Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ile AB Konseyi Dönem Başkanı İsveç'in, Türkiye ve Suriye'de depremlerden etkilenen bölgelere destek için düzenleyeceği Uluslararası Bağışçılar Konferansı'na Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde canlı bağlantıyla katılarak, hitap etti. Erdoğan, Türkiye'nin 6 Şubat'ta insanlık tarihinin en büyük afetlerinden biriyle sarsıldığını hatırlatarak, "Aynı bölgede 9 saat arayla meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki 2 şiddetli deprem 14 milyon vatandaşımızın yaşadığı 11 ilimizde çok ciddi yıkıma ve can kaybına yol açtı. Enkazların altında kalan 50 bin 96 insanımız hayatını kaybederken, 115 bin vatandaşımız ise yaralı olarak kurtuldu. Vefat eden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve halkımıza sabır, yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyorum. Aralarında sizlerin vatandaşlarının da olduğu hayatını kaybeden 6 bin 807 yabancı dostumuz ve Suriyeli kardeşimiz için de başsağlığı diliyorum" dedi.
'11 İLİMİZDE AĞIR HASARLI BİNA SAYISI 298 BİNE VARIYOR'
Erdoğan, bilim insanlarının yaşanan felaketi dünya üzerinde karada meydana gelen en şiddetli sarsıntı olarak tanımladıklarını hatırlatarak şöyle devam etti:
"Nitekim bir kısmı müstakil deprem büyüklüğüne ulaşan artçı sarsıntılar halen devam ediyor. Depremden etkilenen illerimizin bazıları son günlerde bir de aşırı yağış ve sel afetiyle mücadele ediyor. Olumsuz hava şartlarına rağmen enkaz kaldırma çalışmalarından depremzedelerimizin barınma, gıda ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesine kadar gereken her türlü gayreti gösteriyoruz. Devletimizin ilgili tüm kurumların yanı sıra belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, gönüllülerimiz bölgede canla başla çalışıyor. Hasar tespit çalışmalarımız tamamlanmak üzeredir. Deprem bölgesindeki 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı yani artık kullanılamaz hale gelmiş bina sayısı 298 bine, buralardaki bağımsız bölüm sayısı ise 876 bine varıyor. İlk hesaplamalarımıza göre depremin yol açtığı yıkımın maliyetinin yaklaşık 104 milyar doları bulacağı anlaşılıyor. Bu çapta bir afet ile ekonomik durumu ne olursa olsun, hiçbir ülkenin tek başına mücadele etmesi mümkün değildir. Yıllardır dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerinin imdadına koşan Türkiye, depremin hemen sonrasında 90 ülkeden gelen 11 bin 320 personelin desteğini yanında buldu. Telefonla arayarak, mesaj göndererek veya bizzat ülkemize gelerek milletimizin acısını paylaşan dostlarımız, kardeşlerimiz oldu."
'650 BİN KONUTU İNSANLARIMIZA TESLİM ETMEYİ PLANLIYORUZ'
Erdoğan, 130’a yakın ülkeden gelen yardımların depremzedelere ulaştığını belirterek, "36 sahra hastanesi siz değerli dostlarımızın sayesinde kurularak yaralılarımızın tedavisine katkı sağladı. Her birinize şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu zor günlerde tüm dostlarımızın kurumlarıyla, üye ve aday ülkeleri ile AB'nin, Birleşmiş Milletler’in diğer uluslararası örgütlerin sergilediği dayanışmayı asla unutmayacağız. Bu konferans halklarımız arasındaki ilişkileri ne kadar sağlam temellere dayandığını gösteren bir başka örnektir. Konferansta yapacağınız katkılar depremin yaralarını sarma ve afetin izlerini ortadan kaldırma çabalarımızda bize yardımcı olacaktır. Çünkü esas mücadelemiz şimdi başlıyor. Depremde yıkılan tüm şehirlerimizi altyapısı, üstyapısı, iş yerler ile tarihi ve kültürel değerleri ile yeniden inşa edeceğiz. Hedefimiz 1 yıl içinde deprem bölgesinin tamamındaki konut ihtiyacını karşılayacak sayıda kaliteli ve güvenli yapıyı inşa etmektir. İlk yıl 319 bin, toplamda ise 650 bin konutu insanlarımıza teslim etmeyi planlıyoruz. Yer tespiti yapılan zemin ve etüt çalışmaları biten bölgelerde temellerde özellikle attığımız adımlarla konut inşaatlarına hemen başladık. Bir taraftan bunları yaparken eşzamanlı olarak çadır kent, konteyner kent ve prefabrik yapıların kurulumuna aralıksız devam ediyoruz. İnşallah 2 ay içinde 108 bin konteyner kurarak yarım milyon insanımızı bu alanlara yerleştireceğiz" dedi.
'4 MİLYONU AŞKIN SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ'
Erdoğan, dayanışmanın gücüne, paylaşmanın bereketine inanan bir millet olduklarını vurgulayarak, "Tarih boyunca hiçbir ayrım yapmadan; kimsenin inancına, kökenine, diline bakmadan dara düşen herkesin yardımına koştuk. Son olarak koronavirüs salgını döneminde ülkemizden talepte bulunan 160 ülkeyle 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ve teçhizat gönderdik. Suriye’den Ukrayna’ya kadar çatışma bölgelerinden göç etmek zorunda kalan tüm insanlara kapımızı ve gönlümüzü açtık. Halihazırda 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Bugün de ülkemizde asrın felaketinin yaralarını sararken depremden etkilenen Suriye halkıyla dayanışma içerisindeyiz. 3’üncü tarafların ve başka ülkelerin Suriye’deki depremzedelere yönelik karadan ve havadan insani yardım malzemesi intikallerinde gereken kolaylığı gösteriyoruz. Bu tutumumuzu bundan sonra da sürdüreceğiz" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz