Demirtaş: Milli iradeyi temsil yetkimiz zorla elimizden alınmıştır

Edirne'de tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mardin 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakkında açılan davada, ses ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığıyla verdiği ifadede, Türkiye'de ağır aksak işlese de güç ayrılığının esas olduğunu belirtti.

Demirtaş: Milli iradeyi temsil yetkimiz zorla elimizden alınmıştır

Hakkında Diyarbakır'da açılan soruşturma nedeniyle bir süre önce tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nden SEGBİS sistemiyle Mardin'de hakkında açılan tutuksuz yargılanacağı davanın duruşmasına katıldı. Demirtaş hakkında 3 Şubat 2016 tarihinde Mardin'de yaptığı bir konuşmada, 'Türklüğü, Cumhuriyet'i ve TBMM'yi alenen aşağılamak' suçundan 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasına HDP Milletvekilleri Osman Baydemir ve Meral Danış Beştaş tanık olarak; avukatları ile HDP milletvekilleri Mehmet Ali Aslan ve Ali Atalan ile DTK Eş Başkanı Leyla Güven izleyici olarak katıldı.

ANAYASAYA AYKIRILIK İDDİASI REDDEDİLDİ

Kimlik tespitinden sonra söz alan avukatlar yargılamanın anayasaya aykırı olduğunu ve müvekillerinin halen dokunulmazlıkları bulunduğunu belirterek, yargılamanın durdurulmasını ve dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili düzenlenmenin anayasaya aykırı olup olmadığının, Anayasa Mahkemesi'ne sorulmasını istediler.

DEMİRTAŞ; DOKUNULMAZLIK 20 MAYIS ÖNCESİ İÇİN KALKTI

Avukatların bu talebi reddedilirken, SEGBİS sistemiyle savunma yapan Demirtaş, 1700 kilometre uzaklıkta ve kısıtlı imkanlarla, adil bir yargılamanın olamayacağını ifade ederek, şunları söyledi:

"Bir kısım avukatlarım yanımda. Bazısı ise duruşma salonunda. Bu şekilde avukatlarımla bilgi alışverişinde bulunmam mümkün değil. Çok sağlıklı bir savunma yapma ortamı olmamasına rağmen dosyanın bulunduğu Mardin 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde savunma yapmayı kabul ediyorum. Hakkımdaki suçlamaları cevaplandırmak istiyorum. İddiannamede çözümü yapılan konuşma bana aittir. Ama bazı yerlerde deşifre ve yazım hatası vardır. Konuşmamın hangi cümlesinde Türklüğü, Cumhuriyeti ve TBMM'yi aşağıladığım somut olarak belirtilmiyor. Çünkü konuşmamın hiç bir yerinde Türk Milleti'ni veya üyesi olduğum TBMM'yi itham eden veya ima eden bir aşağılama yoktur. Konuşmam baştan sona dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki, hükümeti eleştiri ve çağrı mahiyetindedir. Bu aşamada beraat kararı verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim ve diğer dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleriyle ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum. Parlamentonun 3'üncü büyük partisinin Eş Genel Başkanı ve grup başkanıyım. Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldiğinde görüşlerimi hem parlamento içinde, hem dışarda dile getirmiştim. 20 Mayıs itibariyle dokunulmazlıklar geriye doğru kalkmıştır. Dokunulmazlıklar 20 Mayıs'tan sonra halen devam ediyor. Yani dokunulmazlıklar geleceğe doğru değil, geçmişe doğru kaldırılmıştır. Adil yargılama ile birlikte hakkımdaki ithamlardan kurtulma fırsatı olarak görüyoruz. Yargılanmaktan kaçmak için yaptığımız manevralar değildi. Parlamentoda şu dakika itibariyle görev yapan vekillerle aramızda dokunulmazlık konusunda zerre kadar fark yoktur."  Duruşmaya avukatların savunmaları ve milletvekilleri Baydemir ve Beştaş'ın da dinlenmek üzere ara verildi.

ESKİ BAKAN ALA VE YARDIMCISI ÖZTÜRK'ÜN DİNLENMESİ TALEBİ REDDEDİLDİ

Verilen aradan sonra devam eden duruşmada ifadesine devam eden Demirtaş, Cizre'de 60 kişinin bodrumda öldürülmesine sebep olan bütün asker ve polis sorumlularının FETÖ terör örgüttü soruşturmasında görevden alınıp, tutuklandığını belirterek, "Şimdi geri dönüp bakınca acaba bu darbeci çeteler, Cizre, Nusaybin ve benzeri gibi yerlerde orantısız güç kullanarak, kanunların dışına aleni bir şekilde çıkarak, terörle mücadele adı altında sivil yurttaşların da katledilmesine yol açarak, ülkede bir darbe ortamımı mı hazırlamak istediler diye sorular aklımıza gelmiyor değil" iddiasında bulundu.

Demirtaş, davanın kendisine açılmış olması ve avukatlarının dikkat çektiği üzere dokunulmazlık oylamasına bir kaç gün kala acele Meclise yetiştirilmesinin yargılamaya daha başından itaberen gölge düşürdüğünü iddia etti.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Baydemir, Demirtaş'ın yargılandığı konuşmasına konu olan Cizre'de yaşananları anlattı. Baydemir, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın kendilerine "Kimi birimlere biz de hükmedemiyoruz, biz de söz geçiremediğimiz anlar oluyor, ama bunları aşacağız" dediğini öne sürdü.

Daha sonra taleplerde bulunan Demirtaş'ın avukatları, yargılama konusu olan Cizre'de yaşananlarla ilgili dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala ve yardımcısı Sahabattin Öztürk'ün tanık olarak dinlenmesi talebi mahkeme tarafından reddedilerek, duruşma 22 Şubat 2017 tarihe ertendi.

Duruşma sonra adliye çıkışında açıklama yapan Demirtaş'ın avukatı Mehmet Emin Aktar, davanın Anayasaya aykırı olduğunu ve müvekilinin halen dokunulmazlığı bulunduğunu söyledi. Aktar, hazırlanan iddanamede Türklüğe, Cumhuriyete ve TBMM'yi alenen aşığılayan her hangi bir ifade ve kelimelerin de olmadığını söyledi.

Kaynak: Diyarbakır Söz