28 Şubat 1997 tarihinde yapılan askeri darbe sonucu mağdur olan başı kapalı memur bayanlar, o günleri bir daha yaşamama dileğinde bulundu. Bugün darbeler yapanların bile hesap verdiğini hatırlatan başörtülü öğretmenler, kendilerine mağduriyet yaşatan milli eğitim müdüründen valisine kadar ilgili kişilerin de hesap vermesini istedi.
Muş’ta 28 Şubat’ın mağduru olan başörtülü Öğretmen Canan Yıldırım, o günleri anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Darbe döneminde Muş merkez 100. Yıl Zafer İlköğretim Okulu'nda öğretmen olan Yıldırım, müfettişlerin sürekli denetime geldiğini ve kılık kıyafetten dolayı çok büyük zorluklar yaşattığını söyledi. Yıldırım, o dönemde yaşadıklarını şöyle anlattı: “Darbe döneminde ilköğretim müfettişleri artık eğitim öğretimi denetlemek için değil de sırf başörtülüleri yakalamak, onları ders esnasında bulmak amacıyla sürekli okula geliyorlardı. Biz artık alışmıştık bir nevi, ama sürekli müfettiş gördüğümüzde huzursuz oluyorduk. Yine mi soruşturma açılacak bize ve biz yine onlara ifade vereceğiz... Bu süreç hayli sürdü. O dönem o süreç bizi çok bıktırmıştı. Bir bayan müfettiş gelmişti kılık kıyafet noktasında bizi denetlemeye. Biz başörtülü olduğumuz için kılık kıyafetten dolayı soruşturma açtı. Zaten sonuçta da görevden atıldık. 6 yıllık bir kaybım oldu."
BAŞÖRTÜ SİYASİ VE İDEOLOJİK AMAÇ DİYE GÖSTERİLDİ
28 Şubat mağduru başörtülü öğretmen Canan Yıldırım, kılık kıyafetinde hiçbir sıkıntı olmamasına rağmen sadece başörtülü diye soruşturma geçirdiğini anlattı. En çok zoruna giden durumun bu gerekçe olduğunu ifade eden Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Atılma gerekçemiz bildirildiği zaman bir şok daha yaşamıştım. Bize bildirilen süreçte 'kılık kıyafetten dolayı atıldık' diye biliyorduk, ama bize bildirilen yazıda 'siyasi ve ideolojik amaçla kurumun huzurunu ve sükûnunu bozma' yazıyordu. Biz kılık kıyafet uygulamasına bakınca uyarma cezası almamız gerekirken bildirilen belgede böyle yazmıyordu."
“BU MAĞDURİYETİ BİZE YAŞATANLAR DA HESAP VERSİN”
Yeni anayasadan çok büyük beklentileri olduğunu dile getiren başörtülü öğretmen Canan Yıldırım, “Türkiye’de çok şey değişti; demokratikleşme adına bugün darbeler bile yapanlar hesap verme noktasına gelmişse, ben diyorum ki bize bu mağduriyeti yaşatanlar da en alt kademede olan milli eğitim müdüründen en üst kademede olan valisine kadar bu haksızlığı yaşatanların da hesap vermesini istiyorum. Ben bunu bekliyorum. Bir daha bu hukuksuzlukların yaşanmamasını istiyorum. O dönemde kanunda bile olmayan keyfi bir uygulamaya tabi tutulduk. Bunların olmamasını istiyorum artık, kanunlarda açık kapı kalmasın, insanlar kanunlar karşısında eşit olsun, kılık kıyafet kanununun cezası ne ise o uygulansın, yani bunun dışında keyfi uygulamaların bitmesini istiyorum.” diye konuştu.
SORUŞTURMA, PAZARA CEZASI VE GÖREVDEN ALINMA
28 Şubat mağduru olan bir diğer başörtülü öğretmen ise Muş Merkez Hürriyet İlköğretim Okulu Öğretmeni Ayfer Aker oldu. 28 Şubat darbesinde yaşadıkları sıkıntıları anlatan başörtülü Aker, yaşadığı tüm sıkıntılarının hamileliğine yansıdığını ifade etti. 8 ay boyunca sürekli sorgu, para cezası ve görevden alınma ile sonuçlanan dramın kendisi için çok zor geçtiğini ifade eden Aker, şunları anlattı: “Öğrencilerim tarafından sevilen bir öğretmen idim. Çevremde saygı duyulan, takdir edilen bir öğretmen idim. Hatta sicillerim çok iyi raporlar ile doluydu. 28 Şubat döneminde ardı arkası kesilmeyen bir soruşturma devresine girdim. Sürekli soruşturmalarla ve uyarılarla kınama, maaş kesimi ile ceza aldım. En sonda ise süreç 8 ay sürmedi; sorgulanmam, yargılanmam hepsi Şubat yaz tatili iken görevden alındım. Bu da daha sonra bana tebliğ edildi. O dönemde hamile idim. O süreçte hamileliğim çok kötü geçti, çok büyük sıkıntılı bir hamilelik yaşadım. Bu bütün olumsuzluklar çocuğuma yansıdı ve çok büyük sıkıntılı günler yaşadım.”
Kaynak: Diyarbakır Söz