Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları 5. Olağan Kongresi öncesinde dışarıdaki partililere hitap etti.
Partilileri selamlayan Erdoğan, "Bugün partimizin Genel Merkez Kadın Kollarının olağan kongresini yapıyoruz. Ayın 18'inde de inşallah bu defa Genel Merkezin olağan kongresini yapacağız. Bu kongrelerle inşallah 2019 yerel seçimlerine hazırlık startını veriyoruz." dedi.
Kongrelerle hücre yenilemesini gerçekleştiren parti teşkilatının, gençlik ve kadın kollarının, ana kademenin seçimlere hazırlığını sürdüreceğini dile getiren Erdoğan, "Tüm belde, ilçe, il ve büyükşehirlerde büyük bir patlama ile neticeyi alacaktır." ifadesini kullandı.
Kişi başına düşen milli gelir arttı
Eğitim, emniyet, sağlık, ulaşım, adalet, enerji alanında birçok çalışma yapıldığını ve bunu partililerin bildiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'de kişi başı milli gelir 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara çıkarıldığını aktardı.
Türkiye'nin IMF'ye olan 23,5 milyar dolarlık borcunun sıfırlandığını da anımsatan Erdoğan, partilililerin hazinenin "tam takır" olduğu noktadan nerelere geldiğini de çok iyi bildiğini söyledi.
Ülkede sistemin değiştiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sizinle, siz bunu yaptınız. Başkanlık sistemini geçtik. Başkanlık sistemiyle beraber artık Türkiye çıta yükseltti. Bundan sonraki süreci yine sizinle beraber yapacağız. Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracağız. Demokrasi, özgürlük mücadelemizi bu güne kadar nasıl verdiysek bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Artık bu ülkede inanç özgürlüğü, düşünce ve fikir özgürlüğü kavgası olamayacak. Herkes inancında serbest, inancını serbest yaşayacak, fikir, düşünce özgürlüğünde düşündüğünü, inandığını rahatça konuşabilecek. Hepsinden öte bu ülkede başı açık, başı örtülü kavgası olmayacak.""Katil sürülerinden işledikleri cinayetlerin hesabını tek tek sorduk"
15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarıyla şehadete yürüyen kadınlar başta olmak üzere, tüm şehitlere Allah'tan rahmet niyaz eden Erdoğan, "O gece ölümü öldüren, korkuyu sindiren, namlulara meydan okuyan tüm kadınlara şükranlarımı sunuyorum. Özel Harekat Daire Başkanlığında, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kızılay'da, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde şehit olan, yaralanan, gazilik makamına erişen günümüzün Nene Hatunlarını, Şerife Bacılarını, Kara Fatmalarını bir kez daha saygıyla yad ediyorum. PKK teröründe kurban verdiğimiz, ömrünün baharında şehit düşen al yazmalı Aybüke öğretmeni, evlatlarının canını kurtarmak için bombaların üzerine atılan Hatice Belgin'i, geçtiğimiz günlerde 11 aylık bebeği Bedirhan ile şehit olan Nurcan Karakaya kardeşimizi özellikle rahmetle anmak istiyorum. Bugüne kadar hiçbir şehidimizin kanını yerde koymadık. Er ya da geç, ama mutlaka katil sürülerinden işledikleri cinayetlerin hesabını tek tek sorduk ve sormaya devam edeceğiz." diye konuştu.
"Parlamentoya girsinler' diye destek verenler..."
Milletin müsterih olması gerektiğini belirten Başkan Erdoğan, "Şehit yakınlarımız, gönüllerini ferah tutsun. İşte bir haftada 56 teröristi etkisiz hale getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Bu konuda durmak yok, onlar inlere girecek, biz onları inlerinde takip edeceğiz." dedi.
Başkan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büyük olduğuna işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu devlet kime şefkat göstereceğini kime de kadife eldivenin içindeki demir yumruğunu indireceğini çok iyi bilir. Teröristleri kutsayanlar, terör örgütüne payandalık yapanlar devletimizin pençesinden asla kurtulamayacak. 'Parlamentoya girsinler' diye onlara destek verenler de bunun hesabını verecekler. Nereye gizlenirse gizlensinler, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, sırtılarını kime dayarlarsa dayasınlar ağzı daha süt kokan masum sabilerin kanını döken alçaklardan katliamlarının hesabını muhakkak soracağız."
"Kadınlarımızın o gece gösterdikleri kahramanlık nesiller boyu anlatılacak"
15 Temmuz'da kadınların bir başka önemli yönünün de cesaretlerine, kahramanlıklarına, fedakarlıklarına, şehadetlerine, gaziliklerine şahit olduklarını belirten Erdoğan, "Darbeci hainlerin karşısına dikilip hesap soran, üzerine yağan kurşunlara aldırmadan ezanı ve bayrağı için öne atılan, tankları elleriyle durduran kadınlarımızın o gece gösterdikleri kahramanlık nesiller boyu anlatılacaktır." diye konuştu.
Erdoğan, siyasetin yanı sıra kamu ve özel sektörde çalışan kadın sayısının giderek arttığına değinerek, şunları söyledi:
"Kamu çalışanlarının yüzde 38'i kadınlarımızdan oluşuyor. Özellikle öğretmenler arasında bu oran yüzde 56'yı buluyor. Banka çalışanları arasında kadınlar yüzde 51 ile erkeklerin önüne geçti. Üniversitelerdeki öğretim elemanlarımız arasında kadınların oranı yüzde 45'e yaklaştı. Serbest çalışan mimarlar ve avukatlar arasında kadın oranı yüzde 44'e ulaştı. Dışişleri Bakanlığımızda çalışan 249 büyükelçiden 51'i kadındır. Hakim ve savcılarımızın neredeyse üçte biri kadınlardan müteşekkildir. Bu örnekleri olabildiği kadar artırmak mümkündür. Kadınlar, hayatın her alanında varlıklarını en güçlü şekilde hissettirmekle kalmıyor, başarılarıyla bulundukları yeri, hak ettiklerini de gösteriyorlar. Kendileri, aileleri, ülkeleri için gece gündüz mücadele veren tüm kadınlarımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."
Yıl sonuna kadar üç şehir hastanesi daha açılacak
"Sağlıkta devrim yaptık." diyen Erdoğan, hizmete sunulan hastaneler ve teknik donanımla adeta bir devrime imza attıklarını aktardı.
Başkan Erdoğan, "Hey gidi Kılıçdaroğlu, hey. Onun SSK Genel Müdürü olduğu zamanı hatırlayın. SSK Genel Müdürü olduğu zamanlarda hastanelerimizin halini bilenler var aramızda, ben de biliyorum. Artık böyle bir hastane yok. Artık tüm hastanelerimiz gayet iyi bir konumda. Şimdi şehir hastaneleriyle sağlık hizmetlerimizi bir adım daha öteye taşıyoruz." diye konuştu.
Elazığ Şehir Hastanesi'nin açılışıyla birlikte 6 şehir hastanesinin hizmete alındığını anımsatan Erdoğan, "Yıl sonuna kadar Eskişehir, Ankara Bilkent ve Manisa'yı da açıyoruz. Bunlarla birlikte sağlıkta Türkiye sınıflar üstü bir yere doğru gidiyor." dedi.
"Emniyet hizmetleri konusunda adeta devrim yaptık"
Başkan Erdoğan, adalet alanında ise hizmetlerin kalitesini artırmak için Türkiye'nin dört bir yanında adalet sarayları açıldığını belirterek, "FETÖ'den temizlediğimiz yargı sistemimizin ağır iş yükünü hafifletecek tedbirleri aldık, almaya devam ediyoruz. Emniyet hizmetleri konusunda da adeta devrim yaptık. Hepsini İçişleri Bakanlığımız bünyesinde topladığımız polis, jandarma ve sahil güvenlik teşkilatlarımız şehirlerimizden denizlerimize kadar her yerde milletimizin emrindedir." ifadesini kullandı.
Erdoğan, terörle mücadeleden asayişe, narkotikten organize suçlara kadar her alanda Türkiye'yi huzurlu, güvenli hale getirecek adımları atmayı sürdürdüklerini vurguladı.
Ulaştırma alanında dünyaya örnek olacak yatırımlar yapıldığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin her köşesini ulaşılabilir, erişilebilir hale getirdiklerini, bölünmüş yol uzunluğunu 26 bin kilometreye kadar uzattıklarını, havalimanlarının sayısını 55'e, hızlı tren hatlarının uzunluğunu bin 213 kilometreye çıkardıklarını kaydetti.
Erdoğan, salonda "Selam olsun yiğit doğuran analara. Kocaeli'den selam getirdik Başkan Erdoğan'a." yazan pankarta işaret ederek, "Bu yolda yürüyen tüm annelere saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Ebediyete irtihal edenlere bir evlat olarak ben de Allah'tan rahmet diliyorum. Aynı şekilde anacığıma da Allah'tan rahmet diliyorum." dedi.
"Uzay sanayisinde adımlarımızı atıyoruz"
Tarımda üretimden donanıma her alanda verilen destekler, arazi toplulaştırmaları ve diğer hizmetlerle tarımsal hasılanın 189 milyar liraya çıkarıldığını vurgulayan Erdoğan, kurulan organize sanayi bölgeleri, teknoparklar, Ar-Ge merkezleri, KOBİ'lere sağlanan destekler ve savunma sanayisine yönelik üretimlerde katedilen mesafelerle Türkiye'nin büyümesine çok önemli katkılar sağladıklarına işaret etti.
Başkan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dün insansız hava aracını hiçbir ülkeden alamazken, stratejik ortağımız Amerika'dan, Avrupa ülkelerinden alamazken artık insansız hava araçlarımızı kendimiz üretir hale geldik. Silahlı insansız hava araçlarımızı kendimiz üretir hale geldik. Ve şimdi daha ileri gidiyoruz, daha güçlülerini de üretir hale geliyoruz. Türkiye olarak birçok alanda, savunma sanayisinde yüzde 65 ihtiyacımızı kendimiz karşılar hale geldik. 17 yıl önce göreve geldiğimizde bu, yüzde 25'ti. Daha ileri gideceğiz, daha güçlü olacağız. Şimdi uzay sanayisinde adımlarımızı atıyoruz inşallah. Burada da Türkiye diğer ülkelerle bu mücadeleyi sürdürecek."
"Amerika Türkiye'ye karşı ciddi bir saygısızlık yapmıştır"
Türkiye'yi 16 yılda ekonomide 3,5 kat büyüttüklerini, dış politikada ciddi adımlar attıklarını anlatan Erdoğan, "Son zamanlarda malum gelişmeleri sizler de takip ettiniz, ediyorsunuz. Amerika'nın özellikle son İzmir'deki papaz Brunson olayıyla alakalı attığı adım stratejik ortağa yakışmayacak bir adımdır. Amerika bu adımla birlikte aslında Türkiye'ye karşı ciddi bir saygısızlık yapmıştır. Bir taraftan 'model ortak' diyeceksin, öbür taraftan 'stratejik ortak' diyeceksin, 'müttefik' diyeceksin, PKK ile FETÖ ile ilişkisi olan buradaki bir papazını savunmanın gayreti içine gireceksin. Türkiye bir hukuk devletidir. Türkiye bu hukuk devleti anlayışı içerisinde hukukun gereği neyse bunu yapacaktır. Şunu söyleyeyim; Bizimle asla bir takas anlayışı içerisinde 6 kez Amerika'ya girip çıkan Halk Bankamızın Genel Müdür Muavini'ni tutuklamak suretiyle kalkıp da bizimle bir takasa girme. Böyle bir anlayış bizim anlayışımız değildir. Hukuk neyse biz bunun yanında olduk. Sadece bu değil, Halk Bankamıza hiçbir alakası olmadığı halde, bir bedel ödetme yoluna gitmeyi de asla doğru bulmuyoruz." diye konuştu.
Suçlu varsa bedelini ödeyeceğini ama suçu yoksa ona bedel ödetme gayreti içine girmenin kimsenin de haddine olmadığını vurgulayan Başkan Erdoğan, "Şunu da çok açık, net ortaya koymam lazım. O da şudur; Benim kalkıp İçişleri Bakanımı, Adalet Bakanımı, Brunson ile ilgili olarak, 'onu yakından takip etti, ona şöyle yaptılar, böyle yaptılar' demek suretiyle Amerika'daki mal varlıklarına el koyuyoruz mantığı, mantık değildir." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'deki mal varlıklarını donduracağız"
"Yani bu Teksas'takilerin işi olabilir ama kalkıp da burada Amerika'da herhangi bir mal varlığına sahip olmayan bakanlarımla ilgili böyle bir yaklaşımı kabullenmek asla mümkün değildir." diyen Erdoğan, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Şimdi ne olacak? Biz dün akşama kadar sabrettik. Şimdi ben de bugün arkadaşlarıma talimatı veriyorum; Amerika'nın Adalet ve İçişleri Bakanlarının Türkiye'deki mal varlıklarını donduracağız, varsa. Arapların güzel bir atasözü var, 'Men dakka, dukka.' Biz de bunu yapacağız. Hiçbiri mütekabiliyet anlayışının dışında değildir. Siz böyle yaparsanız, ha bunun mütekabiliyeti budur. Biz de bunu yaparız. Üstelik ben buradan tabii şunu söylüyorum; Sayın Trump'a bunları söyledim. Dışişleri Bakanım, Singapur'da Dışişleri Bakanı'na söyledi. Daha yeni. Söylenen ne? 'Türkiye ile bu alanda bu şekilde bir yaklaşım doğru değil. Eğer burada samimi hareket edeceksek, gerçekten stratejik ortaksak, ortaklığımızın gereğini yapalım.' Biz sizlerle Somali'de beraber olmadık mı? Biz sizlerle Afganistan'da beraber değil miyiz? Biz sizlerle dünyanın değişik yerlerinde NATO'da bir ve beraber olduğumuz için ortak adımlar atmadık mı? Siz ortaklarınıza bu tür bir yaklaşım içerisinde olursanız, biz sizleri nasıl tanımlayacağız?"
"Burada Sayın Trump çok büyük bir oyuna gelmiştir"
Türkiye'nin, bu anlayışla, bu şekilde bir yaklaşımla terbiye edilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Bu sadece evangelist, siyonist bir yaklaşımın tezahürüdür. Olayın aslı budur. Burada Sayın Trump çok büyük bir oyuna gelmiştir. Oyun kurucuları da gayet iyi biliyor. Bu oyunu Sayın Turmp'ın bozması gerekir." diye konuştu.
Başkan Erdoğan, Türkiye'nin bu noktada kararlı olduğunu ve kararlı duruşunu dürüst olduğu için aynen devam ettireceğini bildirdi.
Türkiye'nin dış politikasını hiçbir zaman yalanlar, sahte, düzmece tezgahlar üzerine kurmadığını belirten Erdoğan, her zaman dik durduklarını, ancak dikleşmediklerini kaydetti.
Türkiye büyüttükçe, güçlendirdikçe ve kalkındıkça eski Türkiye'nin zayıflıklarına, zaaflarına, teslimiyetine alışanların adeta çıldırdığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Ülkemize yönelik saldırıların sebeplerine şöyle bir bakın. Ortada bir tane akılla, mantıkla, gerçekçilikle, hakla, hukukla izah edilecek husus bulamazsınız. Tamamı da siyasi ve ekonomik olarak ülkemizi geriletmeye, sindirmeye, korkutmaya yönelik söylemler ve eylemlerle üzerimize gelenlere cevabımızı her fırsatta verdik, vereceğiz. Şunu da samimiyetle söylüyorum, biz burada bir kez daha rabiamızı ortaya koyacağız. Rabiamızla yürüyeceğiz. Rabiamız; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.
Hiç kimse, Türkiye'yi bu dört ilkesinden geriye döndüremeyecektir. Gezi olaylarında şehirlerimizin, sokaklarını, meydanları yakıp yıkarak gözümüzü korkutmaya çalıştılar. Sahnelenen oyunu gördük ve kararlı duruşumuzla vandalları sokaklardan temizledik. Ardından FETÖ'yü devreye sokup, 17-25 Aralık emniyet yargı darbe girişimini başlattılar. Şimdi FETÖ'nün askerleri nerede? Amerika'da. Kim var arkasında, kusura bakmasınlar Amerika var. Nerede? Almanya'da. Almanya ile de tabii bunları konuşacağız. Bu nasıl dostluktur, bu nasıl ittifaktır. Bu ittifakı bozmaları, veyahut da sahiplenmeleri gerekir. Milletimizle birlikte biz tezgahı bozduk. Hem mahalli idareler, hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde aldığımız sonuçlarla darbecilere ilk derslerini verdik."
Bölücü terörü ülke gündeminden çıkarmak için her yolu denediklerini vurgulayan Başkan Erdoğan, örgüt mensuplarının kaçacakları yeri de bulduklarını söyledi.
Erdoğan, "Nereye kaçtılar? Ya Amerika'ya, ya Almanya'ya, ya Belçika'ya, ya Fransa'ya, ya Hollanda'ya... Buralara kaçtılar ve buradan destek alıyorlar. Devletimizin ve milletimizin hüsnüniyetin istismar edildiğini gördüğümüzde yeniden terör örgütünün tepesine binip tarihinin en büyük darbelerini indirdik." dedi.
Çukur eylemleriyle milletin huzurunu kaçıranları, açtıkları çukurlara gömdüklerini anlatan Başkan Erdoğan, sınır ötesinden Türkiye'yi taciz edenleri de bulundukları yerlerde imha ettiklerini kaydetti.
Başkan Erdoğan, "Bu şekilde Türkiye'yi ele geçiremeyeceklerini görenler, 15 Temmuz'da FETÖ ihanet çetesine mensup teröristler aracılığıyla darbe girişiminde bulundular. Ne ülkemizde, ne de tarihte örneği olmayan bir şekilde, milletimiz bu darbe teşebbüsünü sadece imanı, cesareti ve çıplak elleriyle önlemeyi başardı. Zira, 'İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür.' Ben, 15 Temmuz destanının tüm kahramanlarını bir kez daha saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum. Rabbime, bana böyle bir milletin evladı olmayı nasip ettiği için sonsuz hamd ediyorum." diye konuştu.
"Kazan-kazan"
Türkiye'nin tüm devletlerle ve uluslararası kuruluşlarla, kurumlarla ilişkilerini "kazan-kazan" anlayışı doğrultusunda sürdürmeyi ilke edinmiş bir ülke olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Sorunların çözüm yolunun krizleri tırmandırmaktan değil, diplomasiden geçtiği inancıyla diyalog mekanizmalarını ön plana çıkarıyoruz. Bunun için de önümüze çıkarılan sıkıntılar karşısında stratejik bir sabırla yolumuza devam etmenin gayreti içerisinde olacağız.
Geçtiğimiz 5 yılda kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye yönelik haksız ve art niyetli politikaları karşısında böyle davrandık. Seçim dönemlerinde şahsımıza ve arkadaşlarımıza karşı sergilenen saygısız tavırlarla AB kendi değerlerini adeta kendi elleriyle yıktı. Avrupa, mülteci krizinden serbest dolaşım anlaşmasına, ırkçı ve ayrımcı akımların cesaretlendirilmesinden ticari ve bu noktadaki tutarsızlıklara kadar her konuda sınıfta kaldı. Türkiye'yi ve temsil ettiğimiz değerleri kendi iç politikalarının malzemesi haline dönüştürenler nasıl bir felaketin kapısını açtıklarını yakında anlayacaklardır."
"Türkiye'nin üzerine titrediği konuları ABD hiçe sayıyor"
FETÖ meselesi ve Suriye politikası başta olmak üzere Türkiye'nin üzerine titrediği konuların ABD tarafından hiçe sayıldığını belirten Erdoğan, ABD'nin çok basit bazı meseleleri büyütmesini ve sapla samanı karıştırmasını üzüntüyle takip ettiğini söyledi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tehdit diliyle ve saçma sapan yaptırım kararlarıyla Türkiye'ye geri adım attıracaklarını sananlar, bu ülkeyi de bu milleti de hiç tanımamışlar demektir. Bizi Amerikan sisteminin inceliklerini bilmemekle suçlayanların bu milletin tarihinden ve kültüründen bihaber oldukları anlaşılıyor. Biz bu tür baskılara asla boyun eğmedik, eğmeyiz. Türkiye Avrupa'nın olduğu gibi Amerikanı'nın da iç politika malzemesi yapılamaz. Avrupa'nın yaptığı hataları tekrarlamak Amerika'ya bir şey kazandırmaz. Türkiye'nin müttefiklik ve stratejik ortaklık gücü, bu ülkenin iç politika hesaplarının, kavgalarının çok ötesinde ve üzerinde bir öneme sahiptir. Biz kaybet-kaybet oyunlarına taraf olmak istemiyoruz. Siyasi ve adli ihtilafların ekonomik boyuta taşınması her iki tarafa da zarar verecek yanlış bir adımdır. Biz her yerde ve her zaman kazan-kazan politikalarından yanayız. Amerika ile bunun için önümüzde gerekli imkanlar var, ihtiyacımız olan zemin de mevcuttur. Üzüm yemek için her türlü iş birliğine varız ama derdi bağcı dövmek olanlara da bu fırsatı asla vermeyiz, veremeyiz."
Türkiye'yi dün söylediğini bugün yalanlayan, rüzgara göre yöne değiştiren devletlerle karıştıranların çok yanılacağını vurgulayan Erdoğan, "Hızır Aleyhisselam'dan komşusunun iki gözünün kör olması için kendi bir gözünü kör etmesini isteyen kişinin hasisliğine, sefaletine, acizliğine, akıl ve vicdan tutulmasına biz düşmeyiz." dedi.
Türkiye'nin tarihinde olduğu gibi son 16 yılda da yüzleştiği her türlü sorunu bu prensipten taviz vermediği için başarıyla atlattığını belirten Erdoğan, bugün de Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu meselelere bu anlayışla yaklaştıklarını dile getirdi.
"ABD ile sorunları çözmemiz mümkündür"
ABD ve diğer ülkelerle çözülemeyecek hiçbir sorunun olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Amerikan tarafıyla aramızdaki meseleleri, müşterek çıkarlarımızın çerçevesini oluşturan müttefiklik ve stratejik ortaklık anlayışını ön plana çıkararak çözmemiz mümkündür. Muhataplarımızın bir süredir sergiledikleri o fevri tutumdan vazgeçerek en kısa sürede aklıselime döneceklerini ümit ediyoruz. Diplomasi kanalları çok yoğun bir şekilde çalışıyor. Yakında aklın yolundan giderek aramızdaki ihtilaf konularının önemli bir bölümünü geride bırakacağımızı düşünüyorum." diye konuştu.
Erdoğan, "Önümüzde 2023 hedeflerimiz var. Milletimizin bu hedefler doğrultusunda kararlı bir şekilde yürüyebilmesini sağlayacak olan yine biziz, AK Parti kadrolarıdır. Türkiye'yi yine sizlerle birlikte yükseltecek, büyütecek, güçlendireceğiz." diye konuştu.
Arif Nihat Asya'nın Fetih Marşı'ndan, "Delikanlım, işaret aldığın gün atandan/Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan/Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan/Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın/Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın." dizelerini okuyan Erdoğan, partililerin tümünü, milletin önünde yürüyecek bir öncü, birer lider adayı olarak gördüğünü söyledi.
Partililerin, kendisini iyi yetiştirmesi gerektiğini, tarihini, kültürünü medeniyetini, AK Parti'nin yaptıklarını ve hedeflerini iyi bilmesi gerektiğini aktaran Erdoğan, "Bunları bilmeyen bir AK Partilinin bırakınız milletimize kendine bile hayrı dokunmaz." dedi.
Erdoğan, büyük kongrenin 18 Ağustos'ta yapılacağını, ardından da hiç ara vermeden mahalli seçimlerin hazırlıklarına başlayacaklarını aktardı.
AK Parti için 2014'ten bu yana yaşanan genel, yerel tüm seçimlerin, halk oylamalarının sonuçlarının önemli bir kriter olduğunu ifade eden Erdoğan, AK Parti'nin millete tepeden bakan değil, milletle birlikte olan, halka hizmet etmek için gece gündüz çalışan kadrolara ihtiyacı olduğunu, mahalli seçimlerde de ölçülerinin bu olacağını ifade etti.
Erdoğan, "Hedefimiz 2019 Martı'nda yüzde 50 oy oranına ulaşmaktır." dedi.
Her alanda mahalli idarelere büyük görevler düştüğünü söyleyen Erdoğan, yereldeki her eksiklik ve aksaklık doğrudan vatandaşın hayatına yansıdığı için böyle bir olumsuzluğun ortaya çıkmasına ve yaygınlaşmasına asla rıza gösteremeyeceklerini belirtti.
Erdoğan, kongrede görev alacaklara başarılar diledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz