Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Üsküdar'da bulunan Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 4. KADEM Genel Kurulu'na katıldı. Kurula Cumhurbaşkanı'nın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kızı, KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu ve davetliler katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada kuruluşundan bugüne KADEM çatısı altında, kadınların haklarının korunması ve demokrasinin geliştirilmesi konusunda çalışan, gayret gösteren herkese teşekkür etti. Erdoğan, "Kadının temel hak ve özgürlükleri konusunda yaşanan sıkıntılar, tamamen zamanın ve şartların ürünü, toplumsal kabullerin eseridir. Kadını anne, eş, kardeş, evlat vasıflarıyla insanın bir yarısı, erkeği de yine baba, eş, kardeş, evlat vasıflarıyla insanın diğer yarısı görmeden bu meseleyi sağlıklı ve sürdürülebilir dengelere oturtmak hayli zordur" dedi.
"KADIN İSTİHDAMINI 6 MİLYONDAN 10 MİLYON SINIRINA GETİRDİK"
Erdoğan, "Sonuçta kadınların iş gücüne katılımını yüzde 27'ler seviyesinden yüzde 34'ler seviyesine çıkardık. Aynı şekilde kadın istihdamını 6 milyondan 10 milyon sınırına getirdik. Kız çocuklarımızın tamamını eğitimle buluşturarak, her seviyede onların eğitim öğretimlerini destekleyip, kolaylaştırarak artık bu başlığı sorunlarımız arasından neredeyse tamamen çıkardık. Karar mercilerinde kadınlarımızın varlığında gözle görülür bir artış yaşanmasını temin ettik. Mesela, kadınların parlamentodaki temsil oranı yüzde 4 iken yüzde 17'lerin üzerine yükseldi. Üniversitelerimizdeki öğretim elemanları arasında kadınların oranı yüzde 51'e yaklaştı" ifadelerini kullandı.
Mimarlardan avukatlara, öğretmenlerden sağlıkçılara kadar pek çok meslek dalında kadın erkek oranının büyük ölçüde dengelendiğine değinen Erdoğan, "Elbette karar alma mekanizmalarında ve istihdamda kadınların temsili konusunda hala arzuladığımız seviyeye ulaşabilmiş değiliz. Ama kat edilen mesafenin önemini de görmezden gelemeyiz." dedi.
"KADINA ŞİDDETLE MÜCADELEDE YENİ REFORM PAKETİ"
Erdoğan konuşmasında çıkarılacak kadına şiddetle mücadelede yeni reform paketine de değindi. Erdoğan, "Kadına sırf cinsiyetinden dolayı uygulanan şiddeti özellikle öldürme eylemini insan olan hiç kimse kabul edemez. Ülkemizdeki kadın cinayetleri oran olarak Avrupa ülkelerinin çoğundan daha geridedir. Anca bu tür hadiseleri sıfırlayana kadar kendimizi görevimiz yapmış sayamayız. Bir süredir Adalet Bakanlığımız bu çerçevede yeni bir reform paketinin hazırlıklarını yürütmektedir. Taslağı üzerindeki çalışmaları biten bu paketi en kısa sürede TBMM gündemine getireceğiz. Yeni düzenleme ile artık kadına yönelik saldırılarda faillerin somut pişmanlık emaresi içermeyen hiç bir davranışı indirim nedeni olarak kabul edilmeyecek. Sadece takım elbise giyip, kravat takarak ellerini önünde birleştirip başını yana eğip sergilenen tiyatrovari görüntüler takdiri indirim gerekçesi olmayacak. Kasten öldürme kasten yaralama işkence ve eziyet gibi suçlar kadına karşı işlenmişse cezalar daha da arttırılacaktır. Nikahlı veya boşanmış eşe karşı işlenen tehdit suçlarına verilecek cezalarında alt sınırı 6 aydan 9 aya çıkarılacaktır. Fiziken veya iletişim araçlarıyla yapılan ısrarlı takip eylemleri artık cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapisle sonuçlanacak bir suç olarak işlem görecektir. Belirli durumlarda bu suç için tutuklama kararı da verilebilecektir. Aynı şekilde eşe veya boşanılan eşe karşı işlenen kasten yaralama suçları da katalog suç düzenlemesine dahil edilerek tutuklama kararları kolaylaştırılacaktır. Şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilebilecektir" diye konuştu.
"SİZLERE YENİDEN 28 ŞUBAT İNŞA ETTİRMEYİZ"
Erdoğan, "Bilindiği gibi bu hafta başı 28 Şubat postmodern darbesinin 25'inci yıldönümüydü. Türkiye'de kadın hakları konusundaki çifte standardın en bariz örneği 28 Şubat uygulamasıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren batıdaki gelişmelere işaretle kadını hayatın her alanında öne çıkarma söylemiyle hareket edenlerin aslında zihinlerinin gerisinde nasıl faşist, nasıl gerici, nasıl karanlık bir dünya taşıdıklarını çeyrek asır önce 28 Şubat'ta gördük. Bunun yabancısı değiliz, bunları da çok iyi biliriz. Bu dönemde sözde çağdaşlık adına sırf başlarını örttükleri için kız öğrencilerin eğitim öğretim haklarını ellerinden hoyratça alan, zor kullanarak onları okullarından çıkaran zihniyet, kara bir bulut gibi ülkenin üzerine çökmüştür. Kamuda çalışan kadınları sırf başörtüsü tercihleri yüzünden gözlerini kırpmadan kapı önüne koydular. Hatta bu uygulamayı özel sektöre kadar yaygınlaştırdılar. Evet, 28 Şubat döneminde çalışma hayatından sokağa kadar her yerde bu kirli zihniyetin gölgesine rastlamak mümkündür. İşte şimdi de 28 Şubat'ta acaba 2023'te nasıl biz hükümeti veya iktidarı ele geçiririz gayreti içindeler. Ama kusura bakmayın o 28 Şubat, geride kaldı. O tarih oldu. Sizlere yeniden böyle bir 28 Şubat inşa ettirmeyiz. Ülkemizde kadınların en çok ayrımcılığa maruz kaldığı yıllar çağdaşlık, laiklik, iltica naralarıyla insanımızın ötekileştirildiği işte bu süreçtir. Milletin değerleriyle, inancıyla, tarihiyle, kültürüyle kavgalarını kadınların ve erkeklerin kılık kıyafet tercihleri üzerinden yürütenlerin foyaları kısa sürede ortaya dökülmüştür" ifadelerini kullandı.
"NİYE BUNLAR MEYDANA ÇIKMAZLAR?"
Erdoğan, "Kadınların sadece inançlarına değil bizatihi varlıklarına saygı duymayanlar, onları istismar edecek bir meta olarak görenler, hangi süslü kavramların arkasına sığınırlarsa sığınsınlar bu süfli taraflarını açığa vurmaktan kurtulamıyorlar. Ülkenin güya ikinci büyük partisinin kendi içinde yaşanan, çoğunun da mağduru kadın olan onca taciz, tecavüz, arsızlık, hırsızlık vakasını ısrarla görmezden duymazdan gelmesi, en başta kadınlara karşı yapılmış bir saygısızlıktır. Allah göstermesin, bu skandallardan herhangi biri bizim partimizde yaşanmış olsaydı, maruz kalacağımız ithamların şiddetini tahayyül bile etmek istemiyorum. Ama öteki partinin mensupları olunca nedense başka zamanlarda bu konularda yeri göğü inleten kesimlerin aklına kadın hakları da gelmiyor, adalet de gelmiyor, haysiyet de gelmiyor, dürüstlük de gelmiyor. Nerede bu kadın dernekleri? Niye bunlar meydana çıkmazlar? Niçin görünmezler? İlla kendi zihniyetlerinden mi olacak? İnsan olmak yetmiyor mu? Kadın olmak yetmiyor mu? Niçin gitmiyorsunuz adalet saraylarının önlerine? Niçin oralarda görünmüyorsunuz? Görünmezler. Çünkü onların bu nokta cibilliyetleri bozuktur" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başak Cengiz cinayetini hatırlatarak "İşte Başak Cengiz'de bunları gördük. Çıktılar mı ortaya? Çıkmadılar, çıkmazlar. Bunların derdi insanı, kadını, erdemli davranışları savunmak değil, kendi sapkın ideolojilerine ve kısır çıkarlarına zemin hazırlamaktır" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz