Davutoğlu: Gece Gündüz çalışmak zorundayız!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin düzenlediği iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, "Ben onların misafiri olduğum her anda siyasi nezaket, siyasi basiret ve feraset duyguları içinde götüreceğimiz bütün teklifleri, düşüncelerimizi, kanaatlerimizi açık yüreklilikle ve bütün diğer vatandaşlarıyla eşit haklara sahip, bu ülkeye en derinden aidiyet hisseden bir kardeşiniz olarak bunları konuşacağız" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu: Gece Gündüz çalışmak zorundayız!

"İntikam hisleriyle yoğrulan, intikam hisleriyle yeni katliamlara yönelenlere karşı Türkiye her zamankinden daha fazla güçlü olmak zorundadır" diyen Davutoğlu, "Türkiye her zamankinden daha onurlu başı daha dik olmak zorundadır. Etrafımızda tarihin hesabını görmek isteyenlere karşı hiçbir zaman başımızın eğilmemesi için hiçbir zaman gelecek nesillere herhangi bir zilleti bırakmamak için gece gündüz çalışmak zorundayız" şeklinde konuştu.

"Gün gerilimleri yok etme günüdür"

Başbakan Davutoğlu, "Gün farklılıkları derinleştirme günü değil, gün gerilimleri azaltma, farklılıkları asgariye indirme, mümkünse yok etme günüdür. Farklılıkları sadece özgürlük alanlarının yansıdığı güzel bir çeşitlilik, güzel bir zenginlik olarak görmek gereken günlerdeyiz. Hepimizin bu ağır sorumluluğu var" dedi.

"Ön şartımız yok"

"Hiçbir ön yargı ve ön kabulümüz yok. Hiçbir ön şartımız da yok" diyen Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hükümet etmenin gerektirdiği bütün ana unsurları, muhtevi konuları görüşmeye hazırız. Sadece hükümetle ilgili olmayan hususları bütün bu tartışmaların dışında tutmak gerektiğini düşünüyoruz, başta Cumhurbaşkanlığı makamı olmak üzere. Bu tür tartışmaların ötesinde, iyi niyetle masaya oturacağız. İnşallah hayırlı bir netice hasıl olur."

Başbakan Davutoğlu, "Suriye'de böyle bir iftarda 5 sene önce devlet adamları, iş adamları, aydınlar omuz omuza verebilmiş olsalardı, insanlık onuruna yakışan bir tavır sergilemiş olsalardı, bugün Şam ve Halep yanıyor olmazdı. Eğer Irak'ta bundan 15 yıl önce, tam da Irak savaşı sonrasında, Sünni'si, Şii'si, Arap'ı, Türkmen'i, Kürt'ü el ele verebilmiş olsalardı, bugün DEAŞ diye bir terör örgütü oralarda at koşturuyor olmaz ya da Şii bazı akımlar Sünni-Şii çatışmasını körüklemiş olmayabilirlerdi" dedi.

Kaynak: Anadolu Ajansı

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler