Rize'de 'Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi' ek binasıyla Çayeli Eğitim Fakültesi ek binası açılış programına katılan Cumhurbaşkanı, burada bir konuşma yaptı. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin Türkiye'de ilk 10'a dünyada ilk 500'e girmesini hedeflediklerini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Birileri TV programında adeta üniversitelerimizin sayısı ile dalga geçerken 'Profesörü olmayan üniversiteler var, bunlarla mı övünüyorlar?' diyordu. Az önce Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'ndeki profesör sayısını rektörümüzden duyunca bu kulakları olup da duymanlar duymuştur diye temenni ediyorum. Yüzün üzerinde sadece profesörü olan üniversiteler var. Rize'mizde yaklaşık 70 yıllık geçmişi olan yükseköğrenim konusundaki yapılaşmayı, 2006'da üniversitemizle taçlandırmıştık. Sonradan ismimizin verildiği üniversitemize her türlü desteği sağlıyoruz. 18 bini bulan öğrenci sayısıyla üniversitemiz iftihar ettiğimiz seviyeye geldi. Üniversitemizin önce ülkemizde ilk 10'a, ardından dünyada ilk 500'e girmesini bekliyoruz. Recep Tayyip Erdoğan ismini taşıyan bir üniversiteye yakışan da budur."
"YÜRÜTÜLEN İŞLERE TAKOZ OLMASINA İZİN VERMEYİZ"
Milli Uzay Programı'nın kalbinde azıcık ülke sevgisi olanları heyecanlandırdığını belirten Erdoğan, "Ancak bir kesim var ki, her olumlu gelişme onların üzerine kabus gibi çöküyor. Yarın öbür gün uzaya kendi bilim insanımızı gönderdiğimizde 'Dünyaya mı sığmadınız?' diyeceklerini duyar gibiyim" diyerek şöyle konuştu:
"Milli Uzay Programımızı paylaştık. Türkiye'nin böylesine iddialı hedefler ortaya koyması, kalbinde azıcık ülke sevgisi olanları heyecanlandırdı. Ancak bir kesim var ki, her olumlu gelişme onların üzerine kabus gibi çöküyor. Dünyada kendi ülkesinin felaketini dileyecek, her felaketten haz duyacak kadar insanına yabancılaşmış başka bir kesim var mı bilmiyorum. Bu kesimi mazur görmek istiyoruz ancak bu hüsnü niyeti bile hak etmiyorlar. Bölünmüş yol yaparsınız 'Buraya uçak mı inecek?', havalimanı yaparsınız ‘Buraya uzay mekiği mi inecek?’ derler, Uzay Programı açıklarsınız 'Başka işiniz mi kalmadı?' derler. Yarın öbür gün uzaya kendi bilim insanımızı gönderdiğimizde 'Dünyaya mı sığmadınız?' diyeceklerini duyar gibiyim. Her ilimizde üniversite kurduğumuzda bunların nasıl feveran ettiğini unutmadık. Bunların asıl sıkıntısı siyasetten iş dünyasına medyadan akademiye uzanan toplumu yönetebildikleri gizli iktidarlarının yıkılıyor olması. Kimsenin lafında, peynirinde, gemisinde gözümü yok. Bu kör husumetin yürütülen işlere takoz olmasına da izin vermeyiz".
"HİÇBİR BELEDİYE CUMHURBAŞKANININ ONAYI OLMADAN YURT DIŞINDAN BORÇLANAMAZ"
Erdoğan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 1 milyar 70 milyon euro borçlanmayı yüzde 3 faizle yapmasına ilişkin de, "Hiçbir belediye, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın olurunu almadan tahvil çıkaramaz. Cumhurbaşkanı'nın onayı olmadan yurt dışından borçlanamaz" dedi. İmamoğlu'nun 40 bin tablet dağıtmasına değinen Erdoğan, şunları söyledi:
"Hiçbir belediye, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın olurunu almadan tahvil çıkaramaz. Cumhurbaşkanı'nın onayı olmadan yurt dışından borçlanamaz. Ana muhalefetin başındaki zat, ‘Şu kadar ucuz faizle yurt dışından borçlanma yaptık’ diyor. Yalan. Daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığımız bunun nasıl bir yalan olduğunu açıkladı. Bir şeyi öğren öyle konuş. Dürüst ol. Bunlar yakışmıyor. Yarışa girmek güç ister. Yarışa girmek istikrar ister. Bunlarda yok. Geçtiğimiz günlerde baktım birisi öğrenci sayısının 3,5 milyonu geçtiği İstanbul'da 40 bin tablet dağıtmakla övünüyor. Birileri de bunu şişiriyor. Böyle allamak pullamak olur mu? MEB'in dağıttığı 2 milyon tableti bırakıyorum, Şahinbey İlçe Belediyesi’nin 50 bin tablet dağıtmasını ise kimse görmüyor."
"ÖZELEŞTİRİ YAPMAK İSTİYORUM"
Aile, eğitim ve kültür konusunda arzu edilen gelişmeyi gösteremedikleri için özeleştiri yapan Erdoğan "Bir hususta özeleştiri yapmak istiyorum. Tarihimizin en büyük altyapı hamlesini gerçekleştirdik. Aile, eğitim ve kültür konularında arzu ettiğimiz inkişafı sağlayamadığımızı da kabul etmemiz gerekiyor. Bizden önceki neslin, bizim neslimizin, bizden sonraki neslin ilk hayatı bu çarpıklıklarla mücadele ile geçti. Ailemize, inancımıza, kültürümüze sahip çıktık. Ayasofya'dan başörtüsüne kadar her alanda süren bu mücadele hem bizi yetiştirdi hem diri tuttu. O eksikleri gidermemiz lazım. Aileden eğitime, kültürden sanata bu alanları önceliklerimizin en başına alacağız" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz