiz ve az miktarda Türkmenler yerleşiyor. Bütün bu mücadele devam ederken birileri Kobani'de yaptıkları oyunu burada da oynamak istediler. Şu anda dikkatli bir şekilde bu mücadele sürüyor. Fırat Kalkanı harekatının hedefi, bu bölgede 5 bin kilometrekarelik terörden arındırılmış bölge ilan edelim. Obama ile de, Putin ile de, Merkel ile de konuştum. Uygulamaya gelince, her zaman yaptıkları oyunu yaptılar.

SİZİNKİ HUKUK BİZİM Kİ GUKUK MU?

AB'de 3 milyar avroyu vereceğiz, 3 milyar avro da 2017-2018 dediler. Verdikleri 250 milyon avro. Bunlar dürüst değiller. Bunlar böyle. Bizim harcadığımız para 13-14 milyar doları buldu. Bir de STK'larımızın harcadığı bu kadar var. Dürüstlük kazanmıyor görüyorsunuz.En son, yaşanan olaylarda AB'li bakanlar türkiye'ye hücum ediyorlar. Gelip gidip ne olacak, kararı mı değiştireceksiniz? Burada hukuk var. Seninki tarafsız bağımsız, bizdeki hukuk guguk mu? Bizdeki de tarafsız, bağımsız. Sen nasıl saygı istiyorsan, bize de duyacaksın. Birçok olayda bunu önümüze bahane olarak sunmuşlardır.

BANA DİKTATÖR DEMİŞLER, HİÇ UMRUMDA DEĞİL

Ben Merkel'e 4 bin terörist dosyası verdim. Geciken adalet adalet değildir. Siz bu adaleti geciktiriyorsunuz. Avrupa birlik olarak PKK'yı terör örgütü ilan etmesine rağmen, şu an Avrupa teröre yataklık yapmaktadır. En basidi Sabancı ailesi. Faili bir kapıdan sokulmuş, diğer kapıdan bırakılmıştır. Bizler onların bu yaklaşım tarzına karşı somut güvenlik anlayışımızı deldirmeyeceğiz. Öyle boşuna kafalarını yormasınlar. Biz bunları iyi tanıyoruz. 14 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı dönemimde gayet iyi okudum. Onlar bana diktatör demiş falan hiç umrumda değil. Bir kulağımdan girer, diğerinden çıkar.

KUZU KUZU GİDİP CEZAMIZI ÇEKTİK

Hukukun usulü belidir. Gitmiyorsan zorla götürülürsün. Yargı kararlarına uymayanlara müsamaha gösterilmesi söz konusu olamaz. Kimsenin yargının tarafsızlığına bağımsızlığına yargı sürecinde tesir etme hakkı yoktur.1999 yılında hakkımdaki hapis kararı kesinleştiğinde kuzu kuzu Pınarhisar Cezaevi’ne gidip cezamızı çektik. Bağırıp çağırıp şov yapmadık. Millet ne dedi? Millet başka şey söyledi: Bizi sizi farklı yerde görmek istiyoruz. Kurduk partimizi 16 ay sonra iktidara getirdi.

YARGININ KARARINI YERİNDE BULUYORUM!

Siyaset yoluyla gelen her görev millete hesap verme yeridir. Bizim yaptığımız yargının görevini yerine getirebilmesi için, gereken desteği vermekten ibarettir. Yargının tasarrufunu da yerinde buluyorum. Bizim görevimiz milletimizin huzurudur, tüm kurumlarımızın sağlıklı bir şekilde çalışmasını temindir. Gerekli adımları atmakta kararlıyız.

OBAMA BENZETMESİNE ÇOK GÜLDÜM

Terör örgütüne verdikleri destek nedeniyle ifade vermek için gözaltına alınan ve tutuklanan milletvekilleri için batıdan verilen tepkileri görüyoruz. Batının medyası da Allah ne verdiyse döşemişler. Tutuklanan eş başkanlardan birine yapılan Obama benzetmesine de çok güldüğümü söylemek isterim.

KİMİ UYUTUYORSUNUZ SİZ?

PKK, 787 güvenlik görevlimizi, 312 sivil vatandaşımızı şehit etti. 4 bin üzerinde güvenlik gücümüz yaralandı. 5 bin 500 silah, 650 bin mermi, 142 ton patlayıcı ele geçirildi. Bunların elinde yakaladığımız silahların hepsi batının. Artık ağır silahlar da kullanıyorlar. Bahaneleri de hazır. 'Koalisyon güçlerine vermiştik.' Kimi uyutuyorsunuz siz?

BUNLARIN AKLINI NEYLE YEDİKLERİNİ BİLMİYORUM

Terör eylemleri ve terör örgütü başka, siyasi konular başka diyecekler. 20 Temmuz 2015'i ölçü olarak ele alalım. Bir siyasi partinin mensupları bölücü terör örgütü tarafından katledildi. Her kademeden siyasetçi var. Bunlar öldürülürken, aynı çevrelerin en küçük kaygılarını, endişelerini görmedik, duymadık. Bu parti iktidar partisi. Hani nerede batı? En az 30'a yakın polis, subay, öğretmen, mühendis var. Hani sesiniz? Batı bu konularda da sessiz. Ötekiler insan, bunlar insan değil mi? 14-15 yaşındaki Yasin Börü'yü bir binanın 3'üncü katından attılar, üstünden de arabayla geçtiler. Ses var mı, yok.

Karşımızdakilerin kafalarının arkasındaki gerçek niyetleri bilmiyor değiliz. Bir Belçika mahkemesi PKK eylemlerini terör suçu değil de, silahlı mücadele kapsamında gördüğünü ifade etmiş. Bunların aklını neyle yediklerini bilmiyorum.

Kaynak: Diyarbakır Söz